• Sonuç bulunamadı

Teknolojik Gelişmelerin Beşeri Sermayeye Etkisi

1.5. BİLGİ ÇAĞINDA BEŞERİ SERMAYENİN YERİ VE ÖNEMİ

1.5.3. Teknolojik Gelişmelerin Beşeri Sermayeye Etkisi

Teknoloji üretim bilgisidir ve bilimin bir türevidir. Bilim maddi dünyaya ilişkin bilgi edinmeyi amaçlarken, teknoloji belli pratik amaçlara varmak için bilimsel bilgi kullanımını içermektedir. Günümüzde bilim ve teknolojinin hızla gelişmesi ve bu gelişmenin sağladığı buluş ve yenilikler tüm bireyleri ve toplumları etkisi altına almaktadır (Cerit, 2001: 154).

Bilgi toplumunun itici gücünün, bilgi ve bilgiyi işleyen bilgisayar olduğu ortaya çıkmaktadır. Bilgisayarların yanı sıra, istenilen bilgiyi istenildiğinde depolayan, işleyen daha sonra yeni bilgiler üreten ve kullanıma sunan bilişim

teknolojileri insanlığın hizmetindedir (Gürak, 2000: 41).

Bilişim teknolojisi1 günümüzde toplum hayatının tüm katmanlarında yerini almaktadır. Bilgisayarların toplum ve endüstrideki eğitim açığının kapatılmasındaki rolünün önemli düzeyde olduğu görülmektedir (Tekeli, 1996: 45). Bu durumda Teknoloji günümüzde her kesimin vazgeçilmezi haline gelmiş bulunmaktadır.

Böylelikle bilginin hızla üretilebiliyor olması ve üretimde kullanılmasından dolayı kişi başına düşen verimlilik hızla artmakta ve daha az girdi kullanarak daha fazla üretim meydana gelmektedir (Cerit, 2001: 99). Bu kapsamda bilgi teknolojilerinin verimliliği artırması beraberinde bilginin önemini de artırmaktadır.

Bu kapsamda bilginin öneminin artması hammadde ve ürünü bilgi olan organizasyonların kurulmasında etkili olmaktadır. Bu örgütlerde bilgiyi üreten ve bilgiyi kullanan personelin önemi artmakta ve bu şekilleri taşıyan çalışmaların istihdamı ön plana çıkmaktadır (Erkan, 1994: 72).

Uluslararası rekabette bilgi odaklı endüstrilerin geliştiği görülmektedir. Ürünlerin piyasadaki ömrü çok kısaldığı için Ar-Ge, tasarım, üretim aşamaları hızlı bir şekilde yeni dönemde tamamlanması zorunlu hale gelmektedir (Akın, 2001: 246). Bilişim teknolojilerini verimli bir şekilde kullanan ülkelerin kalkınmışlık konusunda bir adım öne çıkmaları muhtemeldir.

Teknoloji üreten ülkelerin bilim ve teknolojide devlet, özel sektör işbirliğini başarılı bir şekilde gerçekleştirdikleri, Ar-Ge faaliyetlerine önem verdikleri ve teknoloji alanında, milli bir politikaya sahip oldukları gözlenmektedir (Gürel, 2001: 93). Ge faaliyetlerin ülkelerin verdikleri önemi gösteren diğer bir gösterge de Ar-Ge faaliyetlerindeki insan gücü sayısıdır (Kaya, 1997: 388).

Japonya, İsveç, Almanya ve Güney Kore son yıllarda Ar-Ge' ye büyük yatırım yaparak başarı sağlayan ileri teknolojinin dört lideri konumundadırlar. Son yirmi yılda söz konusu ülkelerin teknolojik gelişmelerini iki katına çıkardıkları görülmektedir (Akın, 2001: 246). Bu kapsamda aşağıdaki Tablo 2’de Türkiye ve Güney Kore

1

Bilgi teknolojileri, kavram olarak, verilerin kayıt edilmesi saklanması belirli bir işlem sürecinden geçirmek suretiyle bilgiler üretilmesi, üretilen bu bilgilere ulaşılması, saklanması nakledilmesi gibi işlemlerin etkili ve verimli yapılmasına olanak tanıyan teknolojileri tanımlamada kullanılan bir terimdir

karşılaştırması sunulmaktadır.

Tablo 2. Sanayi, Bilim ve Teknoloji Politikalarının Gelişimi: Türkiye ve Güney Kore Karşılaştırması, Seçilmiş Dönemler.

1986-1980 1980-1990 1990-2000 2000 ve sonrası

Bilim ve Teknoloji Politikaları

-İlk devlet araştırma enstitüsü Kore Bilim ve Teknoloji Enstitüsü (KIST) ve Bilim ve teknoloji bakanlığı (Most)un kurulması -İlk Bilim Teknoloji Teşvik Yasası’nın yürürlüğe girişi (1967)(vergi muafiyetleri)

-Ulusal Ar-Ge Programı (1982)

-Deadeok Science Town’un kurulması

-Özel firmaların Ar-Ge için teşviki (vergi teşvikleri, finansal teşvikler)

-Ulusal Bilim ve Teknoloji Konseyinin kurulması -Beş yıllık inovasyon planı (1997)

-Bilim Teknoloji Vizyonu 2025 (1999)

-Üniversite araştırmalarının teşviki

-İlk ulusal teknoloji yol haritasının hazırlanması -Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’nın yeniden yapılandırılması GÜNEY KORE Sanayi Politikasının Ana Hatları

-1960’lar : İthal ikameci sanayilerin gelişimi, ucuz iş gücü avantajı ile tarım, tekstil gibi sektörlerin ön planda olması -Doğrudan yabancı yatırımlar ve Teknoloji transferleri -1970’ler: Ağır sanayiye geçiş

-Yerli Ar-Ge kapasitesinin geliştirilmesinin teşviki

-Teknoloji yoğun sektörlere kayma

-Tek başına teknoloji transferi ve araştırma enstitülerinin yetersiz kalması, firmaların kendi Ar-Ge yapılarını kurmaları/geliştirmelerinin teşvik edilmesi

-Yüksek-Teknoloji sektörlerinde gelişme -Talebe yönelik teknoloji geliştirme sisteminin güçlendirilmesi -Asya krizi ve sonrasında şirket yapıları ile ilgili gelen düzenlemeler ve yaşanan değişimler

-Var olan ileri teknoloji sektörlerinde ilerlemenin yanı sıra bio teknoloji ve nano teknolojiye giriş -Geleneksel KOBİ (Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler)

yapılanmasından farklı Ar-Ge temelli KOBİ’lerin yaygınlaşması Bilim ve Teknoloji Politikaları -TÜBİTAK ve TÜBİTAK’a bağlı olan MAM (Marmara Araştırma Merkezi) ve beraberinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı dâhilinde Bilim ve Teknoloji Dairesinin kuruluşu

-Yurt içi teknoloji üretimin öneminin gündeme gelişi (3.Kalkınma Planı)

-BTYK (Bilim Ve Teknoloji Yüksek Kurulu)’nun kuruluşu

İlk kez kalkınma planında teknoloji politikalarına yer verilmesi (4.Kalkınma Planı)

-Teknoloji transferlerinin öneminin gündeme gelişi (5.Kalkınma Planı) - TTGV(Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı)’nın kurulması (1991) -TPE (Türk Patent Enstitüsü)’nün kurulması (1994) -Ar-Ge faaliyetlerinin ve ulusal araştırmanın öneminin gündeme gelmesi, bilgi teknolojileri kullanımının önemi (7.Kalkınma Planı)

-Üniversite – Kamu – Özel sektör ortaklıklarının kurulması, teşvik edilmesi ve desteklenmesinin önemi (8.Kalkınma Planı) -Bilgi ve İletişim teknolojilerinin altyapısının geliştirilmesinin önemi (9.Kalkınma Planı) TÜR KİYE Sanayi Politikasının Ana Hatları -İthal ikameci sanayilerinin gelişimi -Emek-yoğun ve düşük teknolojili sektörlerden, orta teknolojili sanayilere doğru bir geçiş (kalkınma planlarında da ön görülen)

-İhracata dayalı büyüme strateji, emek yoğun sektörler ve ucuz emek gücünden faydalanarak düşük teknolojili ürünlere geri dönüş

-Tekrar orta teknolojili alanlara doğru bir yükseliş ancak yavaş bir seyir

-Orta teknoloji ve yüksek teknolojili büyüme stratejilerinin öneminin vurgulanması

Kaynak: TEPAV, 2010: 3

Yeni teknolojiler işletmelere gün geçtikçe bilgiye dayalı olarak çalışma zorunluluğu getirmektedir. Üretim sistemi ve ürünlerdeki değişim iş gücünün niteliklerinde de değişim gerekliliğini ortaya çıkarmakta, nitelikli işgücüne gereksinim giderek artmaktadır. Bununla birlikte bilgi ve nitelikli insan gücünün de önemi artmakta ve nitelikli işgücü yetiştirilmesi için eğitim almaları zorunlu hale gelmektedir. Koordineli bir şekilde eğitim programlarına duyulan ihtiyaç eğitim programlarının devamlılığını artmaktadır. Teknolojik değişimlerde yaşanan hızlı ilerleme, insanlara iş hayatları boyunca sürekli bir eğitim alma ve yeteneklerini geliştirme zorunluluğu getirmektedir.