• Sonuç bulunamadı

Yönetici - Öğretmen ĠliĢkilerinde Ayrımcılık ve TükenmiĢlik

BÖLÜM 1: KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.5. Yönetici - Öğretmen ĠliĢkilerinde Ayrımcılık ve TükenmiĢlik

Ayrımcılık, en önemli evrensel ilkelerden biri olan insan haklarına tamamen ters bir uygulamadır. Dolayısıyla hangi sosyolojik birimde (aile, okul, iĢyeri gibi) uygulanırsa uygulansın kabul edilemez bir olgudur (Seymen ve Bolat, 2005: 37). Öğretmenlerde çeĢitli problemlere yol açabilecek olan yöneticilerin uyguladığı ayrımcılıklar ortadan kaldırılmalı aksi taktirde eğitim sistemine olumsuz yansımalarla karĢılaĢılacaktır. Mesleğe karĢı güçlü bağlılık duygusu, öğretmenliğin önemli nitelikleri arasında yer almaktadır. Öğretmenlik mesleğini seven, mesleği yerine getirirken zevk alan, mesleki etiğe değer veren öğretmenler, mesleğin gerektirdiği temel nitelikleri üzerinde taĢıyor demektir. Bu nitelikler öğretmenlerin mesleği algılayıĢıyla doğrudan ilgilidir (ġiĢman ve Acat, 2003: 239). Aydın (2003: 87)‘a göre okul yöneticilerinin dikkat etmesi gereken unsurlar

a) Bütün toplum üyelerine saygı: okul yöneticisi, bütün bireylerin ve okulda bulunan tüm üyelerin aynı değerde olduğunu kabul etmeli ve okul toplumunun tüm bireylerine saygılı davranmalıdır.

80

b) Farklı kültür ve düĢüncelere hoĢgörü: bu günün okul yöneticileri, çoğulcu demokratik toplumun özgür bireylerinden oluĢan bir okulu yönetmekle yükümlüdürler.

c) Bireylerin eĢitliği: bütün bireyler okulda sunulan eğitim olanaklarından eĢit olarak yararlanma, baĢarılı olmak için eĢit fırsatlardan eĢit olarak yararlanmak, eĢit davranıĢ görme hakkına sahiptirler.

d) Kaynakların eĢit dağıtımı: okul yöneticisi, okulun kaynaklarını öğretmenler arasında adil olarak dağıtmalı ve öğrenciler için en üst düzeyde yarar sağlayacak Ģekilde kullanmalıdır.

Bireyin bir iĢi yaparken yaptığı iĢle ilgili tutumunun sonucu etkileyebileceği ve mesleğini sevmeyen birinin o meslekte baĢarılı olamayacağı inkar edilemez bir gerçektir. Dünyadaki bilimsel ve teknolojik ilerlemeler eğitilen kesime öğrenmeyi kolaylaĢtırıcı imkânlar sunmakla birlikte öğretmen öğesi, eğitim-öğretimde yeri doldurulamayan birinci öğe olma özelliğini her zaman sürdürmüĢtür. Çağın getirdiği tüm imkânlar ancak öğretmenlerin canlı kiĢilikleri ile umulan katkıyı sağlamakta ve yararlı olmaktadır. Bu noktada öğretmenin kiĢiliği, mesleki yeterliği ve öğretmenlik mesleğine yönelik tutumu büyük önem taĢımaktadır (Alım ve Bekdemir, 2006). Okuldaki yönetici-öğretmen iliĢkisi ve yönetimin öğretmenlere yönelik uygulamalarına bağlı olarak öğretmenlerin okul yönetimine iliĢkin inancının öğretmenlerin yeterlik duygularını etkilediği ileri sürülebilir. Ayrıca, okuldaki öğretmenler arasında yüksek ancak ulaĢılabilir amaçlar oluĢturulduğunda, düzenli ve ciddi bir öğrenme ortamı yaratıldığı ve akademik üstünlüğe saygı gösterildiğini algısını taĢıyan öğretmenlerin kiĢisel öğretim yeterliği artmaktadır (Celep, 1997: 27– 32). Ayrımcılığın en önemli bireysel sonuçları, motivasyonu düĢürmesi ve çeĢitli psikolojik sorunlara yol açmasıdır (Seymen ve Bolat, 2005: 36). Olumsuz çalıĢma koĢulları altında çalıĢma, bireyi tüketerek ister istemez verdiği hizmetin, üretimin nitelik ve niceliğinde bozulmaya neden olabilmektedir (Çam, 1995: 11).

GeliĢmiĢ ülkelerde yapılan araĢtırmalar sistemde çok önemli bir yere sahip olan öğretmenlerin baĢarısını en çok etkileyen etken okul yöneticisi olduğunu göstermektedir (Alıç, 1996). Yöneticiler, kendi emir kumandaları altındaki astlarını iĢletme içinden gelecek her türlü tehlikeye karĢı korumalı ve çıkarlarını gözetmelidir.

81

Buradaki çıkarlar, ücretler, çalıĢma koĢulları, zamanında ve kaliteli hammadde temini, yükselme (terfi etme) olanakları olarak belirlenebilir. ĠĢgörenlerin bu türlü sorunlarına adil ve sürekli ilgi gösterilmesi Ģikâyetleri azaltmakla kalmaz aynı zamanda iĢgörenlerin yöneticilere karĢı duyduğu bağlılık (sadakat) duygusunu geliĢtirir. Gösterilen baĢarılar mutlaka öteki ilgililerin gözleri önünde takdir edilmelidir. Bu durum ilgiliyi arkadaĢlarının gözünde yükseltecektir. Takdir adaletine de dikkat etmeli ve aynı baĢarıya ulaĢmıĢ kiĢilere farklı törenler düzenlenmemeli ve farklı ödüller verilmemelidir. Aynı durum, eğer baĢarı bir kiĢinin değil de bir grubun ortak çabalarının ürünü ise ve fakat ödüllendirme grup üyelerinin hepsini kapsayacak Ģekilde yapılmıyorsa, meydana gelen bu gibi haksızlıklar için de geçerlidir (Eren, 2001: 514). Okul yöneticisinin eylemleri, demokratik bir toplumun değerleri ile bütünleĢmeli ve evrensel etik ilkeler tarafından yönlendirilmelidir. Etik ilkeler, toplumun bütün üyelerine saygılı olmayı, farklı kültürlere ve düĢüncelere karĢı hoĢgörüyü, kiĢilerin eĢitliğinin kabul edilmesini ve kaynakların adil olarak dağıtılmasını içerir (Calabrese,1989: 16 aktaran Aydın 2003: 86–87).

TükenmiĢlik, bir stres denklemidir ve ilerleyici bir süreçtir. Tükenmenin nedenleri, insanın beklentileri ile iliĢkilendirilmektedir (Tümkaya, 1996: 11). Ġnsanları çalıĢmaya sevk eden önemli bir etmen gösterdikleri çabalar sonucunda elde edecekleri baĢarı umutlarıdır. Bu umutlar gerçekleĢtirildiği ölçüde tatmin olacaklardır (Eren, 2001: 501). Ġnsanlar, baĢarılarının baĢkaları tarafından tanınmasından, bilinmesinden ve takdir edilmesinden mutlu olurlar. Ödüllendirilen baĢarılar, baĢarının pekiĢtirilmesi yanında çalıĢanların motivasyonunu ve morali açısından. Ödül denilince çalıĢanların sadece maddi ödüllerle ödüllendirilmesi anlaĢılmamalıdır. Bir okulda öğretmenlerce bireysel ya da grup halinde gerçekleĢtirilen baĢarıların tanınması, bilinmesi, kutlanması, onların okulla bütünleĢmeleri yönünden önemlidir (ġiĢman, 2000: 101). BaĢkaları için bir Ģeyler yaptığımızda, yaptığımızın iĢin takdir edilmesi hoĢumuza gider, çalıĢmamızın boĢa gitmemiĢ olması bizi sevindirir (Örmen, 1993: 9).

Yöneticinin takdir hakkı, hatalı kullanıldığı zaman, manevi sorumluluk getirir (Bursalıoğlu, 1982: 262).

Her birey yaĢam görüĢü bakımından, diğer bireylerden ayrılabilir. Yine, onları davranıĢa geçiren güdüler çeĢitlilik ve Ģiddet bakımından farklılık gösterebilir. Ayrıca

82

bireyler birbirlerinden farklı amaçlara sahip olabildikleri gibi, aynı amaçlara da sahip olabilirler. Ancak, bireyler amaçlarına ulaĢacak yolları farklı seçebilirler. Bu nedenle; bireyleri güdülemek için kullanılacak özendiricilere tepki bireyden bireye farklılık gösterir. Buna bağlı olarak; güdülerin doyum düzeyi de farklı olacaktır. Çünkü her bireyde kiĢiliği gereğince; hırslar, arzular ve gereksinim düzeyleri farklıdır. Örneğin; Bazı bireyler fazla hırslı değildir, fazla sorumluluk almaktan kaçınırlar. Bu bireyler için belli bir statüye yükselmek yeterli olabilir. Bazı bireyler de; bir yükselme ile doyuma ulaĢmazlar, daha fazla sorumluluk üstlenmek onları mutlu edebilir. Bu özellikteki bireyler; hırslı, tutkulu ve sürekli yükselme etkinliklerinde bulunurlar. Bu tür tutum ve davranıĢlar örgütlerde iĢ gören politikalarının belirlenmesinde önem arz eder (Eren, 1989: 59).

Okul yöneticisi ile aynı fikir ve tutumları paylaĢmayan, çalıĢkan ve baĢarılı öğretmenler çok görülmüĢtür. Bu yöneticilerin, meslekî değer sistemleri kuvvetli olanların böyle öğretmenlere diğerlerinden farklı davranmadığı, zayıf olanların ise, onları hakları bulunan örgüt nimetlerinden yoksun bıraktığı bir gerçektir. Oysa, yönetici; yasalarımıza göre nesnel, eĢit ve genel davranmak zorundadır. Din, dil, ırk, cinsiyet, siyasî düĢünce, felsefî görüĢ ayrımı yapamaz. Böyle bir ayrımcılığı yöneticilik meslek ahlâkı ile bağdaĢtırmak olanağı yoktur. Bir yerde münakaĢa varsa orada haksızlık yapılıyor demektir (Dere, 2000). Özellikle insanlarla ilgili konularda karar verirken duygularından mümkün olduğu ölçüde sıyrılabilmek ve daha çok bilinç ve mantığa dayanarak, adilce bir karar verebilmek kolay değildir. Ancak, yöneticinin aldığı karar sadece kendisini değil, çalıĢtığı kuruluĢu, çevresini ve emrinde görevli bütün elemanları da ilgilendireceğine göre, objektif olması temel koĢullardan biri olmalıdır (Eren, 2001: 13). Yöneticinin ayrımcılık uygulamaları öğretmenlerin tükenmiĢlik yaĢamalarına neden olabilmektedir. Öğretmenin insan yetiĢtirmedeki aktif rolünü düĢündüğümüzde bu problemin ne kadar önemli olduğu sonucuna varabiliriz. Çünkü tükenmiĢ öğretmenler yetersiz insan kitlelerinin oluĢmasına neden olur.

83

Benzer Belgeler