• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM: GİRİŞ

I.5. Yöntem ve Veri Toplama Teknikleri

Araştırmada, ele alınan konu bağlamında kuramsal bilgiye erişim için

“Tarama Modeli” kullanılmıştır. Karasar (2011, 77-78) tarama modelini şöylece tanımlamıştır: “ Tarama modelleri, geçmişte ya da halen var olan bir durumu var olduğu şekliye betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımlarıdır. Araştırmaya konu olan olay, birey ya da nesne, kendi koşulları içinde ve olduğu gibi tanımlanmaya çalışılır. Tarama araştırmalarında geçmiş olaylara ilişkin olgu bulma, ilişki kurma ve yargılamada bulunabilme amacı ile kanıtların toplanması ve değerlendirilmesi bir başka önem kazanır.” Bu doğrultuda, araştırmada literatür taraması yapılmış, basılı ve elektronik ortamda bulunan kaynaklara erişilmiş ve erişilen kaynaklarda yer alan bilgiler, sistematik hale getirilmiş, analiz edilmiş, değerlendirilmiştir.

Tezde, ülke gerçeklerinde çocuklara medya okuryazarlığını kazandırma doğrultusunda pratik düzlemde kütüphanelerin ve kütüphanecilerin sundukları hizmetleri ve/veya katkılarına ilişkin verilerin toplanması amacıyla da veri toplama tekniği olarak “Görgül Araştırma” gerçekleştirilmiştir. Tezin pratik düzleminde gerçekleştirilen araştırma özgündür; birincil verileridir. Ankara’da bulunan halk kütüphanelerinin çocuk bölümlerinde ve sadece bir tane olan çocuk kütüphanesinde niteliksel inceleme yapılmıştır. Büyüköztürk vd. (2013, 12) görgül araştırmaların, araştırma sorularını cevaplamada ihtiyaç duyulan verilerin anket, gözlem, görüşme gibi çeşitli araçlarla toplandığı çalışmaları tanımladığını belirtmişlerdir.

Görüşme, sosyal bilim araştırmalarında en sık kullanılan tekniklerden biridir.

Bunun nedeni, görüşme yönteminin bireylerle ilgili tutum, duygu, düşünce ve inançlarına ait bilgileri elde etmede etkili bir yöntem olmasıdır.

Görüşme ya da mülakat (interview), “sözlü iletişim yoluyla veri toplama (soruşturma) tekniğidir. Görüşme, çoğun, yüz yüze yapılmakta ise de, telefon ve televizyonlu telefon gibi anında ses ve resim ileticileriyle de olabilir” (Karasar, 2011, 165). Büyüköztürk vd. (2013, 150-151) görüşme için şu açıklamayı getirmişlerdir:

“Görüşme, en az iki kişi arasında sözlü olarak sürdürülen bir iletişim sürecidir.

Görüşme, araştırmada cevabı aranan sorular çerçevesinde ilgili kişilerden veri toplama şeklinde ifade edilebilir. Görüşme belirli bir araştırma konusunu veya bir soru hakkında derinlemesine bilgi sağlar.”

Araştırmada, yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. “Yapılandırılmış görüşmelerde, araştırmacının belirli bir sırayla önceden hazırlamış olduğu sorular vardır ve genellikle görüşülenden seçeneklerden birini seçmesi istenir” (Büyüköztürk vd., 2013, 151).

Görüşme tekniği aracılığıyla elde edilen veriler, hem ses kaydı hem not alma yolu ile kayıt altına alınmış ve dokümante edilmiştir. Görüşmeler, çoğunlukla yüz yüze ve bire bir yapılmıştır. Az sayıda olan bazı veriler ise telefon görüşmesi veya e-posta aracılığıyla elde edilmiştir.

Görüşmeyi en iyi şekilde gerçekleştirmek için görüşmecilerden önceden randevu alınmıştır. Görüşme aşamasında, kâğıda yazılmış araştırma sorularını sormadan önce çalışmanın kuramsal tartışmasında yer alan medya okuryazarlığının bir tanımı aktarılmış ve açıklama yapılmıştır. Görüşmenin avantajları, dezavantajları ve güvenirliği göz önüne bulundurularak, mümkün olduğunca, soruların dikkatli hazırlanmasına çalışılmıştır. Yüz yüze gerçekleştirilen görüşmeler sırasında kütüphaneler, araştırmacı tarafından fiziksel olarak da incelenmiştir.

Görüşme bireysel ve grupça olmak üzere, iki sınıfta incelenebilir. Bireysel görüşmede, görüşmeci ile kaynak kişi dışında kimse bulunmaz. Grupça görüşmede ise çok sayıda kaynak kişi konuyu birlikte görüşüp tartışırlar. Çoğu görüşmeler, bireysel niteliktedir (Karasar, 1991, 167). Tezde, araştırma kapsamında bulunan tüm halk kütüphanelerinin çalışanları ile bireysel görüşme yapılmıştır. Ancak bu çalışma doğrultusunda Turizm ve Kültür Bakanlığı, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü- KYGM şube müdürü ve Ankara Halk Kütüphanelerin sorumlusu ile olan görüşme iki kişi ile aynı anda, başka bir deyişle grupça olmak üzere görüşme yapılmış ve veriler toplanmıştır.

Araştırmanın evren ve örneklemine ilişkin saptama aşamasında şöylece bir yol izlenmiştir: Öncelikle, zaman ve coğrafi sınırlılıklar bağlamında çalışmanın Ankara ilinde bulunan halk kütüphaneleri ile sınırlı tutulması öngörülmüştür. Bu araştırmanın evrenini, Ankara’nın il ve ilçe halk kütüphanesi olarak örgütlenen toplam 42 halk kütüphanesi oluşturmaktadır. Evren içinden örneklem seçiminde ilçelerin nüfus büyüklükleri esas alınmış ve örneklem alınan ilçeler nüfus büyüklüğüne göre seçilmiştir. Araştırma konusu bağlamında, doğrudan çocuk kütüphanesi olan bir kütüphane ve çocuk bölümleri ya da çocuklara yönelik kitapların ayrıldığı il ve ilçe halk kütüphaneleri bazında çalışma yapılmıştır. İlçelerin nüfusu, 0-50, 51-200 ve +200 bin olarak üç bölüme ayrılmaktadır. Nüfus büyüklüğüne göre, 200,000 ve üzeri olan ilçelerde bulunan kütüphaneler araştırma kapsamına alınmıştır (Bkz. Ek 2). Bu doğrultuda 42 olan halk kütüphanesi içinde Ankara’nın 6 İlçesi olarak; Altındağ, Çankaya, Keçiören, Mamak, Sincan ve Yenimahalle’de bulunan 15 il ve ilçe halk kütüphanesi örneklem olarak belirlenmiş ve yapılandırma tadilatı nedeniyle geçici olarak kapalı olan bir kütüphane dışında diğer 14 halk kütüphanenin tümüne

ulaşılmıştır. Bunun yanı sıra Altındağ İlçesine bağlı Mehmet Akif Ersoy Edebiyat Müze Kütüphanesi ve Çankaya İlçesine bağlı Cer Modern Sanat Kütüphanesi, bilindiği üzere sanata yönelik bir kütüphanedir ve çocuk bölümü bulunmamaktadır.

Bundan ötürü sözü edilen üç kütüphane araştırma kapsamında yer almamaktadır.

14 İlçe Halk kütüphanesin arasında 8 kütüphanede ayrı bir yer olarak çocuk bölümü bulunmaktadır ve diğer kütüphanelerde çocuklara yönelik bilgi kaynağı olarak kitaplardan oluşan raflar vardır. Ayrıca, bu kütüphaneler ile birlikte Çankaya İlçesi Ali Dayı çocuk kütüphanesi sadece çocuklara özel bir kütüphanedir. En iyi örnekler olarak toplam söz edilmiş bu 14 kütüphane örneklem olarak seçilmiştir. Bu kütüphanelerde, kütüphane yönetici, eski adıyla Kütüphanecilik veya Bilge ve Belge mezunu olan görevli kütüphaneci, kütüphanede bilgisayar İşletme mezunu ve kütüphanede çalışan memurlar ile birebir görüşmelerin 13’ü yüz yüze ve 2’si telefon ve-posta üzerinden yapılmıştır. Çocuk bölümünden sorumlu olan kütüphane personeli ile görüşmeler yapılmıştır. Bu çalışmada görüşme yöntem ile halk kütüphanelerin çocuklara yönelik rollerini ve medya okuryazarlığı kavramı arasında ilişki kurularak seçilen bu 14 kütüphaneye seçilerek belirlenen temalar üzerinden kütüphane personellerine 8 soru sorulup ve derinlemesine görüşmeler yaparak incelenmiştir. Kütüphanenin fiziki ve istatistik yönünden mevcut durumları gözlem yolu ile tespit edilmiştir. Ayrıca, örnek olarak bir kaç kalk kütüphaneler ile ilgili fotoğraf görüntüleri yer almaktadır.

Tablolar ve fotoğraflar ile ilgili tüm bilgiler daha önce sözedilen kütüphaneleri ile 2016 yılında yapılan yüz yüze, telefon ve e-posta ile gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda elde edilmiştir.