• Sonuç bulunamadı

4. ARAŞTIRMA BULGULARI

4.6. Üreticilerin Taze Fasulye Ekimi, Bakımı, Hasadı ve Fiyatlar Konusunda

4.6.2. Tohum Temin ve Tercihi

İncelenen işletme tabakalarında tohumluğu nereden temin ettikleri grafik 4.13’de incelenmiştir. Bu durumda birinci tabakadaki işletmelerin %50’si diğer çiftçilerden, %41,67 kendileri ürettikleri ve %8,33 özel şirketlerden tohumu satın aldıkları tespit edilmiştir. İkinci tabakadaki işletmelerde ise %71,43 diğer çiftçilerden, %19,05 kendileri ürettikleri ve %9,52 özel şirketlerden satın almaktadırlar. Üçüncü tabakadaki işletmelerde bu durum %45,45 diğer çiftçilerden, %45,45 kendileri ürettikleri ve %9,09 özel şirketlerden tohum temin ettikleri tespit edilmiştir. Bütün işletme tabakalarında taze fasulye tohumunu kendileri ürettikleri tespit edilmiştir.

Grafik 4.14. İşletme tabakalarının tohum seçme kriterlerinin dağılımı

İncelenen işletmelerin taze fasulye tohumu seçerken dikkat ettiği kriterler grafik 4.14’de verilmiştir. Birinci tabakadaki işletmeler tohumu seçerken verimine (%25), yöreye uygun olmasına (%50), tohum çeşidine (%8,33), pahalı olması (8,33) ve diğer (hastalıklara karşı dayanıklılığına) (%8,33) durumlara bakmaktadırlar. İkinci tabakadaki işletmelerde tohumluk seçiminde verim durumuna (%42,86) göre, yöreye uygun olmasına (%42,86), sertifikalı olmasına (%4,76), çeşidine (%4,76) ve ucuz olmasına (%4,76) göre seçim yapılmaktadır. Üçüncü tabakadaki üreticiler ise büyük oranla (%63,64) yöreye uygun tohum seçmektedirler.

Tohumu alırken çiftçiler genellikle herhangi bir kurumdan destek almadıkları tespit edilmiştir. Bu durum birinci tabakadaki işletmelerin %75’inin herhangi bir kurumdan teknik destek almadıklarını %25’i ise teknik destek aldıkları belirlenmiştir. Teknik destek alan işletmelerin %66,67’si İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden ve %33,33’ü diğer çiftçilerden destek aldıkları belirlenmiştir. İkinci tabakadaki işletmelerin %85,21’i herhangi bir kurumdan teknik destek almadıklarını %14,29’u ise teknik destek aldıkları belirlenmiştir. Teknik destek alan işletmelerin %66,67’si İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden ve %33,33’ü diğer çiftçilerden destek aldıklarını tespit edilmiştir. Üçüncü tabakadaki işletmelerde ise bu durum %54,55’inin herhangi bir kurumdan teknik destek almadıklarını %45,45’in ise teknik destek aldıkları belirlenmiştir. Teknik destek alan işletmelerin %40’ının İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden ve %40’ının diğer çiftçilerden ve %20’sinin de diğer kurum ve kuruluşlardan destek aldıklarını belirlenmiştir.

Tohum seçiminde üreticiler tarım kuruluşlarından gerekli bilgiyi almamaları nedeniyle araştırma alanındaki diğer çiftçilerden tohum almayı tercih etmektedirler. Bu durum hastalıkların yayılması ve verim düşüklüğüne etkisi açısından sakıncalı olmakla birlikte yörede yapılan yaygın bir uygulamadır. Sertifikalı tohum kullanma bu sakıncaları ortadan kaldıracak olmasına rağmen üreticilerce sertifikalı tohum kullanımı son derece düşük bir orandadır. İşletmelerde sertifikalı tohumculuğun çok az kullanıldığı belirlenmiştir. Daha yüksek verim ve kalitede fasulye üretimi elde etmek için nitelikli sertifikalı çeşitlerin kullanımının yaygınlaştırılması özendirilmelidir. Dışarıdan alınacak tohumların tescilli olduğuna bakılmalıdır (Türkeş ve Kültevin, 1985).

İncelenen işletmelere ‘sertifikalı tohum kullanıp kullanmadıkları’ sorulmuştur. Birinci tabakadaki işletmelerin tamamı sertifikalı tohum kullanmadıklarını belirtmişlerdir. Neden sertifikalı tohum kullanmadıkları sorulduğunda ise işletmelerin yarısının fiyatları yüksek bulduğu ve diğer yarısının ise sertifikalı tohuma güvenemediklerini söylemişlerdir. Bu durum ikinci tabakadaki işletmelerde %9,52’sini sertifikalı tohum kullandığı ve %90,48’inin kullanmadığı tespit edilmiştir. Sertifikalı tohum kullananların tamamının verimi yüksek ve kaliteli ürün aldıkları için tercih ettikleri saptanmıştır. Sertifikalı tohum kullanmayan işletmelerin ise %73,68’inin fiyatları yüksek bulduğu, %15,78’inin güvenemediği için ve %10,54’ünün diğer sebeplerle tercih etmediği tespit edilmiştir. Üçüncü tabakadaki işletmelerin %9,09’unun sertifikalı tohum kullandığı ve verimi yüksek ve daha kaliteli verim verdiği için tercih

edildiği, %90,91’inin ise sertifikalı tohum kullanmadığı tespit edilmiştir. Sertifikalı tohum tercih etmeyen işletmelerin yarısının fiyatları yüksek bulduğu, %30’unun güvenemediği ve %20’sinin ise diğer sebeplerden dolayı tercih etmedikleri tespit edilmiştir.

Grafik 4.15. İncelenen işletmelerde kullanılan taze fasulye çeşidinin oransal dağılımı

İncelenen işletmelerin tamamında bodur taze fasulye yetiştiriciliği yapıldığı tespit edilmiştir. Taze fasulye çeşidinin oransal dağılımı grafik 4.15’de verilmiştir. İşletmelerin %61,36’sı romano, %22,73’ü golden, %9,09’u amerika, %4,55’i cino ve %2,27’si bernardo fasulye çeşidini ektikleri belirlenmiştir.

Birinci tabakadaki işletmelerin yarısı romano (%50) çeşidini, %25’inin golden, %16,67’si amerika ve %8,33’ünün cino çeşidinin yetiştiriciliği yapmaktadırlar. İkinci tabakadaki işletmelerde ise bu durum %66,67’si romano, %19,05’i golden, %4,76’sı cino, amerika ve bernardo çeşitlerini yetiştirdikleri tespit edilmiştir. Üçüncü tabakadaki işletmeler %63,64’ü romano, %27,27’si golden ve %9,09’u amerika çeşidini yetiştirmektedir.

Çiftçilerin fasulye üretiminde çeşit seçiminde titiz davranmadıkları belirlenmiştir. Oysa tohumluk, üretimin miktarını ve kalitesini belirleyen en önemli unsurdur. Bu yönüyle daha kaliteli, yüksek verimli ve hastalıklara dayanıklı çeşitlerin bölgede kullanılması verim ve kalitede artışa neden olacaktır (Direk ve ark., 2002).

Araştırma alanı içerisindeki incelenen işletmelerin büyük çoğunluğu (%88,64) münavebe uygulamaktadır. Genellikle bölge şartlarına uygun olarak şekerpancarı, arpa, buğday, fasulye, şeker pancarı ve fiğ gibi ürünler ile birlikte münavebe sistemi uygulanmaktadır.

Araştırma alanında fasulye ekimi yapan işletmelerin çoğunluğu buğday ve şeker pancarı ile münavebe yaptıkları tespit edilmiştir. Fasulye, şekerpancarı ile de iyi bir münavebe bitkisidir. Fasulye münavebe programına göre ekilirse daha verimli ve sağlıklı olmaktadır (Türkeş ve Kültevin, 1985). Ancak incelenen işletmelerin iki yılda bir ekim nöbeti uyguladıkları ve buna bağlı olarak bölgede yoğun olarak yetiştirilen taze fasulye ekiminin etkilendiği, daha az verimle karşılaşıldığı, bitkilerin daha hassas yapı gösterdikleri ve hastalık ve zararlıların araştırma bölgesinde arttığı tespit edilmiştir. Bu nedenle tarımsal yayım çalışmalarına daha çok önem verilmeli ve üreticilerin geleneksel alışkanlıklarının değişimi sağlanmalıdır. Üreticilerin ihtiyaç duydukları teknik desteğin sürekliliği sağlanmalıdır.

Yöredeki incelenen birinci tabakadaki işletmelerde toprak analizini %91,67’si yaptırmamakta ve %8,33’ ü yaptırmaktadır. Yaptıranların tamamı yılda bir kez toprak analizi yaptırdığı ve sonuçlarına uydukları tespit edilmiştir. İkinci tabakadaki işletmelerin %90,48’i toprak analizi yaptırmamaktadır. Yaptıranların oranı ise %9,52’dir. Bu işletmelerin yarısı analiz sonuçlarına uyarken, diğer yarısı analiz sonuçlarına uymamaktadır. Toprak analizi yaptıran işletmelerin yarısı analizlerini her yıl düzenli olarak yaptırmaktadırlar. Üçüncü tabakadaki işletmelerin %9,09’u arazileri için her yıl toprak analizi yaptırmaktadırlar ve analiz sonuçlarına uymaktadırlar. Kalan diğer işletmeler (%90,91’i) ise toprak analizi yaptırmamaktadır.

İşletmelerin taze fasulye ekim zamanını incelenmiştir. Buna göre birinci tabakadaki işletmelerin %66,67’si ilkbaharda, %25’i yaz başlangıcında ve %8,33’ü hem ilkbaharda hem de yaz başlangıcında ekim yaptıkları belirlenmiştir. İkinci tabakadaki işletmelerin %61,90’ı ilkbaharda, %23,81’i yaz başlangıcında ve %14,29’u hem ilkbaharda hem de yaz başlangıcında ekim yapmaktadırlar. Üçüncü tabakadaki işletmelerin çoğunluğu genellikle ilkbaharda ekim yapmaktadır ve %27,27’si yaz başlangıcında, %9,09’u ise hem ilkbaharda hem de yaz başlangıcında ekim yapmakta oldukları tespit edilmiştir.

Benzer Belgeler