• Sonuç bulunamadı

Tercümede Metin İlerledikçe Tercümedeki Metne Bağlılık Değişikliğe Uğraması

B. MEÂNİ-İ KUR’ÂN’IN TERCÜMESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

7. Tercümede Metin İlerledikçe Tercümedeki Metne Bağlılık Değişikliğe Uğraması

Elimizdeki tercüme edilen metni baştan sona incelediğimiz zaman, tercümenin ilerleyişi ile ilgili bazı noktalar dikkatimizi çekmektedir. Tercüme metinde özellikle Bakara Sûresi’ni - ondan sonraki bir iki sureyi de buna ekleyebiliriz – tercüme ederlerken metnin orjinalliğine bağlı kalmaya çalışmışlar ancak yine de ara ara dipnot atlama ve metne sadık kalmadan yapılan bazı tercümeler yer almaktadır.

Bu tür sıkıntılar sadece dipnotlarda değil ara ara ana metinde de karşımıza çıkmaktadır. Buna örnek olarak da Bakara Sûresi’nin 25. ayetinde İzmirli’nin ‘amel-i salih’ olarak tercüme ettiği lafzı, latinize ederken mütercim ‘iyi iş’ olarak tercüme etmiştir ki bu hem mananın karşılığını vermede hem de müellife sadakatta büyük bir problem arz etmektedir.

Bu anlayış tercüme ilerledikçe zayıflamış örneklerde de görüleceği gibi daha kötü bir hal almaya başlamıştır. Ancak yirmi üçüncü cüzden sonra metne karşı duyarlılık ve sadakat bira daha artmış, hatta baştakinden daha iyi bir duruma gelmişse de son iki üç cüzde yine eski duruma geri dönmüştür. Bu da bizde tercüme edilen metinin birkaç kişi tarafından yapılmış olabileceği kanaatine vardırmaktadır.

90

Netice olarak İsmail Hakkı İzmirli gibi bir İslâm âliminin Türkçe’ye ‘anlaşılması ve yaşanılması’ için hassasiyetle çevirdiği Meâni-i Kur’ân adlı güzide eser, Eren Yayınları tarafından 1977 yılında latinize edilerek günümüz Türkçe’sine kazandırılmıştır.

Üzülerek söylemeliyiz ki, bu eserin latinize edilen tercümesinde büyük problemler vardır. İsmail Hakkı İzmirli, Kur’ân’ı tercüme ederken metne çok sadık kalmış ve meâl kısmına koyamayacağı her türlü açıklamayı (gramer, Arap örf ve adeti, sebeb-i nuzül, vb gibi) da dipnotta dile getirmiştir. Bu sebeple İzmirli’yi İzmirli yapan, ayetlerin açıklanması ve anlaşılması için ayetlerde vermiş olduğu dipnotlardır. Yukarıda dile getirdiğimiz nedenlerden dolayı da İslâm aleminin hizmetine sunulan bu eserin tekrar latinize edilmesine büyük bir ihtiyaç vardır.

C. TARİH-İ KUR’ÂN

İzmirli İsmail Hakkı’nın ‘Tarih-i Kur’ân’ olarak kaleme aldığı bu küçük mukaddimenin dış ve iç kapağında şu cümleler yazılıdır: Celaleddin izmirlinin bir mukaddimesini havidir. Bu ifadeden de anlaşılacağı gibi, Tarih-i Kur’ân'a İsmail Hakkı İz- mirli’nin oğlu tarafından yazılmış bir önsöz bulunmaktadır. Bu önsöz dört sayfadan biraz fazladır ve Celaleddin İzmirli burada babasının doğumunu eğitim hayatını anlattıktan sonra şu ifadelere yer verir: "Gazalinin beşinci hicri asırda yapdığı inkılabı, Üstad İzmirli bu asırda yapmıştır. Türkiye'nin yegane kelâm âlimidir; geniş görüşlü, vüsat-i malumatı olan Müslüman din âlimi, düalist bir feylesoftur. Bu itibar ile İstanbul İmam Hatip Mektebi’nin ilk müdürü merhumun talebelerinden Bay Mahmut Celal Ökten bana hitaben "Babanın mektebini açtım, beraber çalışacağız" demişti... Filhakika geniş görüşlü mütefennin din adamı yetiştiren bir müessese olan İstanbul İmam Hatip Okulu "İzmirli İsmail Hakkı Ekolü'dür.295

Önsözde, İzmirli’nin; İslâm Felsefesi, Siyer, İslâm Tarihi, Hadis ve bilhassa Fıkıh Usulü dalında geniş bilgi sahibi olduğu vurgulanırken, onun özellikle faizle ilgili yazılarının bulunduğu belirtildikten sonra eserlerinden de kısaca bahsedilir. Kur’ân tarihinde "Biz, surelerin isimlerini aynen bıraktık, çünkü aramızda öyle tanınmıştır"296, "Biz huruf-u

295

İzmirli, İsmail Hakkı, Tarih-i Kur’ân, İbrahim Hakkı Yayınları, İstanbul, 1927, Milli Matbaa, s.6; Süleymaniye Kütüphanesi Nadir Eserler Senksiyonu 2/1 kaynaklı eser.

91

mukattaayı bir harf olsun müstakil ayet gösterdik"297, "Biz, Hanefi Mezhebine temessük ile Besmele-i Şerife'yi ayet olarak göstermedik. Besmele-i Şerife sureler arasını fasletmek, teberrükte bulunmak maksadıyla yazılmıştır"298 gibi ifadelerle Meâni-i Kur’ân’da uyguladığı metoda da değinilir.

Önsözde Kur’ân tarihi ile ilgili olarak şu satırlar yer almaktadır: "Kur’ân tarihi, sahifeleri itibariyle belki bir risale sayılır. Fakat münderecatı itibariyle büyük bir kitaptır. Zarftan ziyade mazrufa kıymet verilmesi bir kaideyi umumiyyedir. İşte bu ciheti nazar-ı dikkate aldığımızdan babamızın yazdığı şekli hiç değiştirmeden basmaya karar verdik. Ancak içinde izaha lüzum gördüğümüz kelimeleri izah maksadıyla not halinde ilavelerden başka ki- tabın sonunda aynca bir lügatça yaptım. İşte mühim gördüğüm bu Kur’ân Tarihi’ni ayrı bir kitap halinde neşretmeyi kardeşler arasında görüştük ve karar verdik. Babamızın basılmış veya basılmamış diğer eserlerini de neşretmeyi arzu ettik ve bu hayırlı işe başladık. Peyderpey İzmirli külliyatı namıyla eserler neşredilecektir. Allah mui’nimiz olsun. Tevfik Cenab-ı Hak'tandır."299

Şimdi İzmirli’nin Tarih-i Kur’ân’ını ele alabiliriz. Burada önce İzmirli'nin Kur’ân tarihinde ele aldığı konuyu onun tertibi ile sunup, eserin sonunda da değerlendirme ve konularla ilgili görüşlerimizi dile getireceğiz.

Tarih-i Kur’ân'da İzmirli, 11 konuyu başlıklar halinde ele almaktadır. Bu konular şunlardır:

1. Kur’ân-ı Mübin'in Nüzulü, 2. Kur’ân-ı Mübin'in Yazılması, 3. Kur’ân-ı Mübin'in Toplanması, 4. Mushaf Tesmiyesi,

5. Kur’ân-ı Mübin'in İstinsahı, 6. Surelerin Tertibi,

297

İzmirli, Tarih-i Kur’ân, s.15 298 İzmirli, Tarih-i Kur’ân, s.15-16 299 İzmirli, Tarih-i Kur’ân, s.6-7

92 7. Diğer Tertipler,

8. Mushafa Nokta ve Hareke Vaz'ı, 9. Hurufu Seb'a,

10. Muhtelif Kıraatler, 11. Kıraatin Yazısı.