• Sonuç bulunamadı

Yaşamla Ölüm Arasında Geçen Trajik Yılları

II. BÖLÜM: FRİDA KAHLO’NUN YAŞAMI ve SANAT

2.9. Yaşamla Ölüm Arasında Geçen Trajik Yılları

1944 yılında Frida Kahlo, sağlığı ile ilgili ciddi sorunlar yaşamıştır. Omurgasındaki yoğun ağrıları hafifletmek için çelik korse giymiştir. Bu korseyi 1944 tarihli Kırık Sütun adlı resminde betimlemiştir.(Resim 52). Yaşamının sonuna kadar yirmi sekiz korse kullanmıştır. 1945 tarihli çalışması Umut Olmadan (Resim 55) bu hasta olduğu dönemde yapmıştır. Vücudunun talihsizliklerini anlatmıştır resminde. Daha iyi bir tedavi için 1946 yılında New York’a gitmiştir. Dört omur, kalça kemiğinden alınan bir kemiğin ve bir metal çubuğun yardımıyla birleştirildi. Doktorları resim yapmasına izin vermemişlerdi. Hastaneden çıkıp Meksika’ya döndüğünde yatağa ve çelik korselere hapsolmuştu. 1946 tarihli Yaralı Geyik adlı resmi omurga birleştirme ameliyatını konu alan resimlerinden biridir. Kırık Sütun gibi Yaralı Geyik de Frida Kahlo’nun çektiği acıları yansıtan bir resmidir.

1950’li yıllarının başına gelindiğinde sağlığı iyice kötüye giden Frida Kahlo 1950-1951 yıllarını hastanede geçirmiştir. Sanat çevresinden dostları, arkadaşları ve en büyük desteği Diego Rivera Kahlo’yu zor günlerinde yalnız bırakmamışlardır. Hastanede geçen bir yılı Frida Kahlo şöyle anlatmıştır:

”Moralimi hiç kaybetmedim. Vaktimi hep resim yaparak geçirdim; çünkü beni Demerol’la

ayakta tutuyorlardı, bu da beni canlandırıyor, kendimi mutlu hissetmemi sağlıyordu. Alçılarımı ve resimlerimi boyuyor, şakalar yapıyor, yazıyordum. Bana filmler getiriyorlardı. Hastanedeki bu yılımı sanki bir şenlikmiş gibi geçirdim. Şikayet edemem.”

Frida Kahlo, doktoru olan Dr.Farill’e iki resim vermiştir. 1953 tarihli bir Natürmort ve

kendini doktorun resmini yaparken gösteren 1951 tarihli Dr.Farill’in Portresiyle Birlikte Otoportre adlı resmidir. (Resim 61). Hastaneden sonra evinde geçirdiği günlerde Kahlo’nun ilgisi; resme, arkadaşlarına, politikaya yoğunlaşmıştır. 4 Mart 1953’te Stalin’in ölümü üzerine Frida Kahlo şöyle demiştir: “Stalın’in kaybıyla dengemi yitirdim. Hep onunla şahsen

tanışmayı istemiştim; ama artık bunun hiçbir önemi yok. Hiçbir şey olduğu gibi kalmıyor, her şey devrimleştiriliyor.” Bugün Frida Kahlo Müzesi’ndeki Kahlo’nun yatağının ucunda

Engels, Marx, Lenin, Stalin, Mao gibi beş büyük devrimcinin fotoğrafları asılıdır.

Evinde geçirdiği bu yıllarda Kahlo’nun çalışmalarına bakacak olursak daha çok Natürmortlar yapmıştır. Bazı natürmortlarına bayraklar, politik yazılar, meyvelerin arasına yuva yapan güvercinler yerleştirerek resimlerini politikleştirmiştir.

1953 yılında Galeria Arte Contemporaneo isimli galeride Frida Kahlo’nun resimlerinden oluşan sergi düzenlenmiştir. Sergi, Frida Kahlo’nun kendi vatanında açtığı ilk tek kişilik sergisidir. Frida Kahlo, sergiye hastane sedyesiyle taşınıp galeriye konulan yatağa yerleştirilmiştir. Sergisi oldukça başarılıydı. Frida Kahlo sergiden sonra; “Sadece ruhen ve

bedenen zayıf düştüm. Ama resim yapabildiğim sürece yaşıyor olmaktan mutluluk duyacağım.”diyerek düşüncelerini böyle dile getirmiştir.

1953 yılının Ağustos ayında doktorları, Frida Kahlo’nun sağ bacağının kesilmesine karar

vermişlerse de Kahlo’nun bu duruma tepkisi ilk başta çok büyük olmuş daha sonra ameliyat olmayı kabul etmiştir. Bacağının alınması Kahlo’nun estetik konusundaki hassasiyetine yapılmış bir çeşit saldırıdır. Bu durumu günlüğüne yazdığı yazılar ve çizdiği resimlerden anlaşılmaktadır. 11 Şubat 1954’te günlüğündeki giriş yazısında şunları söylemiştir:

“Bacağımı altı ay önce keserek bana yüz yıllarca sürecek bir eziyet verdiler. Mantığımı

kaybettiğim anlar oldu. Kendimi öldürmek için bekleyip duruyorum. Beni tutan şey, Diego beni özler diye düşünen kendimi beğenmişliğim. Bana öyle dedi ve bende ona inanıyorum. Ama hayatımda hiç bu kadar acı çekmedim. Sadece çok az bir zaman bekleyeceğim.”

Frida Kaho günlüğüne ölümün var olma çabasından başka bir şey olmayan bir süreç

olduğunu yazmıştır. Ona göre ölme süreci, kemik iliği iltihabı ve zayıf kan dolaşımının neden olduğu yavaş yavaş çürüme olayı geçirdiği bütün ameliyatlara ve diğer tıbbi müdahalelere rağmen durdurulamazdı. 27 Nisan 1954’te, günlüğündeki kayıttan onun bir intihar girişimini ya da bir krizini yeni atlatmış olduğu bilinmektedir. Son trajik yıllarında Diego Rivera olan ilişkiside düzensizdir.

1954 yılında kendini zorlayarak yataktan çıkmayı başaran Kahlo’nun neredeyse bir yıl resim çalışması olmamıştır. Stüdyosunda zorda olsa resim yapmaya çalışan ressam, daha sonra yatağında çalışmalarına devam etmiştir. Politik inancını ve bir takım canlı natürmortları ortaya koyan resimler yapmıştır. 1954 tarihli Marksizm Hastalara Sağlık Verecek (Resim 62) adlı resminde Frida, Karl Marx tarafından kurtarılmaktadır. Bu çalışmaları politik propaganda işlevi görmez sadece dualar gibi inancı temsil etmektedir.

Frida Kahlo’nun günlüğünün son sayfalarında birkaç ay öncesinin kanatlı otoportrelerinden daha karmakarışık bir şekilde çizilmiş olan tuhaf, kanatlı kadın figürleri yer almıştır. En son kayıt, gökyüzüne yükselmiş olan siyah bir melek, büyük bir olasılıkla ölüm meleğidir. Günlüğündeki son sözler, onun en kasvetli gerçeklere nasıl baktığını ortaya koyar:”

Umarım çıkış neşeyle doludur ve umarım bir daha asla dönmem. Frida.”

Bu sözler ve son sözleri Frida Kahlo intihar mı etti gibi tartışmalara neden olsa da 13

Temmuz Salı günü gerçekleşen ölümünün sebebi kayıtlara akciğer embolisi olarak geçmiştir.26

26

Frida Kahlo eşi ile olan sıra dışı ilişkilerini şu sözlerle anlamlı bir şekilde dile getirmiştir:

“O benim gözümde bir devdi. Sözcüğün hem kutsal hem de gerçek anlamında. Her şeyi dev boyutlardaydı. Üretkendi, canlıydı; yaşam, enerji, söz, hareket, dinginlik, fikir ve resim doluydu. O güne kadar ki çalışmalarını yüzlerce kilometrekare olarak ifade etmek mümkündü…

O daha dışa, toplumsal olana açıktı, bense içe insanın mahremiyetine dönüktüm. Aynı türden bu yakınlığın birbirimizin çalışmasına yönelttiğimiz bu bakışın ve bu konudaki eleştirilerinin yaşamımdaki en güzel şeylerden olduğunu düşünüyorum. İlişkimizin en güzel yönlerinden biri de buydu.”

Diego’ya aşık oldum, ailem bundan hiç hoşlanmadı; çünkü Diego bir komünistti ve bizimkiler onu çok çok şişman Breughel’e benzetiyordu. Bunun bir fille beyaz güvercinin evlenmesini andırdığını söylüyorlardı.

Her şeye rağmen 21 Ağustos 1929’da evlendik. Diego’ya:”Kızımın hasta olduğunu ve yaşamı boyunca sağlık sorunları olacağını unutmayın. Akıllıdır ama güzel değildir. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Her şeye rağmen onunla evlenmek istiyorsanız rıza gösteriyorum.”diyen babam dışında düğüne kimse gelmedi.”

(Frida Kahlo)

Kimilerine göre sürrealist ressam, kimilerine göre ressam Diego Rivera’nın eşi. Frida’yı ve sanatını en derin şekilde yorumlayan eşi Diego Rivera onun için şunları söylemiştir:

“Sanat Tarihi’nde ilk kez bir kadın, tam bir içtenlikle yalın ve sakinliği içinde acımasız denebilecek bir içtenlikle yalnızca kadını ilgilendiren genel ve özel olguları dile getirmiştir. Çok yumuşak ve zalim olarak da nitelenebilecek içtenliği, bazı şeylerin kesin ve tartışmasız bir biçimde tanıklığını yapmasını sağlamıştır. Bunun için kendi doğumunu, meme emmesini, aile içinde büyümesini ve her türden korkunç acılarını, kesin olgularla duyguları genelleştirip, onları kosmogonik ifadesine ulaştığı durumlarda bile her zaman yapmış olduğu gibi gerçekçi kalarak, derine inerek resmetmiştir. Frida Kahlo Meksikalı ressamların en büyüğüdür. Geleceğin dünyası için sahip olduğu değeri ölçmek mümkün değildir.”27

(Diego Rivera)

27 Ece Yelkencioğlu, “Frida Kahlo”, Elektrik Mühendisleri Odası Genç Kültür Sanat Bülteni, Sayı 13, Nisan

Benzer Belgeler