• Sonuç bulunamadı

2.3. YAġAM DOYUMU

2.3.3. YaĢam Doyumu Kuramları

YaĢam doyumu ile ilgili birçok yaklaĢım olmasına rağmen yedi kuram ön plana çıkmaktadır (Yetim, 2001: 204). Bu yaklaĢımlara aĢağıda kısaca değinilmektedir.

2.3.3.1. Amaç Kuramları

Amaç kuramlarında, bireyin doyurulan ihtiyaçlarının mutluluğa, doyurulamayan ihtiyaçlarının ise mutsuzluğa sebep olduğu ifade edilmiĢtir. Bu kuramlara getirilen en önemli eleĢtiri, hangi istek ve amaçların daha önemli olduğu ve isteklerin birbiriyle iliĢkisinin ne tür olduğu sorusudur. Bunun yanı sıra bu

42

kuramdaki önemli bir sorun da, mutluluğun isteklerin doyurulmasıyla mı yoksa arzu edilen objeye ulaĢmayla mı ilgili olduğudur (Kıvılcım, 2014: 27).

Scitovsky (1976: 63)‟ nin ifade ettiği gibi amaçlara giden bir yolda olmak ve onlara eriĢmek için savaĢmak, gerçekte amaçlara ulaĢmaktan daha doyum vericidir. Amaç kuramlarında, kiĢinin bilincinde olduğu belirli isteklerin üzerinde durulmaktadır. KiĢi farkında olarak belli amaçlara ulaĢmak istemekte ve bunlara ulaĢtığında mutluluk ortaya çıkmaktadır. Ġhtiyaçlar ve amaçlar, ihtiyaçların belli amaçlara yol açması bakımından birbiriyle iliĢkilidirler. Ayrıca kiĢinin bünyesinde bulunan değerler de bazı amaçların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Maslow‟un belirttiği gibi, ihtiyaçlar belki evrenseldir veya Murray tarafından kabul edildiği gibi, ihtiyaçlar kiĢilere göre farklılık göstermektedir (Yetim, 1991: 93)

2.3.3.2. Etkinlik Kuramları

Ereksel kuramları mutlulukta son durumları önemli bulurken, etkinlik kuramları, mutluluğu insan etkinliğinin bir ürünü olarak görmektedir. Bu kuramlara göre, örneğin dağa tırmanma etkinliği, dağın doğusuna eriĢmekten daha fazla mutluluk verir. Aristotales ilk ve en önemli etkinlik kuramcılarından birisidir. O, mutluluğun erdemli etkinlikten kaynaklandığını; iyi baĢarılan bir etkinliğin mutluluk getirdiğini savunmaktadır. Aristo‟ya göre, belirli bazı yetenekler ve mutluluk, erdemli, etkinlikler mükemmel Ģekilde yapılmıĢ ise ortaya çıkmaktadır. ÇağdaĢ yaĢlılık bilimi etkinliği daha genel terimlerle tanımlamaktadır. Bu bilimde hobiler, sosyal etkileĢimler ve egzersizler, etkinlik olarak ele alınmıĢtır. Bu yaklaĢıma göre, kiĢi önemli etkinlikler ve amaçlar üzerine yoğunlaĢırsa, mutluluk etkinliklerin sonucunda niyetli olarak istenilmeden gelecek bir sonuçtur. Ayrıca, bu etkinlikler bireyin beceri düzeyi ile doğru orantılı ise hoĢlanım ve yaĢam doyumu daha çok olacaktır (Diener, 1984: 564).

43 2.3.3.3. Haz ve Acı Kuramları

Bu yaklaĢım, bireyin mutluluğa ulaĢabilmesi için ihtiyaç ve amaçlarının tümüyle doyurulması gerektiğini savunur. KiĢinin haz ve acıyla ilgili önemli kaynakları olduğunu belirtmiĢtir. Zevk veren kaynaklar arttıkça, acı verici kaynaklar da artacaktır. Bu kaynakların varlığına alıĢmanın mutluluğa sebep olmayacağı fakat kaybı söz konusu olduğunda mutsuzluk yaĢanacağı bilinmektedir. KiĢi, hazza ve acıya sebep olan nesnelere alıĢtıkça, hazzın ve acının seviyesi düĢmektedir (Diener,1984: 563).

2.3.3.4. AĢağıdan Yukarıya-Yukarıdan AĢağıya Kuramları

Modern psikolojide oldukça popüler yaklaĢımlardır. Aynı tarz açıklamalar öznel iyi olma literatüründe de yapılmaktadır. Bu açıklamalara göre mutluluk birçok küçük hazzın bir araya gelmesinden ibarettir. AĢağıdan yukarı görüĢü çerçevesinde kiĢi, hayatındaki anlık haz ve acıların değerlendirmesini yaparak, kendini mutlu veya mutsuz görür. Diğer bir ifadeyle mutlu dakikalar bir araya geldiğinde, mutlu yaĢamı oluĢturmaktadır. Yukarıdan aĢağıya yaklaĢıma göre mutluluğun kiĢinin küçük hazlardan hoĢlanmıĢı sonucu oluĢtuğu düĢünülmektedir. Yukarından aĢağıya yaklaĢımında öznel iyi olma, kiĢinin global bir özelliğidir ve bu özellik kiĢinin olaylara tepkimesini etkilemektedir. Yani kiĢinin olaylara hoĢgörü ile bakması onun olaylara tek tek hoĢgörülü yaklaĢmasını gerektirmektedir. Yukarından aĢağıya yaklaĢımının ve felsefecilerin görüĢ birliğinde uzlaĢtıkları nokta; mutlulukta odağın tutumlar olduğudur. Örneğin, Demokritos, mutlu bir yaĢamı iyi talihe veya dıĢ koĢullara bağlı görmeyip, kiĢinin zihinsel nitelikleriyle iliĢkili görmüĢtür. Önemli olan kiĢinin neye sahip olduğu değil sahip olduklarına nasıl tepkide bulunduğudur. Birey, olayları kiĢisel olarak algıladığından dolayı yukarıdan – aĢağıya bir süreç gereklidir. Fakat bazı olaylar tüm insanlara göre haz verici olabilmektedir. Bu durum ise aĢağıdan - yukarıya yaklaĢımını desteklemektedir. Bu duruma göre her iki yaklaĢımı da benimseyip kabul etmek gerekmektedir (Yetim, 2001: 259-260, Gülcan, 2014: 31).

44 2.3.3.5. Bağ Kuramları

Ġnsanların mutluluk eğilimlerinin sebeplerini açıklayan çeĢitli kuramlar vardır. Bu kuramların büyük çoğunluğu, bağ modelleri altında, belleğe, koĢullanmaya ve biliĢsel ilkelere dayanmaktadır. İçsel veya bilişsel öğelere atfedilen iyi olaylar, daha fazla mutluluk getirmektedir. Bir diğer opsiyon da, yüklenme olsa da olmasa da iyi olayların mutluluğu getirmesidir. Bellekte mutluluğa dair bir ağ bulunmaktadır. Pozitif ağa sahip bireyler, olaylar karĢısında olumlu tepkiler vermektedirler. Bellek üzerine yapılan araĢtırmalar sonucunda, mutlu kiĢiler arasında olumlu iliĢkilere bağlı zengin bir ağ olduğu görülmüĢtür. Mutsuz kiĢiler arasında ise olumsuz, sınırlı ve yalıtılmıĢ ağlar olduğu gözlenmiĢtir (Yetim, 2001, 261-262).

2.3.3.6. Yargı Kuramları

Yargılama kuramında gerçek durum ile standartlar karĢılaĢtırılmaktadır. Gerçek durum standartlara yakınsa yaĢam doyumu seviyesi yükselmektedir. KiĢinin kullandığı standartların önemi büyüktür. KiĢi kendisini karĢılaĢtırdığı bireyden daha iyi görüyorsa, doyuma ulaĢmaktadır. Doyum söz konusuyken bu tür kıyaslamalar bilinçli olarak yapılabilmektedir. Ancak duygu durumunda karĢılaĢtırma olayı bilinçsiz veya bilinçdıĢı olarak meydana gelmektedir. Yargı kuramları olumlu ve olumsuz olayları belirleyebildiği gibi, olay sonucu ortaya çıkacak duygunun miktarını da öngörebilmektedirler. Yargı kuramlarını sınıflandırmanın bir yolu, onların ele aldığı standartlara bakmaktır. KiĢi, kendisini daha aĢağı düzeyde biri ile kıyaslıyorsa, aĢağı düzeyde kıyaslamada bulunur. Kendisini diğerlerinden daha iyi gören kiĢi mutlu ve doyumludur. Yargı kuramlarının genel sorunu, karĢılaĢtırmanın alanda mı yoksa genel yaĢam değerlendirmesinde mi yapılacağıdır. En popüler yaklaĢım, kiĢinin gerçek koĢulları ve emelleri arasındaki uyumsuzluğu inceleyen emel düzeyi kuramıdır. Emel düzey kiĢinin hayatı ve amaçlarından doğar ve yüksek emeller mutluluğu tehdit etmektedir (Diener, 1984: 566, Yetim, 2001: 263).

2.3.3.7. Belli Bir Noktaya EriĢme Kuramları

Wilson (1967) tarafından önerilen kuram mutluluğun amaç ve gereksinim gibi durumlara ulaĢıldığında ortaya çıktığını savunmaktadır. Kurama göre

45

ihtiyaçların giderilmesi mutluluğa, ihmal edilmiĢ ihtiyaçlar ise mutsuzluğa neden olmaktadır. BaĢka bir ifade ile iyi olma durumu, mutluluk ve yaĢam doyumu seviyesinin yüksekliği ile amaç ve gereksinimlerin karĢılanmasına bağlıdır (Akt. Karababa, 2012: 54).

Benzer Belgeler