3.3.8.2. Pınarbaşı Kültür, Sanat ve Bal Şenliği
İlçe halkının en önemli geçim kaynaklarından biri Arıcılık ’tır. İlçe yüksek rakımlı, bitki çeşitliliği bol yaylaları ile arıcılık için oldukça uygundur ve yayla balı üretimi yapılmaktadır. Yıllık yaklaşık olarak 100 ton bal üretilmektedir. Bu kapsamda Gündoğmuş balının tanıtımı için 7-8 Eylül 2019 tarihinde Pınarbaşı Kültür, Sanat ve Bal Şenliği düzenlenmiştir. Şenlik kapsamında mahalli sanatçıların konseri, ozan atışmaları ve mehteran gösterisine yer verilmiştir. Organik bal pazarı ve ucuz giyim pazarı kurulmuştur. Bal, sıvı petek, tereyağı ve teke olmak üzere beş dalda yarışmalar düzenlenmiş ve en iyilere ödülleri takdim edilmiştir (Gündoğmuş Belediye Başkanlığı, 2019).
3.3.8.3. Yemek Kültürü
Gündoğmuş ilçesine özgü yemeklerden bazıları şunlardır (Demirel, 2014: 113-114):
Yağlı Tarhana
Buğday değirmende kırılarak bulgur haline getirilir ve buna yarma adı verilir. Yarma ayranla karıştırılarak pilav kıvamına gelene kadar pişirilir. Soğuyunca bir tabağa alınır ve ortası oyularak çukurlaştırılır. Bol tereyağı bu çukura dökülerek, servis yapılır.
Yarma Aşı
Ana malzeme olarak yarma ve ayran kullanılır. Buğday veya mısırın yarması kaynar suya atılır ve pilav kıvamına gelene kadar kaynatılır. Suyu iyice çekildikten sonra servis tabağına koyulur. Yarma aşı tabağın ortasına toplanır ve etrafına ayran dökülerek servis edilir.
Yaprak Aşı
Taze asma yaprağı bulgur ve ince doğranmış soğan ile birlikte suyunu çok çekmeden pilav gibi pişirilir. İsteğe göre üzerine tahin ilave edilerek servis yapılır.
Büküş
Hazırlanan hamur küçük küçük parçalara ayrılır. Çok inceltmeden 15-20 cm çapında açılır ve saçta hafif pişirilir. Çok pişmeden saçtan indirilir ve için önceden hazırlanan karışım (peynir, soğan, biber) ilave edilir ve yarım ay şeklinde kapatılır. Tekrar saçta pişirilir ve bol tereyağı sürülerek servis yapılır.
Kabuklu Ülüğü (Kabuklu Fasulye)
Taze fasulyeler yazdan kırılır ve kurutulur. Kış aylarında ise sulu yemek olarak içine ekşi erikte eklenerek hazırlanır.
Pancar Aşı
Bu yemek genellikle kış ayalarında tercih edilir. Pancarlar küçük küçük parçalar halinde doğranır. İçine patates ve önceden ıslatılmış nohutta eklenerek pişirilir. Ocaktan indirmeden önce tereyağı kızartılarak üzerine bolca dökülür.
Kuru Biber Kavurması
Bir gün önceden ıslatılan kuru biberler, soğan ile birlikte yeteri kadar yağda kavrulur.
Üzerine salça ve domates ilave edilir. Daha önce haşlanan ve suyu süzülen biberlerde eklenir.
Hepsi bir süre daha kızardıktan sonra servis edilir.
3.3.8.4. Efsaneler
3.3.8.4.1. Sultan Pınarı Efsanesi
Konyalı bir genç kızı gönülsüz olarak Gündoğmuş’a gelin verirler. Düğün alayı Konya’dan Gündoğmuş’a doğru ilerler ve Hadim köy mevkiine gelince namaz kılmak için dururlar. Gönülsüz olan gelin burada dua eder ve şöyle der: “Allah’ım benim canımı al, bedenimi de bütün dertlere deva olarak şifalı bir su olarak topraktan çıkar”. Gelin büyük bir sesle uçar. Düğün alayındaki alim bir kişi: ‘iyi bakın aşağıya giderse para, oraya Konya tarafına giderse tahıl orada olur” demiş. Gelin sultan pınarında durmuş. Gelini yakalamak için koşarlar ve gelinin durduğu yerde su çıktığını görürler. O suyun adı ‘Sultan Pınarı’ olur. Gelin Geyik Dağı’na doğru yeniden uçar. Sultan Gelin’i bir daha gören olmaz. Hastalığı olanların dua edip bu suyu içerse iyileşeceğine inanılır. Halk arasında çocuğu olmayanların da bu sudan içtikten sonra çocuk sahibi olacağına inanılır (Demirel, 2014: 77).
3.3.8.4.2. Çeyiz Deliği Mağarası Efsanesi
Bir evde Meryem ve Gülsüm adında iki genç kız yaşarmış. İkisi de evlenme çağında olan kızlardan büyük olan Meryem üvey evlattır. Ancak küçük kıza büyüğünden önce görücü gelir. Bu durumdan rahatsız olan ve Gülsüm’ü kıskanan Meryem üvey kardeşini öldürmeye karar verir. Hayvan otlatmaya gittikleri bir gün Gülsüm’ü mağara deliğine iterek öldürür sonra Gülsüm’ün çeyiz bohçasını da getirerek deliğe atar. Gülsüm’ün çeyizi ile beraber bu mağarada olduğuna inanan halk mağaraya “Çeyiz deliği” adını vermişlerdir (Demirel, 2014:
78).
3.3.8.4.3. Karayılan Dağı Efsanesi
Yörük obası ormanı gür bir dağın eteklerinde konaklar. Bu oba da bir de güzel kız vardır. Akşam olunca ormandan gelen bir karayılan, güzel kıza zarar vermeden onun koynunda yatar. Sabah olduğunda kimselere görünmeden dağa çıkar. Bu olay bir süre boyunca devam eder. Kız ve karayılan birbirlerine alışır. Bir gün ormanda yangın çıkar ve ormandaki tüm canlılar yanarak kül olur. Yangından sonra karayılanın bir daha gelmemesi kızı merakta bırakır. “Karayılanda yandı mı?” diye ağlayarak, aramak için dağlara çıkar. Kızı
o günden sonra bir daha gören olmaz. Şimdi o dağda bir tane bile ağaç yoktur. Bu olaydan sonra dağın adı “Karayılan Dağı” olur (Özeren, 2008: 233).
3.3.8.4.4. Çekiç Taşı Efsanesi
Miras kavgası yüzünden arası açık olan iki kız kardeş, Çakal Sokmağı deresinin iki yanında bulunan taşların üzerine çıkar ve çekişmeye başlarlar. Çekişme öyle bir hal alır ki kardeşler kendilerini kaybeder ve birbirlerine vurmak için hamle yaparlar. İkisi de çaya düşerek, can verirler. Bu olaydan sonra buradaki taşların adı “Çekiç Taşı” veya “İkiz Taşı”
olur (Özeren, 2008: 234).
3.3.8.5. İlçede Kullanılan Yöresel Deyimler
İlçede sıklıkla kullanılan yöresel deyimlerden bazıları şöyledir (Özeren, 2008: 132-152):
Deyimler
Asıl azmaz bal kokmaz. Kokarsa yağ kokar aslı ayrandır.
Atanın yanında avrat ile evlat ne sevilir ne dövülür.
Avcı gibi vurduğunu bırakıp, gördüğüne gitmek.
Bir çuval erik yesem dişim kamaşmaz.
Çalışan insan ışıldar, çalışmayan insan muşuldar.
Çatal kazık yere batmaz.
Çebicin üzlüsü suyu gözünden içer.
Çoban güttüğü kadar, manav ektiği kadar.
Dostu deveci olan kapısını yüksek yapar.
Dostum beni ansın da bir çürük gozla ansın.
Dökme süt kursakta durmaz.
Düğün aşıyla misafir ağırlanmaz.
Düğün el ile harman yel ile.
Eşeğin yükü dengeli olursa keyfi yerinde olur.
Evlenmek bir cırla kuş imiş, geçinmek zemheriyle kış imiş.
Kargayla gezen kekliğin eti yenmemiş, keklikle gezen karganın eti yenmiş.
Kötü komşu adamı hem galburlandırır hem holuslandırır.
Saç cefadan, tırnak sefadan büyür.
Soğanı yiyen değil, soyan bilir acısını.
Kelimeler
Ağmak: Aşağıdan yukarıya doğru tırmanmak
Ağrık: Ağırlık. Yayla göçünde önden gönderilen kalabalık yük Apirizlemek: Gizlice aşırmak
Avrulmak: Üstüne abanmak Avar: Bahçeye ekilmiş yeşillikler
Başşak: Badem ceviz silkilip toplandıktan sonra arda kalanlar Batma: Çeşme önlerindeki ağaçtan havuz
Behbez: Daha çok yaşlı kadınların örtündüğü kırmızı yazma Bekitmek: Hayvanın yüküne yük ilave etmek, yükünü dengelemek Biladan: Çınar
Bissehel: Epey çok
Bişşek: Tulumda ayran yapmak için kullanılan araç
Burma: Taze otların orakla kıvrılarak kurutulmasıyla yapılan hayvan yemi Boğum: Bahçe ve sebze ekili yerlerin kolay sulanabilmesi için açılan arıklar Böget: Derelerin yüksekten akarak aşındırdıkları yer
Büküş: Yarım ay şeklinde, soğanlı ve çökelekli börek Civcer: Oğlak ya da kuzu derisinden yapılmış küçük tulum Çavmak: Tadına bakmak
Çe'ecik: Azıcık, birazcık Çekişmek: Tartışmak
Çıbartmak: Sopa ile dövmek Çıngıl: Salkım
Çimmek: Yıkanmak
Çitili: Alüminyum veya bakırdan yapılan saplı kap Çomuça: Ağaçtan kaşık
Çükür: El yapımı kazma, çapa Deşirmek: Toplamak
Dırıkmak: Yüksek bir yerde asılı kalmak Dilme: Eşit uzunluklarda biçilmiş ağaç Doru: Ardıç dallarından yapılan süpürge Dönme: Viraj
Dürütmek: Yalan uydurmak Eltmek: Götürmek, iletmek
Elganam: Beceriksiz Etdüz: Ahır
Gaklık: El değmeyecek şekilde yağmur sularını toplayan taş oyuk Galesiz: Umursamaz, kaygısız
Galgımak: Havaya zıplamak
Gedil: Hayvan taşımacılığında kullanılan büyük yün çuval Gevmek: Dişlemek, ısırmak
Horsasını almak: Hırslı bir insanın ağzının payını alması Ibdı: Önceden, başlangıçta
Iltar: Kıldan veya yünden dokunan enli ip İmirmek: Uyuklamak
İskinet: Üzümleri yerden yüksekte yetiştirmek için yapılan çatı Kantık: Kaya aralarındaki derin çukurlar
Kekiş: Çene
Kelce: Küçük, minik
Kessek: Bir parça, bir miktar Ketir: Sivri kaya
Kevkü: Su kabağından yapılan tas, maşrapa Köfün: Çok tembel kişi
Kömbe: Yufka ekmekten daha küçük yağlı ekmek Küplemek: Yüksekten atlamak
Mavru: Ham meyve
Metgana: Anlayışsız, beceriksiz
Palazlamak: Canlanmak, maddi sıkıntıyı aşmak Partıl: Çaput, bez parçası
Pelermek: Öfkeden kaşlarını çatmak Pılgıç: Hızar artığı tahta parçaları Selefir: Serinlemek
Sırtarmak: Saygısızlık etmek Sorkunç: Reçine
Sökündü: Taş ve çakılı ayıklanmış, üst üste basamak halindeki dar bahçeler Şarlavuk: Gürültülü bir şekilde akan su kaynağı
Şırahmana: Üzümün sıkılan ağaç ya da beton havuz Talatır: Cacık
Talbar: Gölgelik
Terkenevüç: Ağaçların meyvelerine erişmeyi sağlayan uzun, çatal sopa Tıraka: Kapı pencere sürgüsü
Tosmurmak: Öfkeli bakmak
Topan: Ağaçtan yapılan su içme bardağı, sert yastık Turmaç: Sırta yüklenen yük
Ülüyü: Fasulye
Yazı: Doğal yeşil düzlük Yeygi: Hayvan yiyeceği
Yiğrenci: Hor görülen, sevilmeyen Yoyul: Defa, kez
3.3.8.6. Sümeni Göleti Rekreasyon Projesi
Tarım bahçelerinin sulanması amacıyla yapılan gölet şimdilerde rekreasyon amaçlı kullanılmaktadır. Bu kapsamda Sümeni Göleti Rekreasyon Projesi hayata geçirilmiştir. Bu proje ile göletin etrafına 1200 metre uzunluğunda bisiklet ve yürüyüş yolu yapılmıştır. Yeşil alan, çocuk oyun parkları ve bahçeler, kamelyalar, restoran, kafeterya, otopark, çiçek bahçeleri, ağaçlık alan ve süs havuzları yapılmıştır. Bu alan ilçenin dinlenme, gezi, spor gibi birçok önemli ihtiyacını karşılamaktadır (Gündoğmuş Belediye Başkanlığı, 2020).
Görsel 3.16 Gündoğmuş Sümeni Göleti Rekreasyon Alanı