• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

5.6. Bilim ve Teknoloji Teması

Bilim farklı tanımlamalarla ifade edilebilen bir kavramdır. Genel olarak bilim, evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi düzeneği olarak tanımlanabilir( TDK, 2005: 268) Günümüzde bilim ve teknolojinin gelişimsel çalışmaları oldukça önemlidir. Çocukların bilimsel gelişmeler hakkında farkındalık kazanmaları için Türkçe Öğretimi kapsamında 8. Sınıflarda bu tema okutulur.

Gülsüm Cengiz, Son Çiçek adlı kitabında canlı çiçekler yerine bilim ve teknoloji sayesinde üretilen yapay çiçeklerin çevre üzerindeki etkisinden bahsetmiştir:

“…Artık herkes, her yerde plastik çiçek ve ağaç kullanıyordu. Kentteki çiçekçiler, plastik çiçek ve ağaç kullanıyordu. Kentteki çiçekçiler, plastik çiçek yetiştiremiyordu. İşte, bu olay, sonun başlangıcı oldu.

-Neden? diye sordu Bilge merakla.

-Çünkü kentte, önce plastik çiçek yapan bir fabrika açıldı. Bu fabrikada, plastik saksı çiçekleri, renk renk bahçe çiçekleri, çeşit çeşit yapraklar, sarmaşıklar üretilmeye başlandı. Okullarda, bankalarda, alışveriş merkezlerinde ve bütün işyerlerinde süsleme, plastik çiçeklerle, yapraklarla yapılıyordu (S. Ç. s. 65).

İpini Kopartan Uçurtma, adlı kitapta ise bilgisayar oyunları ile zamanının çoğunu geçiren bir çocuğa değinmiştir. Yazar çocuklara olumsuz bir örnek olarak bu iletiye yer vermiştir:

“…O sırada Okan, bilgisayarın karşısına geçmiş bir oyun oynuyordu. Kendisi bir uzay kahramanı olmuştu. Uzaydaki(!) düşman güçlerle ve bazı garip yaratıklarla savaşıyordu. Oyuna, elindeki bir aletle kumanda ediyor, ekranda beliren düşman askerlerini öldürmeye çalışıyordu Her insanı öldürdüğünde puan alıyordu. O yüzden, Okan ekranda beliren birini öldürdüğünde bir sevinç çığlığı atıyordu ( İ. K. U. s. 25).

Ayşe’nin Günleri, adlı kitapta ülkeler arasındaki teknolojik gelişmeler kıyaslanmıştır. Almanya’daki teknolojik gelişmeler ile ilgili iletiye yer verilmiştir:

“… Uçak zangır zangır titriyordu. Bizim uçağımız işte n’olacak… Oysa Almanya’da bir uçaklar var. Yağ gibi kayıyor, gıcır gıcır. Bir dakika bile rötar yapmıyor… Zaten orada her şey çok güzel, çok başka ( A. G. s. 117)

Ahşap Evin Çocukları, adlı kitapta ise çocuklara teknolojik gelişmeler doğrultusunda keşfedilen mikroplar hakkında bilgiler verilmiştir:

“…Az sonra sahnedeki beyaz perdeye görüntüler yansımaya başladı. Millî Eğitim Bakanlığı’ nın ders araçları müdürlüğü tarafından hazırlanıp okullara gönderilen bu filmde, mikroplar tanıtılıyor, hastalıkların nasıl bulaştığı anlatılıyordu (A. G. s. 42).

5. 7. Zaman ve Mekân Teması

Zaman ve Mekân teması Türkçe ders kitaplarında geçmiş ile gelecek arasında kurulan bağdan, geçmişte yaşanılan durumlardan ve de gelecekte karşılaşılacak olaylardan bahseder. “Zaman ve Mekân” teması Türkçe Ders kitapları içerisinde 6. Sınıfların ders kitaplarında yer alan bir temadır. Gülsüm Cengiz’in kitaplarında yer yer “Zaman ve Mekân” temasına yer verdiğini görüyoruz.

“Zaman ve Mekân” teması içerisinde çeşitli alt başlıklar vardır. Söz konusu alt başlıklar şöyledir:  Odamız  Evimiz  Sınıfımız  Okulumuz  Şehirler  Ülkeler  Zaman Plânlaması  Geçmiş, şimdi, gelecek  Çevremiz

92

Gülsüm Cengiz’in incelemeye aldığımız İpini Kopartan Uçurtma, Son Çiçek, Ayşe’nin Günleri, Ahşap Evin Çocukları adlı kitaplarında yer alan “Zaman ve Mekân” a ait iletiler vardır.

“Son Çiçek” adlı kitabında yazar zaman kavramını ön plâna çıkarmıştır. Bilge’nin erken saatte uyanarak okula gitme alışkanlığı kazandırılmaya çalışıldığı belirtilmişti:.

“…Bilge, ertesi sabah güze gözlerini büyükbabasının sesiyle açtı: -Kalk artık küçük meraklı. Okul zamanı geldi.

Bilge, gözlerini ovuşturarak yerinden doğruldu” (S.Ç.s.22).

Mevsimler, “Zaman ve Mekân” teması içerisinde önemli bir kavramdır. Bir yılda dört mevsim yaşanır ve her mevsimin kendine ait özellikleri vardır. Yazar çocukların mevsimsel özellikleri algılamaları için bu iletiye yer vermiştir:

“…Tabi ya, dedi yaşlı adam hınzırca bir ses tonuyla. Mevsim değişince, ağaçlar da değişmeli. Ağaçlar ilkbaharda çiçek açar.

-Yani, ilkbaharda fabrikalar çiçekli ağaçlar yapar demek istiyorsun değil mi? diye sordu çiçekçi…(S.Ç.s.25).

Okul çocuklar için en önemli mekânlardan biridir. Hayata dair öğrenecekleri bilgileri bu eğitim kurumlarında kazanırlar. Bilge’yi okuluna büyükbabası götürmüştür. Bu iletide karşımıza “Zaman ve Mekân- Okul” kavramları çıkmaktadır:

“…Küçük kız elindeki çiçek saksısıyla okulun kapısından girerken, dönüp büyükbabasına gülümsedi. Ona el salladı. Yaşlı adam da torununun ardından sevgiyle bakıp elini salladı. Onu, okul binasının kapısından içeri girinceye dek gözleriyle izledi…”( S. Ç. s. 26).

“İpini Kopartan Uçurtma” adlı kitapta yazar dükkân mekânını ön plâna çıkarmıştır. Dükkânda satılan oyuncaklardan, bebeklerden bahsetmiştir. Oyuncaklar çocuklar için çok önemli bir kavramdır. Oyuncakların satıldığı dükkânlarda aynı şekilde çocuklar için önem arz etmektedir:

“…Dükkândaki raflarda renk renk, çeşit çeşit oyuncaklar vardı; bebekler, arabalar, toplar ve daha birçok oyuncak. Tanklar, tabancalar, savaşçı robotlar, kurşun

askerler bir rafta; süslü bebekler, minik ev eşyaları, tavalar, tencereler öteki raftaydı…”( İ. K. U. s. 14).

İnsanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için kaldıkları mekânlara genel olarak ev denilir. Evlerin insan yaşamında oldukça büyük önemi vardır. Yazar çocuklara evle ilgili genel bir bilgi aktarabilmek için ev mekânına yönelik şu iletiye yermiştir:

“…Duvarları, tavanı ve tabanı tahtadan yapılan ev soğuktu. İçerisi ıslak tahta kokuyordu. Evin bir kenarında yatak dengi, iki bavul ve kap kacağın bulunduğu çuval duruyordu. Bir kenarda da banın artan tahtalardan yaptığı sedir vardı. Arzu da yeni eve onlarla birlikte gelmişti. Dayalı döşeli bir evde oturmaya alışkın olan çocuk bu evi yadırgamıştı (A. G. s. 105)…

Güzel ve huzurlu bir ev herkesin hayal ettiği bir unsurdur. Ayşe de hikâyenin sonunda güzel bir eve kavuşmanın hayalini kurmaktadır. Ailesiyle birlikte rahat bir yaşamın içerisinde yer almanın arzusu içerisindedir. Yazar Ayşe’nin hayalindeki ev tasvirini yansıtarak “Zaman ve Mekân” temasına dair iletiye yer vermiştir:

“…Daha güzel ve temiz bir yerde yaşadıkları için de mutlu olmuşlardı. Öykü sona erdiğinde Ayşe ablasına sordu:

“Biz de evimizi güzelleştiremez miyiz?” “Bilmem ki, yapabilir miyiz?”

“Neden olmasın?”

“Nasıl yaparız? Bazı şeyler için para gerek…”

“Biz de para gerektirmeyen şeyler yapalım. Evdeki kumaşlardan minder, yastık filan dikelim.”

“Evet, bunları yapabiliriz. Sonra, şu pencerenin önüne çiçek dikelim. Hiç değilse dış görünüşü güzelleştiririz”( A. G. s. 242).

“Ahşap Evin Çocukları” adlı kitabında ise yazar aynı iletiye şu şekilde yer vermiştir:

“…Kentler birbirine benzemez, sokaklar da… Hele evler… Her birinin ayrı ayrı yapılış biçimleri, renkleri, yaşamları vardır. Evlerin yaşamları vardır, evet. Çünkü evler, içindeki insanlarla yaşarlar ( A.E.Ç. s. 5).

94

Yazarın bu iletide aktardığı gibi evlerin de yaşamı vardır. Çünkü evler insanların yaşamları ile bütünleşir. Her insanın yaşadığı evin içinde, her odasında, her köşesinde bıraktığı hatıraları vardır.

Benzer Belgeler