• Sonuç bulunamadı

5. TOKAT KAZASININ ĠDARĠ YAPISI

6.1. Sosyal ve Kültürel Hayat

6.1.12. Vakıflar

Arapça kökenli bir kelime olan vakıf, “alıkoymak”, “durdurma”, “durdurmak” anlamlarına gelmektedir. Kelimenin çoğulu “evkâf”‟dır. Terim anlamı ise bir malın ya da mülkün sevap kazanmak için doğrudan veya dolaylı olarak toplumun yararına tahsis edilmesidir (Açıkel ve Sağırlı, 2005:1).

Ġslami vakfın amacı, bir hayır kurumu meydana getirmektir; vakfın varlığı, Tanrı için hapsedilmiĢ verim getiren bir Ģeydir. Onun yalnız verimi, belli bir hayır iĢi için harcanır. Böylece vakıf kiĢisel olmayan ve sürekli-ebedi bir ana sermayeye dayanır. Bu sermayenin iĢletilmesi, kadı tarafından düzenlenen ve saklanan vakfiyye ile saptanmıĢtır. Vakfiyyede vakfın amacı, gelir kaynakları, bu gelirin nasıl kullanılacağı, nasıl kullanılıp artırılacağı belirlenmiĢtir. Vakfiyenin kadı tarafından onaylanması, özellikle Osmanlı Devleti‟nde görüldüğü gibi, hükümdarın onayından sonra hukuki nitelik kazanması, onun

şartnâmesi(charter) niteliğini belirtir. Bununla beraber, vakıf koĢullarını kimse, hükümdar

bile değiĢtiremez, bozamaz. Bunlar kesinlikle değiĢtirilemez dini-ilahi sanksiyona dayanır. „„ ġart-i vâkıf, nass-ı Ģârî gibidir‟‟. Vakıfta amaç Allah yolunda bir hayır olmakla beraber, genellikle vakıftan belli bireyler faydalanır. Özellikle aile ( evlâdiye veya zurrî )vakıfları, gerçekte belli aile çıkarlarını korumak için kurulmuĢtur. Vakfın varlığı gelir kaynağının çalıĢmasına bağlı olduğundan, vakfı yöneten kiĢinin faaliyeti „„ sermayenin korunması ve artırılması‟‟ noktasında toplanır. Birçok vakıf, gelirin arttırılmasını ve vakfın geniĢletilmesini mütevelliye bir görev olarak yüklemiĢtir.

Bu vakıf iki grup kuruluĢu içine alır. Bir yanda hayır amacıyla kurulmuĢ olan tesisler (cami, medrese, imaret, çeĢme, köprü, zaviye vb.) öbür yanda bu gibi tesislerin giderlerini karĢılamak üzere kurulan ekonomik tesisler. Bu ikinciler, kar getirmek amacıyla

gerçek iktisadi yatırımlardır. Bu kuruluĢlar bir zirai iĢletme, kira getiren akarat, hamam, aĢevi, mezbaha gibi kurumlar emeği iĢletilen köleler veya sadece nema getiren bir nakit sermaye Ģeklinde olabilir.

Vakfın yönetimi için vâkıf, bir yönetim müdürü (mütevelli) ve büyük vakıflarda onu sürekli kontrol altında bulunduran bir nâzır belirler. Mütevelli, vakfın devamından, vakfiyedeki koĢulların yerine getirilmesinden ve gelir kaynağının korunma ve geliĢtirilmesinden sorumludur. Bu amaçla, o iktisadi yatırımlara girebilir, vakfın gelir fazlasından yeni yatırımlar yapabilir. Vakfın yönetiminden ikinci derecede sorumlu olan hizmetliler ile mütevelli, senede bir kere bir araya gelir, vakfiyeye göre mütevellinin geçen yıl içindeki iĢlerini ve hesaplarını gözden geçirir. Heyet gerekirse kadıya baĢvurup mütevellinin değiĢtirilmesini isteyebilir. Vakıf muhasebesi, Osmanlılarda devleti temsil eden biri genellikle kadı tarafından da ayrıca kontrol edilir; bu kontrol velâyet-i âmme, yani devletin genel kontrol otoritesi ve kontrol hakkı prensibine dayandırılır; vakıf yönetim bakımından kendi kendini yöneten özel bir kuruluĢtur. Onun önceden konmuĢ Ģartnâmesinin (charter) kurallarını kimse değiĢtiremez ve bozamaz; vakfiyeye, atanan mütevelli dıĢında kimse karıĢmaz veya herhangi bir kullanımda bulunamaz. BaĢka bir deyiĢle, vakıf bir özel firmanın hukuki garantilerine sahiptir (Ġnalcık 2009: 261-262).

Ġncelediğimiz defterde bu Ģekilde on bir vakfiyeye tespit ettik (TġS 10 31/1, 33/1, 34/2, 35/1, 38/2, 54/1, 69/2, 73/1, 105/1, 110/1 ).

Bu vakfiyelerden birini vakfiyenin düzenleniĢini görmek üzere inceleyelim. Söz konusu vakfiyede Çahkenlü Mahallesi sâkinelerinden Emine bint-i Abdülkerim iki tahtani bakkal ve bir fevkani basmacı dükkanlarını vakf eylemiĢtir. Bu vakıfların tasarrufu hayattayken kendi üzerinde öldükten sonra da oğlu ġeyh Mustafa Efendi‟nin sorumluluğunda vakfedilen malların gelirlerinin rakabesi yapıldıktan sonra artan parayla da mevlid kandilinde pirinç pilavı ve ballı helva piĢirilip fakir fukaraya kendisi, kardeĢi ve annesi için dağıtılmasını istemiĢtir. Bu mülklerin sorumluluğunun ġeyh Mustafa Efendi‟den sonra evlâdına geçmesi Ģart koĢulmuĢtur. Eğer onun evlâdı yoksa

ya da sonradan evlâtlarının zürriyeti kesilirse vakfın sorumluluğunu Hamdi Bey zaviyesinde Ģeyh olanların günlüğü bir akçe ile mütevelli tayin edilerek üzerine alması Ģart koĢulmuĢtur.

Değerlendireceğimiz bir diğer vakfiye ise Hadice Hatun vakfiyesidir. Bu vakfiyeye göre Yazıcık mahallesinde oturmakta olan Hadice Hatun bir bab menzil, bir çamaĢır kazanı ve leğeni ile Cağagölü‟ndeki ağaçlı arsasını ve mülkünü vakfetmiĢtir. Bu vakfedilen malların vâkıfı ise hayatta iken kendisidir. Vefatından sonra mütevelli olmasını istediği kiĢi Tokat‟ta yaĢayan Elbistânî Ali Efendi ibn-i Mehmed‟dir. Onun vefatından sonra bu mütevvelilik çocuklarına kalacaktır. Fakat onların zürriyeti kesilirse Sovukpınar-ı Müslîm Mahallesinde AiĢe Hatun‟un yenilediği medresede ders gören öğrencilerden birine seçimle mütevellilik geçecektir.

ġekil yönünden incelediğimiz bir diğer vakfiye ise AiĢe Hatun‟a aittir. Soğukpınar-ı Müslîm mahallesinde oturmakta olan AiĢe Hatun Abdüllatif Ağa-zâde konağındaki fevkani ve tahtani iki oda, ahır ve avluyu, Meydan mahallindeki dükkanını vakfeylemiĢtir. Bu vakıf mallarının hayattayken mutasarrıfı kendisidir vefatından sonra ise es-Seyyid Osman’a ve onun vefatıyla evlâtlarına, eğer nesepleri kesilirse Elbistâni Hafız Ali Efendi’ye ve sonrasında onun evlâtlarına mutasarrıflık geçececektir.

Burada incelediğimiz vakfiyelerde ve defterde yer alan diğer vakfiyerlerde dikkatimiz çeken bazı husûslardan bahsetmek istiyoruz. Bunlardan ilki kadınların ticari hayattaki varlıklarıdır. AiĢe, Emine ve Hadice Hatun vakfiyelerinde de görüldüğü gibi vakfeyledikleri dükkanlar ticari hayatta iĢtigal ettiklerini düĢündürmektedir. Diğer taraftan bu kadınlar hayatta oldukları sürece vakfettikleri malların mütevelliliklerini yapmıĢlardır.

Bahsetmek istediğimiz bir diğer husûs ise vakf edilen mallardan elde edilecek gelirin dağıtımını yapacak kiĢinin oldukça ince elenip sık dokunarak belirlenmesidir. Buradaki amaç vakfın olabildiğince sağlıklı ve uzun yıllar devam etmesidir.

Tablo 23.10 Numaralı Tokat ġer‘iye Sicili'nde Geçen Vakıfların Ġsimleri

Beylerçelebi Vakfı Kabeli Mehmed PaĢa Vakfı

Defterdar Ebubekir Efendi Vakfı Kadı Hasan Vakfı

Ġbrahim PaĢa Vakfı Köprülüoğlu Vakfı

Ġvaz PaĢa Vakfı Pervane Bey Vakfı

Benzer Belgeler