• Sonuç bulunamadı

Ulugöl Tabiat Parkı‟nın Toprak Verilerine Ait Bulgular

4. BULGULAR

4.3. Ulugöl Tabiat Parkı‟nın Toprak Verilerine Ait Bulgular

Ulugöl Tabiat Parkı‟nın topografik yapısı yükselti açısından değerlendirildiğinde araĢtırma alanımızın denizden yüksekliği (rakım), 1194 ile 1265 metreler arasında değiĢmektedir (ġekil 4.3.2). AraĢtırma alanımız ve çevresi toprak grupları açısından

değerlendirildiğinde ise park alanı ve çevresinde gri podzolik topraklar (GK) ve kireçsiz kahverengi topraklar olduğu tespit edilmiĢtir (ġekil 4.3.1)

Ulugöl Tabiat Parkı‟nın doğu, batı, kuzey ve güney lokalitelerinden ayrı ayrı alınan toprak örneklerinde yapılan tekstür, pH, total tuz, alınabilir toprak fosforu, organik madde ve toprak azotuanalizlerinin sonuçları Çizelge 4.3.1‟de verilmiĢtir.

Buna göre toprak tekstürü gölün doğu kısmında tınlı kum, batı ve güney kısmında kumlu tın ve kuzey kısmında tınlı özelliktedir (Çizelge 4.3.1).

Toprağın asitlik-bazlık derecesine bakıldığında gölün batı ve güney kısmında zayıf asidik, doğu kısmında hafif asidik ve kuzey kısmında nötr olduğu tespit edilmiĢtir (Çizelge 4.3.1).

Tuzluluk değerlerine bakıldığında bütün yönlerde toprakların tuzsuz olduğu belirlenmiĢtir (Çizelge 4.3.1).

YarayıĢlı P değerinin bütün yönlerde yüksek olduğu tespit edilmiĢtir (Çizelge 4.3.1).

Orman toprağı olmasından dolayı organik maddeninalınan bütün numunelerde yüksek değerde olduğu tespit edilmiĢtir (Çizelge 4.3.1).

N miktarının lokaliteler arası çok farklılık göstermediği ve bütün lokalitelerde yüksek değerlerde olduğu belirlenmiĢtir (Çizelge 4.3.1).

Çizelge 4.3.1.Lokalitelere göre toprak analiz sonuçları

ANALĠZLER LOKALĠTELER

Doğu Batı Kuzey Güney

TEKSTÜR DEĞERĠ - - - -

DERECESĠ Tınlı kum Kumlu tın Tın Kumlu tın

pH DEĞERĠ 6,78 6,46 6,23 7,01

DERECESĠ Hafif asit Zayıf asit Zayıf asit Nötr

Tuz DERECESĠ Tuzsuz Tuzsuz Tuzsuz Tuzsuz

YarayıĢlı Fosfor

DEĞERĠ 36,6±4,38 43,4±6,37 37,3±7,28 32,8±10,2 DERECESĠ Fazla Fazla Fazla Fazla Organik

madde%

DEĞERĠ 4,06±0,01 4,73±0,08 5,93±0,02 6,46±0,1 DERECESĠ Yüksek Yüksek Yüksek Yüksek %N DEĞERĠ 0,2±0,01 0,23±0,08 0,29±0,02 0,32±0,1

ġekil 4.3.1. AraĢtırma alanı ve çevresi toprak grupları

5. TARTIġMA

Ulugöl Tabiat Parkı‟nın bitki çeĢitliliğini belirlemek için toplanan bitki örneklerinin değerlendirilmesi sonucunda; 42 familya, 98cins ve 124 tür teĢhis edilmiĢtir. Bu taksonlardan1 tanesi Pteridophyta, 123 tanesi Spermatophyta divizyosunda yer almaktadır. Spermatophyta divizyosu içerisinde yer alan 123 takson Angiospermae alt divizyosuna ait olup bunlardan 116‟sını Dikotiledon, 7‟sini Monokotiledon sınıfı üyeleri oluĢturmaktadır. Alanda bulunan taksonların 2tanesi endemik olup endemizm oranı % 1,6‟dır. Toplanan taksonların fitocoğrafik bölgelere dağılım oranları; Akdeniz Elementi % 1,6, Ġran-Turan Elementi % 3,2, Avrupa-Sibirya Elementi % 35,4, Bilinmeyenler % 41,4, Öksin Elementi % 17,07, Hirkan-Karadeniz Eelementi % 2,4 ve Kozmopolit % 0,81 Ģeklindedir (Çizelge 4.1.).

AraĢtırma sonucunda elde edilen veriler ile daha önceki yıllarda araĢtırma alanına yakın çevrelerde yapılan diğer çalıĢmaların sonuçları karĢılaĢtırılmıĢtır. Özellikle en çok tür içeren familyalar, en çok takson içeren cinsler, taksonların fitocoğrafik bölgelere göre dağılımları ve endemizm oranlarının kıyaslanması yapılarak benzerlik ve farklılıklara iliĢkin yorumlar getirilmiĢtir. Ulugöl Tabiat Parkı‟na yakın çevrelerde yapılmıĢ olan 6 adet çalıĢma ve bu araĢtırmanın listesi aĢağıda verilmiĢtir. Bunlara ait sıra numaraları kullanılarak takson sayıları ve diğer veriler tablolara girilmiĢ ve kıyaslanarak yorumlanmıĢtır.

1. Samsun Kocadağ ve Çevresinin Florası ( Akçin, 1995) 2. Ġyidere Dere Yatağının Makro Florası (Türkmen, 2002)

3. Karagöl-Sahara Milli Parkı (Artvin) ve Çevresinin Florası (Eminağaoğlu ve AnĢin, 2004)

4. Ordu Ġli Boztepe Piknik Alanının Florası (Özbucak ve ark., 2006)

5. Altındere Vadisi Orman Vejetasyonunun Vasküler Florası (Maçka-Trabzon) ( Uzun ve Terzioğlu, 2008)

6. Melet Irmağı AĢağı Bölgesinin Florası(Ordu) ( Özbucak ve Kutbay, 2008) 7. Ulugöl Tabiat Parkı Bitki ÇeĢitliliği (Mevcut çalıĢma)

Çizelge 5.1. AraĢtırma alanı ile yakınlarında yapılan çalıĢmalara ait en çok türe sahip familyaların kıyaslanması Yapılan çalıĢmalar ► 1 2 3 4 5 6 7 Takson sayıları ► 308 138 872 101 383 190 124 Lamiaceae % 8,4 7,2 11,8 5,9 7,0 10,5 11,2 Fabaceae % 10,7 6,5 7,9 8,9 6,0 15,7 10,4 Asteraceae % 11,1 10,1 12,8 10,2 9,1 14,2 8,8 Scrophulariaceae % 5,5 2,8 3,9 5,1 5,0 2,1 7,2 Boraginaceae % 2,28 3,6 - - - 2,6 4,8 Campanulaceae % - - - 0,5 4,0 Rosaceae % 3,9 - 6,9 6,5 5,7 3,1 4,0 Caryophyllaceae % 5,5 3,6 - - - 5,7 4,0 Apiaceae % - - - - 4,4 4,2 3,2 Poaceae % 4,2 9,4 - 7,0 2,6 2,6 3,2

Çizelge 5.1. incelediğinde, bu araĢtırma alanında en çok tespit edilen on familya ile diğer çalıĢmalar kıyaslandığında değerler bir çoğu ile örtüĢürken bazılarında farklılıkların olduğu görülmüĢtür. En çok takson içeren ilk on familya dikkate alındığında bu çalıĢmada Lamiaceae, Compositae ve Leguminosae familyaları ilk üç sırada bulunmaktadır. Ordu Ġli Boztepe Piknik Alanının Florası (4), Altındere Vadisi Orman Vejetasyonunun Vasküler Florası (5) , Samsun Kocadağ ve Çevresinin Florası (1) ve Melet Irmağı AĢağı Bölgesinin Florası (6) çalıĢmalarında da bu ilk üç familyanın ilk üç sırayı aldıkları görülmektedir. Bu çalıĢmada ilk sırayı Lamiaceae familyası alırken, Ordu Ġli Boztepe Piknik Alanının Florası (4) ve Altındere Vadisi Orman Vejetasyonunun Vasküler Florası (5) çalıĢmalarında ikinci sırayı almaktadır. Ġyidere Dere Yatağının Makro Florası (2), Samsun Kocadağ ve Çevresinin Florası (1) ve Melet Irmağı AĢağı Bölgesinin Florası(6) çalıĢmalarda da üçüncü sırayı almaktadır. ÇalıĢmamız dahil olmak üzere Kocadağ (1) ve Karagöl- Sahara (3) adlı çalıĢmalarında ikinci sırayı Fabaceae (Leguminosae) familyası almaktadır. Fabaceae (Baklagiller) familyası üyelerinden Trifolium, Vicia cinslerinde serbest azotu bağlama özelliği bu familya içindeki her türü toprak zenginleĢtirme açısından değerli kılmaktadır. Ayrıca yine bu familya içinde bulunan Astragalus cinsinin derin kök sistemine sahip oluĢu erozyonda zemin tutucu olarak yarar sağlamaktadır. Melet Irmağı AĢağı Bölgesinin

Florası (6) adlı çalıĢmada bu familya ilk sırayı alırken, Boztepe Piknik Alanı (4) ve Altındere Vadisi Florası (5) çalıĢmalarında üçüncü sırayı almaktadır. Asteraceae (Compositaceae) familyası bu çalıĢmada üçüncü sırada yer alırken, Melet Irmağı AĢağı Bölgesinin Florası (6) çalıĢmasında ikinci sırayı ve Boztepe Piknik Alanı (4),Ġyidere Dere Yatağının Makro Florası (2), Altındere vadisi Florası (5), Kocadağ (1) ve Karagöl- Sahara (3) çalıĢmalarında ise ilk sırayı almaktadır. Bu karĢılaĢtırmalardan Türkiye Florası‟nda en yaygın bulunan familyalar arasında ilk üç sırada yeralan familyalar, bu çalıĢmalarda da sıralamaları farklı olsa bile ilk üç sırada bulunmaktadır (Davis 1965- 1980). Bu durum bizim çalıĢmamızla da benzerlik göstermektedir. Mevcut çalıĢma ile diğer çalıĢmalar kıyaslandığında ortaya çıkan bazı küçük farklılıkların; alanların coğrafik yapıları, büyüklükleri, iklimsel özellikleri ve tür sayısı gibi faktörlerden kaynaklandığı belirtilebilir. Bu da özellikle dar alan çalıĢmaları için doğaldır.

Çizelge 5.2.AraĢtırma alanı ile yakınlarında yapılan çalıĢmalara ait en çok türe sahip cinslerin kıyaslanması Sıra Yapılan çalıĢmalar 1 2 3 4 5 6 7 No Takson sayıları 308 138 872 101 383 190 124 1 Cins Adı Takson Sayısı-% Silene 6 (%1,9) Ranunculus 5 (%3,6) Astragalus 21 (%2,4) Salvia 3 (%2,9) Campanula 7 (%1,8) Trifolium 8 (%4,2) Campanula 5 (%4,0) 2 Cins Adı

Takson Sayısı-% Veronica 6 (%1,9) Cardamine 3 (%2,1) Campanula 15 (%1,7) Trifolium 2 (%1,9) Trifolium 6 (%1,5) Vicia 6 (%3,1) Trifolium 4 (%3,2) 3 Cins Adı

Takson Sayısı-% Vicia 6 (%1,9) Silene 3 (%2,1) Trifolium 14 (%1,6) Rhododendron 2 (%1,9) Acer 6 (%1,5) Geranium 6 (%3,1) Silene 4 (%3,2) 4 Cins adı

Takson Sayısı-% Lathyrus 5 (%1,6) Polygonum 3 (%2,1) Veronica 14 (%1,6) Erodium 2 (%1,9) Geranium 6 (%1,5) Silene 4 (%2,1) Geranium 3 (%2,4) 5 Cins Adı Takson Sayısı-% Salvia 5 (%1,6) Trifolium 3 (%2,1) Geranium 12 (%1,6) Calamintha 2 (%1,9) Stachys 6 (%1,5) Salvia 3 (%1,5) Salvia 3 (%2,4) 6 Cins adı

Takson Sayısı-% Campanula 4 (%1,4) Epilobium 3 (%2,1) Ranunculus 11 (%1,2) Verbascum 2 (%1,9) Salvia 5 (%1,3) Lathyrus 3 (%1,5) Lathyrus 3 (%2,4) 7 Cins Adı

Takson Sayısı-% Achillea 4 (%1,4) Campanula 3 (%2,1) Vicia 11 (%1,2) Veronica 2 (%1,9) Silene 5 (%1,3) Hypericum 3 (%1,5) Veronica 3 (%2,4)

Çizelge 5.2 incelendiğinde araĢtırma alanımızda ve (5) numaralı çalıĢmada Campanula cinsi ilk sırayı almaktadır. AraĢtırma alanımızdaikinci sırayı Trifolium ve Silene cinsi almaktadır. (4) ve (5) numaralı çalıĢmalarda da ikinci sırayı Trifoliumcinsi almaktadır. Geranium cinsi araĢtırma alanımız ve (5) ve (6) numaralı flora çalıĢmasında üçüncü sırayı almaktadır. Çizelge 5.2 incelendiğinde araĢtırma alanında tespit edilen cinslerin diğer çalıĢmaların çoğunda da tespit edildiği görülmektedir. ÇalıĢmamızda ilk sıralarda yer alan en fazla takson içeren cinslerin çoğunun araĢtırma alanımıza yakın yerlerde yapılan flora çalıĢmalarında da ilk sıralar içerisinde yer aldığı görülmektedir. Yapılan çalıĢma ile diğer çalıĢmalar arasında görülen farklılıkların alanların coğrafik konumlarının, yapılarının, biyoiklimsel özelliklerinin ve büyüklüklerinin faklı olmasından kaynaklandığı düĢünülmektedir. Bu etkenlerin hepsi birleĢtiğinde Ulugöl Tabiat Parkı‟ında farklı cinslerin öne çıkmasının doğal olabileceği düĢünülebilir.

Çizelge 5.3.AraĢtırma alanı ile yakınlarında yapılan çalıĢmaların fitocoğrafik bölge oranlarının kıyaslanması Yapılan çalıĢmalar Toplam Takson sayıları Avrupa- Sibirya F.C.B Ġran- Turan F.C.B Akdeniz F.C.B Çok bölgeli veya bölgesi bilinmeyen

El. % El. % El. % El. %

Akçin, 1995 308 136 44,1 10 3,2 20 6,5 167 54,2 Eminağaoğlu ve AnĢin,2004 872 340 39,4 89 10,3 10 1,2 424 49,1 Özbucak ve Kutbay, 2006 101 43 42,5 1 0,9 4 3,9 53 52,4 Uzun ve Terzioğlu, 2008 383 184 48,0 14 3,6 11 2,8 174 45,3 Özbucak ve Kutbay, 2008 190 37 19,4 7 3,68 5 2,63 137 72,1 Mevcut çalıĢma 124 68 54,8 4 3,2 2 1,6 52 41,9

Çizelge 5.3 incelendiğinde, araĢtırma alanında 69 takson ile birinci sırada yer alan Avrupa-Sibirya elementlerinin diğer bütün çalıĢmalarda da ilk sırada yer aldığıgörülmektedir. Bu durumun nedeni olarak Çizelge 5.3‟te karĢılaĢtırılan araĢtırma alanımız da dahil olmak üzere tüm çalıĢmaların Avrupa-Sibirya fitocoğrafik bölgesinde olduğunu kanıtlamaktadır. Fitocoğrafik yönden karĢılaĢtırılması yapılan bu alanlarda çok bölgeli ve bölgesi bilinmeyen taksonların sayısal ve oransal değerlerinin yüksek

olmasının nedeni, üç farklı fitocoğrafik bölgenin kesiĢme noktası olması ve Anadolu‟nun Avrupa ve Asya kıtaları arasındaki önemli konumu ile açıklanabilir. Zaten Türkiye‟de yapılan diğer floristik çalıĢmalar da bu durumu desteklemektedir. AraĢtırma alanımız ile Uzun ve Terzioğlu (2006), Eminağaoğlu ve AnĢin (2004) ve Özbucak ve Kutbay (2008)‟ın flora çalıĢmalarında fitocoğrafik yönden Ġran-Turan fitocoğrafik bölgesi ikinci sırayı alırken, Özbucak ve Kutbay (2004) ile Akçin (1995)‟in flora çalıĢmalarında üçüncü sırayı almaktadır. AraĢtırma alanımız ile Uzun ve Terzioğlu (2006), Eminağaoğlu ve AnĢin (2004), Özbucak ve Kutbay (2008)‟ın flora çalıĢmalarında fitocoğrafik yönden Akdeniz fitocoğrafik bölgesi üçüncü sırayı alırken, Özbucak ve Kutbay (2004) ile Akçin (1995) flora çalıĢmalarında ikinci sırayı almaktadır.

Alanımızda Akdeniz ve Ġran-Turan fitocoğrafik bölgelerin sayısal ve oransal değerlerinin düĢük bulunmuĢtur (Çizelge 5.3). AraĢtırma alanımızın denizden yüksekliği, 1194 ile 1265 metreler arasında değiĢtiği için Akdeniz iklimi bu yükseltilere kadar etki edememekte ve bu da Akdeniz floristik bölgesine ait olan taksonların oranının düĢük olmasına neden olmaktadır. ÇalıĢma alanında az sayıda da olsa Akdeniz floristik bölgesine ait taksonların görülmesi Türkiye‟nin dünyadaki konumu itibari ile Akdeniz havzasında bulunması dolayısıyla Akdeniz ikliminin etkisi altında olmasıdır. Bu durumda farklı yerlerde bu iklimin bitki formasyonlarının görülmesine sebep olmaktadır. Yine araĢtırma alanımızda karasal iklimin etkisi hemen hiç olmadığından Ġran-Turan floristik bölgesine ait taksonlarının oranının çok düĢük olmasına neden olmaktadır. Akdeniz ve Ġran-Turan fitocoğrafik bölgelerin değerlerinin araĢtırma alanımızda düĢük olmasının edafik, topografik ve iklimsel özeliklerin farklılığından kaynaklandığı düĢünülebilir.

ÇalıĢma alanımızdaki toplam taksonların % 1,6‟sı endemik olduğu ve endemizm oranının Türkiye ortalamasının çok altında yer aldığı görülmektedir (Çizelge 5.4). Bu durum dar alan çalıĢmaları için karakteristiktir. Diğer çalıĢmalar dikkate alındığında ise endemizm oranının bizim çalıĢmamıza Karagöl- Sahara (3) numaralı çalıĢma hariç Kocadağ (1), Ġyidere Dere Yatağının Makro Florası (2), Ordu Ġli Boztepe Piknik Alanının Florası (4), Altındere Vadisi Orman Vejetasyonunun Vasküler Florası (5) ve Melet Irmağı AĢağı Bölgesinin Florası (6) numaralı çalıĢmalarda yakın olduğu görülmektedir. (3) numaralı flora çalıĢmasının endemizm değerinin araĢtırma alanımızdaki endemizm değerinden yüksek olması alanın büyük ve tespit edilen toplam

takson sayısının fazla olmasından kaynaklandığı düĢünülmektedir. Diğer çalıĢmalar ile bizim çalıĢmamızın endemizm oranları aĢağı yukarı örtüĢmektedir.

Çizelge 5.4. AraĢtırma alanı ile yakınlarında yapılan çalıĢmaların endemizm oranlarının kıyaslanması Yapılan çalıĢmalar 1 2 3 4 5 6 7 Takson sayıları 308 138 872 101 383 190 124 Endemik Takson Sayısı 8 1 54 5 16 2 2 Endemizm oranı 2,6 0,7 6,3 4,9 4,2 3,1 1,6

Toprak ve iklim araĢtırma alanımızdaki vejetasyon için önemli faktörlerdir. Aslında, bir bölgedeki biyoiklimin en önemli göstergeleri bitkiler ve hayvanlardır (Cioaca ve Dinu, 2002). Bunun yanı sıra hayat formları, floristik elementler ve çeĢitli oluĢumlar da genel iklim tiplerinin en iyi göstergeleridir (Böcük ve ark., 2009). Bu

nedenle araĢtırma alanımızda tespit edilen bitki taksonlarının Raunkiaer‟in hayat

formlarına göre dağılım oranları; Hemikriptofitler 83 (% 66,9), Terofitler 19 (% 15,3), Geofitler 9 (% 7,2), Fanerofitler 9 (% 7,2), Kamefitler 3 (% 2,4) ve Hidrofitler 1 (% 0,8) Ģeklindedir(Çizelge 4.9). ÇalıĢma sonucunda Hemikriptofitlerin yüksek çıkmasının temel nedeni, dünyanın birçok yerinde yaygın olmaları ve tomurcuklarını kötü Ģartlarda toprak altında saklamalarıdır (Çetik, 1973). Hayat devresini kısa sürede tamamlayıp elveriĢsiz zamanı tohum halinde geçiren terofitlerin 19 taksonla ikinci sırada yer alması beklenen durumdur. Çünkü terofitler daha çok çöl ve bozkır iklim özelliği gösteren bölgelerde daha hakim durumdadırlar. Dolayısıyla araĢtırma alanımızın yağıĢlı Akdeniz biyoiklim özelliği göstermesi terofitlerin alanımızda daha az taksonla temsil edilmesini desteklemektedir. Mevsimsel değiĢikliklerin çok etkilemediği Fanerofitler ve soğan, rizom ve yumruları ile kötü mevsimi toprak altında geçiren Geofitler araĢtırma alanımızda 9 taksonla 3.sırada yer almaktadırlar. KıĢı sert ve yazları kurak bölgelerde yayılıĢ gösteren, bodur çalılar veotsu bitkilerden oluĢan Kamefitler 3 taksonla 4.sırada yer almaktadır.

Böcük ve ark. (2009) tarafından yapılan bitki çeĢitliliği çalıĢmasında tespit edilen taksonlar ile bizim çalıĢmamız Raunkiaer‟in hayat formları açısından karĢılaĢtırılmıĢtır (Çizelge 5.5). Ġki çalıĢma alanında bulunan taksonların hayat formları

oranlarının farklı olduğu görülmektedir. Bunun nedeni çalıĢma alanlarının farklı coğrafik bölgelerde bulunması ve diğer çalıĢma alanının tahribata maruz olması olabilir. Hemikriptofitlerin ve Fanerofitlerin oranı bizim çalıĢmamızda bulduğumuz orandan az olup, diğer hayat formlarından Terofit, Geofit ve özellikle Kamefitlerin oranı bizim çalıĢmamızdan yüksek bulunmuĢtur. Bu sonuçlar da diğer çalıĢma alanında ağır tahribat olduğunu desteklemektedir.

Çizelge 5.5. Ulugöl Tabiat Parkı ile Frigya Vadisi (Böcük ve ark., 2009) taksonlarının hayat formlarına göre dağılım oranlarının karĢılaĢtırılması

Hayat formları

Mevcut çalıĢma Böcük ve ark. (2009)

% % Hemikriptofitler 66,9 37,0 Terofitler 15,3 29,9 Fanerofitler 7,2 6,3 Geofitler 7,2 9,7 Kamefitler 2,4 16,3

6. SONUÇ ve ÖNERĠLER

6.1. Sonuçlar

AraĢtırma alanımızı oluĢturan Ulugöl Tabiat Parkı, Ordu ilinin Gölköy ilçesi sınırları içinde ve Davis‟in Grid kareleme sistemine göre A6 karesi içinde yer almaktadır. AraĢtırma alanından 2010-2011 yılları arasında 310 bitki örneği toplanmıĢtır ve toplanan bu taksonların değerlendirilmesi sonucunda; 42 familyaya ait, 98 cins ve 124 takson teĢhis edilmiĢtir. Mevcut taksonlardan 1 tanesi Pteridophyta, 123 tanesi Spermatophyta divizyosunda yer almaktadır. Spermatophyta divizyosu içerisinde yer alan 123 takson Angiosperm alt divizyosuna aittir. Angiosperm alt divizyosunda bulunan taksonların 116‟sı Dikotiledon, 7‟sini Monokotiledon sınıfı üyeleri oluĢturmaktadır. Alanda bulunan taksonların 2tanesi endemik olup endemizm oranı % 1,6‟dır.

AraĢtırma alanında en çok cinse sahip familyalar sırasıyla; Asteraceae, Lamiaceae, Fabaceae, Scrophulariaceae, Boraginaceae, Rosaceae, Apiaceae, Poaceae, Caryophyllaceae‟dir. Geriye kalan 43 cins 31 familyaya dağılmıĢtır.

En çok tür içeren familyalar sırasıyla Lamiaceae, Fabaceae, Asteraceae, Scrophulariaceae, Boraginaceae, Campanulaceae, Rosaceae, Caryophyllaceae, Apiaceae, Poaceae olarak tespit edilmiĢtir. Geriye kalan 47 tür 32 familyaya dağılmıĢtır. AraĢtırma alanında en çok türe sahip cinsler sırasıyla; Campanula, Trifolium, Silene, Lathyrus, Salvia, Geranium, Veronica’ dir. Geriye kalan 99 tür ise 89 cins arasında dağılmıĢtır.

Tanımlanan taksonların fitocoğrafik bölgelere dağılım oranları; Avrupa-Sibirya Elementi 44 (% 35,4), Bilinmeyenler 51 (% 41,4), Akdeniz Elementi 2 (%1,6), Ġran- Turan Elementi 4 (% 3,2), Öksin Elementi 21 (% 17,07), Hirkan-Karadeniz Elementi 3 (% 2,4) ve Kozmopolit 1 (% 0,81) Ģeklindedir.

Raunkiaer sistemine göre taksonların hayat formlarına göre dağılım oranları; Hemikriptofitler 82 (% 66,1), Terofitler 19 (% 15,3), Geofitler 10 (% 8), Fanerofitler 9 (% 7,2), Kamefitler 3 (% 2,4) ve Hidrofitler 1 (% 0,8) Ģeklinde olduğu tespit edilmiĢtir.

Alanda bulunan taksonların tehlike kategorilerine (IUCN, 2001) göre dağılımları ise; LC (DüĢük riskli) 46 (% 37), EN (Tehlikede) 4 (% 3,2), VU (Duyarlı) 4

(% 3,2), CR (Çok tehlikede) 3 (% 2,4), NT (Tehdite yakın) 1 (% 0,8) Ģeklinde tespit edilmiĢtir.

6.2. Öneriler

Son yılllarda tatil anlayıĢının ekoturizm tarzına doğru eğilim kazanması, tabiatındaha az tahrip olduğu tabiat parkı gibi korunan alanlara ilgiyi artırmıĢtır. Ulugöl Tabiat Parkı sahip olduğu bitki örtüsü ve manzara güzelliği gibi özelliklerden dolayı halkın dinlemesine ve eğlenmesine uygun bir tabiat parçası olduğu için de dikkat çekmektedir. Özellikle araĢtırma alanına yaz aylarında çok sayıda ziyaretçi gelmektedir. Bu ziyaretçilerin tabiat parkınıdaha çok piknik amaçlı ziyaret ettikleri gözlenmektedir. Alanın piknik amaçlı kullanımı sırasında bilinçsizce ve denetimsiz yakılan ateĢlerin ağaçlara ve ormana zarar verdiği görülmüĢtür.

Ayrıca her yıl Ağustos ayının üçüncü pazar günü, eğlence amaçlı düzenlenen Ulugöl ġenlikleri de Tabiat Parkı alanında yapılmaktadır (ġekil 6.2.1). Bu günlerde parkın ziyaretçi sayısı aĢırı boyutlara ulaĢmaktadır. Bu günlerde ziyaretçilerin halihazır kullanımı, çeĢitli sebeplerle, oldukça düzensiz, dağınık ve kontrol dıĢı olmakta ve bunun neticesi de çevre kirlenmesi ve çevreyi tahrip edici kullanımlar ortaya çıkmaktadır.

Tabiat Parkının bu yoğun kullanım dönemlerinde alanda oldukça fazla katı atık birikimi olduğu da gözlenmiĢtir. Bu katı atık birikintisi alandaki bitki örtüsüne zarar vermekte, alanda kokuĢmaya ve sağlık açısından hastalığa sebebiyet verebileceği düĢünülmektedir. Ayrıca bu katı atıkların göle de karıĢtığı ve göldeki flora ve faunaya da zarar verdiği gözlenmiĢtir. Bu durumun Tabiat Parkı‟ndaki doğal bitki örtüsünü, manzara güzelliğini ve su kalitesini daha fazla bozmaması için ilgili kurum ve kuruluĢların bu konularda tedbirler alması ve gerekli uygulamaları yapması gerekmektedir.

Alan ortasındaki büyük gölün özellikle kuzey ve güney kısımlarında ötrofikasyon olayı gözlenmiĢtir. Ötrofikasyonun özellikle gölün bu cephelerinde yaĢanmasının sebebi olarak, kuzey sınırındaki fındık bahçeleri ve güneyindeki, piknikçilerin yoğun olarak kullandığı bölgeler gösterilebilir. Fındık bahçelerinde verimi artırmak amacıyla kullanılan azot ve fosfor içerikli gübrelerin yağmur sularıyla yıkanarak göle kavuĢması ötrofikasyonu tetiklemektedir. Fındık bahçelerinin göle doğru eğimli olmaları, yağmur ve arazide toplanan suların direk göle karıĢmasına neden olmaktadır (ġekil 6.2.2).

ġekil 6.2.2.Tabiat Parkı‟nın kuzey ve kuzeybatı yönündeki fındık bahçeleri

Doğal güzelliği ve bitki örtüsüyle dikkat çeken Ulugöl Tabiat Parkı‟nın floristik yapısının araĢtırılmasının Ordu iline dolayısıyla Türkiye florasına belirli ölçekte katkıda bulunacağına ve Tabiat Parkının doğal florasına dikkat çekerek özellikle endemik ve nadir türlerinin korunmasına yardımcı olacağına inanıyoruz.

7. KAYNAKLAR

Akçin A., 1995.Samsun Kocadağ ve Çevresinin Florası, Yüksek Lisans Tezi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, s. 71.

Akıncı H., 2010. Akdağ (Pozantı-Adana) ve Çevresinin Florası, Yüksek Lisans Tezi, Niğde Üniversitesi fen bilimleri enstitüsü, Niğde, s. 208.

Akman Y., 1990. Ġklim ve Biyoilkim (Biyoiklim Metodları ve Türkiye Ġklimleri) Palme Yayınları. 103. Ankara. 318 Sayfa.

Akman, Y., 1995. Türkiye Orman vejetasyonu, Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi,Botanik Anabilim Dalı, 1.

Akman, Y., Düzenli, A., Güney, K., 2005. Biyocoğrafya, Palme Yayınları, Yayın No:344, Ankara.

Anonim, 1989. Milli Parklar Kanunu, Milli Parklar Yönetmenliği ve Milli Parklar Fon Yönetmeliği, T.C. Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı O.G.M Eğitim DairesiBaĢkanlığı Yayın ve Tanıtım ġube Müdürlüğü Matbaası.

Anonymous, 2001. IUCN Species Survival Commission. IUCN Red List Categories, approved bythe 51st meeting of the IUCN Council. Gland, Switzerland.

Anonim, 2006. Ordu Ġli Çevre ve Orman Müdürlüğü, Ulugöl Tabiat Parkı Uzun Devreli GeliĢme Planı, Analitik Etüd Raporu.

Anonim, 2007.Çevre ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü,Ulusal Biyolojik ÇeĢitlilik Stratejisi ve Eylem Planı.

Anonim, 2011, Meteoroloji Ġl Müdürlüğü, Ordu.

Atalay, Ġ., 1994. Türkiye Vejetasyon Coğrafyası, Ege Üniversitesi Basımevi, Ġzmir. BaĢköse, Ġ., 2010.Hasan Dağı‟nın (Aksaray Kesiminin) Florası, Yüksek lisans tezi,

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Konya, 202 s.

Baytop, A., 2003. Türkiye‟de Botanik Tarihi AraĢtırmaları, Tübitak, Akademik Dizi, Ankara, 430: 1-120

Baytop, A., 2004. Türkiye‟de Botanik Tarihi AraĢtırmaları, TÜBĠTAK Yayınları,Akademik Dizi 3, Ankara.

Behçet, L., 1993. Erçek, Turna ve Bostaniçi Göllerinin Vejetasyonu, Van, Turkey Journal of Botany 18 (4) : 305-312.

Behçet, L., 1994. Van Gölü Makrofitik Vejetasyonu‟nun Fitososyolojik Yönden AraĢtırılması, TurkeyJournal of Botany, 18 (3) 229-243.

Behçet, L., Altan, Y., 1994. Van, Erçek, Turna ve Bosataniçi Gölleri‟nin Sucul Florası, Turkey Journal of Botany (18) (2) : 91-98.

Bouyoucos, G.J., 1955. Hidrometer method improved for making particle size analyses, Soil Agronomy Journal 54: 5.

Böcük, H., Türe, C., Ketenoğlu, O., 2009. Plant Diversity and Conservation of the Northeast Phrygıa Regıon Under the Impact of Land Degradatıon and Desertıfıcatıon (Central Anatolıa, Turkey), Pak. J. Bot., 41(5): 2305-2321. Civelek, ġ., Çetin, A.K., 1993. Keban Barajı ve Hazar Gölü Bitkileri, Elazığ

Doğa_Turkey Journal of Botany 17 (3). 183-185.

Çakan, H., Düzenli, A., 1993. Seyhan Baraj Gölü Ve Çevresinin Florası, Adana, Doğa- Turkey Journal of Botany ,17 (3) :191-200.

Çetik, R., 1973. Vejetasyon Bilimi, A.Ü.Fen Fak., Ülkemiz Matbaası, Ġzmir.

Çınar, R.,2005. Ulubat Gölünün Kıyı ve Adalar Florası, Yüksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Anabilim Dalı.

Çırpıcı, A., 1985. Murat Dağı (Kütahya-UĢak)‟ın Flora ve Vejetasyonu Üzerinde Gözlemler, Doğa Bilim Dergisi, Seri A2. 9 (1): 40-47.

Çilden E., 2011.PaĢayaylası (Aydın) Florası ve Etnobotanik Özellikleri, Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri Ensititüsü, Ankara, 173 s.

Davis, P.H., 1965-1985. Flora of Turkey and East Aegean Island, Vol. I-X, AT the University Press, Edinburg.

Davis, P. H., 1965-1985. “Flora of Turkey and The East Aegean Islans. Vol: I-IX, EdinburghUniv. Press. UK.

Davis, P.H., Hedge, I.C., 1975. “The Flora of Turkey. Past, Present, and Future”, Candollea, Edinburg, 30 (2): 331-351.

Efe, R., 2004. Biyocoğrafya, Anka Matbaacılık, Ankara.

Eken, G., Aydemir, G.O., Kurt, B., Gökmen, Y., Basak, E., Can, Ö.E., 2000. Türkiye‟nin Biyolojik Çesitlilik Atlası-Zengin ve Yoksul. Yesil Atlas Der., 3: 22-34.

Ekim, T., Koyuncu, M, Vural, M., Duman, H., Aytaç, Z., Adıgüzel, N., 2000. “Türkiye

Benzer Belgeler