• Sonuç bulunamadı

Toplumsal İçerikli Şiirler

Belgede Cemal Safi hayatı ve şiiri (sayfa 113-118)

BÖLÜM 3: CEMAL SAFİ’NİN ŞİİRLERİNİN TEMA BAKIMINDAN İNCELENMESİ

3.5. Toplumsal İçerikli Şiirler

“…

İhmalimin affını dilenmeyen dilimse Keser atarım onu yeter ki sen gülümse Cemâl’in tezgâhından çıkan şiir kilimse

FEYZİ sen ikram ettin, HALICI sensin hocam...” (V., s.194)

Safi bu şiirini Feyzi Halıcı’ya ithafen kaleme almıştır. Halıcı’nın değerinin anlatıldığı şiirde, onun şairlerin değerini bilen bir isim olarak kendisinden bahsedilmektedir. Hallacı Mansur’a benzetilmektedir. Safi, Halıcı’ya olan saygısını, muhabbetini dile getirir. O’nun üstat bir şair olduğu anlatılmaktadır.

3.5. Toplumsal İçerikli Şiirler

Cemal Safi birkaç şiirinde16

toplumsal temaları ele alır. Bu şiirlerde hiciv, birlik ve beraberlik, Atatürk vb. gibi temalar ele alınmıştır.

“…

Ya nüfus patlaması! Öyle dev bir alev ki! Yangını körüklüyor fukaranın tek zevki! …

Vatanın imdadına koşarken çingenesi, Kanını sömürmekte binlerce kıç kenesi!

…” (S.K., s.63)

Yiğidin Alın Teri adlı şiir, Safi tarafından 1996 yılında yazılan toplumsal taşlama örneği bir şiirdir. Şiirde o yılların Türkiye’sinin zor şartları anlatılmaya çalışılır. Toplumsal adaletsizliğin eleştirildiği şiirde yoksulluğun milleti çok zor bir duruma getirdiği anlatılır. Şiirde dönemdeki halkın gelir adaletsizliğinden söz edilir ve bu durumun halka yaşattığı zorluk anlatılmaya çalışılır. O dönem Türkiye’sinde zamlar halkın belini bükmüştür. Sürekli yükselen vergilerle halk, içinden çıkılamaz zor bir duruma getirilmiştir.

“Bencillik bana değil beynine hakim senin Haktan başka hakkı yok üstümde hiç kimsenin Seviyeni dilinle düşürmeden bir düşün

Tahkir ettiğin kimdir muhatabın kim senin” (S.K., s.71)

16

Cemal Safi’nin toplumsal temaları ele aldığı şiirleri: “Yiğidin Alın Teri, Muhatabın Kim Senin, Gelin Birlik Olalım, Tezat Görünür, Öğretmenim, Ne Deyim, Ecdadımıza, Doğduğum Samsun, Turist Bankası, Romanya, Aşıklardanız, Mustafa Kemal,

103

Muhatabın Kim Senin adlı dörtlükte şair taşlama örneği vermiştir. Şair rakibini bencillik ile suçlamakta söylenenlerin seviyesinin düşürüldüğünden yakınmaktadır. Hakaret seviyesine ulaşan cümlelerden şikâyetçidir.

“…

Hangimizin ecdadı feda olmadı yurda? Hangi bahçeden bir gül solmadı bu uğurda? …

Bin kere lanet olsun Yezit denen deliye! Muhabbetle bağlıyız Muhammed’e Ali’ye. …

Düşman sevindirmenin ne alemi var şimdi? Milletçe kenetlenip sarılmamız kâr şimdi!

…”

(Y.E.Y., s.18-19)

Gelin Birlik Olalım adlı şiirde Safi sosyal-toplumsal bir konuyu ele almıştır. Şiirde birlik

ve beraberliğin öneminden bahsedilir. Nefretin, intikamın asla fayda getirmeyeceğinden söz edilir. Vatan ve millet için tüm ecdadın can verdiği, nifakın hayır getirmediği anlatılır. Sünni’nin de, Alevi’nin de bir olduğu, kardeşçe bir hayatın olması gerektiği anlatılmaya çalışılır. Milleti bir arada tutan kutsal değerlere dikkat çekilmiştir. Hz. Muhammed’e ve Hz. Ali’ye olan muhabbet dile getirilir. Laz’ın, Kürdün, Çerkez’in bir olduğu, düşmana karşı hep bir arada durduğu anlatılır. Kendi değerlerimizin ve vatanımızın, en değerli mirasımız olduğundan bahsedilir.

“Mağrurlanma ya hacı, hor görme dilharabı Her haramdan bize de bir gün azat görünür Hem âşık ol, hem şair, hem tanıma şarabı,

Nerde böyle çelişki, böyle tezat görünür?...” (Y.E.Y., s.262)

Tezat Görünür adlı şiirde şair, taşlama örneği vermiştir. Kendisini hor görenleri eleştirir, kendisinin de günahkâr olduğunu ancak kendisinin de azat olabileceğini, affedilebileceğini anlatmaya çalışır.

“…

Koçak doğmadı üstüne Dünya dar gelir büstüne …

Çekilesi halay değil Çile çile öğretmenim …

Kemal ettin Mustafa’yı Yetmez mi bu şeref payı

104

…” (K.K.K., s.129-130)

Öğretmenim şiirinde şair minnet duygusu ve şükran borcu olarak öğretmenliği methetmektedir. Öğretmene olan borcun asla ödenemeyecek olduğu ifade edilir. Muharebe dönemlerinde tereddüt etmeden cepheye giden öğretmenlerin kutsallığından bahsedilir. Öğretmenin ve yaptığı vazifenin asla hiçbir şeyle mukayese edilemeyecek kadar kutsal ve değerli olduğu anlatılır. Şiirde Gazi Atatürk’e öğretmeni tarafından Kemal adının verilmesi olayı anımsatılır ve bu meslek ve vazifesi daha da yüceltilmeye çalışılır.

“Felek merhametten habersiz hâlâ Sanırım sabrımı sınar ne deyim İslâmın şartını bilmez cühelâ

Kalkmış mezhebimi kınar ne deyim” (S.K., s.75)

Ne Deyim adlı şiirde taşlama örneği verilmiştir. Şair rakibinin haddini aştığını dile getirir. İslam’ın şartını bilmeyerek eleştirilen rakip, şairi mezhebinden dolayı kınar. Şair bu şiirde hem özel hem de genel anlamda toplumsal taşlama yapmıştır. İnsanların birbirlerine karşı kınayıcı olmamaları gerektiğini vurgulamaya çalışır.

“Sefalet gülse de feryadımıza Asalet yetişir imdadımıza Rahmete erene rağbet ederiz

Saygımız sonsuzdur ecdadımıza” (Y.E.Y., s.26)

Ecdadımıza adlı dörtlükte, şair şu anda geçmişe kıyasla vaziyetin iyi olmadığından söz eder ancak, geçmişten gelen asalete vurgu yapar. Ecdada saygının hep sonsuz olduğunu anlatmaya çalışır. Büyük bir kıvanç kaynağıdır bu durum şaire göre.

“…

Şah olsan da kaderine mahkumsun Ellidört yıl hasret kaldığım Samsun …

Sadi’nin saki’den dört dolu cam sun Yetmişdört yıl evvel doğduğum Samsun

…” (S.K., s.102-105)

Doğduğum Samsun adlı şiir, Cemal Safi’nin 1938 yılında doğduğu yer olan Samsun’a karşı yazdığı bir methiye özelliği taşıyan şiirdir. Bu şiirde Cemal Safi, elli dört yıl boyunca doğduğu şehre ayrı kalmanın hasretini anlatmaya çalışır. Safi şiirinde Samsun’u canlı bir şekilde tasvir eder. Şehre ait mekânlar canlı bir şekilde betimlenir. Şehre ait değerler ve özelliklerin şairin gözüyle anlatılmaya çalışılır. Şair kendisi için önemli olan dost, komşu vb.

105

gibi kişileri şiirinde ele alır, onlara olan sevgisini dile getirir. Safi bu şiirinde Samsun’dan yıllarca ayrı kalışının ona verdiği üzüntüyü anlatmaya çalışır. Şiir bir nevi divan şiirinde yer alan şehrengiz geleneğinin modern ifadelerle ve biçimlerle yeniden yazılmış bir tarzıdır.

“…

Hem bize meşgale, hem yurda fayda …

İpotek eyledi koca binamı Aldı ineğimi vermez danamı …

Buzağı arıyor turist bankası Kaynattı kaymağı taşırmak için

…” (K.K.K., s.131-132)

Turist Bankası adlı şiirde genel olarak insanlar tarafından yapılan bir hatanın meydana getirdiği kötü sonuçları anlatılmaya çalışılır. İşyeri açmak için şiirde adı Turist Bankası adı verilen yerden alınan faizli para sonucu yaşanan olumsuz durumlar dile getirilir. Paranın alınması ile daha kötü bir duruma düşülmesi, faiz sorunu sonucu yaşanan pişmanlık duyguları anlatılmaya çalışmıştır. Bu metin tamamen usta olunmadan girilen bir iş sonucu içine düşülen kötü durumlara da örnek teşkil edecek bir şiir tarzında kaleme alınmıştır. Toplumsal taşlamaya örnek bir şiirdir. Şiirde sonunun beli olmadığı bir işe girişmenin yanlış olacağına vurgu yapılır.

“…

Paris’te her ne varsa Bükreş’te dahası var …

Şiirle büyülerken Mihail Eminescu

Zevkten sarhoş ediyor dev müzisyen Enescu …

Şiir üstüne şiir yazılır mı Romanya

…” (K.K.K., s.133)

Romanya adlı şiir Cemal Safi’nin 1999 yılında yazdığı bir şiirdir. Şiir Safi’nin kendi birikimini kullanarak yazdığı, geleneksel şekillerden beslenip kaleme aldığı bir metindir. Şiir modern bir şehrengiz özelliği taşımaktadır. Şairin Romanya’ya dair ayrı bir sevgisi vardır ve şiirde bu sevgisinin bir ürünüdür. Şiirde Romanya’ya dair methiyeler vardır. Ülkeden kültür ülkesi, sanatın harman olduğu yer olarak bahsedilir. Başkent Bükreş, değeri, kültürü ve şairdeki önemli yeri ile Paris’le mukayese edilir. Şiirde ülkenin en önemli edebiyatçılarından Mihail Eminescu’ya, müzisyen Enescu’ya, ressam Grigerescu’ya ve önemli bir heykeltıraş olan Brancuşi’ye de atıf yapılmıştır. Safi şiirde ülkeye olan sevgisini dile getirir. Ayrıca Cemal Safi

106

Romanya’nın en saygın edebiyat ödüllerinden olan Eminescu madalyası ile de onurlandırılmıştır. Bu da onun Romanya’ya olan özel ilgisinin bir göstergesidir.

“Biz Hallacı Mansur’a yanan ışıklardanız Mevlana, Hacı Bektaş, Yunuslarca pirdeniz Biz Rahman deryasında yunan aşıklardanız

Kalır mı ruhumuzda günah denen kirden iz” (Y.E.Y, s.25)

Aşıklardanız adlı şiirde Cemal Safi, büyük bir gelenek birikimine sahip oluşunun bir kesitini sunar. Hallacı Mansur’dan, Yunus’tan, Hacı Bektaş’tan ve Mevlana’dan gelen manevi birikime değinir. Bu maneviyata sahip olanların tertemiz olduğuna vurgu yapılır.

“…

Türkün iman gücüyle zırhladı Anayurdu İnkılâplarla ördü ağ ağ Mustafa Kemal …

Ne Mutlu Türküm diyen asil kanda gücümüz Kırık gururumuzu onaran öğüncümüz

…” (Y.E.Y, s.24)

Mustafa Kemal adlı şiir Cemal Safi tarafından Gazi Mustafa Kemal’e yazılmış bir övgü şiiridir. Şair onun ve fikirlerinin her çağda, ilk gün ki kadar canlı bir şekilde anlaşılacak olmasından bahseder. Mustafa Kemal’in vatan ve millet için yaptıklarından söz edilir. İçinde bulunulan kötü vaziyetten en refah seviyeye ulaşılmasından ve bu duruma gelinmesinde Mustafa Kemal’in emeklerinden bahsedilir. İlim ve irfan yolunda en büyük takipçinin Atatürk olduğunu anlatılmaya çalışılır.

“…

Tanır beni aşk sancısı duyanlar “Tanır beni uykusuna kıyanlar …

Dadaloğlu, Koç Köroğlu mertliğim Nefi, Neyzen, şair Eşref sertliğim

…” (K.K.K., s.9-10)

Ben Sözün Şehriyim adlı şiir aşkın kendisini anlatmaya çalıştığı bir metindir. Cemal Safi Tek Hece şiirinde bu tekniği en üst seviyelerde denemiştir. Bu şiirde de Safi aşka kendisini anlattırmıştır. Sözü aşka teslim etmiştir. Aşk en kuvvetli olandır bu şiirde. Konuşan şair değil aşktır. Aşk, kendisini herkesin tanıdığını, herkesin bir parçada olsa aşkı bildiğini dile getirir; ancak bu bilmeye kendisi izin verir, asıl sırrını sezdirmez. Aşk, tarifinin, bilinmesinin, sırrına vakıf olunmasının zor olduğunu belirtir. Şiirde aşk, asırlarca kendisini en

107

güzel şekilde sile getirenlerden söz etmiş; Köroğlu’nda, Dadaloğlu’nda en mert söylenişe sahipken; Nefi’de, Neyzen’de ve Şair Eşref’te kendisini en sert bir eda ile gösterir.

“…

Devletin cebinden çeken çekene, Üstünü başını söken sökene, … …

Eskiden bir cana bir cihan yanar, Feryâd'ı figanlar göğe çıkardı! ...

…” (Y.E.Y., s.209-210)

Çıkardı şiiri, toplumsal taşlama tarzında yazılmış bir şiirdir. Metin de eski ile yeni arasında bir mukayese yapılmıştır. Devleti soyanların, devlet malı yiyenlerin hicvedilmesi yapılır. İnsanları, köylüleri sömürenlerin eleştirildiği bir şiirdir. Hırsızlığın, devlet malı yemenin, köylüyü soymanın artık daha da arttığı ve normal bir durum olarak karşılandığından bahsedilir. Toplumda eskiye oranla daha fazla bozukluğun baş gösterdiği, çıkarcılığın daha da arttığı anlatılmaktadır.

“Kalender ekâbirle muhabbet et sen yine Ecdadımız derler ya davul dengi dengine Parası da pulu da lûtfu da onun olsun

Selâmdan gayri paye verme cahil zengine” (Y.E.Y., s.304)

Paye Verme adlı şiirde şair hiciv/taşlama örneği kaleme almıştır. Cahil insanlardan uzak durulması, kalender gönüllülerle, alçak gönüllü insanlarla muhabbet edilmesi anlatılmaktadır.

Şiirde cahilin hiçbir değerinin olmadığından bahsedilir.

3.6. Dini İçerikli Şiirler

Cemal Safi bazı şiirlerinde dini temaları17

ele alır. Bu durum Safi’nin sadece aşk konusunda şiirler kaleme almadığını da gösterir. Cemal Safi iki şiirinde naat türünü ele alır. Bir şiirinde ise münacat nazım şeklini kullanır. Bazı dörtlüklerde de dini temaları kullanır.

“…

İsa’nın övdüğü şahı Nebi’dir. Nübüvvet mührüne sahip Efendim …

Hakkın huzurunda namaz kıldırdın.

17

Cemal Safi’nin dini temaları ele aldığı şiirleri: “Naat (Efendim), Aleviyim Ben, Naat/Senin Üstüne, Tanrım, Kâinatın Ulu İmparatoru, Er Kişi Kadri, Tufan Öncesi, Yakışırsa Yak, Hu Sevi, Şehitlerimize, Çok Şükür, Hu De”

Belgede Cemal Safi hayatı ve şiiri (sayfa 113-118)

Benzer Belgeler