• Sonuç bulunamadı

2.2. Nöbet Türleri

2.2.4. Tonik-klonik (grand mal) nöbetler

Tonik-klonik sözcüğün anlamı 'kramplaşma ve kasılma' anlamına gelmektedir. Bu isim, nöbet sırasında olanları belirtir. Bu nöbet, en çok bilinen nöbet olmakla birlikte, en çok görünen nöbet türü değildir. Tonik-klonik nöbette, başka bir deyişle 'grand mal' da kişi şuurunu tamamen kaybeder. Birçok tonik-klonik nöbetler, küçük parsiyel nöbet, yani aura olarak başlar. Aura oluşmadığı hallerde, kişi aniden şuurunu kaybetmektedir.

Bir grand mal nöbeti sırasında üç safha ortaya çıkmaktadır. Bunlar:

1. Tonik safha 2. Klonik safha 3. Gevşeme safhası [9].

2.2.4.1. Tonik safha

Nöbetin bu ilk safhası yaklaşık yarım dakika sürmektedir. Beyin hücrelerinin toplu deşarjı nedeniyle vücudun tüm kasları kasılır ve tüm vücut kaskatı kesilir. Göğüs kasların gerilmesiyle, akciğerlerden dışarıya hava itilmesi sağlanır. Bu da bir nevi bağırtıya neden olabilir. Bu bağırtı korku veya ağrı belirtisi değildir. Çünkü hasta o anda baygındır ve bir şey hissetmemektedir. Göğüs kasılması sırasında ve yoğun

şekilde kas gerilmesinden ve aynı zamanda çok enerji sarf edilmesinden dolayı solunum bozulur. Kişinin yüzü morarabilir. Geçici olarak yutkunmak mümkün olmadığından dolayı, boğazda tükürük birikir. Çene kaslarının aniden kasılmasından dolayı dil hastanın dişlerinin arasına sıkışabilir. Bu da dilin ısırılması sonucu, dilde veya yanakta bir yaraya neden olabilir. Bundan dolayı da ağızdan kan gelebilir. Ancak bu durum göründüğü kadar ciddi değildir. Hastanın kalp atışları bazen biraz düzensiz atmakta fakat daha sonra ise normalinden daha hızlanmaktadır [9].

2.2.4.2. Klonik safha

Đkinci safha, genellikle yarım veya bir buçuk dakika sürmektedir. Beyindeki deşarjlar, vücut kısa bir süre için gevşedikten sonra kasların yeniden kasılmasıyla bir koruma mekanizması ortaya çıkartır. Sırayla oluşan bu gevşeme ve kasılmalar, kol, bacak ve yüzde çırpınmalara neden olmaktadır. Klonik safhada solunum duraksayarak yine devam etmektedir. Ağızda toplanan tükürük (bazen kanla karışık) köpük olarak dışarıya üflenmektedir [9].

2.2.4.3. Gevşeme safhası

Bir ile birkaç dakika arasında sürebilen üçüncü safhada, sarsılmalar gittikçe azalmakta ve gevşeme süreleri artmaktadır. Bütün vücut gevşeyene kadar bu durum böylece devam etmektedir. Hastanın yüzü solmakta, derinden ve hırıldayarak nefes alabilmektedir. Bazen de idrarını kaçırmakta veya kusmaktadır [9].

2.2.4.4. Nöbet sonrası

Sarsılmalar durduğunda, nöbet geçmiş olmaktadır. Kişi, beyninin bitkinliğinden dolayı kısa bir süre daha baygın kalabilir. Uyandığında ise, genellikle şaşkındır ve başına neler geldiğini bilemez. Bunun yanı sıra sık sık baş ağrısı ortaya çıkar ve çoğunlukla uyumak istemektedir. Bazen de baygınlık durumu hemen uykuya dönüşmektedir. Nöbetten sonraki dönemde kas ağrısı da çekilebilmektedir. Đyileşme safhasının süreci çeşitli şekillerde geçebilir. Bazı kişiler birkaç dakika sonra yine işlerine devam ederler. Bazıları ise bir tam gün veya daha uzun bir süre dinlenmeleri gerekmektedir [9].

BÖLÜM 3. EEG SĐNYALLERĐNĐN ÖZELLĐKLERĐ

Uzun yıllar boyunca EEG sinyalleri üzerinde yapılan incelemeler, tüm serebrovasküler hastalıklarla ilgili çalışmalara yol gösterici laboratuar metodu olarak kullanılmıştır. EEG, nöbetleri geçiren ve nöbet geçirdiğinden şüphe edilen hastalarda incelemenin temel çalışmasıdır. EEG, birçok sistematik metabolik hastalığın serebral etkilerinin incelenmesinde, uyku çalışmalarında ve ameliyathanede anestezi altındaki hastalarda serebral aktivitenin izlenmesinde kullanılmaktadır [8].

EEG, serebral korteks kaynaklı anlık elektriksel aktiviteyi kaydetmektedir. EEG kaydı yapılırken çapları 0,5 mm olan lehim veya gümüş-gümüş klorid disklerden imal edilmiş elektrotlar, kolloid ve yapıştırıcı pasta benzeri bir materyal ile saçlı deriye tutturulmaktadır.

EEG’de saçlı derideki birçok bölgeden aynı anda kayıt yapabilen 8–24 veya daha fazla yükseltici ünite bulunmaktadır. Yükseltici ünite aracılığı ile yükseltilen beyin ritimleri, yazıcı ünitesi olarak çalışan bir kalemi hareket ettirebilecek güçtedir. Akışının standart hızı 3 cm/sn’dir. Kağıt üzerinde, frekans aralığı 0,5–30 Hz olan beyin aktivitesi dalgaları çizilir. Bu dalgalar genellikle dijital olarak işlenir ve bir bilgisayar ekranına aktarılmaktadır. Çizilen EEG sinyali, aslında voltaja karşı zaman grafiğidir. Alınan veriler çok sayıda paralel dalgalı çizgi (kanal) olarak kaydedilmektedir.

Her kanal iki elektrot arasındaki elektriksel potansiyeli temsil etmektedir. Ortak elektrot veya toprak elektrotu tek bir kayıt noktası olarak kullanılabilmektedir. Kanallar genellikle serebral korteksin bir alanından karşı hemisferin aynı alanından gelen aktiviteyi karşılaştıran standart montajlar halinde görülecek şekilde düzenlenmektedir. Geleneksel kalemli EEG grafiği yerini giderek dijital EEG cihazlarına bırakmaktadır. Dijital EEG’de (dEEG) sayısallaştırılmış dalga formları

bilgisayar ekranında görüntülenebilmektedir. Dijital EEG’de kanal sayısının çokluğu sonuçların yorumlanmasını kolaylaştırmaktadır. Dijital EEG ayrıca depolama ve yeniden incelemeye imkân sağlar [8]. EEG kaydına ilişkin blok şema Şekil 3.1.’de verildiği gibidir.

Şekil 3.1. EEG kaydı blok şeması [3]

Hastalar, genellikle gözleri kapalı olarak ve rahat bir koltukta/yatakta dinlenir durumda iken EEG kaydı yapılmaktadır. Đstirahat kaydının yanında, birkaç aktivasyon işlemi de genellikle kullanılmaktadır. Bu işlemler beynin aktive edilmesi için gerçekleştirilmektedir.

1. Hastaya 3 dakika boyunca dakikada 20 kez derin soluk alıp-vermesi söylenmektedir. Hiperventilasyon, hala açıklanamamış bir mekanizma ile karakteristik nöbet şekillerini veya diğer bozuklukları aktive edebilmektedir. 2. Hastadan 35 cm uzağa yerleştirilmiş olan güçlü bir ışık kaynağından, hastanın

gözleri açık ve kapalı iken 1–20/sn frekansında flaşlar uygulanmaktadır. EEG kayıtlarında her ışık çakması (fotik uyaran) ile dalgalardaki değişimler veya anormal deşarjlar kaydedilebilmektedir.

3. EEG, hasta doğal yollardan uykusuzken veya ağızdan/damar yoluyla sedatif ilaç verilmesinden sonrada çekilebilmektedir. Uyku, bazı epilepsi türlerini ortaya çıkarmak için yardımcı olabilmektedir [8].

Standart EEG, her biri 10 sn olan 150–300 veya daha fazla sayıda kayıttan oluşmaktadır. EEG kaydı sırasında hastada oluşan hareket veya diğer nedenlere bağlı artefaktları (bozucu sinyalleri/etkileri) önlemek amacıyla bazı tedbirler alınır. Ayrıca EEG kayıtlarının doğru olması için hasta sedatif ilaç almaması ve uzun süreli aç olmaması gerekmektedir [8].

Parlak ışıkta gözleri açma ve sonra kapatma durumu EEG işaretlerinde değişim göstermektedir [12]. Aşırı sinirlilik veya uyuklama hali de normal alfa ritmini baskılamakta ve kas kaynaklı artefaktları artırmaktadır. EEG’nin doğru yorumlanması için karakteristik normal ve anormal ritimler ile temel ritimlerin (hastanın yaşı ile ilişkili olarak) tanınması, ritimdeki asimetriler ve periyodik değişikliklerin ortaya konmasının yanı sıra, en önemli faktörde gerçek bozukluklardan artefaktların ayrımının yapılmasıdır [8].

EEG sinyalleri pek çok alanda kullanılmaktadır. EEG kaydının başlıca kullanım alanları aşağıdaki gibi sayılabilir.

1. Nöroloji: Elektroensefolagram (EEG), Ekokardiogram (EKG) ve nörolojik kontroller ile birlikte hastanın beyin patolojisinin belirlenmesinde,

2. Beyin Cerrahisi: Beyinden ameliyatla çıkartılacak tümör ve benzeri anormal patolojik dokuların yerlerinin belirlenmesinde,

3. Anestezi: Anestezi altındaki hastanın anestezi seviyesinin belirlenmesinde, 4. Pediatri: Ortalaması alınmış uyarılmış potansiyeller gibi diğer test

yöntemleriyle birlikte, yeni doğmuş çocukların duyma ve görme problemlerinin belirlenmesinde,

5. Psikiyatri: Zihinsel bozuklukların daha kesin şekilde belirlenmesi amacıyla, organik beyin hastalığının belirlenmesinde kullanılmaktadır [12].

Benzer Belgeler