• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: LİTERATÜR TARAMASI

1.2. Tuva’nın SSCB ile Birleşmesi

yeteneğini Sibirya Türkleri sürdürmektedir. Özellikle Sibirya’da gırtlak şarkıları sözlü ve sözsüz olarak ikiye ayrılır “bk. Harita D, s. 119”. Kuzey Kazakistan, Altay bölgesi, Hakasya bölgelerinde hem sözel hem de enstrümantal gırtlak şarkıları yapılırken (mor bölge); Kazan Tatarları ve Başkurtlarda sözsüz enstrümental gırtlak şarkıları (yeşil bölge); Kuzey Çin, Doğu Kazakistan, Batı Moğolistan ve bütün Tuva’da ise hem sözsüz hem de enstrümansız gırtlak şarkıları icra edilmektedir (mavi bölge) (Shahnazarova, 1983:153). Bu göçebe halkına ait geleneksel gırtlak şarkıları SSCB ile birleşmesinden sonra birçok değişikliğe daha uğramıştır.

1.2. Tuva’nın SSCB ile Birleşmesi

1917 Şubat ayında Çarlık rejimin yıkılmasıyla birlikte “milletler meselesi” ortaya çıkmıştır. 2 Kasım 1917’de yayımlanan ve Rus Olmayan Milletlerin Manga Charta’sı denilen “Rus Halklarının Hakları Deklarasyonu”, Bolşevik politikasının ilk adımını oluşturmuştur. Bildiride Bolşevik iktidarda Hükümeti’nin milletler politikası şu esaslara dayandırılmıştır (Dovring, 1996:9):

1. Rusya halklarının eşit egemenliği;

2. Rusya halklarının ayrılma ve bağımsız bir devlet kurma da dâhil olmak üzere selfdeterminasyon hakkı;

3. Tüm milli ve dinî ayrıcalık ve sınırlamaların kaldırılması;

4. Rusya topraklarında yasayan milli azınlıkların ve etnik grupların özgürce gelişmesi.

1917 Ekim Devrimi’nin temel güç kaynağı, Sovyetlerde örgütlenmiş ve silahlanmış olan işçilerdi. Bolşevik Partisi, Şubat 1917’de çarlığın yıkılmasıyla başlamış olan demokratik burjuva devrimini, Sovyetlerin geçici hükümet karşısında oluşturduğu ikinci iktidar merkezine dayanarak sosyalist devrim yönünde geliştirdi. Fakat Rusya’daki Ekim Devrimi’nden itibaren Bolşevikler’in gelmesiyle durum değişmiştir (Dovring, 1996:10). II. Nikolay’dan sonra, Tuva başkentinin adı, tekrar değiştirilip Lenin tarafından Kızıl (kırmızı, kızıl) olarak adlandırıldı. Yukarıda daha önce anlatıldığı gibi 1921’de Tannu-Tuva Halk Cumhuriyeti kuruldu. 1920-1922’lerde Rus reformlarından sonra yerli halklar, kendi geleneksel yönetim sistemlerini ve imtiyazlı sosyal statülerini kaybettiler. Çünkü

17

reform yasasına göre, yerel sosyal gruplar belli kayıplarla karşı karşıya gelmişlerdir (Khovalyg, 2010:21).

Lenin tarafından yapılan “Koreniizatsiia” “yerlileştirme” politikası Tuva’da 1923 yılında başladı. Koreniizatsiia, yerel dilleri, kültürü, eğitimi geliştirmek ve yerel personelin eğitimini ve gelişmesini desteklemek için uygulanan politikaların genel adıydı. 1920’li yıllarda Rus olmayan milletler ve etnik gruplar yönetimde, okullarda, basılı yayınlarda kendi dillerini kullanmaya teşvik edilirken, devlet ve parti organlarındaki yerel memurların yerli milletlerden olmasına çalışıldı. Fakat, tamamen milli bir eğitimin milliyetçi duyguları güçlendireceği, en sonunda ulaşılmak istenen birleştirici amaca karşı olacağı düşünüldüğünden, kültürlerin “şekilde milli, ancak içerikte sosyalist” olması istendi (D’Encausse, 1981: 26).

Tuvalar, Sovyetler Birliği’ne hemen katılmasa da vergi vermek, toprak için kira ödemek gibi bazı meseleler dolayısıyla Sovyetler Birliği’ne ekonomik olarak bağımlıydı. Soylular, tüccarlar ve zengin aileler 1930 yılında Altay-Sayan’dan sürüldü. Geleneksel hayvan dağılım sistemi yıkıldı; bunun sonucunda yerel halkın büyük kısmının refahı ciddi şekilde geriledi, böylece devlet de kredi verme imkânlarını yitirdi. Sovyet hükümeti, halklara kredi verme probleminin çözülmesi için Güney Sibirya’nın göçebe bölgelerine kolektif çiftlik uygulamalarını getirdi. Kolektif çiftlik, çiftçilerin oluşturdukları, devlet mülkiyetindeki toprakları işletme amacı güden, demokratik kooperatif bir kuruluştur. Toprak ve ağır tarım makineleri hariç, kolektif çiftliklerin üretim araçları çiftçilere aitti. Yıllık üretimin dağıtımı hükümetin direktifleri doğrultusunda gerçekleşmekteydi. Üretimden en büyük payı çiftlikler değil, devlet almaktaydı (Dırtık-ool, 2016: 174). Kolektif çiftlik mülkiyetine güçlü bir geçiş yaşanmış, sanayileşme için gerek duyulan tarımsal ürünlerin üretiminin sağlanacağı bir yapı oluşturulmuştur. Böylece SSCB tarihindeki önemli sanayi hamlesi gerçekleştirilmiştir. Kolektivizmin toplumsal mülkiyete geçilmesi için uygun bir politika olduğu da düşünülebilir. Çünkü bu yapıda, toprak mülkiyeti devlete ait olduğu hâlde, toprağı kullanma ve ondan yararlanma hakkı çiftlik üyelerine bırakılmıştır. Ancak yine de sıkı bir devlet denetiminin olması bürokrasinin egemenliği şeklinde yorumlanmaktadır (Dovring, 1996:15).

18

Kolektif çiftçilik, göçebe halkların geleneksel kültürlerini korumasını sağlamıştır. Öte yandan, Tuva göçebe halkının şehirlere yerleşmesi ilk başta zor olmuştur. İnsanlar her akşam toplanıp gırtlaktan şarkı söyleyerek eğleniyor, deriden kıyafetler dikerek kışa hazırlanıyorlardı. Göçebe halkın bir yere yerleşmesi Rus araştırmacıların çalışmalarına da kolaylık sağlamamıştı. Çünkü göçebelerin geniş bir coğrafyada dolaşmaları ve çok sert geçen kış nedeniyle araştırmalar sürekli ertelenmiştir (Dovring, 1996:17-49).

Rus araştırmacılar, Kazak ve Altay halklarının gırtlak şarkılarını daha yüksek tonda (overtone), kuru iklimde yaşayan Şor, Hakas ve Moğol halklarının ise gırtlak şarkılarını dolgun ve düşük tonda söylemeleri konusunda karşılaştırmışlardır. Öte yandan, farklı iklimde yaşayan Tuvalar ise bir anda 4-5 sesi söyleyebilme yeteneğine sahiptirler “bk. Harita C, s. 119”. Tuvalıların bu özellikleri kolektif çiftçilik sistemi konusunda yapılan araştırmalar sayesinde belli olmuştur (Humpherey ve Sneath, 1996: 161-165).

1921’e kadar Tannu-Tuva Halk Cumhuriyeti’nde iki parti öne çıkmıştı. Birincisi, Bolşeviklerden kurulan Komünist Partisi ve ikincisi Tannu-Tuva Partisi’dir. Tuva Halk Partisi, Moğolistan ile birleşmeye karar vermişti. Komünist Parti ise, SSCB ile birleşmeye çalıştı. 1925’te SSCB ve Tuva Halk Komünist Partisi (THKP) “Dostluk Anlaşması” yapmıştı. 1930’da Rus Ortodoks Kilisesi, Rus topraklarında Lamaizmin yayılması üzerine Lamaizm dinine destek veren şamanlar ve gırtlak şarkıcıların sayısının azalmasına yönelik uygulamalar yaptılar. 1935’te kolektif çiftlik sayısı %85 artmıştır (Dırtık-ool, 2016: 182-183).

Tannu-Tuva Partisi’nin kurulmasıyla birlikte savundukları görüşler geleneksel iktidar sisteminin ortadan kalkmasına neden olmuştur. Bunun sonucunda, Tuva-Tofa bölgesinde bir ulusal kurtuluş hareketi başlamıştır. Güney Sibirya Türk halkları, göçebeliğe, kendi kendini yönetim sisteminin ihtiyaçlarına ve değişik sosyal grupların dayanışmasına daha uygun olan SSCB’yi seçtiler (Hirsch, 1997:258).

1 Mayıs, Ekim Devrimi’nin yıl dönümü olarak kutlanmaya, yeni cadde isimleri olarak 1. Petr Caddesi yerine Karl Marx Caddesi kullanılmaya başlanmıştır. Yer isimleri ve şehir isimleri yeniden değiştirilmiştir. Çoğunlukla SSCB’de yaşayan halkların evlenme törenlerinde kendi gelenek-görenekleri yapılsa bile, geleneksel kıyafet yerine, gelinin beyaz gelinlik ve damadın takım elbise giymesi halk kültürünün modernleşmesine bir