• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

2.2. PERFORMANS, VERĠMLĠLĠK VE ETKĠNLĠK ÖLÇÜMÜNDE KULLANILAN

2.2.2. Sınır Etkinliği Yöntemleri

2.2.2.2. Parametrik Olmayan Yöntem

2.2.2.2.1. Veri Zarflama Analizi (VZA) Yöntemi

Matematiksel programlama yaklaĢımının kullanılmasına imkân veren ilk ve en önemli katkılardan bazıları Farrell tarafından yapılmıĢtır. Farrell bir firmanın etkinliğinin teknik -ölçek etkinliği ve fiyat etkinliği olmak üzere iki temel bileĢene sahip olduğunu söylemiĢ ve bunların bileĢimini ekonomik etkinlik olarak tanımlamıĢtır. Bunun ötesinde etkinlik ölçümünü girdi - girdi uzayı üzerinde ve gözlemlerin „etkin sınır‟ dan radyal uzaklıklarıyla ölçen yeni fikirleriyle matematiksel programlamanın etkinlik ölçümünde kullanılmasına temel hazırlamıĢtır202

. Etkinlik ölçümü, etkin olmayan birim ile etkin sınır arasında radyal bir geniĢleme veya daralmaya dayanmaktadır.

VZA, ilk olarak Charnes, Cooper ve Rhodes tarafından ürettikleri mal veya hizmet açısından birbirlerine benzer ekonomik karar verme birimlerinin göreli etkinliklerinin ölçülmesi amacı ile geliĢtirilmiĢ olan parametresiz bir etkinlik yöntemidir. Bu yöntemin sahip olduğu en önemli özellik, her karar alma birimindeki etkinsizlik miktarını ve kaynaklarını tanımlayabilmesidir. VZA kullanılarak, her karar birimindeki etkin olmamanın miktarı ve bu etkinsizliğin kaynakları tanımlanabilir. Bu sayede VZA sonuçları, etkin olmayan birimlerin girdi miktarında ne kadarlık bir azalıĢ ve / veya çıktı miktarında ne kadarlık bir artıĢ yapmak gerektiğine iliĢkin olarak

111 yöneticilere yol gösterebilir203

. VZA‟ nın CCR-BCC modelinde etkinlik ölçümü, etkin olmayan birim ile etkin sınır arasında radyal bir geniĢleme veya daralmaya dayanmaktadır.

Ġlk baĢta kar amacı gütmeyen kurumların ( hastane, silahlı kuvvetler, üniversite vb. ) karĢılaĢtırmalı etkinliğinin ölçümü için kullanılan bu yöntem, daha sonraları AR - GE projelerinde, çok uluslu ya da çok Ģubeli Ģirketlerin göreli performanslarının ölçümünde ve nihayet kar amaçlı üretim ve hizmet sektörlerinde iĢletmeler arası göreli etkinliğin ölçümünde sıkça kullanılmaya baĢlandı.

Girdi ve çıktı değiĢkenleri için çok farklı ölçü birimleri aynı anda kullanılabilmektedir (ağırlık, adet, parasal veya oransal büyüklük gibi). VZA‟ da girdi ve çıktı değiĢken sayısı olabildiğince az olmalı ve KVB‟ lerin üretim sürecini doğru olarak verebilmelidir. Çünkü çok fazla girdi ve çıktı değiĢkeni kullanılması, görece etkin ve etkin olmayan KVB‟ lerin belirlenmesini güçleĢtirir. Deterministik bir yöntem olması nedeniyle rassal hataya yer verilmediğinden, verilerden kaynaklanan hatalar (ölçmeden ve veri toplamadan) ayıklanamazsa ve analizde olması gereken değiĢkenler analiz dıĢı bırakılırsa, KVB‟ lerin görece etkinlikleri yanlıĢ hesaplanabilir.

VZA parametrik olmayan bir yöntem olduğundan, doğrusal form dıĢında, girdi ve çıktılar arasında bir fonksiyonel iliĢki kurmak gerekmemektedir. Ayrıca, sonuçların istatistiksel olarak test edilmesi zordur. VZA‟ da etkinlikler; en iyi uç değerlere göre hesaplandıklarından, bu uç değerlerden etkilenmektedirler. Bu nedenle VZA ile hesaplanan etkinlik sonuçları mutlak olarak değil, görecelilik çerçevesinde değerlendirilmelidir. VZA, statik bir analizdir, zamanın tek bir durak noktasındaki verileri kullanarak analiz yapmaktadır. Zaman içinde etkinliğin nasıl geliĢtiğini incelemek için, zaman boyutunu da içeren Malmquist toplam faktör verimliliği endeksi ile birlikte kullanılabilmektedir.

Veri Zarflama Analizi, birden çok ve farklı ölçeklerle ölçülmüĢ ya da farklı ölçü birimlerine sahip girdi ve çıktıların karĢılaĢtırma yapmayı zorlaĢtırdığı durumlarda, karar birimlerinin göreli performansını ölçmeyi amaçlayan doğrusal programlama

203 Sema Behdioglu ve Gözde Özcan „„Veri Zarflama Analizi ve Bankacılık Sektöründe Bir Uygulama‟‟

112

tabanlı bir tekniktir. Analize konu olacak karar birimlerinin aynı hedefe yönelik benzer iĢlevler görmesi, aynı pazar Ģartlarında çalıĢması ve gruptaki bütün birimlerin verimliliklerini nitelendiren etmenlerin, yoğunluk ve büyüklüklerindeki farklılıklar hariç, aynı olması Ģartları aranır. Organizasyonların çoğunda, iĢlemlerde birçok girdi kullanılır (personel sayısı, ücretler, çalıĢma saatleri, teçhizat sayısı gibi). Benzer biçimde farklı çıktı ölçütleri de mevcuttur ( karlılık, pazar payı, büyüme hızı gibi ). Kullanılan birçok girdinin sonucunda bu girdilerin dönüĢtürülmesiyle elde edilen çıktılardan, dönüĢtürme iĢleminde hangi birimlerin verimliliğinin düĢük olduğunu tespit etmek yöneticiler için oldukça güçtür. Bu noktada VZA, yöneticilere göreceli etkinlikleri belirlemede önemli bir yardımcı araçtır204.

VZA tekniğinde; bir karar-biriminin göreli etkinliği, toplam ağırlıklı çıktıların toplam ağırlıklı girdilere oranı olarak tanımlanmaktadır. VZA, her karar-biriminin kendi etkinlik skorunu maksimize edecek Ģekilde girdi ve çıktı ağırlıklarını seçeceğini varsaymaktadır. Çünkü farklı karar-birimleri farklı çıktıları oluĢturmak için farklı girdi kombinasyonları oluĢturduklarından, ağırlıkların bu çeĢitliliği yansıtacak Ģekilde seçileceği beklenebilir. Genellikle karar-birimleri en az kullandıkları girdilere ve en çok ürettikleri çıktılara en yüksek ağırlıkları vereceklerdir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ağırlıkların fiyat ile iliĢkili olmadığı, fakat karar-biriminin etkinliğini maksimize edecek karar değiĢkenleri olduğudur. VZA analizinin sonuçları yönetsel açıdan son derece önemli bilgiler içerir. VZA analizi incelenen setteki her karar-biriminin diğerlerine göre etkinliğini ölçer. Böylece, etkinliği düĢük olan karar birimleri belirlenir ve bunların etkinliklerinin ne ölçüde artabileceğine iliĢkin veriler elde edilir. Yönetim, elde ettiği sonuçlara göre dikkatini etkinliği en düĢük olan birimler üzerine toplayabilir. Eğer bir karar-birimi etkin değilse, VZA analizi bu birimin etkinliğini artırabilmek için gerekli olan stratejileri etkin karar-birimlerine referans vererek önerir. Bu bilgiler ıĢığında yönetim, etkin olmayan karar-biriminin hangi girdileri gereğinden ne kadar fazla kullandığı, hangi çıktılar açısından ne ölçüde yetersiz üretim yaptığı ve etkin olması için ne yapması gerektiği hakkında değerlendirme yapabilir205.

204 Aydemir “a.g.e.” 2002, s.78. 205 Cingi ve Tarım „„ a.g.e.‟‟ 2000, s.12.

113

2.2.2.2.1.1. VZA Yönteminde Kullanılan Etkinlik Türleri

Bankaların etkinlik ölçümü; çalıĢmanın amacına, modelin nasıl Ģekillendirildiğine ve uygulandığına göre değiĢebilmektedir. Eğer amaç kar maksimizasyonu ise fiyat etkinliği, eğer maliyet minimizasyonu ise maliyet etkinliği ve eğer gelir maksimizasyonu ise gelir etkinliği söz konusudur. Etkinlik ölçümünde toplam, teknik - ölçek etkinliği hesaplanırken, girdi ve çıktı fiyatlarının bilinmesi durumunda tahsis etkinliği de hesaplanabilmektedir. Toplam etkinlik, teknik ve tahsis etkinlik unsurlarını içerir. Teknik etkinlik ise saf teknik ve ölçek etkinlik unsurlarını içerir.

Teknik etkinlik, eldeki girdi bileĢiminin en uygun Ģekilde kullanılarak mümkün olan maksimum çıktının üretilmesi olarak tanımlanmaktadır. Tahsis etkinliği ise, bir iĢletmenin, girdi fiyatlarını göz önüne alarak üretim maliyetini minimize edecek en uygun girdi bileĢimini kullanabilmesidir. Ekonomik etkinlik (toplam etkinlik) ise, iĢletmelerin kaynaklarını, hem maliyetlerini minimize edecek hem de optimum girdi kombinasyonunu sağlayacak Ģekilde kullanmasıdır. Yani, iĢletmelerin teknik ve tahsis etkin olarak faaliyet göstermeleridir. Ölçek etkinliği firmanın optimal çıktıyı sağlayıp sağlamadığını ölçmektedir.

Sınır etkinliği olarak adlandırılabilen X etkinliği ise, teknik etkinlik ve tahsis etkinliğinin kombinasyonu niteliğindedir. X etkinliği, sektörün en iyi performans sınırını belirler ve her firmanın bu sınırdan ne kadar saptığını karĢılaĢtırarak hesaplar.206

Yönetim etkinliği, istenilen çıktı seviyesini üretmek için ne kadar girdi kullanılmalı sorusuna yanıt arar. Eğer toplam uygulama maliyetleri minimum maliyetten yüksekse firmada X etkinsizliği mevcuttur. Yüksek X etkinsizliği durumunda ortalamada firmanın etkinliğini arttırma olasılığı ölçek etkinliğini arttırmak yerine X etkinliğinin artırımı ile gerçekleĢebilir207.

206 Antreas D. Athanassopoulos and Dimitris Giokas “The Use of Data Envelopment Analysis in Banking Institutions: Evidence From the Commercial Bank of Greece” Interfaces Vol:30, March-April 2000, s.83.

207 Sylvanus Ġkhide „„Measuring The Operational Efficiency Of Commercial Banks In Namibia‟‟ South

114

Veri zarflama analizi yöntemiyle daha çok teknik etkinlik, saf teknik etkinlik ve ölçek etkinlik hesaplanmaktadır. Veri Zarflama Analizi‟ nin girdi veya çıktı odaklı olmayan Slack-Based Modeli (SBM ) kullanılarak tüm etkinsizlik hesaplanabilmektedir.

2.2.2.2.1.1.1 Teknik Etkinlik

Farrell bir karar verme biriminin etkinliğinin ölçümünde, teknik etkinlik ve tahsis etkinliği kavramlarına değinmiĢtir. Teknik etkinlik, üreticinin üretim olanakları kümesi sınırında yer aldığında, firmanın elindeki mevcut girdilerinden elde edebileceği maksimum çıktı seviyesini belirtir. Teknik etkinsizlik ise üreticinin bu sınırın altında yer alması durumudur. Tahsis etkinliği, girdilerin fiyatları mevcut iken, firmanın bu girdileri uygun oranlarda kullanabilme kabiliyetini göstermektedir. Tahsis etkinliği, teknik etkinlikle birlikte, bir iĢletmenin minimum maliyetle üretim yapmadaki ekonomik baĢarısının göstergesi olarak maliyet etkinliğini belirler. Teknik etkinlik ve tahsis etkinliği birlikte toplam etkinliği oluĢturur.

Tek girdili (x) ve tek çıktılı (y) basit üretim sürecinin kullanıldığı ġekil 2.3‟ de OD doğrusu çıktı ve girdi arasındaki iliĢkiyi tanımlamakta kullanılabilen üretim sınırını gösterir. Üretim sınırı, her girdi seviyesinde ulaĢılacak maksimum çıktı miktarlarını gösterir. Ayrıca endüstrideki mevcut teknoloji durumunu da yansıtır. Sektördeki firmalar eğer bu sınırda üretim yapıyorsa teknik olarak etkinken eğer bu sınırın altında üretim yapıyorsa teknik olarak etkinsizdir. A noktası etkinsiz noktayı gösterir. A, B ve C noktalarının verimini ölçmek için orijinden bu noktalara çizilen doğruların eğimi y / x‟ tir. A noktasında üretim yapan firmanın, teknik olarak etkin olan B noktasına kayması durumunda doğrunun eğimi, dolayısıyla verimi artacaktır. Ancak C noktasına kayması durumunda, orijin ile C noktasını birleĢtiren ve etkin sınıra teğet olan doğru üzerine gelecektir. C noktası optimum üretim ölçeğinin gerçekleĢtiği noktadır. C noktası en verimli ölçek büyüklüğüne sahiptir. Üretim sınırı üzerindeki herhangi bir diğer noktada ( mesela B noktasında ) yapılan faaliyet, düĢük verimlilikle sonuçlanır208

.

208 Coelli T. J. vd. „„An Introduction to Efficiency and Productivity Analysis‟‟, Rev. ed. of: An Introduction to Efficiency and Productivity Analysis / by Tim Coelli. c1998.Second Edition, USA: Springer, 2005, s.3.

115

ġekil 2.3: Tek Girdi ve Tek Çıktılı Üretim Fonksiyonu ve Üretim Sınırı Eğrisi209

Veri zarflama analizinin amacı, gözlemlerin sınırda veya sınırın altında olduğu parametrik olmayan bir zarf sınırı teĢkil etmektir. Sınır iki girdi kullanılarak tek çıktı üretildiği ( girdi odaklı ) durumda gözlemlenen noktaları sıkıca saran düzlemler Ģeklinde oluĢturulabilir. Gerçek koĢullarda etkin firmanın üretim fonksiyonu bilinmez ve örnekleme yoluyla etkin firmanın eĢ ürün eğrisi tahmin edilmeye çalıĢılır. Farrel, bu sınırın tahmini için iki yöntem önermiĢtir. Bunlar 210

:

 ġekil 2.4‟ deki gibi Cobb-Douglas formu Ģeklinde veriye uyan ve hiçbir

gözlemin bu sınırın altında veya solunda yer almadığı parametrik bir fonksiyon

 ġekil 2.8‟ deki gibi hiçbir gözlemin sınırın üstünde veya solunda yer alamadığı parametrik olmayan parçalı doğrusal konveks eĢürün eğrisi

Teknik etkinlik, saf teknik etkinlik ve ölçek etkinliği diye ikiye ayrılır. Girdi odaklı ölçümlerde çıktı seviyesini değiĢtirmeden girdi miktarını ne kadar azaltmamız gerektiği araĢtırılır. Çıktı odaklı ölçümlerde ise, girdi miktarını değiĢtirmeden çıktıyı ne kadar arttırabileceğimiz araĢtırılır. Teknik etkinlik, ölçeğe göre sabit getiri ortamında parametrik olmayan Veri Zarflama Analizi yönteminin CCR (Charnes, Cooper ve Rhodes) modeliyle hesaplanmakta ve 0 ile 1 arasında değerler almaktadır. Saf teknik etkinlik ise BCC modeliyle hesaplanmaktadır. Teknik etkinlik 0 ile 1 arasında bir

209

Tim Coelli, vd. „„An Introduction to Efficiency and Productivity Analysis‟‟, Kluwer Academic Publishers, 2005, s.4.

210 Nazım Ekren ve Fatih Emiral „„ Türk Bankacılık Sisteminde Etkinlik Analizi (VZA Uygulaması)‟‟

116

değerdir. Eğer firma tam (%100) etkinse bu oran 1‟ e eĢit olur. Firmanın etkinliğinin azalmaya baĢladığı zaman bu oran 1‟den küçük olur ve bu oran 0 olduğunda ise firma teknik olarak tamamen etkinsiz olarak değerlendirilir.

Farrell‟in, girdi ve çıktı odaklı (input-oriented,output-oriented) olmak üzere iki açıdan tanımladığı teknik etkinlik ve tahsis ( kaynak dağılımı ) etkinlikleri Ģekil 2.4 ve Ģekil 2.5‟ de gösterilmiĢtir. B noktasında 0 ≤ OP / OB ≤ 1 teknik etkinliği gösterirken, 0 ≤ 1 - OP / OB ≤ 1 ise etkinlikten ne kadar uzaklaĢıldığını yani teknik etkinsizliği gösterir. ġekil 2.4‟ de etkinlik türleri girdi odaklı olarak gösterilmiĢtir. B firmasının teknik etkinliği:

TE= OP / OB = 1 – PB / OB

ġekil 2.4 : Teknik Etkinlik ve Tahsis Etkinliği (Girdi Odaklı)211

Farrel‟ın 1957 yılında incelediği firma, ölçeğe göre sabit getiri varsayımı altında x1 ve x2 girdilerini kullanarak tek çıktı olarak y çıktısını üretmektedir. Y, birim üretimi

ifade etmektedir. ġekilde, EE' eĢ ürün eğrisi üzerindeki firmalar etkindir. Teknik etkinlik ve tahsis etkinliğini aynı grafik üzerinde yorumlarsak, P noktası EE' eĢ ürün eğrisi üzerinde olup teknik olarak etkindir. B noktasının girdi-odaklı teknik etkinlik düzeyi OP / OB‟ dir. B noktası, EE' eğrisi üzerinde değildir ve teknik olarak etkin değildir. B noktasının etkinsizliği, P ve B noktaları arasındaki mesafe ( PB ) kadardır. Bu mesafe, çıktı miktarında düĢmeye sebep olmaksızın orantısal olarak girdilerin düĢürülebileceği miktarı gösterir. P firması, PB / OB oranında daha az girdi kullanarak

117

B firması kadar üretim yapmaktadır. B noktasında faaliyet gösteren firmanın etkin olabilmesi için girdilerini PB / OB oranında azaltmalıdır.

Toplam( Ekonomik ) Etkinlik = Teknik Etkinlik x Tahsis Etkinliği OC /OB = OP / OB x OC /OP

Firma, nispi faktör fiyatlarını dikkate alarak kaynak dağılımı etkinliğini sağlayabilir. ġekil 2.4‟ de QQ' doğrusu nispi faktör fiyatlarını gösterdiğinden, tahsis etkinliği QQ' doğrusunun EE' eğrisine teğet olduğu R noktasında sağlanır. R noktasında, OC / OP oranında daha az maliyetle hem teknik hem de tahsis etkin biçimde üretim gerçekleĢtirilir. P noktası QQ' üzerinde değildir ve P noktasında teknik etkinlik sağlanmıĢ fakat tahsis etkinliği sağlanamamıĢtır. P noktasının etkinsizliği C ve P noktaları arasındaki mesafe ( CP ) kadardır. P noktasında faaliyet gösteren firmanın etkin olabilmesi için girdilerini CP / OP oranında azaltmalıdır. Teknik etkinlik düzeyini gösteren OP / OB ile kaynak dağılımı etkinliğini gösteren OC / OP çarpımı olan OC / OB ise ekonomik ( toplam ) etkinliği ifade eder.

ġekil 2.5: Teknik Etkinlik ve Tahsis Etkinliği (Çıktı Odaklı)212

ġekil 2.5‟ de etkinlik türleri çıktı odaklı olarak gösterilmiĢtir. Grafikte PP' üretim olanakları eğrisini, RR' ise eĢ-gelir doğrusunu, y1 ve y2 çıktı miktarlarını göstermektedir.

Teknik etkin olan her nokta, üretim olanakları eğrisi PP' üzerinde yer alır. PP' eğrisi altında kalan her nokta ise teknik etkinsiz üretim noktalarıdır. K firması için KL mesafesi etkinsizlik miktarını gösterir. KL mesafesi girdide herhangi bir artıĢ olmadan

118

çıktı miktarında gerçekleĢtirilebilecek artıĢı ifade etmektedir. K noktasındaki etkinsizliği giderebilmek için üretim, L noktasındaki üretim seviyesine çıkartılmalıdır. Dolayısıyla, çıktı odaklı teknik etkinlik düzeyi OK / OL‟dir. Diğer bir ifade ile L noktasında K noktasına göre OL / OK nispetinde daha fazla ürün elde edilir.

Toplam Etkinlik = Teknik Etkinlik x Tahsis Etkinliği OK / OM = OK / OL x OL / OM

L noktasında teknik etkin üretim düzeyine ulaĢılsa da tahsis etkinliği sağlanamaz. Firma, kar maksimizasyonunu eĢ-gelir doğrusunun üretim olanakları eğrisine teğet olduğu N noktasında ( hem teknik hem tahsis etkinliğinin sağlandığı noktada ) gerçekleĢtirebilir. Bunun için çıktı bileĢimini, L noktasından N noktasına kaydırmalı ve bu sayede tahsis ( kaynak dağılımı ) etkinliğine ulaĢabilmelidir. OL / OM çıktı-odaklı kaynak dağılımı etkinliğini göstermektedir. BaĢka bir deyiĢ ile firma N noktasında, L noktasına kıyasla OM / OL oranında daha fazla gelir elde eder. Teknik etkinlik düzeyini gösteren OK / OL ile kaynak dağılımı etkinliğini gösteren OL / OM çarpımı, OK / OM ekonomik ( toplam ) etkinliği ifade eder. Farrell‟ in yaklaĢımının sınırlayıcı etkisi, üretimde etkinlik ölçümünü ölçeğe göre sabit getiri varsayımı altında gerçekleĢtirmesinden kaynaklanmaktadır. Oldukça kısıtlayıcı olan bu varsayıma göre, üretim ölçeği etkinlik üzerinde herhangi bir etkiye sahip değildir. Ölçeğe göre değiĢken getiri varsayımı altında ölçek etkinliği de ölçülebilir hale gelir.

2.2.2.2.1.1.1.1. Ölçek Etkinliği

Ölçek etkinliği, firmanın uygun ölçekte üretim yapabilme derecesini gösterir. Bu durumda ölçek etkinliği, ölçeğe göre sabit getirinin ölçeğe göre değiĢken getiri sınırına olan uzaklığına göre hesaplanır. Bu fark ne kadar yüksekse, etkinlik derecesi o kadar düĢüktür.

Bir firmanın teknolojik olarak en fazla ne kadar üretim yapabileceğini belirleyen üretim sınırı ile etkinlik ölçümü konusunda belirleyici bir baĢka unsur da ölçeğe göre

119

getiri kavramıdır. Ölçeğe göre getiri, tüm girdilerde belirli bir artıĢın toplam üründe ne kadarlık bir artıĢa sebep olduğu ile iliĢkilidir 213

. Eğer:

Girdilerin belirli bir oranda artması, çıktıları daha az oranda arttırırsa;  Ölçeğe Göre Azalan Getiri (Decreasing Return To Scale, DRS) , Girdilerin belirli bir oranda artması, çıktıları da aynı oranda artırırsa;  Ölçeğe Göre Sabit Getiri (Constant Return To Scale, CRS), Girdilerin belirli oranda artması çıktıları daha büyük oranda artırırsa;

 Ölçeğe Göre Artan Getiri (Increasing Return To Scale, IRS) mevcuttur.

ġekil 2.6: Ölçeğe Göre Sabit Getiri Durumu214

Ölçeğe göre sabit getiri varsayımı altında girdi odaklı ve çıktı odaklı teknik etkinlik değerleri birbirine eĢit olur. Tüm oranlar orijinden gözlenen üretim noktasına çizilen bir çizgi üzerinde verilmektedir. Bu yüzden girdi ve çıktıların göreli oranları sabit tutulur. Radyal etkinlik olarak adlandırılan ölçümün avantajı „„ birim değiĢmez - units invariant‟‟ olmasıdır. ġekil 2.6‟ ya göre ölçek etkinliği:

ED / EB = AB / AC dir.

213

Tarım, „„a.g.e. ‟‟ 2000, s.33. 214 Tim Coelli, vd „„a.g.e. ‟‟ 2005, s.55.

120

Bir firmanın etkinliği radyal olan veya olmayan biçimde ölçülebilir. Radyal ölçüm ile bütün girdilerin veya bütün çıktıların aynı oranda ele alınması öngörülmektedir. Bazı durumlarda ise girdi veya çıktıların aynı oranda artırılması veya azaltılması yerine, her girdi veya çıktının kendi baĢına değerlendirilmesi ve artırımın / azaltımın veri bazında ayrı ayrı değerlendirilmesi tercih edilebilir. Girdilerde eĢit oranda indirim her zaman makul veya mümkün olmayabilir. Veri Zarflama Analizinin Slack Based Modeli, radyal olmayan bir modeldir. Her girdi fazlalığı ve çıktı eksikliği ayrı ayrı ele alındığından, etkinsizliğin giderilmesi için her girdinin veya çıktının farklı oranlarda değiĢtirilmesi önerilir. Bu durumda etkinliğin radyal olmayan ölçümü tercih edilebilir215.

ġekil 2.7‟ de ölçeğe göre azalan getiri durumunda faaliyet gösteren B firmasının teknik etkinliğinin girdi odaklı ölçümü ED / EB iken, teknik etkinliğinin çıktı odaklı ölçümü AB / AC dir.

ġekil 2.7: Ölçeğe Göre Azalan Getiri Durumu ( DRS )216

Ölçek etkinsizliklerinin yapısı, CRS teknik etkinlik değerinin VRS değerine eĢit olup olmadığına bakılarak belirlenebilir. Eğer CRS değeri, VRS değerinden büyük ise firma için ölçeğe göre artan getiri söz konusudur. Eğer CRS değeri, VRS değerinden

215

Kale „„ a.g.e‟‟ 2009, s.23.

121

küçük ise ölçeğe göre azalan getiri söz konusudur. ġekil 2.8‟ deki K noktasında ölçeğe göre azalan getiri mevcuttur.

Ölçek etkinliği, eğer ölçeğe göre değiĢken getiri mevcutsa ölçülebilir. ġekil 2.8‟ de X girdisi ile Y çıktısı üreten K firmasının CRS varsayımıyla teknik etkinliği KKc

iken VRS varsayımıyla teknik etkinliği KKv mesafasi kadardır. CRS ve VRS teknik

etkinliği arasındaki fark KcKv dir ve bu ölçek etkinsizliği miktarını ifade eder. Etkinlik

oranlarını kullanarak aynı kavram ölçülebilir.

ġekil 2.8: Ölçek Etkinliği217

TEcrs = FKc / FK → Teknik Etkinlik

TE vrs = FKv / FK → Saf Teknik Etkinlik

SE = FKc/FKv → Ölçek Etkinliği ve FKc / FK = ( FKv / FK)/ (FKc / FKv) Yani, TEcrs = TEvrs x SE

122

OC doğrusu, ölçeğe göre sabit getiri özelliği gösteren firmaların etkinlik sınırını göstermektedir. ABCD sınırı ise ölçeğe göre sabit getiri varsayımının esnetilmesiyle ortaya çıkan ölçeğe göre değiĢken sınırı göstermektedir. Her iki etkinlik sınırının kesiĢtiği nokta olan C noktası, en verimli ölçek büyüklüğünü ifade etmektedir. BC kısmında ölçeğe göre artan, CD kısmında ölçeğe göre azalan getiri söz konusudur. OC etkinlik sınırı üzerinde yer almayan bütün firmalar, ölçek bakımından tam olarak etkin değildir ve ölçek etkinsizlikleri mevcuttur.

K noktasında faaliyet gösteren firma hem ölçek hem de saf teknik etkinliğine sahip değildir. D, E ve B noktalarında ölçek etkinsizliği mevcuttur. D ve E noktalarında bulunan firmalar ölçeğe göre azalan bölümünde yer aldığı için optimum üretim ölçeğine göre büyüktür ve üretimini optimum üretim noktası olan C noktasına gelinceye kadar azaltmalıdır. B noktasında faaliyet gösteren firma ölçeğe göre artan getiri bölümünde yer aldığı için optimal ölçeğine göre küçüktür. Bu yüzden B firması, hem VRS hem de CRS üretim sınırı üzerinde bulunan C noktasına ulaĢıncaya kadar üretimini arttırmalıdır. Ölçeğe göre farklı getirinin çeĢitli nedenleri olabilir. Örneğin bir firmanın yeni eleman istihdam etmesi ile iĢbölümünde uzmanlaĢma sağlanabilir ve firmanın üretimi ölçeğe göre artan getiri kapsamında yer alır. Ancak gereğinden fazla eleman alınması üretim süreçleri üzerindeki kontrol kaybına ve ölçeğe göre azalan getiriye neden

Benzer Belgeler