• Sonuç bulunamadı

Trablusgarb’ın İşgali Karşısında Osmanlı Kamuoyunun Tavrı

Belgede V. CİLT / VOLUME V / TOM V (sayfa 149-159)

İTALYA’NIN TRABLUSGARB’A SALDIRISI KARŞISINDA OSMANLI TOPLUMUNUN TAVRI

3. Trablusgarb’ın İşgali Karşısında Osmanlı Kamuoyunun Tavrı

Osmanlı kamuoyunun tutumunu doğrudan işgalin hedefi olan Trablusgarb halkının tutumu ve işgal hedefi dışında kalan Osmanlı toplumunun tutumu olarak ikiye ayırmak mümkündür.

İşgal hazırlığı karşısında Trablusgarb halkı, İtalya’nın Trablusgarb’ı işgal niyetini İtalyan basını aracılığı ile öğrenmiştir. İtalyan gazetelerinin Trablusgarb hakkındaki mütecavizane neşriyatı karşısında son derece müteessir olan Trablusgarb halkının ileri gelenleri ve eşraf, 7 Eylül 1327 (20 Eylül 1327) günü düzenledikleri bir toplantıda, İslam Halifesine ve Osmanlı Saltanatına olan mukaddes bağlarına karşı her ne suretle tecavüz edilirse edilsin ölünceye kadar bütün kuvvetleri ile karşı koymaya karar vermişler ve memleketlerinin her türlü

tecavüze karşı korunması için Osmanlı Hükûmeti tarafından her türlü tahkimatın yapılmasını ve gerekli tedbirin alınmasını talep etmişlerdir (BOA, DH. SYS. nr.

75-15/1-4, 2-3).

Avrupa basınının haberlerini mesnet kabul etmek doğru ise, Trablusgarb halkı, İtalyan saldırısının başlamasından önce tepkisini daha net biçimde ortaya koymuş ve merkezî Hükûmet tarafından tasvip edilmese de, İtalyan mal ve hizmetlerine karşı boykot ilan etmiştir (Eylül 1327/ Eylül 1911), (BOA, DH. SYS. nr. 75-15/1-2).

İtalya’nın Trablusgarb’ı işgal hazırlığından genel olarak Osmanlı kamuoyunun haberdar olduğu söylenemez. Osmanlı Kamuoyu İtalyanların Trablusgarb’a saldırısını, iktidarda bulunan Hakkı Paşa Hükûmeti’nin gazetelere gönderdiği resmî beyannameden öğrenmiştir (Kurtcebe, 1995: 72-73). İtalyan saldırısının duyulması üzerine halk sokaklara dökülmüş, şehir meydanlarında ve Hükûmet binaları çevresinde toplanarak gösteri ve mitinglerle saldırıyı kınayıp protesto etmiştir.

Osmanlı toplumu İtalya’nın Trablusgarb’a saldırısı karşısında yekvücud olmuş, saldırıyı hukuk dışı, uluslar arası normlara aykırı, insanî ve medenî değerleri yok sayan, Osmanlı toplumunu ve İslam ümmetini inciten ve üzen vahşi ve haksız bir saldırı olarak değerlendirmiştir. Osmanlı Kamuoyu, Osmanlı ülkesinin dört bir yanından Merkezî Hükûmet’in çeşitli makam ve yetkililerine gönderilen yazı, telgraflar ve eylemleri ile tepkilerini ortaya koymuştur. Kamuoyu fiili tepkilerle birlikte bazı yükümlülük ve sorumlulukları da kendiliğinden üslenmek istemiştir.

Trablusgarb ve Bingazi mücahitlerine erzak ve saire sevk etmek amacıyla İstanbul’da “Trablusgarb ve Bingazi Mücahidinine Muâvenet Heyeti” adıyla bir heyet teşkil olunmuştur (20 Eylül 1327). Vezneciler’de Süvari Miralaylığından emekli Rifat Paşa ve ortakları tarafından kurulan heyetin taşakkülü ve kolaylıkla yardım toplayabilmesi için Dâhiliye Nezareti’nden izin verilmiştir (BOA, DH.

SYS. nr. 75-6/1-6, 38-40).

Adanalılar, İtalyan tecavüzünü İslam Âlemi’ni teessüre düçar eden bir vahşilik olarak değerlendirirken, Adana İdare Meclisi, Belediye Meclisi, Ziraat ve Sanayi Odaları heyetleriyle Adana Donanma-yı Osmânî Komisyonu birlikte toplanarak, güçlü bir donanmanın bir an evvel meydana getirilmesi için her ne kadar vatansever kimseler tarafından yardımlar yapılsa da bu vatanseverliğin genele teşmili için 1328 (1912) senesinden itibaren her sene temettu ve emlak vergileriyle yol bedelinin bir mislini beş sene zarfında donanma yardımı olarak Adana Vilayeti adına taahhüt etmişlerdir (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 21). Adana Valiliğinden Dâhiliye Nezareti’ne yazılan yazıda, İtalyan tecavüzü karşısında vilayetin her tarafından gelen yardımların artarak devam ettiği gibi redif ve ihtiyat askerlerinden başka çok sayıda gönüllülerin ve mühim bir yekün tutan yardımların hazır durumda

olduğu bildirilmektedir (24 Eylül 1327/7 Ekim 1911), (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-6, 8). Adana Vilayeti’ne bağlı İçel Halkı da dört senede ellibin lira vererek bir savaş gemisi satın almayı kararlaştırmışlardır (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 75). Anamur Kaymakamlığı’nın İçel Mutasarrıflığı vasıtasıyla Adana Valiliğine gönderdiği telgrafda, İtalya’nın Trablusgarb’a saldırısını protesto etmek amacıyla yapılan bütün mitinglerde Anamur Halkı’nın vatan uğruna can ve mallarını feda edeceklerine yemin ettikleri ve donanmaya 14.000 lira vereceklerini taahhüd ederken iki saat içinde 2. 300 lira topladıkları ifade edilmektedir (22 Teşrinievvel 1327/4 Kasım 1911), (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-6, 23).

Sert bir tepki ile İtalya’nın Trablusgarb’a saldırısını eşkıya tecavüzü olarak değerlendiren Aydınlılar, vatan uğrunda yekvücud olmuş Osmanlıların namussuz ve haysiyetsiz yaşamaktansa vatan uğrunda şan ve şerefleri ile ölmeyi tercih edeceklerini belirterek Hükûmeti fedakârlığa davet ve her türlü desteği sağlamayı vaat etmektedirler (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 70). Aydın İli Menteşe (Muğla) Sancağı Halkı da İtalyanların vahşi saldırısı karşısında galeyana gelmiş oldukları halde, bütün resim ve vergilerinin % 25 nispetinde arttırılmasını istemişlerdir (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 88, 89).

Kayseri Mutasarrıf Vekili Rauf, İtalyan tecavüzüne karşı faydalı olabileceği her türlü vazifeyi kabule hazır olduğunu, icabında gönüllü olarak çetecilik (milis) hizmetinde de bulunabileceğini bildirmektedir (17 Eylül 1327/30 Eylü 1911), (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-6, 32-33).

Eskişehir’den Mabeyn Başkitabeti’ne gönderilen, aralarında Ermeni Cemaati Reisi’nin de bulunduğu 26 imzalı telgrafta, vatanımıza tasallut eden düşmanın tenkîli ve vatanımızın müdafaası için istenen her türlü fedakârlığı yerine getirmeye hazır olduklarını Osmanlılığın ilk yurdu olan Eskişehir Halkı adına arz etmektedirler (26 Eylül 1327/9 Ekim 1911), (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-6, 14).

Ankara Vilayeti’ne bağlı Çorum Kazası’nda Mekteb-i İdadi’de yapılan toplantıda, Belediye İdare Meclisi üyeleri, mahkeme âzası, ulema, meşâyih, eşraf ve muteberan, dört senede dört eşit taksitte ödenmek üzere Çorum Kazası’nın bir senelik vergisinin bir mislini Osmanlı Donanması için yardım olarak vermeyi kararlaştırmışlardır (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 111). Keskin halkını temsilen Müslüman, Ermeni, Rum ve Protestan ruhanî lider ve temsilcilerin imzalarını taşıyan yazıda, vatanın her bir kıtası temiz ve Osmanlı mülkünün her zerresi üzerinde yaşayan halkın cismi ve canı olarak nitelendirilmekte ve bu vatanın ecnebi ihtiras ve tecavüzlerinden korunması, deniz kuvvetlerinin mükemmel hâle gelmesinde görülmektedir. Keskinliler, vaktiyle ecdadın, donanma gemilerinin direklerini gümüşten, yelkenlerini ipekten yaptırdığını hatırlatılarak, o ecdadın varisleri sıfatı ile millî istikbâl ve mülki istiklâl için hayat cevherlerini feda etmeye amade olduklarını ifa etmekte ve deniz kuvvetlerimizin yetersizliğinden

cesaret alan düşmanın hakkı kabul etmesine kadar güçlendirilmesi amacıyla bir defaya mahsus olmak üzere bütün vergilerin yarısı kadar ödeme yapmaya hazır olduklarını bildirmektedirler (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 65, 82).

Kastamonu Vilayeti’nin İskilip Kazası Belediye Reisi ve halkın ileri gelenlerinin imzalarını taşıyan yazıda, İtalyanın vahşi saldırısından galeyana gelen halkın genel olarak katıldığı toplantıda, vatanın tecavüzden korunması için Hükûmet’in kendilerine sunacağı her türlü teklifi mal ve canları ile karşılamaya hazır bulunduklarını beyan ederken, vergilerinin yarısı kadar parayı deniz kuvvetlerine yardım amacı ile bir defada vermek üzere toplamaya başladıkları bildirilmektedir. Ayrıca İskilipliler, vatan sevgisi ile kalpleri titreyen Osmanlıların tezahürat-ı milliyeleri dikkate alınarak vatanın, hukuk-ı Osmaniye’nin namus ve şeref-i millisinin muhafazasını istirham etmektedirler (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 71).

Sivas Valiliği’nin Dâhiliye Nezareti’ne bildirdiğine göre Gümüşhacıköy halkı tamamen Hükûmet Konağı’nda toplanmış, İtalyan tecavüzünden duydukları teessürü dile getirerek, Osmanlı Donanması için mükellef oldukları yıllık verginin bir mislini dört yılda yardım olarak vermeyi taahhüt etmişlerdir (BOA, DH. SYS.

nr. 75-10/1-2, 32-33). Zile Kazası halkı tarafından seçilen bir heyet de Hükûmet Binası’na gelerek verdikleri yazılı dilekçe ile vermekle mükellef oldukları âşar, ağnam, emlâk, temettu ve yol vergilerinin tahminen toplamı olan 35. 000 lirayı gelecek yılbaşından itibaren dört sene zarfında; bütün maaşlı ve memurların da dört sene müddetle maaşlarının % 5’ini millî donanmaya hizmet için taahhüt ettiklerini bildirerek, bu para ile alınabilecek savaş gemisine de “ZİLE” adının verilmesini istemişlerdir (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/ 1-2, 26). Sivas Vilayetinin bir kazası olan Koyulhisar ileri gelenleri ile kazanın resmî yetkilileri bir araya gelerek, İtalyan saldırısına karşı verilen savunmayı desteklemek amacıyla gelecek yıldan itibaren emlâk, arazi ve temettu vergilerine % 25 zam yapılarak dört yıl boyunca bir misli fazla vergi vermeyi ve böylece millî donanmanın gelişmesine katkıda bulunmayı taahhüt etmişlerdir (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 20). Niksar Kazası halkı adına ulema, eşraf ve çeşitli dinî azınlıkların ruhanî liderleri tarafından Hükûmete verilen taahhütte, ağnâm ve âşar vergilerinin dörtte biri miktarı kadar Osmanlı Donanması için her sene yardımda bulunacaklarını vaad etmişlerdir (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 22). Hafik Kazası halkı, da bir senelik yol bedeli olan 177.370 kuruşun bir mislini iki sene zarfında (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 25, 26), Sivas’ın Köprü Kazası Belediye Meclisi, Rum, Ermeni ve Protestan Cemaatlerinin ruhani reisleri bir araya gelerek, bir senelik yol bedeli olan 150.000 kuruşun iki katı olan 300.000 kuruşu iki sene zarfında (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 13, 34) İtalya’ya karşı savaşan Osmanlı Donanması’na yardım olarak vermeyi taahhüt etmişlerdir.

İncesu (Kayseri) halkı adına Müslim ve Gayrımüslim temsilcilerin imzalarını taşıyan telgrafta da, Osmanlı Donanması’nın geliştirilmesi için bütün vergilerinin

bir seneliğini dört senede ödemek üzere vergilerine % 25 kuruş oranında zam yapılmasını istemişlerdir (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 42, 84).

Trabzon halkını temsilen Müftü, Belediye Reisi, Rum Metropolidi, Ticaret Odası Reisi ve Ermeni Murahhasası’nın imzaları ile Osmanlı Meclis-i Mebusan Riyasetine gönderilen telgrafla, felaket olarak nitelendirilen İtalyan saldırısına karşı halkın her türlü fedakârlığa hazır olduğu, İtalyanlara karşı savaşan Osmanlı Donanması’na yardım olarak arazi, musakkafat ve temettu vergilerinin altı yıl süre ile her yıl yüzde yirmibeş nispetinde zamlı ödeme isteklerini belirterek, bu uygulamanın yapılacak kanuni bir düzenleme ile yasallaşmasını istemişlerdir (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 49). Bafra’nın Müslim ve gayrımüslim halkı temsilcilerinin imzalarını hamil telgrafda da donanmanın güçlendirilmesi için vergilerin bir kat artırılması istenmektedir (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 48).

Adapazarı’nda gönüllü yazılmak üzere Askerlik Şubesine müracaat eden vatandaşlara yetkililerce sükûnet tavsiye edilip şimdilik ihtiyaç olmadığı, ihtiyaç olduğunda Hükûmetin kendilerini davet edeceğinin söylenmesi üzerine dağılmışlardır (18-19 Eylül 1327/1-2 Ekim 1911), (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-6, 30-31).

Düşmanın mukaddes vatanımızın bir kıtasına ayak basma cesareti göstermesini deniz kuvvetlerinin yetersizliğinde gören Elazığlılar (Elaziz), Osmanlı Donanması’nın güçlendirilmesi için beş sene süre ile vergilerine bir misli zam yapılmasını istemektedirler (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 60-61). Aralarında Ermeni vatandaşların da bulunduğu Harput ileri gelenleri, eşraf, ulema ve Harput müftüsü imzalı Meclis-i Mebusan Riyasetine gönderilen yazıda, Trablusgarb Harbi’nin Osmanlı Donanması’nın dakika kaybetmeksizin takviye edilmesi gereğini güneş gibi ortaya çıkardığı ifade edilerek, gerekli tedbirin alınabilmesi için belli bir süre ile vergilerinin artırılmasını talep etmektedir (BOA, DH. SYS. nr.

75-10/1-2, 50). İtalyan saldırısı Pötürgelilerce (Malatya’ya bağlı) memleketimizin mühim bir uzvuna karşı uzatılmış tecavüz eli olarak görülmüş, vatanımızın kahramanca savunulması ve bundan sonra vatanımıza yönelecek menfur ihtiraslara karşı süretli bir set çekilmesi için donanmamızın güçlendirilmesinin gerekli olduğu, ancak bunun devlet bütçesi ile kısa sürede yapılması mümkün görülmediğinden beş sene süre ile mükellef oldukları vergiyi iki kat fazlasıyla vermeyi taahhüt etmişlerdir (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 56).

İttihad ve Terakki Kulübü’nde toplanan Diyarbakır ulema ve ruhani reisleri ile muhtelif unsurların ileri gelenleri bir durum değerlendirmesi yaparak, Osmanlı istiklâli için malen ve bedenen her ne yapılması gerekiyorsa hazır olduklarını bildirmişlerdir (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 92).

Erzurum Valiliği’nin Sadarete gönderdiği tezkirede, İtalyanların Trablusgarb’a saldırıları karşısında halkın galeyanı müşahede edildiğinden vilâyet ileri gelenleri,

ulema ve mebusların katıldığı toplantıda bir yardım komisyonu teşkil edilmiş ve bir saat içinde 50. 115 kuruş toplanırken, pek çok kimseden de yardım taahhüdü alındığı ifade edilmiştir (22 Eylül 1327/5 Ekim 1911), (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-6, 41/1). Erzurum’un Narman Kazasında memurlar ve mahalli eşraf tarafından oluşturulan bir komisyon toplantısında, memur maaşlarının yarısından meydana gelen 8. 460 kuruş ve mahallî eşraftan bazıları da toplam 4. 693 kuruş vermeyi taahhüt etmişlerdir (22 Eylül 1327/5 Ekim 1911), (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-6, 42-43). Erzurum Vilayeti’nin Tercan kazasında kurulan yardım komisyonunun ilk toplantısında 4.000 küsür kuruş toplanmış ve sonraki süreçte de yardım toplama faaliyeti devam etmiştir (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 66). Bir defada bu kadar büyük miktarda bir yardımın toplanabilmesi, İtalyan saldırısı karşısında halkın tepkisinin büyüklüğünü ve vatana sahip çıkma duygularının yüksekliğini göstermektedir.

Bitlis Valisi Reşid Bey’in teşviki ile Ahlat, Malazgird ve Bulanık kazaları memurları Donanma-i Osmanî iânesi için birer aylık maaşlarını verirlerken halk 400.000 kuruşa yakın nakdi yardımda bulunmuştur (31 Teşrinievvel 1327/ 26 Ekim 1911), (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-6, 26).

İtalya’nın Trablusgarb’a saldırısının duyulması üzerine, gruplar hâlinde valiliğe yürüyen Şam halkı, milletler ve devletler hukuku, akıl, mantık ve medeniyetin gerekleri ile asla bağdaşmayan vahşi saldırı olarak nitelendirdikleri İtalyan saldırısına karşı millet ve devleti muhafaza ve müdafaa için malen ve bedenen sonuna kadar her türlü fedakârlığa katlanmaya ve Hükûmetin emrine hazır olduklarını bildirirlerken, bir yandan da savaş yardımı toplamak üzere cemiyetler teşkil ederek yardım toplamaya başlamışlardır (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 80). Akkâ halkı da Osmanlı Donanması’nın ihyası için beş sene müddetle vergilerinin bir misli artırılmasını taahhüd ederken, kendilerine verilecek her türlü emri yerine getirmeye hazır olduklarını bildirmişlerdir (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 112).

Kerkük Mebusu Salih’in telgrafında Kerkük’teki durum dile getirilmektedir.

Buna göre “İtalya’nın Trablusgarb’a tecavüzü bütün halkta ciddi bir heyecan uyandırmıştır. Eşraf ve vatanseverler yardım toplamaya devam etmektedirler.

Kerkük’e tabi yerlerde erkek ve kadınlar tarafından komisyonlar oluşturulmuş, nakdî yardımlar toplanmaktadır. Bunlar ileri gelenler, eşraf ve aşiretlerin ayaklarına kadar giderek savaş masrafları için yardım vermeye teşvik ediyorlar” (BOA, DH.

SYS. nr. 75-10/1-2, 47). Dâhiliye Nezareti’ne Zor eşrafından 10 kişinin imzalarını hamil telgrafta, İtalyan saldırısı karşısında Zor halkının memleketi dini ve namusu gibi müdafaaya ve her türlü fedakârlığa hazır olduğu (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-6, 7), memurların savaş süresince maaşlarının beşte biri ile cihada katılacakları bildirilmektedir (17 Eylül 1327/30 Eylül 1911), (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-6,

53). Haleb Askerî Rüşdiye Müdürü Süvari Yüzbaşı Atıf Bey, emsali gibi zaruri masrafları karşılanması hâlinde savaşmak üzere Trablusgarb’a gitmek istediğini bildirmiştir BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-9, 20-21).

Ayrıca harp mahalline gitmek üzere Bağdat ve Basra tarafları halkından Mısır’a 30 kişi gelmiştir. Bunların bu yoldan harp mahalline gitmeleri çok zor olduğundan yol masraflarının karşılanarak Beyrut’a getirilmeleri tavsiye edilmektedir. Ayrıca 20 kişilik bir grup Şam’dan Trablusgarb’a hareket etmek üzere hazırlanmışlardır (11 Mart 1328/24 Mart 1912), (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-9, 18-19). Basra’da faaliyet gösteren Mutedil Hürriyetperverân Şubesi tarafından Trablusgarb’a yardım maksadıyla 1. 300 lira toplanmıştır (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-7, 50-51).

İbn-i Reşid de gönderdiği tezkirede, Trablusgarb harbine maiyetindeki kabilelerle malen ve bedenen katılmak istediklerini bildirmektedir (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-7, 53/2). Medine-i Münevvere’de Şeyhü’l-Ahamde Faysal bin Saîd tarafından Sadarete ve Dâhiliye Nezareti’ne gönderilen yazılarda, Dîn ü Devlet-i Osmaniye uğruna İtalya küffarına karşı Ahamde (اﺣﺎﻤﺪﻩ) kabilesinin kendilerine emir verilmesi hâlinde 5.000 kişilik silahlı cemaatiyle harb mahalline gitmek üzere hazır olduğu bildirilmektedir (13 Eylül 1327/26 Eylül 1911), (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-6, 16-17).

Beyrut Vilâyeti’nin muhtelif yerlerinde yaşayan bir kısım halk, kendilerinin savaş mahalline sevkleri talebi ile beraber yardım toplamaya başlamışlardır (20 Eylül 1327/ 3 Ekim 1911), (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-6, 29). Beyrut Belediye Reisi Hayreddin’in Dâhiliye Nezareti’ne gelen telgrafında da, Beyrut halkının belediyeye gelerek, aziz vatanın selameti ve Trablusgarb’ın muhafazası için kanlarının son damlasına kadar dökmeğe ve mallarını vermeğe hazır olduklarını ifade ettikleri bildirilmektedir (29 Eylül 1327/12 Ekim 1911), (BOA, DH. SYS.

nr. 75-6/1-6, 72). Lazkıye ve Cebele’den gönderilen telgraflarda, İtalyan tecavüz ve teaddisi karşısında Osmanlı Ordusu’nun zaferi arz ve temenni edilmektedir (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 127). Gazze halkı da İtalya’ya karşı savaşan Osmanlı Donanması’na yardım amacı ile vergilerinin bir misli artırılmasını talep etmiştir (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 11).

Trablus Mutasarrıfı Kerim’in Dâhiliye Nezareti’ne gönderdiği yazıda, İtalya’nın Trablusgarb’a vuku bulan tecavüzünden dolayı Trablus halkının galeyana geldiği, vatanın muhafazası uğruna kanlarının son damlasına kadar canlarını feda için gönüllü olarak muharebeye gitmeye ve her türlü yardıma hazır oldukları gibi 20 Eylül 1327 (3 Ekim 1911) günü Hükûmet Binası önünde toplanarak vatanın düşmandan kurtarılması için harekete geçmek üzere vapur beklemekte oldukları beyan edilmektedir (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-6, 18). Nablus kasabası halkı da Trablusgarb ve Bingazi mücahidleri için topladıkları 1.000 Fransız altınını göndermişlerdir (11 Safer 1330/ 31 Ocak 1912), (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-8, 53).

Kısmen isyan hâlindeki Yemen mebuslarının beş imza ile Padişah’a hitaben gönderdikleri telgrafta, harb ilan ederek Trablusgarb’a saldıran İtalyanlara karşı cihada hazır oldukları bildirilmektedir (22 Eylül 1327/5 Ekim 1911), (BOA, DH.

SYS. nr. 75-6/1-6, 59-60).

Trablusgarb’daki mücahitlere katılmak üzere İttihat ve Terakki Cemiyetinin Basra Şubesinden yol masrafları karşılanan 26 mücahid iki kafile hâlinde, biri ulemadan Şeyh Seyyid Şakir Efendi riyasetinde 15 kişi Bağdat ve Haleb, diğeri ulemadan Şeyh Mehmed Emin eş-Şentîkî Efendi riyâsetinde 9 kişi olmak üzere Necid’den çöl yoluyla harb mevkiine doğru yola çıkmışlardır (BOA, DH. SYS.

nr. 75-6/1-6, 28).

Şam’da yaşayan Cezair ve Tunuslu muhacirler, İtalya’nın Trablusgarb’a saldırması üzerine savaşa katılmak üzere girişimde bulunmuşlar, kendilerine şimdilik ifa edebilecekleri bir hizmet bulunmadığı bildirilerek, gerekmesi hâlinde hizmetlerinden istifade edileceği söylenerek sakinleştirilmişlerdir (BOA, DH.

SYS. nr. 75-6/1-6, 61-62).

Osmanlı ülkesinin Avrupa yakasında bulunan Gelibolu halkı tarafından, İtalya’nın Trablusgarb’a yaptığı saldırı, her türlü hukuk ve ahid haricinde bir tecavüz olarak nitelendirilmiştir. İtalya’nın Osmanlı Memleketi’nin bir parçasını oluşturan Trablusgarb’ı hedef alan işgale yeltenmek suretiyle gösterdiği cüret ve denaet bütün Muhammed Ümmeti ve Osmanlı vatandaşlarınca kabul olunamayacağı belirtildikten sonra İtalya’nın bu işgale yeltenmesinde Osmanlı Donanması’nın bütün memleketi koruyacak güce sahip olamamasının yattığı ifade edilmiştir. Donanmanın mükemmel hâle getirilmesi ve ihyası ile memleketimizi düşman tecavüzünden koruyacak hâlegelebilmesi için gelecek seneden itibaren ağnâm, âşar ve temettu vergisinin bir misli iki senede, memurlar da birer maaşlarını donanmaya yardım olarak vermeyi kararlaştırmışlardır (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 43-45).

Yanya (Batı Trakya’da) Valiliği’nden Dâhiliye Nezareti’ne gönderilen yazıda, sahillerde düşman Donanması’nın tarassuduna karşı vilayet halkı fevc fevc silah altına girmekte olduğu, her tarafta bir hamiyyet ve vatanperverlik ile Hükûmetin yardımına koşmakta oldukları, harb ilanından beri Yanya Vilayeti dâhilinde asayişin fevkalade iyi durumda olduğu bildirilmektedir (21 Eylül 1327/4 Ekim 1911), (BOA, DH. SYS. nr. 75-6/1-6, 5).

Siroz (Kosova’da) ‘un Müslüman, Rum, Bulgar ve Musevi halkının eşraf ve ileri gelenlerinin Siroz halkını temsilen yaptıkları toplantıda, İtalyan saldırısı Osmanlı namus ve şerefine karşı yapılmış bir saldırı olarak değerlendirilmiş ve vatanın, düşmanın hain bakışları arasında ve kirli ayakları altında ezilmek istenmesinden duyulan derin üzüntü dile getirilmiştir. Ayrıca İtalyan Hükûmeti’nin kendi deniz gücüne ve nisbeten Osmanlı Donanması’nın zafiyetine dayanarak devletler

hukukunu, insanî değerleri ve medeniyeti ayaklar altına alarak Trablusgarb’ı ele geçirmeğe kalkışması karşısında malen ve bedenen her türlü fedakârlığa hazır oldukları beyan edilmektedir. Sirozlular İtalya ile savaşın sürdürülebilmesi için gerekli olan deniz ve kara kuvvetlerinin güçlendirilmesi amacıyla hâlen vermekte oldukları emlak ve temettu vergilerinin beş sene müddetle birer kat fazlasını vermeyi arzu ve teklif etmişlerdir (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 8-10).

Pirlepe (Makedonya’da) halkının ileri gelenleri, Belediye Reisi, Sırp Ruhani Reisi, Bulgar Metropolidi, Pirlepe Müftüsü, Bulgar Eski Reisi, Ulah, Sırp, Rum ve Bulgar muteberanının imzalarını taşıyan Sadaret Makamına çekilmiş telgrafta, İtalyan saldırısı, devlet ve milletimizin meşru hukukuna yapılmış vahşi bir tecavüz olarak nitelendirilerek, İtalyan saldırısı karşısında Hükûmet’in milletin şeref ve hukukunu koruyacağına olan güven vurgulanmakta ve kendilerinin de vatanın muhafazası uğrunda mallarını ve hayatlarını feda etmeğe hazır, evlatlarının vatan muhafazası için silaha sarıldığı bildirilirken, bütün kaza halkı adına beş sene müddetle, Osmanlı Donanması’nın geliştirilmesine sarf edilmek üzere senelik vergilerinin birer mislini ödemeyi taahhüt etmektedirler (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 106).

Bugün Bulgaristan sınırları içinde kalan Yukarı Cuma (Cuma-yı Bâlâ) halkı, İtalya’nın Trablusgarb’a saldırı hareketini mukaddes vatanımıza karşı yapılmış bir küstah saldırı olarak nitelemiş ve Osmanlı Donanması’nın lâyık olduğu mertebeye ulaşması için vermekte oldukları emlak ve temettu vergilerini beş sene süreyle bir kat fazla vermeyi taahhüt etmişlerdir (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 41, 85).

Sayılan bu örneklerden başka Edirne’ye tâbi Eğridere, Trabzon’a tâbi Polathane, Sivasa tâbi Gürün, Havza, Erzurum’a tâbi Eleşgird ve İspir ile Kütahya, İzmit, Karasi (Balıkesir), Seyitgazi, Kula, Ödemiş, Eşme, Çeşme, Bandırma, Bergama, Kirmasti (Kemalpaşa) ve daha başka pek çok yerden benzer malinde protesto ve talepler gelmiştir (BOA, DH. SYS. nr. 75-10/1-2, 19, 54, 56-57, 64, 72, 73, 75, 81, 101, 105, 117, 118, 128, 135, 137-138, 142).

İtalya’nın Trablusgarb’a saldırması dolayısıyla Osmanlı makamlarına Diyarbakır’dan müracaat eden Bedirhan Aşireti Reisi Bederhanî Hasan, geçen

İtalya’nın Trablusgarb’a saldırması dolayısıyla Osmanlı makamlarına Diyarbakır’dan müracaat eden Bedirhan Aşireti Reisi Bederhanî Hasan, geçen

Belgede V. CİLT / VOLUME V / TOM V (sayfa 149-159)