• Sonuç bulunamadı

3.GEREÇ VE YÖNTEM

12 m Yürüme testi; metrelik mesafe ölçülerek ayarlandıktan sonra, başla

komutuyla olguların belirlenen mesafeyi yürümesi istenmiştir ve olguların 12 m.„lik mesafeyi yardımsız olarak ne kadar sürede katettiği saniye cinsinden ölçülerek kaydedilmiştir.

Otur kalk-testi; Olguların 43.18 cm ( 12 inç) yüksekliğinde bir sandalyenin orta

kısmında sırtı dik olacak şekilde ve ayaklarını yere basarak kollar göğüs üzerinde çaprazlanmış olarak oturması istenmiştir. Daha sonra bu pozisyonda iken başla komutuyla teste başlaması istenmiştir. Olgunun 30 sn sürede yapabildiği kadar kalkıp oturması istenmiştir Bu süre içinde tam olarak yaptığı kalkma sayısı kaydedilmiştir.

Süreli Kalk Yürü Testi; Bu test yapılırken olgunun ellerini ve kollarını kullanmadan

oturduğu sandalyeden kalkması, 3 metrelik mesafeyi yürümesi ve geriye dönüp tekrar sandalyeye oturması istenmiştir. Bu aktiviteyi ne kadar sürede yaptığı kronometre ile sn cinsinden kaydedilmiştir. Süreli kalk yürü testinin 14 saniyeden daha uzun sürede yapılması denge problemi olduğunu ve düşme riskinde belirgin bir artış olduğunu göstermektedir.

Posturografi; Hasta ve kontrol grubu, ayrıntılı olarak muayeneleri yapıldıktan sonra,

dengeyi objektif olarak inceleyebilen bilgisayarlı denge ölçümü (postürografi) ile değerlendirildi. Temel prensibi postüral salınımı ölçmek olan Tetrax® (Sunlight Medical Ltd Israel) postürografi cihazı kullanılarak ölçümler yapıldı. Katılımcıların testten en az 3 gün öncesine kadar sedatif etkili veya vestibüler sistemi etkileyecek ilaç kullanmamaları ve 48 saat öncesine kadar alkol almamaları istendi. Katılımcılar test odasına alındıktan sonra cihazın basınç

31

sensörleri ile donatılmış, platformu üzerine ayakkabıları çıkartılarak alındılar

ve dik durmaları istendi . Katılımcılara test tekniği anlatılarak teste başlandı. Katılımcılara, dik duruş pozisyonunda gözler açık ve kapalı (vizüel girdiyi kısıtlar), yumuşak zeminde ( somatosensoriyel girdiyi kısıtlar) gözler açık ve kapalı, gözler kapalı iken baş sağa ve sola çevrili, gözler kapalı başın öne ve arkaya eğilmesini kapsayan toplam sekiz pozisyonda (Tablo–5), her biri 32 saniye süren toplam 4 dakikalık ölçümlerle testler yapıldı ve ayağın uyguladığı basınç değişimi kaydedildi.

Tablo–5: Postürografik Testler: Test pozisyonları (NO-HF)

Ayaktaki pozisyon BaĢ Pozisyonu Göz Pozisyonu

NO Yastıkçıklar olmaksızın Baş dik Gözler açık

NC Yastıkçıklar olmaksızın Baş dik Gözler kapalı

PO Yastıkçıklar üzerinde Baş dik Gözler açık

PC Yastıkçıklar üzerinde Baş dik Gözler kapalı

HR Yastıkçıklar olmaksızın Baş 45 derece sağa dönmüş Gözler kapalı HL Yastıkçıklar olmaksızın Baş 45 derece sola dönmüş Gözler kapalı

HB Yastıkçıklar olmaksızın Baş dik Gözler kapalı

HF Yastıkçıklar olmaksızın Baş dik Gözler kapalı

Hasta ve kontrol grubunda Tetrax® postürografi cihazı ile yapılan ölçümlerinde, sekiz farklı pozisyondan elde edilen global düşme indeksi sonuçları 3 kategoriye ayrılarak incelendi (Ģekil–3).

32 ġekil–3: Düşme Riskinin Değerlendirilmesi

Alçak seviyede düĢme riski (resimdeki yeĢil alan %0–36): Bu kategoriye ait katılımcılar dü şük düşme riskine sahip olarak değerlendirildi. Herhangi özel bir önlem almalarına gerek olmadığı konusunda katılımcılar bilgilendirildi.

Orta seviyede düĢme riski (resimdeki sarı alan %37–58): Bu kategoriye ait katılımcılar orta seviyede düşme riskine sahip olarak değerlendirildi. Yürümelerine dikkat etmeleri ve yürürken oluşabilecek düşmelere karşı gerekli önlemleri almaları konusunda katılımcılar bilgilendirildi.

Yüksek seviyede düĢme riski (resimdeki pembe alan %59–100): Bu kategoriye ait katılımcılar yüksek düşme riskine sahip olarak değerlendirildi. katılımcılar dü şme için yüksek risk oluşturan grup içinde bulundukları, gerekirse yürümeleri için baston gibi yardımcı eşyalar kullanmaları gerektiği konusunda bilgilendirildi.

33 Kognitif Fonksiyonların Değerlendirilmesi

Kognitif fonksiyonlar Hodkinson Mental Test ile değerlendirilmiştir. Test, yer ve zaman oryantasyonu, hafıza ve aritmetik yetenekleri ölçen toplam 10 sorudan oluşmaktadır. Kişi her verdiği doğru sorudan 1 puan almaktadır. Avantajları kısa olması, kültüre özel sorular olmaması, kolay uygulanabilir olması ve yaygın kullanımı olmasıdır. İleri düzey demansı tespit etmede etkili olmamaktadır.

Puanlaması 0–10 arasındadır. (Ek. 2).

0–2 arası yanlış cevap kognitif fonksiyon bozukluğu olmadığını

3–4 arası yanlış cevap hafif düzeyde kognitif fonksiyon bozukluğu olduğunu

5 ve üzeri yanlış cevap ileri düzeyde kognitif fonksiyon bozukluğu olduğunu göstermektedir.

Emosyonel Durumun Değerlendirilmesi

Olguların emosyonel durumunu değerlendirmek için; Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği kullanılmıştır. Anketin Türkçe geçerlilik ve güvenilir çalışması Aydemir ve ark. tarafından yapılmıştır. Test 14 sorudan oluşmaktadır. (Ek. 3).

1.,3.,5.,6.,8.,10.,11. ve 13. maddeler giderek azalan şiddet gösterir ve puanlaması 3,2,1,0 biçimindedir. 2.,4.,7.,9.,12.ve 14. maddelerde giderek artan şiddettedir ve 0,1,2,3 biçiminde puanlanmaktadır. Anksiyete için 1.,3.,5.,7.,9.,11.ve 13. maddeler toplanırken; depresyon için 2.,4.,6.,8.,10.,12.ve 14. maddelerin puanları toplanır. Anksiyete için kesme puanı 10/11, depresyon için kesme puanı 7/8 bulunmuştur. Bu puanların üzerinde alan olgular için anksiyete ve depresyonun varlığından söz edilebilir.

Günlük YaĢam Aktivitelerinin Değerlendirilmesi

Hastaların günlük yaşam aktivitelerinin değerlendirilmesi için; Schwab ve England günlük yaşam aktivite değerlendirme ölçeği kullanılmıştır. Ölçekte %100 tam bağımsızlığı, %90 tam bağımsız, %80 çoğu işlerde bağımsız, %70 tam bağımsız değil, %60 kısmen bağımlı, %50 daha fazla bağımlı, %40 çok bağımlı, %30 çok az işi büyük çaba ile yalnız başına yapabilir, %20 yalnız başına hiçbir şey yapamaz, %10 tam bağımlı, %0 yatağa bağımlı olduğunu göstermektedir. (Ek. 4).

34

Parkinson Hastalığının Hastada Yarattığı Durumların Değerlendirilmesi

Hoehn & Yahr Parkinson Hastalığı Düzeyi Ölçeği; Parkinson hastalığının klinik

olarak evresini belirlemek için Hoehn&Yahr Parkinson hastalığı düzeyi ölçeği kullanılmıştır. Hoehn-Yahr Parkinson hastalığı düzeyi ölçeği Hoehn &Yahr tarafından 1967 yılında kullanıma sunulmuştur. Parkinson hastalığının klinik olarak evresini belirlemede en sık kullanılan bir ölçektir.

Hoehn-Yahr skalası hastalığı 5 evreye ayırmaktadır.

-Evre I: Tek taraflı tremor, rijidite, akinezi veya postural dengesizlik.

-Evre II: İki taraflı tremor, rijidite, akinezi veya bradimimi, yutma güçlükleri,

aksiyel rijidite, öne eğilmiş postür, yavaş veya ayağını sürüyerek yürüme ve genel katılık gibi aksiyal bulgularla birlikte veya tek başına posturel anormallikler.

-Evre III: Evre II‟deki bulgulara ilaveten hastada denge bozuklukları vardır, ancak hasta tüm aktivitelerini bağımsız olarak yapabilmektedir.

-Evre IV: Hasta günlük aktivitelerinin bir kısmında veya tamamında yardıma ihtiyaç duymaktadır.

-Evre V: Hasta tekerlekli sandalyeye veya yatağa bağımlı durumdadır (Ek. 5).

Birleşik Parkinson Hastalığı Değerlendirme Ölçeği (BPHDÖ)

UnifiedParkinson Disease Rating Scale (UPDRS); Parkinson hastalığının klinik

olarak şiddetini belirlemek için Birleşik Parkinson Değerlendirme Ölçeği (BPHDÖ) kullanılmıştır. BPHDÖ; Fahn, Elton ve BPHDÖ Geliştirme Komitesi üyeleri tarafından 1987 yılında geliştirilmiştir. Ölçek 4 bölüm ve 42 maddeden oluşmaktadır. Her bir madde 0 (semptom ya da bulgu yok) ile 4 (semptom ya da bulgu olabilecek en şiddetli halinde) arasında derecelendirilmektedir.

Birinci bölüm; düşünce, davranış ve duygu durumunu değerlendirmeye yöneliktir; zihinsel bozukluk, düşünce bozukluğu, depresyon, motivasyon ve insiyatif kaybına yönelik ilk dört maddeyi içermektedir.

İkinci bölümde; günlük yaşam etkinliklerini değerlendiren konuşma, salivasyon, yutma, yazı yazma, yiyecek kesme ve ev aletlerini kullanma, giyinme, temizlik, yatakta dönebilme, düşme, yürürken donmanın varlığı, yürüyüş, tremor ve parkinsonizmle ilgili duyusal yakınmaları içeren 5–17. Maddeler bulunmaktadır.

35

Üçüncü bölüm motor beceriyi skorlamaya yöneliktir. Bu bölümde konuşma, yüz ifadesi, istirahat tremoru (yüz, eller ve ayaklar), postüral ve aksiyon tremoru (eller), rijidite (boyun, eller ve ayaklar), parmak vurma, elleri açıp kapama, ellerde hızlı ardışık hareketler, ayak çevikliği, sandalyeden kalkma, postür, yürüyüş, postural kararlılık, beden bradikinezisi ve hipokinezisini içeren 18–31. Maddeler bulunmaktadır.

Dördüncü bölüm ise tedavi komplikasyonlarını değerlendirmeye yöneliktir; diskinezilerin süresi, özürlülük derecesi, ağrılı diskineziler ve sabah distonisinin varlığı 32–35. maddelerle; klinik dalgalanmalar ve süresi, iştahsızlık, bulantı-kusma, uyku bozuklukları ve ortostatik hipotansiyonun varlığı ise 36–42. maddelerle değerlendirilmektedir.

Total puan 199 „dur ve total disabiliteyi gösterirken, 0 puan hiç disabilite olmadığını göstermektedir (Ek. 6).

Ġstatistiksel Analiz

Tüm istatistksel analiz için SPSS for Windows (version 17.00) bilgisayar paket programı kullanılmıştır. Tanımlayıcı istatistiksel bilgiler ortalama ± Standart Sapma (X±SD) veya % şeklinde verilmiştir. Tüm istatistiklerde p değeri p≤0.05 anlamlı olarak kabul edilmiştir. Verilerin normal dağılıma uygunluğuna Kolmogorov- Smirnov Testi ile karar verilmiştir. Normal dağılıma uyan verilerde olgular arasındaki anlamlılığın test edilmesi için Bağımlı gruplarda tekrarlayan ölçümlerde ANOVA testi yapılmıştır. Mauchly‟s Sferisite testi 0.05‟den düşük bulunduğunda, Greenhouse-Geisser düzeltmesi uygulandı.Gruplar arası fark olduğunda, farkın hangi gruptan kaynaklandığını bulmak için post-hoc Tukey testi yapıldı. Farklılığın yaratan verileri test etmek için alt test olarak Paired- Samples T Testi uygulanmıştır. Normal dağılıma uymayan verilerde Friedman Varyans Analizi Testi uygulanmıştır. Farklılığın yaratan verileri karşlaştırmak için; alt test olarak Wilcoxon İşaretli Sıra testi kullanılmıştır.

36

4. BULGULAR

Demografik Veriler

İdiopatik Parkinson Hastalığı‟nda STN ve GPİ Derin Beyin Stimülasyonu (DBS)‟nun motor semptomlar, non-motor semptomlar ve denge üzerine etkisinin değerlendirilmesi amacıyla yaptığımız çalışmada yaş ortalaması 55.08 ± 7.24 yıl olan 10‟u kadın (%83,3), 2‟si erkek (%16,7) olmak üzere toplam 12 olgu değerlendirilmiştir.

Olguların hastalık süresi ortalamaları 9,5 ± 2,57 yıldır. Olguların tümü (n=12) cerrahi öncesinde bağımsız olarak yürüyebilir durumdaydı.

Hastalık başlangıç yaşı ortalamaları GPİ DBS; 43.83±3.06 yıl , STN DBS; 47.16±11.19 yıl, cerrahi öncesinde H&Y „a göre GPİ DBS; 3.16±0.4 , STN DBS; 3±0.8 olarak bulunmuştur.

Tablo-6 Olguların Demografik Özellikleri

Fiziksel Özellikler Min-Max X±SD

YaĢ (yıl) GPĠ:48.00-60.00 STN:43.00-64.00 GPĠ: 54.00 ± 4.51 STN: 56.16 ± 9.60 Kilo ( kg) GPĠ:43.60-76.50 STN:50.70-72.30 GPĠ: 63.53 ± 12.39 STN: 65.60 ± 7.89 Hastalık süresi (yıl) GPĠ: 6.00 – 14.00

STN: 6.00 – 11.00 GPĠ: 10.16 ± 3.12 STN: 9.00 ± 2.00 Hastalık baĢlangıç yaĢı(yıl) GPĠ: 39.00 – 48.00 STN: 32.00 – 57.00 GPĠ: 43.83 ± 3.06 STN: 47.16 ± 11.19 H&Y GPĠ: 3.00 – 4.00 STN: 2.00 – 4.00 GPĠ: 3.16 ± 0.40 STN: 3.00 ± 0.89

37

Olguların Günlük Kullanılan Ġlaç Dozlarının KarĢılaĢtırılması

Olguların günlük kullandıkları ilaç dozları incelendiğinde; L- Dopa, dopamin agonistleri, antikolinerjik ve dopamin sentezini artırıcı ilaçlar kullandıkları tespit edilmiştir. Olguların cerrahi öncesinde kullandıkları L-dopa eşdeğer dozları ortalama verileri, ve cerrahi sonrası 6.,12. ve 24.aylarda kullanılan ortalama L-dopa eşdeğer dozları ve istatiksel analiz sonuçları Tablo-7‟de gösterilmiştir. Cerrahi öncesi cerrahi sonrası 6.,12. ve 24.aylardaki ortalama L-dopa eşdeğer dozları açısından grupları kendi içinde ve birbiriyle ayrı ayrı karşılaştırmak için sırasıyla bağımlı gruplarda tekrarlayan ölçümlerde ANOVA testi ve Paired-samples T testi uygulanmıştır.

Tablo-7 Olguların Günlük Kullanılan L-Dopa EĢdeğer Dozlarının KarĢılaĢtırılması

Günlük Kullanılan Ġlaç Miktarı Cerrahi Öncesi (1) Cerrahi Sonrası 6.ay (2) Cerrahi Sonrası 12.ay (3) Cerrahi Sonrası 24.ay (4) X ± Ss X ± Ss X ± Ss X ± Ss P* L-Dopa (mg) GPĠ 965.58 ± 398.87 883.16 ± 240.71 744.91 ± 300.79 706.08 ± 343.61 P=0.012* P=0.247** STN 860.58 ± 606.87 585.41 ± 348.80 320.66 ± 239.35 235.50 ± 212.94

*Greenhouse-Geisser **GPİ ve STN gruplarının karşılaştılmasını ifade etmektedir.

Yapılan bağımlı gruplarda tekrarlayan ölçümlerde ANOVA istatistiksel analiz sonucunda cerrahi sonrası 6.ay ile cerrahi sonrası 12.ay ve cerrahi sonrası 12.ay ile cerrahi sonrası 24. ay günlük ortalama L-dopa eşdeğer kullanım miktarında gruplardan bağımsız, istatistiksel olarak anlamlı bir azalma olduğu bulunmuştur (p<0.05). Ancak cerrahi öncesi ile cerrahi sonrası 6.ay arasında ve grupların birbirleri arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır(p>0.05).

Ortalama günlük L- Dopa eşdeğer dozu açısından gruplar arası karşılaştırmada Paired-samples t testi uygulandığında GPİ DBS uygulanan olguların cerrahi öncesi, cerrahi sonrası 6.ay -12.ay- 24.ay dönemleri kendi aralarında karşılaştırıldığında ortalama L-Dopa eşdeğer dozu açısından anlamlı bir farklılık

38

bulunmamıştır(p>0.05). Oysa STN DBS uygulanan olguların cerrahi öncesi, cerrahi sonrası 6.ay -12.ay- 24.aydaki ortalama L-Dopa eşdeğer dozları kendi aralarında karşılaştırıldığında ortalama L-Dopa eşdeğer dozunun anlamlı bir şekilde azaldığı bulunmuştur (p<0.05).

Bir başka deyişle, STN DBS uygulanan olguların cerrahi öncesi günlük kullandıkları ortalama L-Dopa eşdeğer dozu cerrahi sonrasında erken dönemde ve ilerleyen aylar ve yıllar içinde belirgin bir şekilde azalmıştır. Oysa GPİ DBS uygulanan hastalarda ilaç dozlarında 24.ayda cerrahi öncesine göre azalma olmakla birlikte bu fark STN DBS uygulanmış hastalarla karşılaştırıldığında anlamlı değildir.

39

Mobilite ve Denge Yeteneği Değerlendirme Test Sonuçlarının KarĢılaĢtırılması Olguların mobilite ve denge yeteneği değerlendirme test skor ortalamalarının karşılaştırılması Tablo-8‟de gösterilmiştir. Süreli kalk yürü testinde olguların cerrahi öncesinde ve cerrahi sonrasında 6. ay, 12.ay ve 24. ayda testin normal sınırı olan 14sn‟den uzun olması, bütün olgularda cerrahi uygulamaya rağmen düşme riskinin yüksek olduğunu göstermektedir.

Tablo-8 Olguların Mobilite ve Denge Yeteneği Test Skorları OrtalamalarınınKarĢılaĢtırılması Mobilite Ve Denge Testleri Cerrahi Öncesi (1) Cerrahi Sonrası 6.ay (2) Cerrahi Sonrası 12.ay (3) Cerrahi Sonrası 24.ay (4) X ± Ss X ± Ss X ± Ss X ± Ss P 12 m yürüme Testi(Sn) GPĠ STN 16.51± 4.88 24.55±13.12 14.01 ± 5.35 21.50±11.28 13.95 ± 5.71 21.14 ± 10.94 13.72± 5.56 20.99 ± 10.70 P=0.001 P=0.628* Otur- kalk testi (Tekrar sayısı) GPĠ STN 5.50±1.64 6.50±3.61 9.33±4.03 7.66±3.61 9.83±3.54 8.50±3.67 10.00±4.24 8.66±3.88 P=0.000 P=0.041* Süreli Kalk Yürü Testi (Sn) GPĠ STN 14.23±2.26 26.51±14.33 11.46±1.53 22.83±12.57 11.16±1.84 22.01±11.84 11.26±1.55 22.34±12.47 P=0.000 P=0.450*

40

Olguların 12 m yürüme testi sonuçları ilişkili örneklemler için bağımlı gruplarda tekrarlayan ölçümlerde ANOVA testi ile analiz edildiğinde cerrahi öncesi ile cerrahi sonrası 6.ay -12.ay- 24.ay dönemleri kendi aralarında değerlendirildiğinde test puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu bulunmuştur (p<0.05). Gruplar kendi içinde cerrahi sonrası 6.ay -12.ay- 24.ay dönemleri açısından karşılaştırıldığında cerrahi sonrası erken ve geç dönem arasında belirgin bir farklılık saptanmamıştır. Benzer şekilde her iki grubun yürüme test performansları arasında da anlamlı bir fark bulunmamıştır(p>0.05). (Tablo-8). Bir başka deyişle, hem STN DBS hem de GPİ DBS uygulanan olgular cerrahi yapıldıktan sonra 12 m‟lik mesafeyi cerrahi öncesine göre daha kısa sürelerde yürüyebilmişlerdir. Bu düzelmenin daha çok ilk 6 aylık dönemde olduğu gözlenmiştir. (Şekil-5).

41

Olguların otur-kalk testi sonuçları ilişkili örneklemler için bağımlı gruplarda tekrarlayan ölçümlerde ANOVA testi ile analiz edildiğinde cerrahi öncesi ile cerrahi sonrası 6.ay -12.ay- 24.ay dönemleri kendi aralarında değerlendirildiğinde hem GPİ hem de STN DBS uygulanan hastalar otur-kalk testinde daha iyi bir performans göstermiştir. (p<0.05) (Tablo-8). Bunun da ötesinde performans artışı GPİ DBS grubunda daha belirgindir. (Şekil-6).

42

Olguların Süreli kalk yürü testi sonuçları ilişkili örneklemler için bağımlı gruplarda tekrarlayan ölçümlerde ANOVA testi ile analiz edildiğinde cerrahi öncesi ile cerrahi sonrası 6.ay -12.ay- 24.ay dönemleri kendi aralarında değerlendirildiğinde ortalama test puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu bulunmuştur (p<0.05). Ancak cerrahi sonrası 6.ay -12.ay- 24.ay dönemleri birbirleri ile değerlendirildiğinde ve GPİ-STN gruplarının birbirleri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p>0.05). (Tablo-8). Buna göre olgular cerrahi yapıldıktan sonra Süreli kalk yürü testinde mesafeyi cerrahi öncesine göre daha kısa sürelerde yürüyebilmişlerdir. Bu düzelmenin daha çok ilk 6 aylık dönemde olduğu gözlenmiştir. (Şekil-7).

43

Olguların posturografi testi sonuçları ilişkili örneklemler için ki-kare testi ile analiz edilmiştir. Cerrahi öncesi ile cerrahi sonrası 6.ay -12.ay- 24.ay dönemleri kendi aralarında değerlendirildiğinde ortalama test puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır(p>0.05). Benzer şekilde GPİ ve STN DBS uygulanan gruplar arasında da ortalama test puanları açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır(p>0.05). Buna rağmen olguların cerrahi yapıldıktan sonraki posturografi testinde düşme riskleri cerrahi öncesine göre daha yüksek olduğu gözlenmiştir. İstatiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte bu bozulmanın STN grubunda daha çok ilk 6 aylık dönemde olduğu gözlenmiş, GPİ grubunda ise cerrahi sonrası 6-12 aylık dönemde olduğu gözlenmiştir.

Hastaların mobilite ve denge becerileri bir bütün olarak değerlendirildiğinde

yürüme hızının cerrahi öncesine göre özellikle erken dönemde belirgin bir şekilde iyileştiği tespit edilmiştir. Postural instabilite açısından uygulanan DBS cerrahisinin herhangi bir olumlu etkisi saptanmamıştır.

44

Anksiyete ve Depresyon Bulgusu Test Sonuçlarının KarĢılaĢtırılması

Anksiyete ve depresyon bulgularının varlığı cerrahi öncesi değerler incelendiğinde; cerrahi öncesinde 10 olguda(%83,3) anksiyete bulgusu olduğu , bunların 5‟i GPİ, 5‟i STN ve 10 (%83,3) olguda da depresyon bulgusunun olduğu, bunların da 6‟sı GPİ, 4‟ü STN olarak belirlenmiştir.

Olguların Depresyon ölçeği(HAD) testi sonuçları ilişkili örneklemler için bağımlı gruplarda tekrarlayan ölçümlerde ANOVA testi ile analiz edildiğinde cerrahi öncesi ile cerrahi sonrası 6.ay -12.ay- 24.ay dönemleri kendi aralarında değerlendirildiğinde ve GPİ-STN gruplarının birbirleri arasında puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir iyileşme olduğu bulunmuştur (p<0.05).

Olguların anksiyete ölçeği(HAD) testi sonuçları ilişkili örneklemler için Bağımlı gruplarda tekrarlayan ölçümlerde ANOVA testi ile analiz edildiğinde cerrahi öncesi ile cerrahi sonrası 6.ay -12.ay- 24.ay dönemleri kendi aralarında değerlendirildiğinde ve GPİ-STN gruplarının birbirleri arasında puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir azalma bulunmuştur (p<0.05).

Tablo-9 Anksiyete ve Depresyon Bulgusu Puanları Ortalamalarının KarĢılaĢtırılması HAD Cerrahi Öncesi (1) Cerrahi Sonrası 6.ay (2) Cerrahi Sonrası 12.ay (3) Cerrahi Sonrası 24.ay (4) X ± Ss X ± Ss X ± Ss X ± Ss P Depresyon puanı GPĠ STN 12.33± 5.46 9.60±3.44 7.66 ± 5.27 7.50±4.72 5.83 ± 4.95 7.10 ± 4.40 5.66± 4.36 6.80 ± 4.53 P=0.00 P=0.03* Anksiyete Puanı GPĠ STN 13.00± 3.22 9.50±3.61 7.83 ± 4.99 8.66±4.76 7.00± 3.74 7.83 ± 4.21 6.83± 2.71 7.83 ± 4.53 P=0.00 P=0.021*

45

Depresyon ölçeğindeki anlamlılığın hangi dönemlerden kaynaklandığını anlamak için Paired-samples T testi uygulandığında; GPİ grubu için cerrahi öncesi ile cerrahi sonrası6.ay-12.ay-24.ay sonuçlarında anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0.05). Ancak cerrahi sonrası 12.ay-24.ay sonuçları birbiri ile değerlendirildiğinde anlamlı bir fark bulunamamıştır. (p>0.05).STN grubu için cerrahi öncesi ile cerrahi sonrası6.ay- 12.ay-24.ay sonuçlarında anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0.05). Ancak cerrahi sonrası 6.ay-12.ay-24.ay sonuçları birbiri ile değerlendirildiğinde anlamlı bir fark bulunmamıştır. (p>0.05)

46

Anksiyete ölçeğindeki anlamlılığın hangi dönemlerden kaynaklandığını anlamak için Paired-samples T testi uygulandığında; GPİ grubu için cerrahi öncesi ile cerrahi sonrası6.ay-12.ay-24.ay sonuçlarında anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0.05). Ancak cerrahi sonrası 12.ay-24.ay sonuçları birbiri ile değerlendirildiğinde anlamlı bir fark bulunamamıştır. (p>0.05).STN grubu için cerrahi öncesi ile cerrahi sonrası6.ay- 12.ay-24.ay sonuçlarında anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0.05). Ancak cerrahi sonrası 6.ay-12.ay-24.ay sonuçları birbiri ile değerlendirildiğinde anlamlı bir fark bulunammıştır. (p>0.05)

Bir diğer deyişle, DBS cerrahisinden sonra hastaların anksiyete ve depresyon yakınmalarında belirgin bir düzelme olduğu, bu düzelmenin de GPİ DBS uygulanan hastalarda erken dönemde daha belirgin olduğu ve daha uzun süre iyilik halinin devam ettiği saptanmıştır.

47

Günlük YaĢam Aktiviteleri (GYA) Test Sonuçlarının KarĢılaĢtırılması

Olguların günlük yaşam aktivite durumlarını değerlendirmede Schwab ve England günlük yaşam ölçeği kullanılmıştır. Olguların GYA durumlarını karşılaştırmak için bağımlı gruplarda tekrarlayan ölçümlerde ANOVA testi ile analiz edildiğinde cerrahi öncesi ile cerrahi sonrası 6.ay -12.ay- 24.ay dönemleri kendi aralarında GPİ-STN grupları ise birbiriyle karşılaştırıldığında ortalama puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmuştur (p<0.05). (Tablo-10).

Tablo-10 Olguların GYA Test Puanları Ortalamalarının KarĢılaĢtırılması

SCHWAB ENGLAND % Cerrahi Öncesi (1) Cerrahi Sonrası 6.ay (2) Cerrahi Sonrası 12.ay (3) Cerrahi Sonrası 24.ay (4) X ± Ss X ± Ss X ± Ss X ± Ss P GYA GPĠ STN 48.33± 11.69 56.66±20.65 70.00 ± 12.64 70.00±18.97 85.00 ± 12.24 75.00± 22.58 90.00± 15.49 78.33± 20.41 P=0.000 P=0.002*

48

GYA düzeylerinde meydana gelen anlamlılığın hangi dönemlerden kaynaklandığını anlamak için Paired-samples T testi uygulandığında; GPİ grubu için cerrahi öncesi, cerrahi sonrası6.ay-12.ay-24.ay sonuçları birbirleri arasında değerlendirildiğinde anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0.05). STN grubu için cerrahi öncesi ile cerrahi sonrası6.ay-12.ay-24.ay sonuçlarında anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0.05). GPİ ve STN grubu birbirlerine karşı değerlendirildiğinde cerrahi öncesi ile cerrahi sonrası6.ay-24.ay sonuçlarında anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0.05)ancak cerrahi sonrası 6.ay-12.ay sonuçları birbiri ile değerlendirildiğinde anlamlı bir fark bulunmamıştır. (p>0.05)

Buna sonuçlara göre, DBS cerrahisinin erken dönemde GYA üzerinde belirgin bir düzelme sağladığı, bu düzelmenin de GPİ DBS uygulanan hastalarda takip boyunca devam ettiği bulunmuştur.

49

Hoehn & Yahr Parkinson hastalığı düzeyi ölçeği (H&Y) test sonuçlarının karĢılaĢtırılması

Olguların hastalık evresi durumlarını değerlendirmek için bağımlı gruplarda tekrarlayan ölçümlerde ANOVA testi ile analiz edildiğinde cerrahi öncesi ile cerrahi sonrası 6.ay -12.ay- 24.ay dönemleri kendi aralarında değerlendirildiğinde test puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu bulunmuştur

Benzer Belgeler