• Sonuç bulunamadı

2. ARAŞTIRMANIN AMACI

4.2. Veri Toplama Yöntemleri

4.2.3. Verilerin İstatistiksel Analizi

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı anaokulu ve anasınıflarında görev yapan öğretmenler ile çocuklara ilişkin Ohdida ve F.G.A.T. aracılığıyla elde edilen veriler, bilgisayar ortamına aktarılmış ve “SPSS 13 for Windows” istatistik paket programı kullanılarak incelenmiştir.

Veri toplama aracı olarak kullanılan Ohdida ile öğretmenlerin davranışlarına ilişkin bilgiler elde edilmiştir. F.G.A.T. ile anaokulu ve anasınıfı çocuklarının görsel

algılama davranışları değerlendirilmişti.r. Toplanan tüm veriler önce betimsel istatistik yoluyla incelenmiş ve frekans dağılımı, ortalama ve standart sapma değerleri belirlenmiştir. Araştırmada ele alınan değişkenler (anne-babanın öğrenim durumu, çocukların kardeş sayısı, doğum sırası, öğretmenlerin yaşı, hizmet süreleri), iki ya da daha fazla kategoriye sahip olduğu ve Ohdida ve F.G.A.T.’den elde edilen puanlar sürekli değişken niteliği taşıdığı için, verilerin incelenmesinde Tek Yönlü ANOVA testi kullanılmıştır. İlgili değişkenlere (anne-babanın öğrenim durumu, çocukların kardeş sayısı, doğum sırası, öğretmenlerin yaşı, hizmet süreleri) göre; çocukların F.G.A.T.’den aldıkları ortalama puanlar arasında anlamlı bir farklılığın olup olmadığı incelenmiştir. Sonuçların değerlendirilmesinde, anlamlılık düzeyi P ≤ 0.05 olarak kabul edilmiştir. Her bir kategoride yer alan grupların birbirinden farklı olup olmadığına bakılmıştır.

Öğretmenlerin davranışlarının çocukların görsel algıları üzerinde etkili olup olmadığı ise, Ohdida ve F.G.A.T. arasındaki ilişkiye bakılarak incelenmiştir. Bu amaçla; bu ölçeklerden elde edilen veriler için iki sürekli değişken özelliği gösterdiği için Pearson Korelasyon analizi kullanılmıştır. Sonuçların değerlendirilmesinde, anlamlılık düzeyi P ≤ 0.05 olarak kabul edilmiştir.

5 . B U L G U L A R V E T A R T I Ş M A

Bu çalışma okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden, beş altı yaş çocuklarının görsel algılama davranışları ile öğretmen davranışları arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla planlanmıştır. Araştırma ile ilgili olarak toplanan bilgiler değerlendirilerek analiz edilerek, bulgular tablolar halinde verilmiştir.

Birinci bölümde; Ankara ilindeki altı ilçe merkezindeki anaokulu ve anasınıflarından seçilen ve araştırmaya dahil edilen anaokulu ve anasınıfı çocuklarının ve anaokulu ve anasınıfı öğretmenlerinin kişisel bilgilerine ilişkin bilgiler yer almaktadır. Bu bölümde çocukların cinsiyeti, çocukların anne-babalarının öğrenim durumu, çocukların annelerinin çalışma durumu, çocukların doğum sırası, çocukların kaç kardeşe sahip oldukları ve daha önce bir okulöncesi eğitim kurumuna gitme durumlarına ilişkin kişisel bilgileri yer almıştır.

İkinci bölümde; Görsel algılama davranışına ilişkin bilgilere yer verilmiştir.

Üçüncü bölümde; Anaokulu ve anasınıfı öğretmenlerinin OHDİDA puanlarına ilişkin bilgiler yer almıştır.

Dördüncü bölümde; Öğretmen davranışları ile çocukların görsel algılama davranışları arasındaki etkileşime ilişkin bilgilere yer verilmiştir.

5.1.Çocuklara İlişkin Kişisel Bilgiler

Bu bölümde; anaokulu ve anasınıfı çocuklarına ve öğretmenlerine ilişkin bilgilere yer verilmiştir.

Çocukların cinsiyetlerine göre dağılımları Tablo 1’de gösterilmiştir.

Tablo 1. Çocukların Cinsiyetlerine Göre Dağılımı

Cinsiyet N %

Kız 150 50,0

Erkek 150 50,0

Toplam 300 100,0

Tablo1 incelendiğinde; anaokulu ve anasınıfı çocuklarının % 50’sinin kız, % 50’sinin ise erkek olduğu görülmektedir.Buna göre çocukların cinsiyetlerine göre eşit bir dağılım gösterdikleri görülmektedir.

Tablo 2’de anaokulu ve anasınıfı çocuklarının annelerinin çalışma durumuna ilişkin dağılımlar verilmektedir.

Tablo 2. Çocukların Annelerinin Çalışma Durumlarına Göre Dağılımı Annenin Çalışma Durumu N %

Çalışıyor 94 31,3

Çalışmıyor 206 68,7

Tablo 2 incelendiğinde, çocukların % 31.3’ünün annelerinin çalıştığı, % 68.7’sinin ise annelerinin çalışmadığı görülmektedir.

Tablo 3’de çocukların anne ve babalarının öğrenim durumlarına ilişkin dağılımlar verilmektedir.

Tablo 3. Çocukların Anne- Babalarının Öğrenim Durumlarına Göre Dağılımı

ANNE BABA Öğrenim durumları N % N % İlkokul mezunu 39 13,0 15 5,0 İlköğretim mezunu 50 16,7 36 12,0 Lise mezunu 147 49,0 110 36,7 Üniversite ve üstü 64 21,3 139 46,3 Toplam 300 100,0 300 100,0

Tablo 3 incelendiğinde çocukların annelerinin % 49’unun lise mezunu, % 21.3’ünün üniversite mezunu, % 16.7’sinin ilköğretim mezunu, % 13’ünün ise ilkokul mezunu olduğu görülmüştür. Buna karşılık; çocukların babalarının % 45.7’sinin üniversite mezunu, % 36.7’sinin lise mezunu, % 12’sinin ilköğretim mezunu, %5’inin ilkokul mezunu ve % 0.6’sının ise yüksek lisans mezunu olduğu görülmüştür.

Araştırmaya alınan anaokulu ve anasınıfı çocuklarının ailelerinin kaçıncı çocuğu olduklarının dağılımı Tablo 4’de verilmiştir.

Tablo 4. Çocukların Doğum Sırasına Göre Dağılımı

Ailede Kaçıncı Çocuk Olduğu N %

Birinci 160 53,3 İkinci 110 36,7 Üçüncü 28 9,3 Dördüncü 2 0,7 Toplam 300 100,0

Tablo 4 incelendiğinde anaokulu ve anasınıfı çocuklarının % 53.3’ünün ilk çocuk, % 36.7’sinin ikinci çocuk, % 9.3’ünün 3.çocuk ve % 0.7’sinin ise dördüncü çocuk olduğu görülmektedir.

Araştırmaya alınan anaokulu ve anasınıfı çocuklarının kardeş sayılarının dağılımı Tablo 5’de verilmiştir.

Tablo 5. Çocukların Kardeş Sayılarına Göre Dağılımı

Kardeş Sayısı N % Yok 89 29,7 1 155 51,7 2 43 14,3 3 10 3,3 4 ve daha fazla 3 10,0 Toplam 300 100,0

Tablo 5 incelendiğinde çocuklardan % 29.7’sinin tek çocuk olduğu, % 51.7’sinin tek kardeşi, %14.3’ünün iki kardeşi, % 3.3’ünün üç kardeşi, % 10’unun ise dört ve daha fazla kardeşe sahip olduğu bulunmuştur.

Tablo 6’da beş altı yaşındaki anaokulu ve anasınıfına devam eden çocukların daha önce herhangi bir eğitim kurumuna devam edip etmediğinin dağılımları verilmiştir.

Tablo 6. Çocukların Okul Öncesi Eğitimi Alma Durumuna Göre Dağılımı Daha Önce Anaokuluna Gitme Durumu N %

Evet 126 42,0

Hayır 174 58,0

Toplam 300 100,0

Tablo 6’ya göre anaokulu ve anasınıfı çocuklarının daha önce herhangi bir okulöncesi eğitim kurumuna gidip gitmediklerine bakıldığında, çocukların % 42’sinin daha önce bir okulöncesi eğitim kurumuna gittiği, % 58’inin ise gitmediği gözlenmiştir. Buna göre daha önce bir eğitim kurumuna giden çocukların sayısının daha az olduğu söylenebilir.

Anaokulu ve anasınıfı öğretmenlerinin yaş gruplarına göre dağılımları Tablo 7’ de gösterilmiştir.

Tablo 7. Çocukların Öğretmenlerinin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı

Yaş Grupları N % 21-30 15 15,0 31-40 55 55,0 41-50 26 26,0 51 ve üzeri 4 4,0 Toplam 100 100,0

Tablo 7 incelendiğinde; okul öncesi öğretmenlerinin % 55’inin 31-40 yaş grubunda olduğu tespit edilmiştir. Öğretmenlerin % 26’sının 41-50 yaş grubunda olduğu belirlenmiştir. Öğretmenlerin %15’inin 21-30 yaş aralığında olduklarını ifade etmişleridir. Öğretmenlerin yalnızca % 4’ünün 51 yaş ve üzerinde olduğu gözlenmiştir.

Kalemci (1998) okul öncesi eğitim kurumlarının çevre düzenlemesi ve çalışan eğitimci personelin niteliklerinin belirlenmesi konulu araştırmasında okul öncesi eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin %37.9’unun 31-40 yaşları arasında olduğunu tespit etmiştir.

Ayrıca Can Yaşar’ın (1998) Ankara il merkezindeki anasınıfı öğretmenlerinin okul öncesi eğitim programı konusundaki bilgi düzeylerini saptamaya çalıştığı araştırmada öğretmenlerin % 52.7 ‘sinin 32-43 yaş aralığında olduğu görülmektedir.

Genç’in (1997) anasınıfı öğretmenlerinin eğitim programlarına yararlanma derecesi ve nedenleri konulu araştırmasında, 55 yaş ve üzeri öğretmenlerin oranının % 3.9 ile en düşük oran olduğu göze çarpmaktadır. Tablo 7’de öğretmenlerin % 55’inin 31-40 yaşlarında, %26’sının 41-50 yaşları arasında olmaları , en düşük yaş aralığının ise % 4 ile 51 yaş üstü öğretmenlerden oluşması yukarıdaki araştırma bulguları ile benzerlik göstermektedir.

Anaokulu ve anasınıfı öğretmenlerinin öğrenim durumlarına göre dağılımları Tablo 8’de verilmiştir.

Tablo 8. Çocukların Öğretmenlerinin Öğrenim Durumlarına Göre Dağılımı

Öğrenim Durumu N %

Lise mezunu 4 4,0

Ön Lisans mezunu 40 40,0

Lisans mezunu 52 52,0

Yüksek Lisans mezunu 4 4,0

Toplam 100 100,0

Tablo 8’de anaokulu ve anasınıfı öğretmenlerinin öğrenim durumlarına bakıldığında; öğretmenlerin 4’ünün lise mezunu, % 40’ının ön lisans mezunu, % 52’sinin lisans mezunu, % 4’ünün yüksek lisans mezunu olduğu görülmüştür.

Bayraktar’ın (2004) okul öncesi eğitimi öğretmenlerinin iş doyumları ile benlik tasarımları arasındaki ilişkiyi incelediği araştırmasında öğretmenlerin %62,56’sı yüksek lisans, lisans ve ya doktora ; % 37,02’si lise ve ya ön lisans öğrenimi görmüştür.

Öztürk ve Başk.’nın (2002) okul öncesi öğretmenlerinin çocuklara gösterdikleri davranış farklılıkları ve bu farklılıklardan etkilenme durumunu inceledikleri araştırmalarında öğretmenlerin %29.4’ünün lise ve % 44.8’inin üniversite mezunu oldukları görülmektedir.

Çamkerten’in ( 2001) okul öncesi eğitimde uygulanan program ve çocukların demokratik davranışları ile öğretmenlerin demokratik tutum ve davranışları arasındaki ilişkisini incelediği araştırmasında öğretmenlerin %40’ı ön lisans , % 58’ lisans düzeyinde öğrenim görmüşlerdir. Tablo 8’de elde edilen sonuçlar öğretmenlerin büyük çoğunluğunun üniversite mezunu olduğunu göstermektedir. Bu araştırma bulgusu diğer araştırma bulguları ile paralellik göstermektedir.

Avrupa ülkelerinde okul öncesi öğretmeni yetiştirme durumları değerlendirildiğinde Belçika ve Almanya’da okul öncesi öğretmeni yetiştirilme düzeyi meslek yüksek okulu ve ya üniversite olarak görülmektedir. Fransa, Finlandiya, İngiltere ve İspanya’da ise okul öncesi öğretmeni olmak için üniversite düzeyinde öğrenim görmek gerekmektedir(Oktay,2000:66).Tablo 8’de de görüldüğü gibi araştırmaya katılan öğretmenlerin büyük çoğunluğu üniversite mezunudur. Bu da gelişmiş olan Avrupa ülkeleri ile benzerlik göstermektedir.

Tablo 8’e bakıldığında bir orta doğu ülkesi olan Türkiye’de okul öncesi öğretmeni yetiştirme kalitesinin diğer orta doğu ülkelerinden oldukça farklı ve gelişmiş olduğu göze çarpmaktadır. Bu durum Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Türkiye’de öğretmen yetiştiren kurumların kalitesine önem ve öncelik verilmesinden kaynaklanabilir.

Araştırmaya katılan anaokulu ve anasınıfı öğretmenlerin hizmet sürelerine göre dağılım Tablo 9’da gösterilmiştir.

Tablo 9. Çocukların Öğretmenlerinin Hizmet Sürelerine Göre Dağılımı

Hizmet Süresi N % 5 yıl ve daha az 9 9,0 6-10 yıl 14 14,0 11-15 yıl 25 25,0 16-21 yıl 31 31,0 22 yıl ve üzeri 21 21,0 Toplam 100 100,0

Tablo 9 incelendiğinde araştırmaya dahil edilen anaokulu ve anasınıfı öğretmenlerinden hizmet sürelerini belirtmeleri istendiğinde; hizmet süresi 5 yıl ve

daha az olan öğretmenlerin oranının % 9, hizmet süresi 6-10 yıl arasında olan öğretmenlerin oranının % 14, 11-15 yıl arasında olan öğretmenlerin oranının % 25, 16-21 yıl arasında olan öğretmenlerin oranının % 31, 22 yıl ve üzerinde olan öğretmenlerin oranının ise % 21 olduğu gözlenmiştir.

Çaltık’ın (2005) Ankara il merkezinde görev yapan anaokulu ve anasınıfı öğretmenlerinin uygulanan okul öncesi eğitim programına ve programın kullanımına ilişkin görüşlerini incelediği araştırmasında 16 yıl ve daha fazla hizmet süresine sahip öğretmenlerin % 30.7 oranı ile çoğunluğu oluşturdukları göze çarpmaktadır. Öğretmenlerin % 25.3’ünün 5 yıl ve daha az, %23’ünün 11-15 yıl arası hizmet süresine sahip oldukları tespit edilmiştir.

Çamkerten’in (2001) okul öncesi eğitimde uygulanan program ve çocukların demokratik davranışları ile öğretmenlerin demokratik tutum ve davranışları arasındaki ilişkisini incelediği araştırmasında öğretmenlerin %6’sı 0-5 yıl, %22’si 6- 10 yıl, % 14’ü 11-15 yıl, % 32’si 16- 20 yıl, % 16’sı 21-25 yıl, %10’u 26-30 yıllık hizmet süresine sahip oldukları tespit edilmiştir.

Ayrıca Perihanoğlu (2002) okul öncesi eğitimi hedeflerinin gerçekleştirilme düzeyini Van ili örneğinde incelediği araştırmasında öğretmenlerin %56’sının 5 yıl ve daha , %36’sının ise 16 yıl ve daha fazla hizmet süresine sahip olduklarını belirlemiştir.

Tablo 9’da belirtilen öğretmenlerin genel olarak 16 yıl ve daha fazla hizmet süresine sahip olması ile ilgili araştırma bulguları Çamlık, Çamkerten ve Perihanoğlu tarafından yapılan araştırmalarında çıkan verileri destekler niteliktedir.

Araştırmaya dahil edilen anaokulu ve anasınıfı çocuklarının görsel algılama davranış puanlarına ilişkin betimsel istatistik sonuçları Tablo 10’da gösterilmiştir.

5.2. Görsel Algılama Davranışına İlişkin Bilgiler

Bu bölümde; Tablo 10’da çocukların görsel algılama davranış puanlarına ilişkin betimsel istatistik sonuçları verilmiştir. Tablo 11- Tablo 19 arasında ise araştırmaya dahil edilen anaokulu ve anasınıfı çocuklarının görsel algılama davranış puanlarına ilişkin tek yönlü ANOVA testi sonuçları verilmiştir.

Tablo 10.Çocukların Görsel Algılama Davranış Puanlarına İlişkin Betimsel İstatistik Sonuçları

N Toplam Ort. Standart Hata Standart Sapma Varyans Göz-motor koordinasyonu 300 29541 98,47 ,45 7,91 62,67 Şekil-zemin algısı 300 18964 63,21 1,76 30,64 939,25 Algılama sabitliği 300 13878 46,26 1,73 29,97 898,61 Mekan-konum algısı 300 19797 65,99 1,68 29,24 855,17 Mekan ilişkilerinin algılanması 300 17573 58,57 1,81 31,37 984,31 Toplam 300 24737 82,45 1,25 21,76 473,74

Tablo 10’a göre; anaokulu ve anasınıfı çocuklarının görsel algılama davranış puanlarının, bütününden 82.45 ortalama puanı aldığını, alt ölçeklerin istatistiklerine bakıldığında ise bu değerin göz-motor koordinasyonu için 98.47, şekil-zemin algısı için 63.21, algılama sabitliği için 46.26, mekan-konum algısı için 65.99, mekan ilişkilerinin algılanması için 58.57 olduğu görülmektedir. Bu bulgular ışığında, anaokulu ve anasınıfı çocuklarının en çok göz-motor koordinasyonunda başarılı olduğu ve en çok algılama sabitliğinde zorlandıkları gözlenmektedir. Tablo 10’da göze çarpan bir diğer nokta ise, anaokulu ve anasınıfı çocuklarından oluşan grubun standart sapmasının 21.76 olmasıdır. Standart sapmanın yüksek olması çocukların

aldıkları puanların arasındaki farklılığın göz ardı edilemeyecek kadar büyük olduğuna işaret etmektedir.

Arıkök (2001) ) görsel becerilerinin gelişimine yönelik örnek bir program modelinin hazırlanması ve anasınıfı çocuklarında görsel algı eğitiminin okuma olgunluna olan etkisini incelediği araştırmasında göz motor koordinasyonu bölümünde ön testte 43.2 puan almışken son testte bu puan 76.2’ye yükselmiştir. Şekil zemin algısı puanları 80 iken 99’a yükselmiştir. Algılama sabitliği puanları 46.8 iken 97.8’e yükselmiştir. Mekan konumun algılanması puanları 72 iken 94.8’e yükselmiştir. Mekansal ilişkilerin algılanması puanları 74 iken 87’e yükselmiştir. Tablo 10’da belirtilen alanların puanları ile Arıkök’ün araştırmasında ön testte alınan puanlar benzerlik göstermiştir.

Tablo 11’den itibaren bağımsız değişkenlerin çocukların görsel algılama davranışı üzerinde fark yapıp yapmadığı incelenmiştir.

Araştırmaya dahil edilen anaokulu ve anasınıfı çocuklarının cinsiyetlerine göre, görsel algılama davranış puanlarına ilişkin tek yönlü ANOVA testi sonuçları verilmiştir.

Tablo 11. Çocukların Cinsiyetlerine Göre Görsel Algılama Davranış Puanlarına İlişkin Tek Yönlü ANOVA Sonuçlarının Dağılımı

Cinsiyet N Ort. SS F Anlamlılık Kız 150 82,74 22,93 Erkek 150 82,17 20,60 Toplam 300 82,45 21,76 ,051 ,822

Tablo 11 incelendiğinde görsel algılama davranış puanları incelendiğinde; kız çocuklarının 82.74 ortalama puanı ile 82.17 ortalama puanına sahip olan erkek çocuklarına göre, görsel algılama davranışlarında daha başarılı olduğu gözlenmiştir.

Tablo 11’e göre; kız ve erkek çocukları arasında görsel algılama ile ilgili davranışlara ilişkin ortalama değerleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmüştür ( F (1,298) = .051, p >.05).

Aral ve Mangır (1990) yaptığı çalışmasında kız ve erkek çocukların zeka bölümü ve görsel algılama davranış alanlarında aldıkları puanların ortalamalar arasındaki farkın önemsiz olduğunu görmüşlerdir. Bu bulgu araştırma bulgularını desteklemektedir.

Arıkök’ün (2001) görsel becerilerinin gelişimine yönelik örnek bir program modelinin hazırlanması ve anasınıfı çocuklarında görsel algı eğitiminin okuma olgunluna olan etkisini incelediği araştırmasında cinsiyetin Frostig Görsel Algılama testinde deney ve kontrol grubu üzerindeki etkisine bakıldığında deney grubunda istatistiksel açıdan anlamlı bulunmamıştır.

Kılıç’ın (2004) ailesiyle birlikte yaşayan ve çocuk yuvasında kalan çocukların görsel algılama davranışları ile okul olgunlukları arasındaki ilişkiyi incelediği araştırmasında görsel algılama alt boyutlarında kızların daha yüksek puan ortalamasına sahip olduğu görülmekle birlikte çocukların görsel algılama alt boyutlarından aldıkları puanların cinsiyete göre karşılaştırması yapıldığında istatistiksel değerlendirmenin sonucu önemsiz bulunmuştur.

Koç (2002)’un görsel algı becerilerinin gelişimine yönelik örnek bir program hazırlayarak bu programın anasınıfı çocuklarının görsel algı gelişimine etkisini incelemek amacıyla yaptığı çalışmasında çocukların eğitim programı uygulanmadan önce ve eğitim programı uygulandıktan sonra cinsiyet açısından görsel algılama davranışlarında anlamlı bir farklılık olmadığı görülmüştür. Tablo 11’ de cinsiyet açısından anlamlı bir farklılığın olmaması, yukarıda belirtilen araştırmaların bulguları ile paralellik göstermektedir.

Tablo 12’de araştırmaya dahil edilen anaokulu ve anasınıfı çocuklarının annelerinin öğrenim durumlarına göre, görsel algılama davranış puanlarına ilişkin tek yönlü ANOVA testi sonuçları verilmiştir.

Tablo 12. Çocukların Annelerinin Öğrenim Durumlarına Göre Çocukların Görsel Algılama Davranış Puanlarına İlişkin Tek Yönlü ANOVA Sonuçları

Öğrenim Durumu N Ort. SS F Anlamlılık İlkokul mezunu 39 76,55 22,12 İlköğretim mezunu 50 69,25 27,80 Lise mezunu 147 84,55 20,53 Üniversite ve üstü mezunu 64 91,67 10,55 Toplam 300 82,45 21,76 12,824 ,000* *p≤0.05

Tablo 12’deki görsel algılama davranış puanları incelendiğinde; ilkokul mezunu olan annelerin çocuklarının 76.55, ilköğretim mezunu olanlarınkinin 69.25, lise mezunu olanlarınkinin 84.55, üniversite ve üstü mezunu olanlarınkinin ise 91.67 ortalama puanı aldığı görülmektedir. Buna göre; üniversite ve üstü mezunu olan annelerin çocuklarının, diğer annelerinkine kıyasla, görsel algılama davranışlarında daha başarılı olduğu gözlenmiştir.

Anaokulu ve anasınıfı çocuklarının annelerinin öğrenim durumlarına göre, görsel algılama davranış puanları arasındaki bu farkın anlamlı olup olmadığını

anlamak için, elde edilen veriler tek yönlü ANOVA testiyle incelenmiştir. Buna göre; çocukların annelerinin öğrenim durumlarına göre çocuklar arasında görsel algılama davranışlarına ilişkin ortalama değerleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olduğu görülmüştür. ( F (3,296) = 12.824, p ≤.05).

Oktay ve Güven’in (1998) sosyo- kültürel faktörlerin matematik yeteneği ile olan ilişkisini inceledikleri çalışmalarında, 6-8 yaş çocuklarının anne öğrenim düzeyine göre farklılaştığını tespit etmiştir. Sonuçta annenin öğrenim ve düzeyi arttıkça çocukların matematik yeteneklerinin anlamlı derecede arttığı saptanmıştır. Bu bulgular Tablo 12’de araştırmada anne- baba öğrenim düzeyinin çocuklardaki görsel algılama davranışını etkilediği bulgularıyla paralellik göstermektedir.

Tablo 13; araştırmaya dahil edilen anaokulu ve anasınıfı çocuklarının babalarının öğrenim durumlarına göre, görsel algılama davranış puanlarına ilişkin tek yönlü ANOVA testi sonuçları verilmiştir.

Tablo 13. Çocukların Babalarının Öğrenim Durumlarına Göre Çocukların Görsel Algılama Davranış Puanlarına İlişkin Tek Yönlü ANOVA Sonuçları

Öğrenim Durumu N Ort. SS F Anlamlılık İlkokul mezunu 15 72,80 26,72 İlköğretim mezunu 36 68,94 27,26 Lise mezunu 110 78,02 23,03 Üniversite ve üstü mezunu 139 86.65 17.43 Toplam 300 82,45 21,76 11,630 ,000* *p≤0.05

Tablo 13’de görsel algılama davranış ortalama puanları incelendiğinde; ilkokul mezunu olan babaların çocuklarının 72.80, ilköğretim mezunu olanlarınkinin 68.94, lise mezunu olanlarınkinin 78.02, üniversite mezunu olanlarınkinin 90.63, yüksek lisans mezunu olanlarınkinin ise 81.50 ortalama puanı aldığı görülmektedir. Buna göre; üniversite ve üstü mezunu olan babaların çocuklarının, diğer babalarınkine kıyasla, görsel algılama davranışlarında daha başarılı olduğu gözlenmiştir.

Anaokulu ve anasınıfı çocuklarının babalarının öğrenim durumlarına göre, görsel algılama davranış puanları arasındaki bu farkın anlamlı olup olmadığını anlamak için, elde edilen veriler tek yönlü ANOVA testiyle incelenmiştir. Buna göre; çocukların babalarının öğrenim durumlarına göre çocuklar arasında görsel algılama davranışlarına ilişkin ortalama değerleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olduğu görülmüştür. ( F (4,295) = 11.630, p ≤.05).

Tablo 13’e göre üniversite ve üstü mezunu olan babaların çocuklarının daha başarılı olmalarının nedeninin üniversite ve üstü mezunu babaların çocuklarıyla daha fazla ilgilenmelerinden ve daha fazla zaman geçirmelerinden kaynaklanabilir.

Arıkök’ün (2001 ) görsel becerilerinin gelişimine yönelik örnek bir program modelinin hazırlanması ve anasınıfı çocuklarında görsel algılama eğitiminin okuma olgunluna olan etkisini incelediği araştırmasında baba öğrenim durumunun etkisine bakıldığında da yine etkinin deney grubunda anlamlı olduğu görülmektedir. Anne baba öğreniminin bir arada etkisine bakıldığında ise deney grubunda yine anlamlı bulunduğu görülmektedir. Bu durum deney grubunda daha çok sayıda üniversite mezunu anne ve baba bulunmasına bağlanmaktadır. Bu araştırma bulgusu Tablo 13’deki araştırma bulgularıyla paralellik göstermektedir.

Oktay ve Güven’in (1998) sosyo- kültürel faktörlerin matematik yeteneği ile olan ilişkisini inceledikleri çalışmalarında, altı- sekiz yaş çocuklarının anne öğrenim düzeyine göre farklılaştığını tespit etmiştir. Sonuçta annenin öğrenim düzeyi arttıkça çocukların matematik yeteneklerinin anlamlı derecede arttığı saptanmıştır.

Bu bulgular araştırmada bulunan anne- baba öğrenim düzeyinin çocuklardaki görsel algılama davranışını etkilediği bulgularıyla paralellik göstermektedir.

Araştırmaya dahil edilen anaokulu ve anasınıfı çocuklarının ailelerinde kaçıncı çocuk olduklarına göre, görsel algılama davranış puanlarına ilişkin tek yönlü ANOVA testi sonuçları Tablo 14’de verilmiştir.

Tablo 14. Çocukların Doğum Sırasına Göre Görsel Algılama Davranış Puanlarına İlişkin Tek Yönlü ANOVA Sonuçları

N Ort. SS F Anlamlılık Birinci 160 83,91 20,04 İkinci 110 83,25 21,41 Üçüncü 28 72,35 29,64 Dördüncü 2 63,50 7,77 Toplam 300 82,45 21,76 2,855 ,037* * p≤ 05.

Tablo 14’de görsel algılama davranış puanları incelendiğinde; ailelerinde birinci çocuk olanların ortalama 83.91, ikinci çocuk olanların 83.25, üçüncü çocuk olanların 72.35, dördüncü çocuk olanların 63.50 ortalama puanı aldığı görülmektedir. Buna göre; ailede birinci ve ikinci çocuk olanların, üçüncü ve dördüncü çocuk olanlara kıyasla, görsel algılama davranışlarında daha başarılı olduğu gözlenmiştir.

Anaokulu ve anasınıfı çocuklarının ailelerinde kaçıncı çocuk olduklarına göre, görsel algılama davranışlar puanları arasındaki bu farkın anlamlı olup olmadığını anlamak için, elde edilen veriler tek yönlü ANOVA testiyle incelenmiştir. Buna göre;

Benzer Belgeler