• Sonuç bulunamadı

Bir nesneyi, bir niteliği, bir hareketi karĢılamak üzere aynı cinsten iki kelimenin arka arkaya getirilmesi ile meydana gelen kelime grubudur.

Grupta yer alan kelimeler arasında hem Ģekil, hem de anlam iliĢkisi vardır. Grubun içindeki kelimeler eĢ görevlidir ve gruba eĢit olarak katılırlar. Genellikle kelimeler arasında belirli bir ses düzeni bulunur. Bundan dolayı, tekrar gruplarının birçoğunda unsurların yeri değiĢtirilemez.

● ...veyahut benim gibi o semte ara sıra... (29-26) ● ...evvelce her saat gibi, iyi kötü iĢlerdi. (208-22) ● ...çeĢit çeĢit elbise... (61-12)

Bağlama ve son çekim edatları dıĢında bütün kelimelerle tekrar grubu kurulabilir. (Karahan, 2011, s.61) Ġsimler, sıfatlar, zarflar ve gerundiumlar tekrara en elveriĢli kelime çeĢitleridir. Zamirler tekrara elveriĢli değildirler. Edatlardan da yalnız bazı ünlem edatlarının tekrarı yapılabilir. Fiillerde bunlara göre daha geniĢ bir tekrar yapma kabiliyeti vardır. Fakat fiil tekrarlarında tekrardan çok bir arka arkaya gelme durumu vardır denebilir (Ergin, 1985, s.377).

Grubu oluĢturan unsurların Ģekil ve anlam özelliklerine göre tekrar grupları Ģu Ģekilde yapılır:

1.7.1. Aynen Tekrarlar (Ġkizleme)

Bir kelimenin arka arkaya iki defa tekrarlanması ile yapılan tekrarlardır.

● ...bütün yaprakları, yer yer soldurup kurutmaktadır. (15-18)

● ...bu diğer zavallılara sanki gizli gizli bakıp merhametle baĢ sallıyordu. (25-25) ● Muasırlar ise o nehirlerin kıyısından yudum yudum su içen birtakım geyiklerdir. (240-23)

● ...yemek sofrasında tembel tembel lafa dalmama ve gideceğim yeri, ancak treni kaçırdıktan sonra hatırlamama imkân var mıydı? (88-23)

● Yarasaların uçuĢtuğu, kavak ağaçlarının hafif hafif sallandığı yeĢil bir akĢam... (37-4)

● ...fakat buna rağmen, yine kıs kıs gülen dost ve akraba çehreleri! (48-23) ● Ya bu tepemizde sürü sürü uçuĢan kara kuĢlar ne? (30-19)

● ...bir intihal rezaletinden tatlı tatlı bahsedildiğini haber alıyorduk. (134-3) ● ...soğukta, tiril tiril titreyerek... (202-18)

● ...buz gibi soğuk bir suyun Ģarıl Ģarıl aktığı Çamlıca... (260-7)

● ...tunç derileri parça parça parlayanların içinde tek bir kadın yoktur. (286-13) ● Pencerelerin kristal camlarıyla renkli tül perdeler arasında mahpus kalmıĢ alay

alay sinekler görürsünüz. (302-13)

● Dün havanın açılmamaktaki inadından, gene acı acı Ģikâyet ediyordum. (186-21) ● ...bahar güneĢinde renkli tüyleri pırıl pırıl yanan güzel baĢın burun delikleri korkunç bir iĢtiha ile açılıyor... (20-11)

1.7.2. EĢ Anlamlı veya Yakın Anlamlı Tekrarlar

Aynı manaya gelen veya çok yakın manalı iki ayrı kelimenin meydana getirdiği tekrarlardır.

● Bu nadir mahlûkatı, hayvanat bahçesinde hayli müddet çoluk çocuğa teĢhir ettiler. (75-32)

● ...hayat nehrinin asla geriye dönmeyen sularını çalı çırpıdan kurulmuĢ bir set ile durdurmağa kalkıĢmak gibi ahmakça bir teĢebbüsten farklı olamayacağını söylüyor. (126-8)

● “...Ben herkesi mahv ü periĢan ettim ilh...” tarzında abuk sabuk Ģeyler söyleyen... (152-24)

● ...bir mekâreciyi sekiz on saat fasılasız yol yürümekten, ihtiyar bir hammalı bütün bir ev eĢyasını sırtlayıp dik yokuĢ çıkmaktan menetmez. (278-11)

● ...Paris’te çıkan bütün komünist gazeteler, sayfalarını iki üç kelimenin tekerrüründen örülmüĢ o mahut yavan nesirler doldurmağa baĢlamıĢtı... (286-21) ● Buna rağmen besteyi zaptetmek üzere meclistekilerin hepsi o saçma sapan güfteyi hürmet ve itina ile defterlerine kaydettiler. (197-23)

● ...odalardan kanepe ve koltukları kaldırılmıĢ bir evde yiyip içmek, gülüp

oynamak mümkünse... (25-6)

● Doğru dürüst bir cümle düzemeyenler, sakat lisanın hiç kimseye ıyan olmayan birtakım gizli cazibelerinden bahsettiler. (122-22)

● AĢk, yorgun ve nâkâm Ģairlere gazel, saçlı sakallı feylesoflara bir tefekkür mevzuu değil... (169-17)

● Zamanımızda disiplinin ara sıra kıymetlenmesi, baĢka ne suretle izah olunabilir? (258-29)

● ...türbe ve camilerin kubbelerini kaplayan kurĢun levhalar delik deĢik olmuĢa bunun yegâne müsebbibi, tarla faresi gibi çalıĢan Ģu çember sakallı, safdil leblebi satıcısıdır. (261-22)

● ...bozuk bir lehçe ile yarım yamalak tekrar etmek, o ayarda bir ehemmiyet sahibi olmak için kâfidir zannediyor. (263-27)

1.7.3. Zıt Anlamlı Tekrarlar

Birbirinin zıddı olan iki kelimenin meydana getirdiği tekrarlardır.

● ...Ada’da kıĢ yaz oturan bir zat, deniz aĢırı ikametinin sebebini bize Ģu suretle izah etti... (124-10)

● Sert fakat hayr-hâhane nezaketinizi er geç düĢeceği tımarhanede kendisini ziyarete gittiğiniz zaman ara sıra birer kutu Ģekerle pekâlâ telâfi edebilirdiniz. (153-8)

● ...mektep kitaplarının serbest alıĢ veriĢe meta teĢkil etmesi, bedele doğru yürüyüĢe engel teĢkil etmiyor değil. (211-24)

● Nicelerinin ağzı gece gündüz, maddiyatın kabalığından, ruhun ulviyetinden, feragattan, itidalden bahseder. (214-9)

● Demek ki, az çok rağbeti olan bir muharririn kafası dokuz inek sahibi bir mandıra gibidir. (274-9)

● ...öteye beriye mektup götüren bir hizmetkâr imiĢ. (189-9)

● Ġngiltere’nin en büyük altı doktoru, geceli gündüzlü hastanın baĢucundan ayrılmıyor... (193-3)

1.7.4. Ġlaveli (Eklemeli) Tekrarlar

“Kelime baĢına ilave bir unsur getirmek suretiyle yapılan tekrarlardır. Ġkiye ayrılırlar: 1. kelime baĢına bir ses ilavesiyle yapılanlar, 2. kelime baĢına bir veya iki hece ilavesiyle yapılanlar” (Ergin, 1985, s.378).

“BaĢa bir ses ilave edilenlerde vokalle baĢlayan kelimelerin doğrudan doğruya baĢına, konsonantla baĢlayanların o konsonantı kaldırılarak yerine bir “m” sesi getirilir” (Ergin, 1985, s.378).

Eserimizde ilk madde ile ilgili örneğe rastlamadık.

“BaĢa heceler ilave edilenlerde umumiyetle bir kısım sıfatların ilk heceleri alınır; bu hecelerin sonuna vokalle bitiyorlarsa doğrudan doğruya, konsonantla bitiyorlarsa o konsonantları atılarak m, p, r, s seslerinden biri getirilir; böylece hece tekrarlarına dayanan, bir bakıma tekrar diyebileceğimiz bir grup ortaya çıkar” (Ergin, 1985, s.379).

● Er geç, dimağ yorgunluğu, dünya yüzünü, saçı vaktinden evvel dökülmüĢ,

cascavlak mütefekkir kadın baĢlarıyla da dolduracaktır. (21-16)

● Bir bahar akĢamının tatlı serinliği kıpkızıl çehreye vurdukça sesin huĢuneti düĢtü. (28-15)

● Zannedilir ki ufuklarımızın ötesi bambaĢka âlemlerin eĢiğidir. (76-12)

● ...hâsılı naaĢın upuzun yattığı yerde bir hayat mucizesinin tekevvün etmeğe baĢladığını görmekten memnun olmalıyız. (97-5)

● ...size mekĢuf olan âlemin gördüğümüz âlemden büsbütün farklı olduğunu düĢünebilelim. (104-17)

● Kumsallardan birine gittim ve koskoca denizle insan zerrelerinin dostça oynaĢmalarını, neĢe bulmadan seyrettim. (35-25)

“Bazen p‟den sonra bir a, e; r‟den sonra bir ıl, il getirildiği de görülür.”

(Ergin, 1985, s.379)

● Rakkaseleri çırıl çıplak görmek... (201-1)

1.7.5. Tekrar Grubunun Kelime ÇeĢidi Olarak Görevleri

Tekrar grubu, cümle içinde isim, sıfat ve zarf olarak kullanılır.

Tekrar grubunun, isim olarak kullanılması:

● ...evine geç gidenlere, çoluk çocuğunu bekletenlere... (202-13)

Tekrar grubunun, sıfat olarak kullanılması:

● Son senelerde bütün ağırbaĢlı gazetelerimiz, sayfalarında mizaha koca koca sütunlar ayırdılar. (93-10)

● Cübbeli, fakat müĢterisiz, gözlüklü, fakat hastasız, yığın yığın avukat ve doktor kadınlar gördüm. (286-11)

● ...acı acı ter, kepek, yağ ve toprak kokuyor. (21-11)

● Bu giran-baha ve garip ıĢık zerresinin tekevvünü için de ters iĢleyen karmakarıĢık asaptan yapılmıĢ bir inbik cihazı lazım. (180-15)

● ġeytanî bir alevin temasıyla, taraf taraf ateĢ kırmızılığına boyanan muasır kadın çehresi yanında... (27-17)

Tekrar grubunun, zarf olarak kullanılması:

● Uzun uzun esnedim. (35-4)

● Vesait-i nakliyenin pahalılığı yüzünden bu semt, birkaç seneden beri için için can çekiĢiyordu. (137-9)

● Sanki muharrirleri kitabına itimat eden karie bıyık altından kıs kıs gülüyor. (195- 27)

● ...ikiĢer ikiĢer dolaĢarak heyecansız konuĢuyorlar... (287-15)

1.7.6. Tekrar Grubunun Cümle Ögesi Olarak Görevleri

Tekrar grubu, cümle içinde yüklem, özne, nesne, yer tamlayıcısı ve zarf tümleci olarak kullanılır.

Tekrar grubunun, yüklem olarak kullanılması:

● Tuhaflık kudreti derece derecedir. (225-7) ● Çağırdığın otomobil geçip gider. (277-9)

● Fakat bana öyle geliyor ki, bunların uzviyet üzerinde tesirleri baĢka baĢkadır. (295-17)

Tekrar grubunun, özne olarak kullanılması:

● ...odalardan kanepe ve koltukları kaldırılmıĢ bir evde yiyip içmek, gülüp

oynamak mümkünse... (25-6)

Tekrar grubunun, nesne olarak kullanılması:

● Harpten sonra kadın kıyafetindeki değiĢikliği, açık saçıklığı ben, tabiatın bir hesabı eseri addediyorum. (247-25)

Tekrar grubunun, yer tamlayıcısı olarak kullanılması:

● Morfinle asabı uyuĢturulmuĢ, uyuklayan ve çoluk çocuğa gösterilen bir kafes arslanı kadar gülünç! (35-28)

● Polisler, yine her gün gibi, ötede beride ikiĢer ikiĢer dolaĢarak heyecansız konuĢuyorlar... (287-14)

Tekrar grubunun, zarf tümleci olarak kullanılması:

● ...yeĢil vadileri uzun uzun inleten genç bir çingenedir. (25-1) ● ...beyaz örtülerin kıvrımları arasında aptal aptal kaçıyordu. (37-18)

● Fabrika bacalarından çıkan siyah duman ufuklar üzerinde yakın bir fırtınanın kara bulutlarını sıra sıra yığıyor. (269-18)

● Anlamamazlıktan gözlerim yanmağa ve beynim acı acı sızlamağa baĢlamıĢtı. (281- 21)

● ...Ġnsan zekâsı dili icat etmemiĢ, dil zekâyı parça parça yaratmıĢtır. (281-25)