• Sonuç bulunamadı

4. SONUÇLAR VE ÖNERĐLER

4.1. Yükseltgenme Đndirgenme Tepkimeleri ve Elektrokimya

Yapılan istatistiksel değerlendirmelere göre yapılandırmacı yaklaşıma uygun 5E öğrenme döngüsüne göre hazırlanan ders materyali, öğrencilerin yükseltgenme- indirgenme tepkimeleri ve elektrokimya konusunu kavramsal olarak anlamalarına olumlu yönde etki etmiştir (Çizelge 3.5.). Bu sonuç literatürle de uyum halindedir (Akar, 2005).

Bununla birlikte öğretim yaklaşımı dışında kavramsal anlamaya diğer faktörlerin de etki ettiği bilinmektedir. Ön bilgi, mantıksal düşünme yeteneği, tutum, fiziksel ortam, ihtiyaçlar ve öğrenim çevresi bu faktörler içinde önemli yer tutanlar olarak sayılabilir (Scott ve diğerleri, 1991; White, 1993).

Bu araştırmada yukarıda belirtilen faktörlerden önbilgi, mantıksal düşünme yeteneği, bilimsel işlem becerileri ve tutumların öğrencilerin kavramsal anlamalarına etkisi incelenmiştir. Bulunan sonuçlar ve olası nedenler aşağıdaki gibidir.

1. Araştırmada öğrencilerin yükseltgenme-indirgenme tepkimeleri ve elektrokimya konusunu öğrenebilmeleri için gerekli önbilgilerinin kavramsal anlamaya etki etmediği bulunmuştur (Çizelge 3.5). Öğrencilerin ön bilgileri bir konunun öğrenilmesine temel oluşturur. Bu yüzden öğrencilerin ön bilgilerinin kavramsal anlamaya etki etmemesi beklenmeyen bir durum olacaktır.

Bu araştırmada kullanılan ön bilgi testi araştırmanın yürütüleceği yükseltgenme – indirgenme tepkimeleri ve elektrokimya konusunu öğrenebilmesi için gerekli ön bilgilerin öğrenciler tarafından ne kadar öğrenildiğini saptamak amacıyla uygulandı. Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin ön bilgi test sonuçlarına bakıldığında ise her iki grubunda ortalama puanlarının çok düşük olduğu (deney grubu: 9,8; kontrol grubu: 8,3) ve gruplar arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı Çizelge 3.1’ den görülebilir. Bu sonuca göre her iki grup da araştırmanın yürütüleceği konu için gerekli ön bilgilere sahip değildirler ya da başka bir ifadeyle öğrenme ortamında birçok yanlış kavramaya sahip şekilde hazır bulunmuşlardır. Örneğin çalışma sonunda yapılan mülakatta öğrencilere bir pil potansiyel değerinin negatif olmasının ne ifade ettiği sorulduğunda verilen cevaplardan biri şöyledir:

“Pil gerilim değeri negatif çıkması durumunda şöyle yorumluyorum; atom gibi düşünüyorum, atom (-) yüklüyse elektron alma ihtiyacı vardır. Dolayısıyla burada biz dışarıdan enerji veririz”.

Öğrencinin bu cevabından anlaşıldığı gibi öğrenci, yükseltgenme- indirgenme konusu ile ilgili bir durumu daha önce öğrendiği atom konusuna benzeterek açıklamaya çalışmıştır. Ancak öğrencinin atom konusunda dahi yanlış kavraması vardır. Öğrenci eksi yüklü bir iyonun elektron eksikliğinin olduğunu düşünmektedir.

Bu yüzden öğrencilerin ön bilgilerinin kavramsal anlamaya etkisi olmamış olabilir. Bununla birlikte bu konu lise 3. sınıfların birinci döneminin ilk konusu olup, bu konudan sonra öğrenciler lise 1. Sınıfta öğrenimini görmüş oldukları kimyasal bağlar konusunu tekrar görerek organik kimya konularına hazırlık yapmaktadırlar. Lise 2’de ise, kimyasal tepkimeler, kimyasal tepkimelerde hız, kimyasal denge ve asit- baz konularını görmektedirler. Sıralanan bu konular ile araştırmanın

yürütüldüğü konunun içerikleri karşılaştırılacak olursa, yükseltgenme indirgenme tepkimeleri ve elektrokimya konusu farklı birçok yeni kavram ve beceri içerdiği görülebilir. Bu nedenle bu konu birçok konudan biraz da olsa izole durumdadır. Sonuçta da bu konunun izole doğası gereği öğrencilerin ön bilgileri yükseltgenme – indirgenme tepkimeleri ve elektrokimya konularındaki kavramsal anlamaya etki etmemiş olabilir. 2. Araştırmada aynı zamanda öğrencilerin mantıksal düşünme yeteneklerinin

kavramsal anlamaya etki edip etmediği de araştırıldı. Çizelge 3.5 incelenirse, öğrencilerin mantıksal düşünme yeteneklerinin kavramsal anlamaya etki ettiği görülebilir (p= 0, 017).

Bu durum literatürle de uyum halindedir (Bayram, Sökmen, 1999; Krajik & Honey, 1987). Mantıksal düşünme yeteneği öğrencinin somut veya soyut düşünmesine etki eder. Somut işlem döneminde bulunan bir öğrenci somut kavramları, soyut işlem döneminde bulunan bir öğrenci de soyut ve daha alt kavramları algılayabilir (Lawson ve Remer, 1975; Simpson ve Marek, 1988). Yükseltgenme indirgenme tepkimeleri ve elektrokimya konusu da kimyanın birçok konusu gibi soyut bir konudur ve birçok soyut kavram içerir. Bu sebeple soyut düşünebilen öğrenciler diğerlerine göre bu konuyu daha iyi kavramaktadırlar.

3. Araştırmada kavramsal anlamaya etkisinin araştırıldığı bir diğer faktör de öğrencilerin bilimsel işlem becerileridir. Bu amaçla Çizelge 3.5 incelenecek olursa bilimsel işlem becerilerinin kavramsal anlamaya istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olmadığı görülür (p= 0,254). Bilimsel işlem beceri testi öğrencilerin bilim insanının düşünüş tarzını anlayıp anlamadıklarını araştıran bir testtir. Bilimsel olgulara bilim insanlarının düşünüş tarzıyla yaklaşamayan öğrencilerin, o olgular hakkında verileri toplama-değerlendirme-hipotez kurma-test etme gibi bilimsel süreç becerilerini gerçekleştirmeleri ve dolayısıyla bilimsel görüşle uyumlu bir kavramsal anlama geliştirmesi zordur. Bu sebeple kontrol ve deney grubu öğrencilerinin yükseltgenme - indirgenme tepkimeleri ve elektrokimya konusundaki kavramsal anlamalarına

öğrencilerin bilişsel işlem becerilerinin etkili olması beklenilmektedir.

Ancak bu çalışmada yükseltgenme indirgenme tepkimeleri ve elektrokimya konusundaki kavramsal algılamalarına öğrencilerin bilimsel işlem becerilerinin istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Bunun sebebi öğrencilerin alışık oldukları soru tarzı ile kavram testinin soru tarzının farklı olması olmuş olabilir. Çünkü öğrencilerin derslerinde Bloom taksonomisinin üst basamakları olan uygulama, analiz- sentez, değerlendirme tarzında soruların sorulmayıp, sadece anlama, bilme tarzında sorular sorulmaktadır (Karamustafaoğlu, 2003). Sonuç olarak öğrencilerin bu tarz sorulara alışık olması sebep olarak gösterilebilir.

4. Son olarak araştırmada kavramsal anlamaya tutumun etkisi incelenmiştir. Tutum, öğrencilerin bir konu ile ilgili sahip oldukları değer ve inançlardır. Bu sebeple kavramsal anlamaya etki etmesi beklenir. Ancak araştırmada tutumun kavramsal anlamaya istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi tespit edilmemiştir. (Çizelge 3.5, p= 0,710). Bunun sebebi araştırmada dikkate alınmamış farklı faktörlerin bulunması olabilir.

Ayrıca bu araştırmada öğretim modelinin tutuma etkisi olup olmadığı da incelenmiştir. Bu amaçla kontrol ve deney grubu öğrencilerinin MDGT, BĐBT, ÖBT, EKT-i ve TT-i test puanları kontrol altına alınıp ANCOVA analizi yapılmış ve sonuçlar Çizelge 3.6’ da verilmiştir. Analiz sonuçlarına göre öğretim modelinin öğrencilerin kimya tutumları üzerine istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi yoktur (Çizelge 3.6, p= 0,058).

Bunun nedeni, bu öğretim modelinin öğrenciler için yeni bir model oluşu, böyle bir modele alışık olmamaları ve bu modelin kullanıldığı öğretimin süresinin öğrencilerin tutumlarını geliştirmeleri için uzun olmamasından kaynaklanabilir. Bu sonuç literatürle de örtüşmektedir (Akar, 2005). Ancak uzun dönemli araştırmalarda öğrencilerin tutumlarında iyileşme olabilmesi sağlanabilmektedir.

Yine de uygulama sonrasında yapılan mülakatlarda, daha önce kimya dersini pek sevmediğini ifade eden bazı öğrenciler, kullanılan yaklaşımın ve yapılan etkinliklerin derse olan ilgilerini artırdığını belirten açıklamalarda bulunmuşlardır.. Yani araştırma sonuçlarında kullanılan yaklaşımın öğrencilerin tutumlarına istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olmamasına rağmen kimya dersine olan tutumunda değişik olan öğrenciler de vardır.

Benzer Belgeler