• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM: TÜKENMİŞLİK KAVRAMI

2.4. İş Yaşam Kalitesini Etkileyen Unsurlar (Boyutları)

2.4.4. İş yaşam dengesi(Home-work interface)

İş hayatında oluşan negatif sorunlar, personelin iş hayatı haricindeki yaşantısını da olumsuz şekilde etkilemektedir (Keser, 2005:903). Shobe (1983: 56) bir çalışanın işine iyi niyetlerle gitmesi, işinde motive bir şekilde çalışması, işinin kendisine uygun olduğunu hissetmesi ile çalışma hayatını kaliteli olarak algılamaktadır. Bu sebeple, çalışanların yalnızca iş yerindeki hayatlarının iyi olması, çalışma hayatlarının kaliteli olduğu anlamına gelmemektedir. Bu konuda bir değerlendirme yapmak için çalışanları iş dışındaki hayatları da göz önünde bulundurulmalıdır (Erdem, 2008: 65).

Bireyin iş ve aile rolü ile eşit oranlarda meşgul olması ve bunlardan eşit derecede doyum sağlamasına iş hayat dengesi denmektedir. İş yaşam dengesinin olumlu veya olumsuz faktörlerini ifade eden bileşenler iş ve aile rollerine; eşit miktarda zaman ayırma (zaman dengesi), eşit oranda psikolojik katılım sağlama (katılım dengesi) ve eşit düzeyde doyum elde etme (doyum dengesi) olarak ifade edilmektedir. Pozitif iş yaşam dengesi, negatif iş yaşam dengesinden daha büyük bir etkiye sahiptir (Greenhaus, Collins ve Shaw, 2003: 512).

46

İş hayatı ve iş dışı hayat dengesi, iş hayat kalitesinin bir parçası olmakla birlikte iş hayat kalitesi programlarının bazıları iş hayatı ile iş dışındaki hayat arasındaki dengeyi sağlamayı hedeflemektedir. Bu denge ilişkisine örnek olarak esnek çalışma olanağı verilmesi, danışmanlık hizmetlerinin sağlanması, boş zaman etkinliklerinin düzenlenmesi, izinlerin personelin isteklerine uygun düzenlenmesi gibi uygulamalar sıralanabilir (Küçükusta, 2007: 245). Çalışanların iş haricindeki çevrelerine ait koşullar ile iş haricinde örgütün kendilerine sunduğu sosyal imkanlar (sağlık, kantin, lojman, ulaşım, misafirhane, kreş, anaokulu vb.) dolaylı bir şekilde personelin çoğu sorununa çözüm sağlayarak hayatlarını daha rahat planlamalarına katkıda bulunmaktadır. Bu imkanlar sayesinde çalışanların, iş doyumu, motivasyonu ve çalışma hayat kalitelerinde artışlar sağlanabilir (Demirbilek ve Türkan, 2008: 54). Çalışma hayatı ve çalışma harici hayat arasındaki etkileşim neticesinde oluşan sorunlar yalnızca çalışan ve ailesini değil, işletme ve toplum üzerinde de etki yaratmaktadır. Bu sebeple, son senelerde işletmelerin insan kaynakları politikaları arasında iş-aile dengesini sağlayacak uygulamalara da yer verilmiştir (Kapız, 2002: 151).

Çalışma yaşamının önceki dönemlerinde çalışma yerleri kısıtlı olmakla birlikte çalışma saatleri açık bir şekilde belirlenmiştir. Fakat günümüzde yer ve zaman bakımından bu durum değişmeye başlamıştır ve iş ile iş harici zaman arasındaki çizginin daha belirsiz hale gelmesi, çalışanlarda stres ve endişe uyandırmaktadır. İş ve özel hayat arasındaki çizginin bulanıklaşmasında birtakım unsurlar etkili olmuştur, bunlar: (Robbins, 2013: 63):

• Global iş dünyasında her zaman yapılacak bir iş olması. Global şirketlerin 7/24 ulaşılabilir bir hal alması.

• İletişim teknolojisinin ilerlemesi ile birlikte çalışanların işlerini ofise gitmeden yapabiliyor olması.

• İşletmelerin, ekonomik kriz neticesinde bazı personeli işten çıkarması ve geride kalan çalışanların daha uzun saatler boyunca çalışması gerekmesi. • Bir ailede çalışan bireylerin sayısının geçmişe göre daha fazla olması.

47

Çalışma şartları, çalışanların hayat kalitelerinde farklı özelliklere sahiptir. Örnek vermek gerekirse uzun süre çalışan ve mesaiye kalan insanlar arkadaş ve aileleri ile daha az vakit geçireceğinden daha az mutlu olacak ve iş yerinde de verimi azalacaktır (Erdil vd. 2004: 19). İş hayatındaki mutsuz olmak iş dışındaki sosyal etkileşimler üzerinde etkili olabileceği gibi bunun tersi bir durum da yaşanabilir. Çalışanların aile içinde veya akranları arasında yaşadığı sorunlar işteki verimini de etkileyebilmektedir. Bazense çalışanlar bu sorunlarının üstesinden gelmek için işlerine daha da yoğunlaşarak işteki başarısını da artırabilmektedir (Bülbül & Giray, 2012: 102).

İş yerindeki çalışma şartlarının uygun olması ve iş tatminin yüksek olması insanların hayat kalitelerini belirleyen unsurlar değildir. Zira çalışanların hayat kalitesi iş içinde ve dışında geçirdiği zamanların niteliği ile değerlendirilmektedir (Dikmen, 1995: 117). Bu değişkenler bütüncül olarak incelenmektedir.

Bir çalışanın iş yerindeki yaşadığı olay ve gelişmeler iş dışındaki hayatında da etkili olmaktadır. İşin günlük olarak bitmesinden sonra o günkü işin değerlendirmesini yapması veya aile üyelerine, arkadaşlarına ve çevresindekileri kişilere işle ilgili bilgileri aktarması, çalışma hayatı kalitesinin bireyin genel yaşantısında da etkili olduğunu ifade eden belirleyicilerdendir.

Çalışma şartları bireylerin hayat kalitelerini de büyük oranlarda etkilemektedir. Örnek vermek gerekirse uzun saatler çalışan, mesaiye kalan ve işten yorulan bireyler aile ve akranlarına da yeterince zaman ayıramamakla birlikte çalışanların verim ve psikolojilerini de etkilediği gibi iş dışındaki tatmini üzerinde de etkili olmaktadır (Erdil vd., 2004: 19).

Çalışanın çalışma saatleri, kariyer beklentileri ve ilerleme ve terfi olanakları denge içerisinde olmalıdır. İş ve aile dengesinde birtakım uyumsuzlukların ortaya çıkması ile birlikte iş-aile çatışmasından ortaya çıkan iş-aile dengesi problemi meydana gelmektedir. Bu nedenle iş ile özel yaşam alanları arasında dengenin uyumlu olması gerekir (Markham, 2010: 21).

48

Gerek çalışanlar ve gerekse de yöneticiler için değerli olan çalışma hayatının kalitesinin başlıca unsurlarından birisi, iş-ev hayatı arasındaki dengedir. Rekabet ortamının artması ile ev-iş hayatı arasındaki dengeyi sağlamak güçtür. Çalışanların asıl amacı, kariyer, boş zaman faaliyetleri ve aile yaşamı arasında denge sağlamaktır. Bu dengenin kurulması için pek çok ülke uluslararası seviyede politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Çalışma hayatı kalitesinin sağlanmasında ev-iş dengesini sağlamak önemli olduğu gibi işletmelerin bu konuyla ilgili çalışanlarına destek vermesi gerekmektedir (Abul, 2015: 59). Personel, uzun saatler boyunca çalışmamalıdır. Zira uzun süre çalışan personelde ruhsal ve bedensel sorunlar ortaya çıkmaktadır (Lokanadha ve Mohan, 2011: 834). Bir işgörenin iş hayatındaki tecrübeleri, hayatının iş haricindeki alanları olumsuz veya olumlu şekillerde etkileyebilir. Bu nedenle, işletmeler çalışanlarına ev-iş arasındaki dengeyi kurmalarında destek olmalıdır.