• Sonuç bulunamadı

Viyana Nomogramı 10 Kor Biyops

Hasta yaşı <50 50-70 70˂ <50 50-70 70˂

Kanser yok 1(%50) 89(%76,1) 31 (%60,8) 1(%50) 91(%77,8) 32(%62,7)

Kanser var 1(%50) 28(%23,9) 20 (%39,2) 1(%50) 26(%22,2) 19(%37,3)

Total 2(%100) 117(%100) 51 (%100) 2(%100) 117(%100) 51(%100)

Şekil 12. Yaş gruplarına göre Viyana Nomogramı ve 10 kor prostat biyopsisi ile kanser tanılarının karşılaştırılması

Prostat boyutlarına göre 30 cc altında 26 hastaya prostat biyopsisi yapılmıĢ olup Viyana Nomogramında ve 10 kor biyopside 12/26 (%46,2) hastada prostat kanseri tanısı koyulmuĢtur. 30-50 cc arasında 51 hastadan prostat biyopsisi alınmıĢ olup kanser saptanma oranı Viyana Nomogramına göre 22/51 (%43,1) , 10 kor biyopside 21/51 (%41,2) olarak bulunmuĢtur. Buna göre bu hastalarda sadece 10 kor biyopsi uyguansaydı 1 (%1,9) hastada prostat kanseri atlanmıĢ olunacaktı. 50 cc üstünde 93 hastadan prostat biyopsisi alınmıĢ olup kanser saptanma oranı Viyana Nomogramına göre 15/93 (%16,1), 10 kor biyopside 13/93 (%14) olarak bulunmuĢtur. Buna böre bu hastalarda sadece 10 kor biyopsi uygulansaydı 2 (%2,1) hastada prostat kanseri atlanmıĢ olunacaktı (Tablo 8) , (ġekil 13).

<50 50-70 70˂ <50 50-70 70˂ 1 89 31 1 91 32 1 28 20 1 26 19

Viyana Nomogramı 10 Kor Biyopsi

Kanser yok Kanser var

Hasta Yaşı

Tablo 8. Prostat boyutlarına göre Viyana Nomogramı ile 10 kor prostat biyopsisinin karşılaştırılması

Şekil 13. Prostat boyutlarına göre Viyana Nomogramı ve 10 kor prostat biyopsi ile kanser tanılarının karşılaştırılması

<30 30-50 50˂ <30 30-50 50˂ 14 29 78 14 30 80 12 22 15 12 21 13

Viyana Nomogramı 10 Kor Biyopsi

Kanser yok Kanser var

Prostat Volümü

Viyana Nomogramı 10 kor

Prostat volüm <30 30-50 50˂ <30 30-50 50˂

Kanser yok 14(%53,8) 29(%56,9) 78(%83,9) 14(%53,8) 30(%58,8) 80(%86) Kanser var 12(%46,2) 22(%43,1) 15(%16,1) 12(%46,2) 21(%41,2) 13(%14)

TARTIŞMA

Prostat kanseri tanısında PSA‘nın klinik kullanıma girmesi ile prostat kanseri insidansında bir artıĢ olurken, Walsh ve ark. (36) prostat anatomisi ve anatomik radikal prostatektomiyi tarif etmesi ile ameliyat baĢarısı, kansere bağlı sağkalım artmıĢ, erektil fonksiyon korunması ve kontinansın sağlanması amaçlanmıĢtır. Buna bağlı olarak prostat kanserinin erken evrede yakalanabilmesi için çalıĢmalar artmıĢtır.

Prostat kanseri tanısında kullanılan en önemli yöntem transrektal ultrason eĢliğinde prostat biyopsisidir. TRUS eĢliğinde prostat biyopsi endikasyonu, rektal muayenede prostat kanseri lehine bulgu varlığı ya da serum PSA düzeyinin normal seviyenin üzerinde bulunmasıdır. PRM normal olsa bile yüksek PSA‘lı erkeklerde prostat biyopsisi çoğunlukla uygun görülür. TRUS, prostat kanseri için bir tarama yöntemi olarak öne sürülmekle birlikte (37), fiyatı ve sınırlı duyarlılık ve özgüllüğü nedeniyle tarama yöntemi olarak ilgi görmemiĢtir (38).

Üç geliĢme TRUS prostat biyopsisinde tercih edilen bir yaklaĢım olarak kabul ettirmiĢtir. Ġlki teknolojik geliĢmeye paralel olarak yüksek frekanslı transdüserlerin rezolüsyonunun artması ile prostat kanseri tanısında avantaj sağlanmıĢ olmasıdır (39). Ġkinci olarak prostat biyopsisini anestezik kullanımı gerektirmeyen ve kısa süreli bir klinik iĢlem haline getiren yaylı otomatik biyopsi iğnelerinin kullanıma girmesidir (40). Son olarak 6-kor biyopsi yönteminin tanımlanması ile sistematik randomize prostat biyopsi uygulamalarının daha önce uygulanan lezyona yönelik biyopsilere göre prostat kanseri tanısındaki üstünlüğünün kanıtlanmasıdır (41).

Prostat kanser tanısında yapıla gelmekte olan lezyona yönelik biyopsi iĢlemi Hodge ve ark. (41) oldukça düĢük komplikasyon oranı (%1) bildirdikleri sistematik sekstant prostat

biyopsi uygulaması sonrası hızla tüm dünyada kabul görmüĢ ve üroloji pratiğinde rutin uygulamaya girmiĢtir.

Son yıllarda sekstant prostat biyopsi uygulamasında alınan parça sayısının yeterliliği sorgulanmıĢ olup, bu konuda birçok çalıĢma yapılmıĢtır (42). ÇalıĢmalar genellikle alınan biyopsi adedinin artmasıyla kanser yakalama oranının arttığı yönünde olmasına rağmen günümüzde halen kabul gören standart bir uygulama oluĢmamıĢtır. Bu de çalıĢmada literatüre katkı sağlamak amacıyla 10-kor prostat biyopsisi ile Viyana Nomogramına göre alınan prostat biyopsi uygulamasını karĢılaĢtırılarak ve Viyana Nomogramı uygulamasının prostat kanseri yakalamada üstünlüğü olup olmadığını değerlendirmek amaçlanmıĢtır.

Tobiume ve ark. (40) 6, 12 ve 18-kor prostat biyopsi aldıkları hastalarda prostat kanseri yakalama insidansını incelemiĢ ve kanser yakalama oranlarını sırasıyla %15, %17 ve %32 olarak bulmuĢlardır. Biyopsi sayısının 6‗dan 12‗ye çıkarılması ile kanser yakalama oranında istatistiksel anlamlı bir artıĢ görülmez iken, prostat biyopsi sayısını 18-kora çıkarılması ile kanser yakalama oranında anlamlı bir artıĢ saptamıĢlardır.

Kimi yazarlara göre prostat biyopsisinin sayısının arttırılması kanseri saptama oranını arttırmaktadır (43-45). Uzun biyopsi protokollerinin uygulanması satüre biyopsi düzenlerine yol açmıĢtır ve bir oturumda 22-24 biyopsi koru alınmaktadır (46,47). Bu biyopsi düzeni özellikle prostatın lateral periferik zonu ve apeksini hedeflemektedir. Jones ve ark. (48) satüre biyopsilerin, inisyal biyopsi stratejisi olarak faydalı olmadıklarını gösterdiler. Satüre biyopsi (24 kor) uygulanan 139 hastayı kapsayan bir kohortta, vakaların %44,6‘ında prostat kanseri saptanır iken 87 hastayı dâhil eden eski bir kontrol grubunun (10 kor) kanseri saptama oranı %51,7 idi. Guichard ve ark. (49) 1000 ardıĢık hastanın vaka serisini yayımladı. Ġlk kez biyopsi uygulanan hastalarda, 6-,12-,18- ve 21-kor biyopsi stratejilerinin kanseri saptama oranları sırasıyla %31,7;%38,7;%41,5 ve %42,5 idi. Ġnisyal biyopsi olarak satürasyon tekniği kullanan baĢka yazarlar da %40 cıvarında bir kanseri saptama oranını bildirdiler (50). Hâlbuki tekrardan alınan biyopsilerde satürasyon tekniğinin etkili olduğu gösterildi (51,52).

Son zamanlarda, standart olan sekstant biyopsi protokolü kullanılarak daha büyük glandların olası yetersiz örneklenmesi açısından birkaç kaygı vardır (53,54)

Naughton ve ark. (55) 6 ve 12- kor prostat biyopsi uygulamasını karĢılaĢtırdıkları çalıĢmalarında 244 hastayı randomize etmiĢler ve prostat kanseri yakalama oranlarını sırasıyla %26 ve %27 olarak bulmuĢlardır. Elde ettikleri bulgulara göre 6- kor prostat biyopsi uygulamasının kanser tanısı için yeterli olacağını savunmuĢlardır. Ayrıca çalıĢmacılar 6 ile 12 kor biyopsi uygulaması arasında kanser yakalama oranında bir plato bölgesi olduğunu, buna bağlı olarak da sekstant biyopsi sayısının 2 katına çıkarılmasının biyopside kanser yakalama

oranlarını beklendiği gibi arttırmayacağı teorisini de ortaya atmıĢlardır.

Scattoni ve ark. (56) baĢlangıç biyopsi olarak 12-kadran ve 18-kadran biyopsi tekniklerinin prostat kanseri yakalama etkinliğini karĢılaĢtırmıĢlardır. Kanser yakalama oranı her iki teknikte de bir birine çok yakın sonuçlar göstermiĢtir (sırasıyla %38,4 ve %39,9).Bu araĢtırmacılar sadece prostat volumünün 55 gr ve üzeri olan hastalarda 12-kora göre 18-kor biyopsi tekniği ile daha fazla kanser saptandığını bildirmiĢlerdir.

Bu bulgunun tersini söyleyen çalıĢmalar da mevcuttur. Ravery ve ark. (57) ilk biyopside 20- kor satürasyon biyopsi uyguladıkları hastalarda daha yüksek kanser tanı oranı elde ettiklerini bildirmiĢlerdir.

Konu ile ilgili yazarlar biyopsi adedinden çok biyopsi lokalizasyonun önemli olduğunu vurgulamaktadırlar. Bu nedenle en sık kanser geliĢen prostat lokalizasyonunun saptanması ve bu lokalizasyonlardan daha fazla sayıda biyopsi alınması gereğine dayanarak özellikle satürasyon biyopsi uygulamalarında çok çeĢitli protokoller öne sürülmüĢtür. Bazıları orta hat lokalizasyonundan, bazıları da apeks ve median bölgelerden daha fazla biyopsi alınmasının avantajını vurgulamıĢlardır (46).

1969 yılında, McNeal (58) prostatın farklı zonlarını tarif edip periferik zondaki prostat kanserinin orjini ve yayılımı hakkında yazdı. 1989 yılında Hodge ve ark. (59) TRUS rehberliğinde yapılan sistematik sekstant prostat biyopsisini geliĢtirdiler. Midlobar parasagittal düzlemde kranialden kaudale kadar bu altı biyopsi düzenli bir Ģekilde alındı. Stamey, periferik zonu iyi örneklemek için korların daha lateralden alınmasını önerdi (60). Birkaç çalıĢmada transizyonel zon biyopsilerinin, kanseri saptama oranını arttırmadığı gösterildi (61).

Farklı çalıĢmalarda TRUS prostat biyopsisi ile prostat kanseri saptama oranları %10-27 olarak bildirilmektedir (62,63). Negatif tekrar biyopsisi olan 5 veya 10 hastanın birinde kanser varsa, biyopsi planı tekrar gözden geçirilmelidir (64). Sistematik olarak tekrar biyopsinin uygulanması, olguların %90‘ında gereksiz invaziv prosedürlerin uygulanmasına neden olur (62,65).

2005 yılında, Remzi ve ark. (53,66) “European Prostate Cancer Study” nın verilerini kullanarak Viyana Nomogramını geliĢtirdiler. Nomogram, yaĢ ve total prostat hacmine dayanarak prostat biyopsisi sırasında alınması gereken kor sayısını belirlemektedir. Nomogramın amacı, genç ve büyümüĢ prostatı olan erkeklerde prostat kanseri saptama oranlarını arttırıp yaĢlı erkeklerde ―anlamsız‖ kanserleri yakalamaktan kaçınmaktır.

502 hastanın (PSA düzeyi 2-10 ng/mL) dâhil edildiği Remzi ve ark. (66) prospektif çalıĢmasında Viyana Nomogramı grubunun prostat kanseri saptama oranı %36,7 iken 8-kor

ve tekrar biyopsilerde %22 ve %10 bulunmuĢtur. Alınan ortalama kor sayısı, hasta yaĢı, toplam prostat hacmi ve PSA düzeyi sırasıyla 10 kor, 65 yaĢ, 43 ml ve 5,5 ng/mL idi. Bu prospektif çalıĢmanın sonuçları “European Prostate Cancer Study” nın çalıĢması ile uyumlu idi (53). 303 hastanın (PSA düzeyi 2,5 – 50 ng/ml) dâhil edildiği Angus ve ark. (42) bir çalıĢmasında Viyana Nomogramı ile 8 kor prostat biyopsi protokolleri karĢılaĢtırılmıĢ olup 8- kor grubundaki toplam kanseri saptama oranı (%38,4) Viyana grubundakinden (%35,5) daha yüksek bulunmuĢtur. PSA düzeyi ˂10 ng/ml alt grubunda yapılan karĢılaĢtırmada ise 8-kor grubunda kanser saptama oranı (%33) Viyana grubundakinden (%28,1) daha yüksek bulunmuĢtur. Bizim çalıĢmamızda ise 170 hastadan prostat biyopsisi alınmıĢtır. Kanseri saptama oranı Viyana Nomogramı grubunda %28,8‘e karĢı 10 kor prostat biyopside %27,1 bulunmuĢtur. Bu sonuçlara göre istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıĢtır. Oysaki Remzi ve ark. (53,66) çalıĢma sonuçlarına göre bu farkların daha fazla anlamlı çıkması beklenirdi. Angus ve ark. (42) çalıĢma sonuçlarına göre ise 8- kor prostat biyopsisinin Viyana Nomogramına göre kanser saptama oranı daha baĢarılı bulunmuĢ olup ayni yazarlar, bu farkların yoksanabilir düzeyde olduğunu belirtmiĢlerdir. 8- kor biyopsi grubunda yapılan DRM‘nin Viyana Nomogramı grubuna göre malignite yönünden daha Ģüpheli bulunmasından dolayı 8 kor prostat biyopside yüksek kanser saptanma nedeni olabileceği düĢünülmüĢtür. Diğer çalıĢmalarda Viyana Nomogramı ile kontrol grubunda farklı hasta gruplarını karĢılaĢtırılmakla beraber hastalar arasında Ģüpheli DRM, prostat boyutları, PSA değerleri, yaĢ gibi çok faktörlü değiĢkenler olduğundan dolayı iki grup arasında tutarsızlıklar mevcuttur. ÇalıĢmamızda 10 kor prostat biyopsisi ile Viyana Nomogramına göre alınan prostat biyopsisinin aynı hastada yapılıyor olmasından dolayı gruplar arasında tutarsızlıkların çok az olduğu düĢünülebilir. Bu sonuçlara bakıldığında prostat biyopsi baĢarı oranlarında heterejonite ortaya çıkmaktadır.

Viyana Nomogramının hedeflerinden biri, daha büyük prostatlardan alınan biyopsi korunu arttırarak kanseri saptama oranını yükseltmektir. Özellikle düĢük PSA (2 – 10 ng/ml) düzeylerinde prostat kanseri saptama oranları, prostat hacmine bağlıdır. Rietbergen ve ark. (67) tarafından yapılan bir çalıĢmaya göre primer taramada Prostat kanserinin atlanmasının en önemli nedeni büyük bir prostat hacmidir. Uzzo ve ark. (68) tarafından yapılan bir çalıĢmada, rastgele sistematik sekstant biyopsiler kullanılarak prostat kanseri saptama oranları ile prostat büyüklüğü arasındaki korelasyon incelendi ve daha büyük ile daha küçük prostat olanların sırasıyla %28 ve %38‘inde prostat kanseri saptandı (p < 0,01). BU araĢtırmacıların vardığı sonuca göre, daha büyük prostatlı erkeklerde önemli örnekleme hataları ortaya çıkabilir. Remzi ve ark. (66) çalıĢmasında prostat boyutları 20-30 ml olanlarda Viyana Nomogramına

göre prostat kanseri saptanma oranı %53, 31-40 ml olanlarda %43, 41-50 ml olanlarda %30, 51-60 ml olanlarda %25, 61-70 ml olanlarda %18, ˃70ml olanlarda %39 olarak bulunmuĢtur. Prostat boyutu arttıkça kanser tanı oranı düĢmektedir. Çok değiĢkenli analizde, prostat hacmi prostat kanseri saptamada bağımsız bir faktörü değildi ve fazla sayıda kor alınarak, daha büyük prostatların oluĢturduğu örnekleme hatası ortadan kaldırılmıĢtır. Angus ve ark. (42) çalıĢmasında prostat hacmi >50 ml olanları kapsayan altgrubunda prostat kanseri saptama oranı Viyana grubundakine göre (%22) 8 kor grubunda (%25,8) daha yuksek bulunmuĢtur. Bu farkın yoksanabilir düzeyde olduğu belirtilmiĢtir. ÇalıĢmamızda Viyana Nomogramı doğrultusunda biyopsi kor sayısı prostat hacmine göre arttırıldı. Prostat hacmi 30 cc altında olanları kapsayan alt gruplarda prostat kanseri saptama oranı Viyana Nomogramı 10 kor grubundaki ile (%46,2) eĢit, prostat hacmi 30-50 cc olanlarda Viyana Nomogramı 10 kor grubundakine göre (%43,1‘e karĢı %41,2) daha yüksek, prostat hacmi >50 cc olanlarda Viyana Nomogramı 10 kor grubundakine göre (%16,1‘e karĢı %14) daha yuksek bulundu. Farklı prostat hacmi grupları arasında prostat kanseri saptama oranları açısından istatistiksel olarak önemli farklar saptanmadı. ÇokdeğiĢkenli analiz uygulandığında bile prostat hacminin prostat kanseri saptamasının bağımsız bir faktörü olmadığı görüldü. Bu sonuçlara göre prostat boyutu arttıkça prostat kanser tanısı azalırken gruplar arasında fark görülmemiĢtir.

Viyana Nomogramında önemli olan baĢka bir faktör yaĢtır. Vashi ve ark. (69) tarafından yapılan bir çalıĢmaya göre saptanan kanserin hayat tehdit edici bir hacme ulaĢması yaĢlanmakla artmaktadır. Yazarların görüĢüne göre, uzun yaĢam beklentisi olan genç erkeklerde daha küçük kanserler saptanmalıdır ve dolayısıyla daha fazla kor gerekir; hâlbuki daha yaĢlı erkeklerde aĢırı örnekleme ve tedaviden kaçınmak için az korun uygulanması yetebilir (66). Hayat tehdit edici prostat kanserlerin çoğu ölüm sırasında metastatik düzeye ulaĢmıĢtır. Bu bulgulara dayanarak Viyana Nomogramımız ile yaĢlı hastalarda daha düĢük bir biyopsi kor sayısı önerilir. Remzi ve ark. (66) çalıĢmasında 51 yaĢın altında olanlarda Viyana Nomogramına göre prostat kanseri saptanma oranı %50, 51-60 yaĢ olanlarda %40, 61-70 yaĢ olanlarda %30, ˃70 yaĢ üstünde olanlarda %45 olarak bulunmuĢtur. Angus ve ark. (42) çalıĢmasında 60 yaĢ altı olanları kapsayan altgrubunda prostat kanseri saptama oranı Viyana grubundakine göre (%36,6) 8-kor grubunda (%38,5) daha yuksek bulunmuĢtur. 70 yaĢ üstünde ise Viyana grubundakine göre (%32,6) 8-kor grubunda (%46,9) daha yuksek bulunmuĢtur. ÇalıĢmamızda ise 50 yaĢ altında olanları kapsayan alt gruplarda prostat kanseri saptama oranı Viyana Nomogramı 10 kor grubundaki ile (%50) eĢit, 50-70 yaĢ arasında olanlarda Viyana Nomogramı 10 kor grubundakine göre (%23,9‘a karĢı %22,2) daha yuksek, >70 yaĢ üstünde olanlarda Viyana Nomogramı 10 kor grubundakine göre (%20‘e karĢı %19)

daha yuksek bulundu. ÇalıĢmamızda prostat kanseri tanısını alan hastalar en çok >70 yaĢ grubunda idi. 70 yaĢ üzeri olanlarda prostat biyopsisinde kor sayısının arttırılmasının morbiditeyi arttıracağına dair kaygılar vardır. Viyana Nomogramına göre alınan biyopsi kor sayıları incelendiğinde (Tablo 5) önemli sayıda hastada (66 hasta %38,8) standart 10 kordan daha az (53 hasta 8 kor, 13 hasta 6 kor) sayıda biyopsi alındığı görülmektedir. Rutin sayının altında biyopsi alınmasına karĢın tanı oranlarında bir eksiklik oluĢmaması dikkati çekmektedir. Bu açıdan Viyana Nomogramına göre biyopsi kor sayısının belirlenmesinin avantajlı olduğu söylenmektedir. TRUS rehberliğinde yapılan biyopsiler kendi kendini sınırlayan komplikasyonlarla iliĢkilendirilmektedir ve genelde hastalar tarafından iyi tolere edilebilmektedir (70). Ciddi komplikasyonlar çok nadir görüldü (71).

Bu prospektif çalıĢmanın ana hedefi Viyana Nomogramının referans üroloji merkezinde uygulandığında faydalı olup olmadığını belirlemek idi. Son olarak, Viyana Nomogramı ile daha fazla hastaya kanser tanısı koyulmakla birlikte Viyana Nomogramı ile 10-kor biyopsi protokol grupları arasında prostat kanserini saptama açısından anlamlı bir fark görülmedi.

SONUÇLAR

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalında Ocak 2012 - Kasım 2012 tarihleri arasında yapılan çalıĢmamızda 170 hastaya prostat biyopsisi yapılmıĢ olup, elde ettiğimiz verilerin değerlendirmesinde;

1. Viyana Nomogramına göre biyopsi uygulaması ile kanser saptama oranımız %28,8‘dir.

2. Eğer hastalara sadece 10 kor biyopsi yapılsaydı 46 (%27,1) hastada prostat kanseri yakalanmıĢ, 3 (%1,8) hastada prostat kanser tanısı atlanmıĢ olacaktı.

3. Prostat kanseri yakalanmıĢ olan 49 (%28,8) hastanın tamamı Viyana Nomogramına göre prostat biyopsi yapıldığında saptanmıĢtır.

4. ÇalıĢmamızın sonucuna göre Viyana Nomogramına göre prostat biyopsi uygulamasının 10-kor uygulamaya göre prostat kanseri yakalamasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıĢtır.

5. Viyana Nomogramına göre kor biyopsi sayısı belirlendiğinde, hastaların %38,8‘inde 10 kordan daha az biyopsi alınması tanı açısından yeterli sonuç verebilmektedir. Bu da yaĢlı hastalarda 6 ya da 8 kor biyopsi uygulanmasının emniyetle uygulanabileceğini göstermiĢtir.

ÖZET

Prostat kanseri tanısı için yapılan prostat biyopsi uygulamasında kanser yakalama baĢarısını etkileyen en önemli faktörlerden biri alınacak biyopsi sayısıdır.

Yapılan birçok çalıĢmada, prostat kanseri teĢhisi için çeĢitli sayıda biyopsiler alınmıĢtır. Ancak Ģu ana kadarki çalıĢmalarda prostat kanseri teĢhisi için yapılacak biyopsi sayısı konusunda kesin bir sonuca varılamamıĢtır. ÇalıĢmamızda standart 10-kor prostat biyopsisi ile Viyana Nomogramına göre alınan prostat biyopsi uygulamasının kanser yakalama baĢarısını karĢılaĢtırmayı amaçladık.

Ocak 2012 -Kasım 2012 tarihleri arasında kliniğimize baĢvuran 170 hastaya 10 kor prostat biyopsi alındıktan sonra prostat volümü ölçülerek Viyana Nomogramına göre kaç biyopsi alınması gerektiği hesaplanmıĢtır. Viyana Nomogramına göre eğer 10 kordan daha fazla biyopsi alınması gerekiyor ise bu hastalardan ek biyopsiler alınmıĢ olup Viyana Nomogramı ile 10-kor prostat biyopsisi protokollerinin prostat kanserini saptama oranları karĢılaĢtırılmıĢtır.

Kanser tanısı konan 49 hastaya sadece 10-kor biyopsi yapılmıĢ olunması halinde 46 (%27,1) hastada prostat kanserini yakalanırken, 3 (%1,8) hastada prostat kanserini atlanmıĢ olunacaktı. 10 kor biyopsiye ek olarak Viyana Nomogramına göre biyopsiler alınarak 170 hastanın 49‘unda (%28,8) kanser tanısı koyulmuĢtur.

ÇalıĢmamızda elde ettiğimiz sonuçlara dayanarak prostat kanseri tanısında Viyana Nomogramına göre alınan biyopsi ile 10 kor prostat biyopsisi arasında anlamlı fark bulunmamıĢtır.

Benzer Belgeler