• Sonuç bulunamadı

Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Kullanım Alanları

Dünyada ve ülkemizde tıbbi ve aromatik bitkilerin en fazla kullanıldığı sektörler Şekil 3’de verilmiştir.

Şekil 3 Tıbbi Aromatik Bitkilerin Kullanım Alanları

İnsanoğlu tüm bitkileri kullanırken öncelikli olarak karnını doyurmak için gıda olarak kullanımını ön plana koymuştur. Zaman içinde kullanımlarındaki edinilen tecrübelerin ve doğal hayatın birer parçası olan diğer çanlılar aleminin bitkilerle ilişkilerini de gözlemleyerek bitkilerin farklı ve yeni kullanım alanlarını oluşturmuşlardır. İnsanoğlu bitkileri tanıdıkça ve özelliklerini öğrendikçe bitkilerin karbonhidrat, protein, yağ gibi temel besin öğeleri olduğunu fark etmiştir. Bununla birlikte tıbbi ve aromatik özellikli bitkilerin daha farklı bitkiler olduğunu keşif ederek bu gurup bitkilerin ilaç gibi sağlık değerlerlerini kullanmaya başlamış vitamin, mineral ve diğer bitkilerde önemli etkili bileşiklerin olabileceğini düşünmüştür. Tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanımı insanlık tarihi kadar gerilere gitmektedir. İlk dönemlerde tıbbi ve aromatik bitkiler gıda, baharat ve koku amaçlara yönelik daha çok kullanımları ön planda olmuştur. İnsanoğlu tıbbi ve aromatik bitkileri ilk kullanıma başladığında bitkinin kullanım alanlarını biraz deneme/yanılma birazda yazılı olmayan ilk çağlarda var olan folkrorik bilgilere dayandırmıştır. Tıbbi ve aromatik bitkilerin ilk dönemlerdeki kullanım ve

TIBBİ AROMATİK

BİTKİLER

değerlendirilmesindeki farkındalık bunlarla kalmayıp yeni alternatif değerlendirmeleri meydana getirmiştir. Tıbbi ve aromatik bitkilerden güzel olmak için kozmetik ürünü geliştirmeye yönelik kullanımlar başlatılmış, bunu boya, yem, yakacak ve diğer kullanımlar takip etmiştir. Tıbbi aromatik bitkilerin doğal olarak ekosistemde kullanımları ile ilgili olarak hayvanlar aleminde farklı hayvanların farklı kullanımlar da dikkat çekmektedir. Koyunların yaralandıklarında “Kantaron” bitkisini, kedilerin strese girdiklernde “Kedi otu”nu, köpeklerin etcil bir hayvan olmasına rağmen sindirim rahatsızlıkları halinde “Bazı Otlar”ı tüketikleri bilinmektedir.

Tıbbi ve aromatik bitkilerin üretimi ve kullanımı ile ilk yazılı kayıtlar M.Ö. 3.000 yılları civarında yazılan “Geleneksel Çin Tebabeti”ne dayandırılmaktadır. Dünya üzerinde geleneksel tıbbın menşei kabul edilen Hindistan’da, binlerce yıllık tıbbi ve aromatik bitkilerin geleneklere dayalı kullanımlarıyla ilgili M.Ö. 100 yıllarına ait bilgiler kayıtlıdır. Hekimlerin ilki kabul edilen Hipokrat (M.Ö.460-377) tıbbi bitkiler ile ilgili eserler bırakmıştır. Tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanımı Milattan Sonra (M.S. 0-2000) hız kazanmış ve kayıtlı eserlerde de biri birini takip etmiştir. Önceleri Roma imparatorluğunda, Miladın başlangıcı ile Bizans, Arap, Osmanlı medeniyetleri dönemlerinde ayrıca Orta Çağ Avrupa’sında tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanımı ve değerlendirilmesi yazılı kaynaklara aktarılmıştır. Adana, Kozan yakınlarında Anavarza’da dünyaya gelen Pedanius Dioskorides (M.S. 40-90) tarafından yazılan tıbbi ve aromatik bitki kullanımlarını içeren “de Materia Medica”daha sonra yüz yıllarca başka eserlere de önemli bir kaynak oluşturmuştur.

Mitridat, Bergamalı Galen (diğer adıyla; eczacıların piri Galenus), Dinaveri, El-Biruni, İbni-Sina (Avrupa’da bilinen ismi ile Avicenna), Paracelsus, Gegrard, Parkinson, Sertürner, Pelletier gibi çok sayıda değerli bilim insanları tıbbi ve aromatik bitkilerle ilgili önemli çalışmalar ve eserler bırakmışlardır.

Asya’dan Avrupa’ya uzanan “İpek ve Baharat Yolları” sayesinde tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanımı ve değerlendirilmesi hızlanmıştır.

Geçmişten günümüze tıbbi ve aromatik bitki kaynaklı ham maddeler önceleri büyük çoğunluğu doğadan kontrolsüz toplanarak standart dışı, düşük kalitede ve yüksek maliyette karşılanma yoluna gidilmiştir. Bu temin yönteminin sürdürülebilir olmadığını gören toplumlar tıbbi ve aromatik bitkilerin üretimi ile ilgili çalışmaları başlatmışlardır. Az sayıda fakat ticari değeri yüksek daha çok gıda sektörüne yönelik baharat bitkilerinin üretimi başlamıştır. 19 Y.Y. sonraki yıllarda ilaç, kozmetik, boya, ve diğer sektörlerden gelen talepler ile tıbbi ve aromatik bitkilerin üretimlerinde hem çeşitlilik hem de miktarda önemli artışlar olmuştur.

Günümüzde tıbbi ve aromatik bitkilerin tarımı, üretimi, standardizasyonu, kalite yönetimi, ürüne dönüştürülmesi, ambalajlanması, depolanması ve pazarlanmasında yeni stratejiler geliştirilmekte ve sürdürülebilir koruma ve kullanma ve ticari kurallara ulaşmıştır. Bununla

birlikte bitkilerin kimyasal yapısı içinde bulunan etkili bileşiklerin tayini ve bu bileşiklerin aktivetelerinin belirlenmesi tıbbi ve aromatik bitkilerin ilaç değerini ve tedavide kullanım potansiyellerini ortaya koymuştur. Söğüt bitkisinden “salisilik asit” in elde edilmesi bitkilerin ilaç hammaddelersi olarak kullanımının ilk ve başarılı bir örneğidir. Yine Haşhaş bitkisinden elde edilen “morfin, kodein, papaverin“ gibi alkaloitler hala ilaç sanayinin en önemli hammaddelerinin başında gelmektedir.

Besinlerimiz ya doğrudan bitkilerden yada bitkilerle beslenen hayvanlardan sağlanmaktadır. Bitkiler insanların gıda, ilaç, kozmetik, giyim, boya gibi en temel ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Tıbbi ve aromatik bitkilerin üretiminde kullanımın temel amaçlarına yönelik bitkinin yeterli verime ve kaliteye ulaşabilmesi için yeni genetik kaynakların kullanılması ön plana çıkmaktadır. Dünya nufusun sağlıklı yaşamasında son yıllarda daha çok önem kazanan doğal tıbbi değeri olan bileşiklerin kaynağı doğal florada var olan tıbbi ve aromatik bitkilerimizdir. Günümüzde dünyada genelinde tedavide kullanılan bitkilerin sayısı 50.000’den fazla olduğu tahmin edilirken, ülkemizde bu sayı yaklaşık 1.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir.

2. BÖLÜM:

Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Üretimi

Tıbbi bitkilerde sürdürülebilir üretim ve pazar potansiyelini yeterince değerlendirmek için bu ürünlerin istenen miktar ve kalitede olması gerekmektedir. Tüketici ve sanayici taleplerine cevap veren verimli ve kaliteli ürün için ıslah edilmiş yerli çeşitlerin geliştirilmesi, uygun üretim havzalarının belirlenmesi ve ürün bazında kümelenmenin oluşturulması gerekmektedir. Kurutma, işleme, paketleme ve depolama gibi hasat sonrası uygun işlemler ve işleme teknolojilerinin belirlenmesi ürünün değerinin artırılmasında yapılması gereken en önemli kalite standarsizasyon işlemlerdir. Kullanılan tıbbi ve aromatik bitkiler doğadan toplanıyor ise, toplama standartlarının belirlenmesi sürdürülebilirlik için önem arz etmektedir.

Tıbbi ve aromatik bitkiler üzerinde yapılan tüm araştırmaların ışığında;

-Doğal floradan toplanan bitkilerin toplanmasında koruma-kullanma dengesinin dikkate alınması,

-Toplanan bitkilerin miktarı her geçen gün artıyorsa, toplanan o bitki türünün kültüre alınması ve üretilmesi,

-Toplanan bitki endemik özellikli bir bitki ise mutlaka kültüre alınıp üretilmesi,

-Doğal florada kullanılsın yada kullanılmasın nesli azalan bitki türleri mutlaka korumaya alınarak, kültüre alıp üretimini yapmak

-Bir bitkinin endüstrisi kurulmuş ise, doğadaki yayılışının azlığına/çokluğuna bakmadan kültüre alıp, üretilmesi

- Endüstriyel sektörün ve tüketicilerin kaliteli ve daha ucuz ürün elde edilmesine yönelik standardize tıbbi ve aromatik bitkilerin üretimlerin başlatılması,

- Son yıllarda bilimsel temellerden yoksun tıbbi bitkilerin üretimi ile ilgili popüler yaklaşımlara karşı dikkatli olunması

Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Doğadan Toplanması

Türkiye tıbbi ve aromatik bitkiler bakımından zenginliği, coğrafi konumu, iklim karakterleri, tarımsal alt yapısı, geniş tarımsal üretim alanlarına sahip olması nedeni ile tıbbi ve aromatik bitkilerin üretim ve ticari potansiyeli çok yüksek ülkelerden biridir. Türkiye’nin bu stratejik önemi; gelişmiş ülkelerdeki yerleşmiş bitkisel ilaç, bitki kimyasalları, gıda takviyeleri ve katkı maddeleri, kozmetik ve parfümeri sanayisinin girdilerini oluşturan pek çok bitkisel

kökenli ürünlerin hammaddelerini oluşturan tıbbi ve aromatik, boya özellikli bitkilerin ülkemiz florasında bol miktarda bulunmasından kaynaklanmaktadır. Mevcut durumda bu özellikteki bitkilerimizin çoğu doğadan kontrolsüz/kalitesiz bir yöntemle toplanarak iç ve dış pazarlarda ticareti yapılmaktadır. Oysa, floramızdan toplanan tıbbi ve aromatik bitkilerin doğaya zarar vermeden, doğru bitki, doğru kurutma ve işleme yapılarak sektörün üretim ve ticari potansiyelini artıracaktır.Tıbbi ve aromatik bitkilerin üretim ve ticaretinde sürdürülebilirlik ancak kalite standartlarına göre flora (Doğa) dan toplamak ile mümkün olabilir. Türkiye’de tıbbi ve aromatik bitkiler en yoğun olarak DOKAP Bölgesinde kültürü yapılan tıbbi ve aromatik bitki sayısı oldukça az olup son yıllarda mavi yemiş ve tarhun üretimi başlatılmıştır.

Yine DOKAP Bölgesinde doğadan en çok toplanan tıbbi ve aromatik bitkiler ise; defne, salep, ıhlamur, alıç, kızılcık, hünnap, mavi yemiş, gilaburu, kara yemiş/ taflan, anzer/yayla kekiği, meyan kökü, sarı kantaron, sumak bulunmaktadır. DOKAP Bölgesindeki illere göre yukarda ismi verilen kültürü yapılan ve toplanan tıbbi ve aromatik bitkilerin sayısı Tablo 5 de verilmiştir.

Tablo 5 DOKAP Bölgesindeki İllere Görev Florasında Doğal Olarak Bulunan, Endemik, Kültürü Yapılan ve Toplanan Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Sayısı

DOKAP

2

Gilaburu meyvesi

Tablo 6a DOKAP Bölgesindeki İllere Göre Kültürü Yapılan ve Toplanan Ekonomik Önemi Olan Tıbbi Aromatik Bitkiler

TIBBİ VE

Benzer Belgeler