• Sonuç bulunamadı

4. GEREÇ VE YÖNTEM

4.1. Uygulanan Ölçüm ve Testler

Boy Uzunluğu: Sporcuların boy uzunlukları; anatomik duruşta, çıplak ayak, ayak topukları birleşik, nefesini tutmuş, baş frontal düzlemde, baş üstü tablası verteks noktasına değecek şekilde pozisyon alındıktan sonra, ölçüm, ±1 mm ölçüm yapan bir stadiometre (Holtain Ltd. UK) ile ‘cm’ cinsinden alınmıştır.

Vücut Ağırlığı: Vücut ağırlığı; deneklerden sadece şortla, çıplak ayak ve anatomi duruş pozisyonunda iken ±100 gr hassasiyetle ölçüm yapan bir baskül (Tanita 401 A, Japan) ile ‘kg’ cinsinden alınmıştır.

4.2. Çevikliğin Ölçülmesi (T testi)

3 huni aralarında 4.57 metre mesafe olacak şekilde aynı hizaya yerleştirilir. 9,14 metrelik bir ileriye hızlı koşuyu, sola 4,57 metre yan adımı, sağa 9,14 metre yan adımı, sola 4,57 metre yan adımı, 9,14 metre geriye aşamalarını kapsar.

Sporcu başlangıç noktasında (0 metre) dizinin biri önde diğeri arkada doğrusal olarak statik ayakta bekleyecek şekilde duruş pozisyonu alır. Başlangıç noktasında koşuya başlamadan önce sporculara en az 3 saniyelik bir öne doğru eğilme duruşu almaları söylenir.

Hiçbir şekilde sallanmaya ve mutabıkı olacak hareketlere izin verilmez. Sporcu bu pozisyonda en az 3 saniye bekledikten sonra maksimum hızda koşmaya başlar. Her bir sporcu için 3 tane koşu hakkı verilir.

Her bir koşu arasında sporculara 3 dakika dinlenme sağlanır. Ölçüm sonuçları saniye cinsinden kaydedilir. Üç denemede elde edilen en iyi zaman kaydedilir (81).

4.3. İvmelenmenin Ölçülmesi

Koşu mesafesi 15 metredir. Her 5 metreye fotoseller yerleştirilir. Sporcu, 15 metrelik mesafenin başlangıç noktasında (0 metre) dizinin biri önde diğeri arkada doğrusal olarak statik ayakta bekleyecek şekilde duruş posizyonu alır.

Başlangıç noktasında koşuya başlamadan önce sporculara en az 3 saniyelik bir öne doğru eğilme duruşu almaları söylenir. Hiçbir şekilde sallanmaya ve mutabıkı olacak hareketlere izin verilmez.

Sporcu bu pozisyonda en az 3 saniye bekledikten sonra maksimum hızda koşmaya başlar. 5 metre aralığı için en iyi zaman ivmelemenin ve maksimum koşma hızının göstergesi olarak kaydedilir.

Ölçüm sonuçları saniye cinsinden kaydedilir. Her bir sporcu için 3 tane koşu hakkı verilir. Her bir koşu arasında sporculara 3 dakika dinlenme sağlanır (16).

4.4. Çabukluğun Ölçülmesi

Fotosel başlangıçta 5metre mesafeye konur. Sporcu durağan pozisyonda kendini hazır hissettiği zaman çıkar ve derecesi sn cinsinden kaydedilir. Çıkış pozisyonunda sporcunun geriden gelerek adım almasına müsaade edilmez.

Her bir sporcu için 3 tane koşu hakkı verilir. Her bir koşu arasında sporculara 3 dakika dinlenme sağlanır (81).

4.5. Antrenman Programı

Test öncesinde tüm deneklere uygulanacak antrenman hakkında gerekli bilgiler verilmiştir. Antrenman programı Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nda gerçekleştirilmiştir.

Bu çalışmada faydalanılan propriyosepsiyon antrenman programı literatür taraması yapılarak çalışmalarda kullanılan egzersiz programlarından uyarlanmıştır (20,82).

Propriyosepsiyon geliştirmeye yönelik antrenman programında anterior/posterior, lateral/medial ve saat yönü-ters saat yönünde çok yönlü hareketli eğimli denge tahtası kullanılmıştır.

Sekiz haftalık Antrenman programı, günde 5 dk ısınma, 20 dk propriyosepsiyon antrenman programı ve 5 dk soğuma bölümünden oluşmakta olup toplam 30 dakika ve haftada 3 gün uygulanmıştır.

Antrenman setlerine 10 sn, 6 tekrar ve setler arası 10 sn dinlenme verilerek başlanmış olup ikinci haftadan sonra her hafta için tekrar sayıları birer azalırken denge tahtası üzerinde durma süresi ve dinlenme aralığı 5’er sn arttırılmış ve son hafta denekler denge tahtası üzerinde her egzersizi 35 sn. 1 tekrar ve 35 sn. dinlenme aralığında uygulamışlardır.

Deneklere ilk dört hafta sert zeminde ve denge tahtası üzerinde antrenman uygulanmıştır. Deneklerden sert zeminde baskın ve baskın olmayan bacakları üzerinde ve duvarda 45º diz fleksiyonda tek bacak squat; denge tahtasında çift bacak, dominant ve nondominant bacakları üzerinde dorsiflexion/plantar, Flexion- inversion/eversion yönünde ve 45º diz fleksiyonda tek bacak squatda durmaları ve dengeyi sürdürmeleri istenmiştir.

Beşinci haftadan itibaren denekler sadece denge tahtasında çift bacak, dominant ve nondominant bacakları üzerinde dorsiflexion/plantar flexion- inversion/eversion yönünde, diz 45º fleksiyonda tek bacak squat ve diz 45º fleksiyonda dorsiflexion/plantar flexion-inversion/eversion yönünde durmaları ve dengeyi sürdürmeleri istenmiştir.

4.6. Verilerin Analizi

Elde edilen verilerin hesaplanması ve değerlendirilmesinde SPSS 16 istatistik paket programı kullanılmıştır. Ölçümü yapılan değişkenler ortalama ve standart sapma (±) verilerek özetlenmiştir. Ölçülen parametrelerin normallik dağılımı Shapiro-Wilks testi ile tespit edilmiştir. Veriler normal dağılıma sahip olduğu için gruplar arası karşılaştırmalarda parametrik testler tercih edilmiştir.

Egzersiz öncesinde ve sonrasında deney ve kontrol grupları arası karşılaştırmada bağımsız guruplarda t testi ve öntest-sontest arasındaki farklılıkların karşılaştırılmasında ise eşleştirilmiş t testi kullanılmıştır. Bu çalışmada hata düzeyi 0.05 olarak alınmıştır.

5. BULGULAR

Tablo 1. Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş, boy ve vücut ağırlıklarına ilişkin

ortalama ve standart sapmaları.

Değişkenler Çalışma grubu (n = 13) Kontrol grubu (n = 13)

Ortalama ± SD Ortalama ± SD

Yaş (yıl) 23,46 ± 2,57 22,38 ± 1,56

Boy (m) 1,76 ± 0,07 1,80 ± 0,07

Vücut ağırlığı

(kg) 73,23 ± 9,87 73,69 ± 9,53

Tablo 1. İncelendiğinde araştırmaya çalışma grubu olarak katılan öğrencilerin yaş ortalaması 23,46 ± 2,57 yıl, boy ortalaması 1,76 ± 0,07 m ve vücut ağırlıkları ortalaması 73,23 ± 9,87 kg olarak tespit edilmiştir.

Araştırmaya kontrol grubu olarak katılan sporcuların yaş ortalaması 22,38 ± 1,56 yıl, boy ortalaması 1,80 ± 0,07 m ve vücut ağırlıkları ortalaması 73,69 ± 9,53 kg olarak tespit edilmiştir.

Tablo 2. Araştırmaya katılan deneklere ilişkin çabukluk, ivmelenme ve çeviklik

ön test değerlerinin deney ve kontrol gurubu bakımından karşılaştırılması

N Ortalama Std. sapma T P

5 metre ön test Deney gurubu 13 1,09 0,05 1,588 0,125

Kontrol gurubu 13 1,05 0,08

10 metre ön test Deney gurubu 13 1,91 0,05 1,698 0,102

Kontrol gurubu 13 1,88 0,05

15 metre ön test Deney gurubu 13 2,61 0,12 1,864 0,075

Kontrol gurubu 13 2,53 0,11

Tablo 2 incelendiğinde, araştırmaya katılan deneklere ilişkin ön test değerlerinin deney ve kontrol gurubu bakımından karşılaştırılmasında, 5 metre, 10 metre, 15 metre ve çeviklik testi bakımından guruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olmadığı tespit edilmiştir (P>0,05).

Tablo 3. Araştırmaya katılan deneklere ilişkin çabukluk, ivmelenme ve çeviklik

son test değerlerinin deney ve kontrol gurubu bakımından karşılaştırılması

N Ortalama Std. sapma T P

5 metre son test Deney gurubu 13 1,03 0,05 0,634 0,532

Kontrol gurubu 13 1,04 0,05 10 metre son test Deney gurubu 13 1,80 0,11 2,300 0,030* Kontrol gurubu 13 1,89 0,08 15 metre son test Deney gurubu 13 2,48 0,08 1,011 0,322 Kontrol gurubu 13 2,52 0,12 Çeviklik son test Deney gurubu 13 10,13 0,35 1,153 0,260 Kontrol gurubu 13 9,97 0,34 *P<0,05

Tablo 3 incelendiğinde, araştırmaya katılan deneklere ilişkin son test değerlerinin deney ve kontrol gurubu bakımından karşılaştırılmasında, 5 metre, 15 metre ve çeviklik değerleri bakımından guruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olmadığı tespit edilmiştir (P>0,05).

Buna karşın, 10 metre son test değerlerinin deney ve kontrol gurubu bakımından karşılaştırılmasında guruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu tespit edilmiştir (P<0,05).

Bu karşılaştırmada, deney gurubuna ilişkin 10 metre son test değerlerinin kontrol gurubuna ilişkin 10 metre son test değerlerinden anlamlı derecede düşük olduğu görülmüştür.

Tablo 4. Araştırmaya katılan deneklere ilişkin çabukluk, ivmelenme ve çeviklik

değerlerinin deney gurubu bakımından karşılaştırılması

N Ortalama Std. sapma T P

Deney

5 metre ön test 13 1,09 0,05

2,600 0,023*

5 metre son test 13 1,03 0,05

10 metre ön test 13 1,92 0,05

4,580 0,001*

10 metre son test 13 1,80 0,11

15 metre ön test 13 2,61 0,12

3,208 0,008*

15 metre son test 13 2,48 0,08

Çeviklik ön test 13 10,69 0,64

4,099 0,001*

Çeviklik son test 13 10,13 0,35

*P<0,05

Tablo 4 incelendiğinde, araştırmaya katılan deneklere ilişkin 5 metre ön test ve son test çabukluk değerleri deney gurubu bakımından karşılaştırıldığında, 5 metre ön test ve son test çabukluk değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu tespit edilmiştir (P<0,05).

Bu karşılaştırmada, 5 metre son test çabukluk değerlerinin ön test çabukluk değerlerinden anlamlı derecede daha düşük olduğu tespit edilmiştir. 10 metre ön test ve son test ivmelenme değerleri deney gurubu bakımından karşılaştırıldığında ise, 10 metre ön test ve son test ivmelenme değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu tespit edilmiştir (P<0,05). Bu karşılaştırmada, 10 metre son test ivmelenme değerlerinin ön test ivmelenme değerlerinden anlamlı derecede daha düşük olduğu tespit edilmiştir.

Yine tablo 4’ de görüldüğü gibi, araştırmaya katılan deneklere ilişkin 15 metre ön test ve son test ivmelenme değerleri deney gurubu bakımından karşılaştırıldığında, 15 metre ön test ve son test ivmelenme değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu tespit edilmiştir (P<0,05).

Bu karşılaştırmada, 15 metre son test ivmelenme değerlerinin ön test ivmelenme değerlerinden anlamlı derecede daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte, çeviklik ön test ve son test değerleri deney gurubu bakımından karşılaştırıldığında, çeviklik ön test ve son test değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu tespit edilmiştir (P<0,05). Bu karşılaştırmada, çeviklik son test değerlerinin ön test değerlerinden anlamlı derecede daha düşük olduğu tespit edilmiştir.

Tablo 5. Araştırmaya katılan deneklere ilişkin çabukluk, ivmelenme ve çeviklik

değerlerinin kontrol gurubu bakımından karşılaştırılması

N Ortalama Std. sapma T P

Kontrol

5 metre ön test 13 1,05 0,08

0,428 0,676

5 metre son test 13 1,04 0,05

10 metre ön test 13 1,88 0,05

0,195 0,849

10 metre son test 13 1,89 0,08

15 metre ön test 13 2,53 0,11

0,588 0,568

15 metre son test 13 2,52 0,12

Çeviklik ön test 13 10,26 0,54

1,534 0,151

Çeviklik son test 13 9,97 0,34

Tablo 5 incelendiğinde, araştırmaya katılan deneklere ilişkin 5 metre ön test ve son test çabukluk değerleri kontrol gurubu bakımından karşılaştırıldığında, 5 metre ön test ve son test çabukluk değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir (P>0,05).

10 metre ön test ve son test ivmelenme değerleri kontrol gurubu bakımından karşılaştırıldığında, 10 metre ön test ve son test ivmelenme değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir (P>0,05).

Aynı şekilde, araştırmaya katılan deneklere ilişkin 15 metre ön test ve son test ivmelenme değerleri kontrol gurubu bakımından karşılaştırıldığında, 15 metre ön test ve son test ivmelenme değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir (P>0,05).

Bununla birlikte çeviklik ön test ve son test değerleri kontrol gurubu bakımından karşılaştırıldığında, çeviklik ön test ve son test değerleri arasında

6. TARTIŞMA

Bu çalışmanın amacı 8 haftalık propriyosepsiyon antrenmanının çeviklik, çabukluk ve ivmelenme üzerindeki etkilerini araştırmaktır. Çalışma grubunun Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulundaki öğrencilerden seçilmesi, aynı derecede egzersiz yapan deneklerle çalışabilme olanağı sağlamıştır.

Eğer grubun içinde farklı aktivite düzeyindeki kişiler olsaydı, propriyoseptif egzersizin çeviklik, çabukluk ve ivmelenme üzerindeki etkilerinden elde edilen sonuçlar tartışmalı hale gelebilirdi. Aynı aktivite düzeyinden deneklerle çalışmak bu nedenle sunulan çalışmayı daha güçlü kılmaktadır.

8 haftalık propriyosepsiyon antrenmanı öncesi deney ve kontrol gurubuna ilişkin çabukluk, ivmelenme ve çeviklik değerleri deney ve kontrol gurubu bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermemiştir (P>0,05) (Tablo 2). Deney ve kontrol gurubunun 8 haftalık antrenman sonrası elde edilen çabukluk, ivmelenme ve çeviklik değerleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermemiştir (P>0,05) (Tablo 3).

Antrenman öncesi, deney ve kontrol gurubunun çabukluk, ivmelenme ve çeviklik değerleri bakımından bir farklılık göstermemesi araştırmaya katılan öğrencilerin çabukluk, ivmelenme ve çeviklik değerleri bakımından homojen bir yapı ortaya koyduğu tespit edilmiştir.

Deney gurubu bakımından 8 haftalık propriyosepsiyon antrenmanının çabukluk, ivmelenme ve çeviklik özelliklerini geliştirdiği bulunmuştur (P<0,05) (Tablo 4). Buna karşın, kontrol gurubu bakımından 8 haftalık propriyosepsiyon antrenmanının çabukluk, ivmelenme ve çeviklik özelliklerini geliştirmediği bulunmuştur (P>0,05) (Tablo 5).

Çeviklik performansı yön değiştirmedeki sürat ile belirlenmiş olup, anaerobik dayanıklılık, denge, kasla ilgili koordinasyon ve esneklik özellikleri tarafından etkilenmektedir (91).

Yapılan bir çalışmada, 14 elit basketbolcuların çeviklik özellikleri T testi ile değerlendirilmiş ve test değerleri 9,7±0,2 saniye olarak tespit edilmiştir (19).

Yapılan başka bir çalışmada ise, yaşları 16,3±0,7 yıl olan 6 erkek 8 bayan toplam 14 basketbolcunun çeviklik özellikleri T testi ile değerlendirilmiş ve test değerleri 10,47±0,53 saniye olarak tespit edilmiştir (41).

Dikey sıçrama, çeviklik ve sprint üzerine vibrasyon antrenmanının kısa süreli etkisinin incelendiği bir çalışmada, çeviklik performansı 505 testi ile ölçülmüş ve test değerleri antrenman öncesinde 2,50±0,26 saniye olarak bulunurken antrenman sonrası 2,54±0,28 saniye olarak bulunmuştur (21).

Başka bir çalışmada, futbolcuların çeviklik özellikleri zigzag çeviklik testi ile değerlendirilmiş ve 5,34±0,20 saniye olarak bulunmuştur (68). T-testi ile ölçülen çeviklik performansı ve 40-yarda sprint zamanı arasındaki ilişkinin incelendiği bir çalışmada, hem erkeklerin (N=152) hem de bayanların (N=152) çeviklik ve sprint zamanları arasında önemli derecede ilişki olduğu tespit edilmiştir (81).

Yapılan çalışmalar ve literatür incelendiğinde bazı çalışmalarda elde edilen değerlerle bu çalışmada elde edilen değerler benzerlik gösterirken, bazı çalışmalarda elde edilen değerlerle benzerlik göstermemektedir. Ortaya çıkan bu farklılığın çalışmalarda kullanılan testler ve ölçüm metotlarından kaynaklandığı düşünülmektedir.

İvmelenme bir oyuncunun en küçük zaman miktarı içerisinde en yüksek sürate çıkmalarını sağlayan süratteki değişim oranıdır (42).

Yapılan bir çalışmada ivmelenme ilk 10 metre için elde edilen zaman olarak değerlendirilirken, maksimum hıza ulaşma zamanı ise 20 metre için elde edilen zaman olarak değerlendirilmiştir (64).

100 metrelik sprint koşusunun değerlendirildiği bir çalışmada, 0-10 metre arası ivmelenme fazı olarak, 36 metreden 100 metreye kadar olan mesafe maksimum hız olarak ve aradaki mesafe ise geçiş zamanı olarak ele alınmıştır (24).

Murphy ve ark (2003)’ nın bildirdiğine göre, hızdaki değişim oranı olan ivmelenmenin 5 yard (4,57 metre) ya da 10 yardlık (9,14 metre) mesafeler içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini bildirmişlerdir. Yapılan bir çalışmada profesyonel futbolcuların ivmelenme özelliği 10 metrelik bir mesafenin mümkün olduğu kadar hızlı koşulması ile değerlendirilmiş ve ivmelenme değeri 1,83±0,08 saniye olarak bulunmuştur (76).

Yapılan bir çalışmada, yaşları 23,3±2,7 yıl olan 14 elit basketbolcuların, 5 metre sprint zamanı 0.82 saniye, 10 metre sprint zamanı 1.7 saniye ve 30 metre sprint zamanı 4.1 saniye olarak tespit edilmiştir (19). Yapılan bir çalışmada, yaşları 16,3±0,7 yıl olan 6 erkek 8 bayan toplam 14 basketbolcunun, 5 metre sprint zamanı 1,17±0,06 saniye, 10 metre sprint zamanı 1.95±0,09 saniye ve 20 metre sprint zamanı 3,34±0,15 saniye olarak tespit edilmiştir (41).

Bloomfield ve ark (2007)’ nın yapmış olduğu bir çalışmada, ivmelenme için 0–5 metre, 5-10 metre ve 10-15 metredeki mesafe aralıklarında elde edilen zamanlar değerlendirilmiş olup 0 – 5 metre için ön-test değeri 1,18±0,20 saniye, son-test değeri 1,05±0,12 saniye, 5 – 10 metre için ön-test değeri 0,82 ±0,06 saniye, son-test değeri 0,80±0,05 saniye ve 10 – 15 metre için ön-test değeri 0,74±0,06 saniye, son-test değeri 0,72±0,05 saniye olarak tespit edilmiştir (16).

Dikey sıçrama, çeviklik ve sprint üzerine vibrasyon antrenmanının kısa süreli etkisinin incelendiği bir çalışmada, 5, 10 ve 20 metre sprint zamanları antrenman öncesinde sırasıyla, 1,12±0,10 saniye, 1.91±0,16 saniye ve 3,32±0,29 saniye olarak tespit edilirken, antrenman sonrası sprint değerleri 5 metre için 13±0,08 saniye, 10 metre için 1.92±0,15 saniye ve 20 metre için ise 3,33±0,29 saniye olarak tespit edilmiştir (21).

Yapılan bir çalışmada, müsabaka döneminde futbolcuların 5 metre ve 10 metre çabukluk ve ivmelenme değerleri sırasıyla 1,17±0,06 sn ve 1,95±0,09 sn olarak tespit edilmiştir (41). Yapılan çalışmalarda elde edilen değerler ile bu çalışmada elde edilen değerler incelendiğinde birbirleriyle örtüştüğü görülmekte olup sonuçlar açısından paralellik göstermektedir.

Propriyosepsiyon antrenmanının amacı; nöromüsküler sistemi karmaşık aktiviteler için geliştirmektir. Statik ve dinamik aktiviteler uygulanırken sinir sistemi vücudun dengeli pozisyonunu sürdürmesine olanak verir ve afferent- efferent yollar aracılığıyla çevresel (periferal) reseptörlerden bilgi edinilmesini sağlar (7,55,90).

Proprioseptif sistem, vestibuler ve vizüel sistemle birlikte dengenin sağlanmasında önemli rol oynar. Bu üç sistemden birinde oluşacak hasarlanma ile denge bozulabilir ve düşme riski artar. Propriosepsiyondaki bozulma ile nöromuskuler kontrol bozulur ve refleks kas aktiviteleri yerine getirilemez. Bu da düşme riskini arttırmaktadır. Bu nedenle düşmelerin önlenmesi için yapılacak tedavi programlarına propriosepsiyonu arttırıcı egzersizlerin de eklenmesi gerekmektedir. Yapılan birçok araştırmanın ışığında propriyosepsiyonun kazanılabilir ve antrene edilebilir olduğuna inanılmaktadır (65).

Zeeuwe ve ark (2006)’ nın 70 yaş üzerindeki 270 kişi ile yaptıkları çalışmada, propriosepsiyon egzersizleriyle düşme riskinde belirgin azalma olduğu gösterilmiştir (102). Buna benzer bir şekilde Barnett ve arkadaşlarının yapmış olduğu bir çalışmada da, 65 yaş üzerindeki 163 kişiye proprioseptif ev egzersiz programına ilaveten haftalık gurup egzersiz programı verilmiş ve bir yılsonunda düşme riskinde kontrol gurubuna göre %40 azalma tespit edilmiştir (10).

Proprioseptif duyu, eklem stabilitesinin sağlanmasında ve sürdürülmesinde önemli rol oynamaktadır (79). Özellikle son dönemde yapılan çalışmalarda eklem propriosepsiyonuyla osteoartrit arasındaki ilişki incelenmiş ve osteoartritli hastalarda propriosepsiyonun bozulduğu gösterilmiştir.

Lin ve ark (2007)’nın yapmış olduğu bir çalışmada, 81 diz osteoartritli hastada propriosepsiyon egzersizleri ile eklem pozisyon duyusu, fonksiyonel skor, yürüme hızı ve kas gücünde anlamlı artışlar saptanmış (67).

Benzer olarak Lee ve ark (2008)’nın yapmış olduğu bir çalışmada, 46 diz osteoartritli hastada proprioseptif egzersiz programıyla birlikte denge, diz eklem hareket açıklığı ve ayağa kalkma zamanında artma tespit edilmiştir. Aynı çalışmada diz osteoartritli gurupta proprioseptif egzersiz programıyla birlikte ağrı ve tutuklukta azalma saptanmıştır (61).

Panics ve ark (2008)’nın yapmış oldukları çalışmada, bayan hentbolcularda propriyosepsiyon antrenman programının diz eklemi pozisyonu üzerine etkisini incelemişlerdir. Çalışmada 15 bayan hentbolcu deney grubunu oluştururken 16 bayan hentbolcu kontrol grubunu oluşturmuştur. Deney grubuna dört ay, haftada iki gün ve 20dk. Olmak üzere propriyosepsiyon antrenman programı uygulanırken kontrol grubu sadece hentbol antrenmanına devam etmiştir.

Çalışmanın sonunda propriyosepsiyon antrenman programının deney grubu bayan hentbolcuların diz eklemi propriyosepsiyonunu önemli derecede geliştirdiği tespit edilmiştir (82).

Yapılan bir çalışmada, aktif spor yapan taekwon do sporcularında 8 haftalık propriyosepsiyon antrenman programının diz eklemi propriyosepsiyon ve dinamik postural kontrol üzerine etkisi incelenmiştir. Uygulanan antrenman programı sonrasında; deney grubu bayan ve erkek taekwondo sporcularının hem baskın hem de baskın olmayan diz eklemi 30° ve 70° propriyosepsiyon skorlarında anlamlı farklılık görülmüştür (p<0.05). Kontrol grubunun baskın ve baskın olmayan diz eklemi 30° ve 70° propriyosepsiyon skorlarında anlamlı farklılık olmadığı tespit edilmiştir (p>0.05) (3).

Eklem propriyopsiyonu ve hareket algılama duyusu spor yaralanmalarından korunmada önemli bir role sahiptir. Çeşitli nedenlerle proprioseptif algılamada oluşabilecek bozuklukların, spor yaralanması riskini artırdığı iddia edilmektedir (65).

Yapılan bir araştırmada, elit seviyede 35 bayan hentbol oyuncusuna propriyosepsiyon antrenman programı uygulanmış, antrenman programı öncesinde ve sonrasında hentbolcuların dinamik postural kontrolleri incelenmiştir. Öntest-sontest karşılaştırması sonucunda uygulanan antrenman programının bayan hentbolcuların dinamik postural kontrollerini geliştirdiğini ve olası sakatlanmaları engellediği tespit edilmiştir (54).

Hoffman ve Payne (1995), sağlıklı bireyler üzerinde propriyosepsiyon antrenman programının etkisini araştırdıkları çalışmalarında deney grubuna 10 hafta ve haftada 3 gün antrenman programı uygulamışlardır.

Propriyoseptif antrenman programının deneklerin postural kontrollerini artırdığını ve insan hareketine faydalı olabileceğini belirtmişlerdir (51).

Propriyoseptif yetenekler sportif performans üzerinde çok büyük etkiye sahiptir. Sportif aktiviteler boyunca sporcuların performanslarının ilerlemesi ve sakatlanma riskinin azalması propriyoseptif yetilerine bağlıdır. Çünkü sportif aktivitelerin çoğunluğu yüksek hızda uygulanır (65).

Lephart ve ark.(1996) jimnastikçilerde diz kinestezisini değerlendirmişlerdir. Jimnastikçiler, kontrol grubuna göre dizin pasif eklem hareketini belirlemede daha düşük değerler ve %73 daha hızlı cevap süresi göstermislerdir ve bu durum uzun süreli antrenman sonucunda propriyosepsiyonun gelişmesi ile ilgili olabileceği düşünülmektedir (64).

Yapılan bir çalışmada, rugby oyuncularına 5 hafta denge tahtası antrenmanı (wobble board training) uygulamış ve antrenman sonunda sporcuların hem ayak bileği hem de diz eklem pozisyon duyusunda önemli gelişmeler olduğunu tespit edilmiştir (104).

Sonuç olarak;

Proprioyoseptörler tüm hareketler için, hareketi doğru yapmak ve dengeyi korumak bakımından önemli bir algısal fonksiyondur. Bütün egzersizler bir

ölçüde proprioseptif cevapları ortaya çıkarır. Sportif aktiviteler boyunca

Benzer Belgeler