• Sonuç bulunamadı

2.2 Kentsel Arsanın Ekonomik Özellikler

2.2.1 Toprak Rantı Üzerine Kavramsal Açıklamalar

Rant toprak sahiplerinin üretime hiçbir katkıda bulunmadıkları halde toprak parçasından belli bir süre yararlananın toprak sahibine ödeyeceği bedel ya da kiradır (Akın, 2007).

Rantın kaynağı ve ortaya çıkış nedenleri konusunda farklı yaklaşımlar söz konusudur. Rantla ilgili çalışmaları ilk önce Adam Smith yapmıştır. Daha sonra David Ricardo toprak verimliliği ve konumunu ele aldığı tarımsal rant teorisini geliştirmiştir. Johann Von Thünen ise rantı yer seçim kararlarını irdeleme odaklı olarak incelemiştir. Bu çalışmalardan yola çıkarak Karl Marx da hem bunların eleştirilerini dile getirip hem de farklı rant türlerini ortaya koyarak açıklamıştır. Marx‟ın rant kavramı kapsamında ise tarihsel ve toplumsal ilişkiler belirleyicidir ve rant kuramının temelinde sınıf ilişkileri vardır.

2.2.1.1 David Ricardo’nun Rant Teorisi (1772-1823)

Klasik ekonomi kuramında rant, bir üretim faktörü olarak toprağın fiyatı olarak ele alınır. Bu yaklaşımın öncülerinden David Ricardo, rantın temelini toprağın verimliliğine dayandırmaktadır. Ricardo‟ya göre toprakların birbirlerinden farklı özelliklere (verimlilik, ulaşılabilirlik v.b.) sahip olması rantı yaratmaktadır. Örneğin eşit miktardaki sermaye ve emekle, farklı verimlilikteki iki ayrı topraktaki rant farklılık gösterecektir. Verimli topraklarda ürün maliyeti düşük olacağından rant yüksek olacaktır ancak verimsiz topraklarda durum tam tersi şeklindedir (Turan, 2009 s:37).

Ricardo‟ nun teorisine göre nüfusun artması ve ekonominin gelişmesi ile rant da artacaktır. Çünkü talep arttıkça verimi düşük olan topraklar kullanılmaya başlanacaktır. Dolayısıyla ürünlerin piyasa fiyatları artacak ve üretim maliyetleri sabit kalan verimli topraklardan elde edilen rant da yükselecektir (Geray, 1973). Sonuç olarak Ricardo, iki farklı ranttan bahseder. Birincisi toprağın verimliliğine bağlı olan verimlilik rantı, diğeri ise pazara yakınlık ve ulaşımla ilgili olan konum rantıdır.

2.2.1.2 Von Thünen’in Modeli (1783-1850)

JohannVon Thünen‟in modeli ile ilgili varsayımları şu şekildedir:

 Şehir bir "İzole Eyalet merkezi içinde yer almaktadır".

 İzole devlet el değmemiş doğa ile çevrilidir.

 Arazi tamamen düzdür, dağ ve nehir yoktur.

 Toprak kalitesi ve iklim uyumludur.

Model, tarımsal aktivitenin dört konsantrik halkalarından oluşur. (bkz. Şekil 2.1) Mandıracılık ve yoğun tarım şehre yakın durmaktadır. Çünkü meyveler, sebzeler, süt ve günlük ürünler markete daha hızlı ulaşabilmek için şehrin yakınında üretilmektedir. İkinci halkada kereste ve yakacak odun, yakıt ve inşaat malzemeleri için üretilmektedir. Ahşap, ısıtma ve yemek pişirmek için çok önemli bir yakıt ve çok ağır ve taşıması zor olduğundan kente yakın yer seçmiştir (Sılaydın ve Erdin, 2002).

Üçüncü bölge hububat gibi geniş alana ihtiyacı olan ekinleri içermektedir. Ekinler gündelik ürünlerden daha uzun vadeli kullanıldığı için ve yakıttan daha hafif olduğu için ulaşım maliyetleri azdır, bu yüzden şehre uzak konumlanmıştır. Büyük çiftlikler son halkada konumlanmıştır. Hayvanlar satılmak ya da kesilmek için kent merkezine götürülmektedir. Dördüncü halkada tarımsal üretimin hiçbir çeşidinin yapılamayacağı kadar merkeze uzak olan, el değmemiş yerler bulunmaktadır

(http://www.feweb.vu.nl/gis/ModellingLand-UseChange/ExerciseVonThunen. Pdf).

Von Thünen, modelinde merkeze göre uzaklığı esas alarak ve bu farklı uzaklıklarda hangi ürünlerin yer seçeceğine dair fikir geliştirmiştir. Thünen‟e göre 1. 2. Ve 3. halkalarda üretim gerçekleştiğinden rant elde edilebilecek

ancak 4. halkada tarımsal üretim gerçekleşmediğinden rant elde edilmesi söz konusu olmayacaktır.

Şekil 2.1 Thünen modeli: siyah nokta kent merkezini temsil eder;

1 (açık yeşil) yoğun tarım 2 ( koyu yeşil) yakıt için orman;

3 (kahverengi) tahıl ve tarla ürünleri; 4 (lila) büyük çiftlik ve

tarımın kar getirmediği vahşi alanları temsil eder

(http://www.feweb.vu.nl/gis/ModellingLand-UseChange/

ExerciseVonThunen.pdf).

2.2.1.3 Marx’ın Rant Teorisi (1862-1863)

Marx, Adam Smith ve David Ricardo‟nun rant teorisini temel alarak, hem onu eleştirmiş hem de eksik yanlarını ortaya koyarak bir rant teorisi geliştirmiştir. Ricardo‟nun rant kapsamında ele aldığı toprakta verimlilik ve konum vurgusu dışında Marx toprak üzerine yapılan ek sermaye yatırımlarının da önemine dikkat çekmiştir ve bu sermaye yatırımlarını Farklılık rantı 2 olarak

adlandırarak, Ricardo‟nun ele aldığı ve Marx‟ın kendisinin Farklılık rantı 1 dediği rant türüne ekleme olarak ortaya koymuştur. Ricardo‟ya göre rant getirmeyen araziler de vardır. Fakat Marx en düşük verimli toprakta bile rantın olacağını savunmuştur ve buna da mutlak rant demiştir (Geray, 1973).

Marksist yaklaşımda, tarihsel ve toplumsal ilişkiler belirleyicidir ve rant kuramının temelinde sınıf ilişkileri vardır. Marksist rant analizi, toprağın kendisi, toprak mülkiyeti ve sermaye arasındaki üçlü ilişki çerçevesinde yapılmaktadır. Marx‟a göre rant, bir miktar toprağın kullanma hakkını elde etmek için toprak sahibine bir bedel ödenmesidir (Akın, 2007).

Diferansiyel (Farklılık) Rant:

Tarımsal ürünlerin üretim fiyatları, en kötü topraktan elde edilen ürünlerin maliyetine ve ürünün pazara arzındaki en kötü koşullara göre belirlenir. Bu fiyat ile daha iyi toprakta (daha iyi koşullarda) yapılan üretimin fiyatı arasındaki fark, farklılık rantını (diferansiyel rant) oluşturur (Hoell, G., çev., 1975, s.33).

Marx, farklılık rantını, farklılık rantı 1 ve 2 diye ayırmıştır: Farklılık Rantı I:

Marx farklılık rantı 1‟i, verimlilik rantı ve konum rantı diye ikiye ayırmıştır. Verimlilik rantı, daha verimli topraklardan elde edilen gelirle en verimsiz topraklardaki gelir arasındaki farktır. Görece daha verimli topraklara sahip olanların üretim maliyetleri daha az olacağından aradaki farkı rant olarak alacaklardır. Pazara göre en elverişsiz konumdaki üreticilerin tarım ürünlerinin ulaşım maliyetiyle, pazara en yakın olanların ulaşım giderleri arasında ortaya çıkan fark da konum rantını oluşturmaktadır (Hoell, G., çev., 1975, s.34).

Farklılık Rantı II:

Toprak parçası üzerine ek sermaye yatırımı yapılarak diğer bir deyişle toprağın yoğunlaştırılması yoluyla oluşan ranttır. Daha çok makine hizmete sokularak suni gübreleme yapılmaktadır. Bu yolla toprağın doğal verimliliğine

müdahale edildiğinden bu yöntemi diğerlerinden ayırt etmek için Karl Marx buna iktisadi verimlilik adını verir (Turan, 2009, s.56).

Farklılık rantı 1 ve 2‟nin ortak özellikleri:

1-) İkisi de kapitalist toprak işlenişi tekelinden doğar. Böylece tarım ürünlerinin toplumsal üretim fiyatı görece en kötü topraklardaki bireysel üretim fiyatınca belirlenir.

2-) Tarım işçilerince yaratılan fazladan artık değer, her ikisi için de genel kaynak niteliğindedir.

Farklılık rantı 1 ve 2 arasındaki farklar:

1-) Farklılık rantı 1, tarımın yaygınlaştırılması, farklılık rantı 2 ise tarımın yoğunlaştırılmasıyla bağlantılıdır. Farklılık rantı 2 için 1 şart ama 1 için 2 şart değildir.

2-) Farklılık rantı 1‟e toprak sahibi tümüyle el koyar. Bu, kira sözleşmesinde saptanmıştır. Farklılık rantı 2‟nin bir kısmını kimi zaman geçici olarak kiracı kapitalist de eline geçirebilir. Genel olarak kira sözleşmeleri uzunca bir süre için yapılırlar ve bunlarda sabit bir kira bedeli saptanmıştır. Bu süre içinde birbirini izleyen sermaye yatırımlarının getirdiği ek geliri kiracı kapitalist alır. Ancak kira sözleşmesinin sona ermesiyle bu gelir yeni kira bedeline dâhil edilir. Bundan dolayı toprak sahipleriyle kiracı kapitalistler öncelikle kiralama süresi üzerinde önemli çıkar karşıtlıkları belirir. Kiracı kapitalist uzun kiralama sürelerinden yana çıkarken, toprak sahibi bunu kısa tutmaya çalışır. Bu karşıtlıkların tarımın ve tarım işçilerinin durumu üzerinde önemli etkileri vardır. 3-) Görece en kötü toprak farklılık rantı 1‟e olanak vermez. Farklılık rantı 2 tarım üretimince tüm topraklarda gerçekleştirilebilir (Hoell, G., çev., 1975, s.34).

Mutlak Rant:

Karl Marx, kötü ve elverişsiz topraklarda farklılık rantına imkân vermediği varsayımıyla, kullanılacak bu kötü ve elverişsiz toprakların yok pahasına verilmesi durumu gerçekleşmeyeceğini belirtmiştir. Toprak mülkiyeti bir tekel olduğundan bu tekel için toprak sahibi çiftçiden ödeme isteyecektir. Bu toprak sahipleri toprakları bir atık getirecek şekilde değerlendirmeye izin verinceye kadar toprağını sömürüden uzak tutmasını sağlar. Nüfus arttıkça tarım topraklarına olan talep de artar. Pazar fiyatları üretim fiyatlarının üstüne çıkar. Bu da kiracı kapitalistlerin bu topraklar için kira bedeli ödemesini gerektirir. Bu ödemeye “mutlak rant” adını verir. Burada önemli olan sadece kötü toprak sahiplerinin bu rantı sağlamadığı, toprağını kiralayan tüm özel toprak sahiplerinin bu mutlak rantı sağladığıdır (Hoell, G., çev., 1975, s.41,42).

Karl Marx mutlak rantın toprağın millileştirilmesiyle yani özel mülkiyetin devletin eline geçmesiyle ortadan kaldırılabileceğini söylemiştir. Ama buna karşılık kapitalist toprak işlenişindeki tekel sürdüğünden farklılık rantı varlığını koruyacak ama devlete devredilmiş olacaktır (Tekeli, 2009s:56).