• Sonuç bulunamadı

Bitkinin ve tanenin tarladaki konumu, biçme makinalarının dizaynında önemli bir veridir. Bitkinin sıklığı ve tanenin yerden yüksekliği makinanın hangi besleme hızında ve en fazla ne kadar yüksekten biçme yapılması gerektiğini belirler. Mümkün olduğu kadar toprak yüzeyine yakın biçmek en az kayba neden olacaktır. Makinaların bu koşullarda başarılı olarak çalışması için hem yapısal özellikleri hem de toprak koşulları uygun olmalıdır (Zeren ve ark. 1991).

Bitki boyu ortalama değerleri, Kanada popülasyonunda 28.1±0.33 cm, Sarıkız popülasyonunda ise 33.9±0.39 cm olarak belirlenmiştir (Ek Çizelge 1). Belirlenen bitki boyu ortalama değerlerine göre Sarıkız popülasyonu, Kanada popülasyonundan yaklaşık 5 cm daha uzundur. Bu farklılığın popülasyon özelliğinden kaynaklandığı söylenebilir.

İlk bakla yüksekliği değerleri Kanada popülasyonunda 4.1±0.12 cm, Sarıkız popülasyonunda ise 4.6±0.15 cm belirlenmiştir (Ek Çizelge 2). Bitki boyu ve ilk baklanın yerden yüksekliğinin fazlalığı, makinalı hasat işlemini kolaylaştırmaktadır. Kanada popülasyonuna göre Sarıkız popülasyonunda bitki boyu ve ilk bakla yüksekliği değerlerinin daha fazla olması, Sarıkız popülasyonundaki kayıpların azalmasının nedenleri arasında gösterilebilir. Daroczi ve Husti (1990), kuru fasulyenin hasat kayıplarına etkili faktörler arasında benzer ifadelere yer vermişlerdir.

Tane düşey dağılımı değerleri incelendiğinde, her iki popülasyonda da tanenin % 50’den fazlası 10-15 cm ve 15-20 cm katmanlarındadır. En az tane bulunan katman her iki popülasyonda da 0-5 cm katmanıdır. Biçme makinaları 5 cm biçme yüksekliğinin altında çalıştıkları zaman anızda tane kayıpları en az düzeyde olacaktır. Bu biçme yüksekliğinde oluşan anızda tane kayıpları Kanada popülasyonun da % 2.5, Sarıkız popülasyonunda % 1.9 kadardır. Sarıkız popülasyonunda Kanada popülasyonuna göre makinalı hasatta biçme yüksekliği sınırları içerisinde kalan 0-10 cm katmanlarında daha az tane bulunması kayıpların daha az olmasının nedenleri arasında gösterilebilir (Çizelge 4.1).

Hasatta zamanlama tane kaybı açısından önemlidir. Özellikle elle hasatta %40, makinalı hasatta ise tanelerin %18-20 nem durumunda hasat harmanı yapılmalıdır. Aksi halde tanelerin kırılmasına, çatlamasına ve embriyonun zarar görmesine sebep olur. Daha düşük nem seviyelerinde kayıplarda önemli ölçüde artmaktadır (Akçin 1988, Şehirali 1988, Işık ve Yüksel 1992, Sepetoğlu 1994). Sarıkız popülasyonunda gerek elle yolmada gerekse makina ile hasatta nem seviyeleri literatürlerde belirtilen değerlerin altında kalmamıştır. Ancak, Kanada popülasyonunda hem elle yolmada hem de makina ile hasatta yaklaşık %3 oranında literatür değerlerinin altında kalmıştır. Bu durum, Kanada popülasyonunda kayıpların daha fazla olmasının nedenleri arasında gösterilebilir (Çizelge 4.2).

Karışımı oluşturan unsurların şekil ve boyut özelliklerine göre ayrılması, yaygın uygulama alanı bulan ürün temizleme ve sınıflandırma özelliklerinden birisidir (Yıldız ve ark. 1992). Harmanlanmış tarım ürünlerinin temizlenip sınıflandırılmasında yaygın olarak kullanılan elek ve triyörlerin tasarımı, seçimi ve uygun biçimde çalıştırılmaları, karışımı oluşturan unsurlara ilişkin şekil ve boyut özelliklerinin tam ve doğru olarak belirlenmesine bağlıdır. Karışımı oluşturan unsurların tanımlanmasında tanenin en az üç eksen ölçüsüne gereksinim vardır. Bu özelliklerin bilinmesi özellikle harman düzeneklerinin dizaynı veya mevcut makinalarda yapılacak değişiklikler için önem taşımaktadır. Tane boyutlarının ve tane materyal oranının bilinmesi, hasat-harman makinalarda kontrbatör ve temizleme eleklerinin delik boyutlarının seçimini kolaylaştırmaktadır (Zeren ve ark. 1991). Ölçülen boyut özelliklerine göre, prototip hasat-harman makinasının elek delik çaplarının belirlenmesinde bu öneriler dikkate alınmıştır.

Harmanlanmış taneli ürünlerin hava akımı ile temizleme ve sınıflandırılmasında, ürünlerin kritik hız değerlerinin bilinmesi ve hava hızının buna göre seçilmesi gerekir. Kritik hız, taneli ürünlerin temizlenmesi, sınıflandırılması ve bir yerden diğer bir yere pnömatik olarak taşınmasında bilinmesi gereken en önemli aero-dinamik özelliklerden birisidir (Yıldız ve ark. 1992).

Pnömatik iletimde önemli bir değer olan kritik hız değerleri Kanada popülasyonunda ortalama 8.18±0.08 m/s, Sarıkız popülasyonunda 8.06±0.07 m/s olarak belirlenmiştir (ürün nemi % 12 y.b.). Üründen daha hafif materyaller belirlenen değerlerden daha düşük hava hızlarında temizlenebilirler. Sürtünme

kayıpları da göz önüne alınarak seçilen hava hızlarında ürünler pnömatik olarak bir yerden bir başka yere taşınabilir. Ayrıca ürün nem içeriğindeki değişime bağlı olarak kritik hız değerleri de belirli oranlarda değişebilmektedir. Hava akımının çalışma hızı saman eleğine gelen materyallerin kritik hızlarından büyük olmalıdır (Güzel 1988).

Makinaların hava çıkış ağızlarındaki kesitlerin üst kısımlarından orta ve alt kısımlara doğru inildikçe hava hızı değerleri düşmektedir (Şekil 4.1, 4.2, 4.3, 4.4, 4.5). Belirlenen kritik hız değerleri de dikkate alındığında

ölçülen hava hızı değerlerinin ürünün pnömatik olarak iletilmesi ve temizlenmesi için yeterli olduğunu söyleyebiliriz. Bulunan hava hızı değerleri, fasulyenin kritik hızından yüksek olduğu için pnömatik iletimde herhangi bir aksaklık oluşturmamıştır (Çizelge 4.4).

Denemelerde, çift bıçaklı çayır biçme makinası ve prototip hasat-harman makinası ile çalışma esnasında, makinanın yapısal özelliğine, bitki ve tarla koşullarına bağlı olarak ön denemeler yapılarak uygun bir çalışma hızı belirlenmiştir (Çizelge 4.5). Zeren ve ark. (1991), nohut hasat ve harmanı üzerine yaptıkları çalışmada makinaların en uygun çalışma koşullarını her bir makinada, makinanın en az kayıpla ve rahat çalışabileceği çalışma hızı ve bitki tane nemi değerlerine göre belirlemişlerdir.

Çalışma hızı; anız yüksekliği, tane kaybı ve alan iş verimine etkili bir faktördür. Bitki biçildikten sonra gövdesinin tarla üzerinde kalan kısmına anız denilmektedir. Baklaların bir kısmı yüksekten biçme nedeniyle anız üzerinde kalabilmektedir. Biçilen yerde belli bir sınırın üzerinde anız bırakıldığında önemli tane kayıpları oluşabilmektedir. Denemelerde bitki boyu Kanada popülasyonunda ortalama olarak 28.1 cm, Sarıkız popülasyonunda ortalama olarak 33.9 cm, ilk bakla yüksekliği Kanada popülasyonunda ortalama olarak 4.1 cm, Sarıkız popülasyonunda ortalama olarak 4.6 cm olarak bulunmuştur.

Sarıkız popülasyonunda çalışma hızı 1.8 km/h ile en düşük seviyede olmasına rağmen, anız yüksekliğini 3.9 cm ile en düşük seviyede tutmasından dolayı tane kayıplarını azaltması açısından avantajlıdır (Çizelge 4.5).

Prototip hasat-harman makinasıyla hasatta çift bıçaklı çayır biçme makinasına göre daha düşük seviyede anız yüksekliği elde edilmiştir. Bunun nedeni olarak, çift bıçaklı çayır biçme makinası ile prototip hasat-harman makinasının biçme

düzenlerindeki farklılıktan ileri geldiği söylenebilir. Buna ek olarak hasat işlemleri sırasında kullanılan makinaların hızı arttıkça biçme düzeninin yüksek bir seviyede tutulması zorunluluğu nedeniyle, anız yüksekliği de artmaktadır. Düşük hızlarda da, biçme düzeni daha iyi bir şekilde kontrol edilebildiği için anız yüksekliği de belirli oranlarda azaltılabilmektedir. Bu şekilde tabla en düşük seviyeye indirilebilir.

Prototip hasat-harman makinasının sağ ve solunda birbirinden bağımsız çalışan hidrolik pistonlar bulunmaktadır. Bu pistonlar vasıtasıyla biçme ünitesi, tarlanın düzgünlüğü dikkate alınarak toprak seviyesine 0-30 cm arasında yaklaştırılabilmekte ve arazi eğimine uyum sağlanmaktadır. Hidrolik pompaların kumanda sistemi çeki oku üzerine yerleştirilmiş olup operatör tarafından kumanda edilmektedir. Bu sayede makinanın biçme ünitesi ürünü mümkün olduğu kadar toprak seviyesine yakın bir şekilde biçebilmekte ve anız yüksekliği azaltılabilmektedir.

Fasulye hasat-harman işlemlerinde her iki popülasyonda da işlemlerin teorik iş verimi, efektif alan iş veriminden yüksektir (Çizelge 4.6). Teorik iş verimi, çalışma hızı ile efektif iş genişliğinin çarpımıdır. Teorik ve efektif iş verimi arasındaki farklılık, dönme zamanı ve zorunlu duraklama zamanlarından oluşmaktadır. Bu zaman kayıplarına etkili faktörler, tarla boyutları, ürün yoğunluğu, makinanın genel durumu ve tarla düzgünlüğüne bağlıdır.

Harmanlamada alan iş verimine etkili faktörlerden biri de namludaki ürünün yoğunluğudur. Bu nedenle çekilir tip harman makinalarıyla harmanlamada, makinaların çekilme hızı namludaki materyal yoğunluğuna bağlı olarak değiştiğinden alan iş verimi de değişmektedir (Güzel 1998).

Kanada ve Sarıkız popülasyonlarında sırasıyla, I.yöntemde toplam tane kayıpları %9.029 ve %6.955, II. yöntemde bu değerler % 25.279 ve %22.301, III. yöntemde ise % 19.380 ve %18.006 olarak bulunmuştur. Zeren (1982), tahıllar biçerdöverle hasat edildiğinde genellikle tarla ortalama verimlerinin %3-5’i kadar bir kayıpla biçilirken, aynı biçerdöver ile soya fasulyesi hasat edildiğinde soya fasulyesi ilk bakla yüksekliğinin az olmasından ve biçerdöverlerde tabla otomatik ayar düzeninin bulunmamasından dolayı bu kayıpların % 6-25’e kadar çıkabildiğini vurgulamıştır. Moser (1984), çalı fasulyesinin hasat makinalarıyla hasadında kayıpların %5 ile %15 arasında değiştiğini belirtmiştir.

I.yöntemde hasat sırasında Kanada popülasyonundaki tane ve bakla nem seviyesinin Sarıkız popülasyonundaki tane ve bakla nem seviyesine göre daha düşük olması, Kanada popülasyonundaki efektif iş veriminin Sarıkız popülasyonuna göre daha yüksek olması diğer bir deyişle işçilerin elle yolma ve öbek yapma işlemlerini Kanada popülasyonunda Sarıkız popülasyonuna göre daha hızlı ve kısa sürede yapmaları bu aşamada popülasyonlardaki toplam kayıplar arasındaki farkın nedenleri olarak gösterilebilir. Bitkinin elle yolmada titreşimsiz olarak hasat edilmesi nedeniyle I. yöntemdeki kayıp oranı diğer iki yönteme göre daha düşüktür. Bitki nem oranı düştükçe kayıplar da artmaktadır. I.yöntemde Kanada popülasyonunda elle yolma ile hasatta % 37-40 tane nem seviyesinde toplam kayıp % 4.383, Sarıkız popülasyonunda ise % 40-43 tane nem seviyesinde toplam kayıp % 3.588 olmuştur. Bu esnada nem seviyesi elle hasat sırasında istenilen %40 nem seviyesi civarında olmasına rağmen bu kayıplar, bitki karakteristiklerinin yanısıra insan çalışma faktörüne bağlanabilir. Elle fasulye hasadı için mevsimlik işçiler çalıştırılmış ve çalışma sırasında işçilere müdahale edilmemiştir. İşçilerin fasulye hasat sezonunda daha fazla iş yaparak kazançlarını artırmak istemelerinden dolayı hasat işlemini kısa sürede bitirmek istemeleri, dolayısıyla dikkatsiz çalışmaları bu aşamadaki kayıpların nedenleri arasında gösterilebilir (Çizelge 4.7). Daroczi ve Husti (1990), kuru fasulyenin hasat kayıpları, kayıplara etkili faktörler, uygun hasat metotları ve mekanizasyonu konularını araştırdıkları çalışmalarının sonucunda en sık görülen kayıpların dökülme, bakla kopması, tane kırılması ve harmanlanmamış tane şeklinde ortaya çıktığını belirtmişlerdir. Bu kayıpların nedenlerini mekanik hasat güçlüklerine sebep olan bitki karakteristikleri (baklaların yere yakın büyümesi yani ilk bakla yüksekliğinin düşük olması, bitkinin dökülme ve bakla kopmasına meyilli olması), kullanılan hasat-harman makinalarının yapısal hataları, insan hataları (tecrübesiz işçiler) veya dikkatsizlik ve çevresel faktörler (hava, toprak yüzeyi) olarak belirlemişlerdir.

II.yöntem, I. yöntemle karşılaştırıldığında bu aşamada oluşan kayıpların yaklaşık olarak Kanada popülasyonunda %2.8, Sarıkız popülasyonunda %3.2 kat fazla olduğu görülmektedir (Çizelge 4.7 ve 4.8). II. yöntemde Sarıkız popülasyonunda, bitki boyu, ilk bakla yüksekliği ve hasat sırasındaki nem seviyesi ortalama değerlerinin Kanada popülasyonuna göre daha fazla olmasını toplam

kayıplarda iki popülasyon arasındaki farkın nedenleri arasında sayılabilir. Çift bıçaklı çayır biçme makinası ile I.yönteme göre titreşimli olarak hasat yapıldığından, III.yönteme göre çalışma hızının daha yüksek olmasından dolayı bu yöntemdeki kayıp oranı değerlerinde diğer iki yönteme göre artış olmuştur. Öbek altında ve harmanlama esnasında oluşan kayıplar ise her iki popülasyonda da I. yöntemdeki aynı aşamalardaki kayıp değerlerine oldukça yakındır.

III.yöntemde toplam kayıplarda iki popülasyon arasındaki farkın II.yöntemde olduğu gibi nem seviyeleri, bitki boyu ve ilk bakla yükseklikleri arasındaki farktan kaynaklandığını söylenebilir (Çizelge 4.7, 4.8 ve 4.9).

Üç farklı yöntem kayıp oluşma aşamalarına göre incelendiğinde aşağıdaki değerlendirmeler yapılabilir.

Hasat öncesi kayıpları bulmak için, fasulye popülasyonları hasat edilmeden önce her parsel içerisinde tane aranmış ve bulunamamıştır. Bu sebepten dolayı buradaki kayıplar sıfır kabul edilmiştir.

Her iki popülasyonda da elle yolma sırasında oluşan tane ve bakla kayıpları, biçme sırasında oluşan tane ve bakla kayıplarına göre daha az bulunmuştur. I.yöntemdeki bu değerler Kanada popülasyonunda, II.yönteme göre %14.733, III.yönteme göre %11.917; Sarıkız popülasyonunda ise II.yönteme göre %14.450, III.yönteme göre %8.508 düşüktür. Oranlardaki bu düşüklük titreşimsiz olarak çalışmadan kaynaklanmaktadır. Bu aşamada kırık tane şeklinde oluşan kayıplar I.yöntemde sıfırdır. Kırık tane kaybı oranı değerleri iki popülasyonda da yaklaşık olarak %1-2 değerleri arasında bulunmuştur. Öbek altında oluşan toplam kayıplar; I.yöntemde Kanada popülasyonunda %3.782 Sarıkız popülasyonunda %2.982, II.yöntemde Kanada popülasyonunda %3.450 Sarıkız popülasyonunda %2.573 olarak belirlenmiştir. III.yöntemde bu aşamadaki kayıplar sıfırdır. Kanada ve Sarıkız popülasyonları birbiri ile karşılaştırıldığında üç yöntemde de Sarıkız popülasyonunda Kanada popülasyonuna göre daha düşük kayıp değerleri belirlenmiştir. Bunun nedeni olarak, çeşitli faktörlerle değişmekle birlikte bitkinin özelliklerinden kaynaklandığı söylenebilir. Daroczi ve Husti (1990), kuru fasulyenin hasat kayıpları, kayıplara etkili faktörler üzerine yaptıkları çalışmada benzer ifadelere yer vermişlerdir.

II.yöntemde her iki popülasyonda da oluşan toplam kayıp, diğer yöntemlere göre daha fazladır (%25.279 ve %22.301). II.yöntemde biçme sırasında oluşan

toplam kayıp III.yönteme göre Kanada popülasyonunda %3.825, Sarıkız popülasyonunda %5.672 fazladır. Fasulye hasadında ilk bakla yüksekliği değerlerinin oldukça düşük olmasından dolayı, biçme düzeninin toprak seviyesine mümkün olduğunca yakınlaştırılması gerekmektedir.

Harmanlama sırasında oluşan kayıplar kırık tane kaybı (elek altı), harmanlanmamış tane kaybı, samana kaçan tanelerden oluşan temizleme kaybı oranları şeklindedir.

Harmanlama esnasında oluşan tane kaybı prototip hasat-harman makinasının deposundaki materyal içerisinde bulunan kırık tanelerden, harmanlanmamış baklalardan ve saman üfleme ağzından atılan tanelerden oluşan kayıplardır.

Harman makinası ve prototip hasat-harman makinasında tüm çıkış ağızlarından elde edilen ürünlerdeki kayıplar; tane kaybı, kırık tane kaybı ve harmanlanmamış baklalardan oluşan bakladaki tane kaybı olarak hesaplanmıştır.

Prototip hasat-harman makinasında Kanada popülasyonunda oluşan toplam kaybın %11.558’i, Sarıkız popülasyonunda ise %24.075’i harmanlama sırasında oluşan kayıplardır.

Harmanlamada prototip hasat-harman makinasında, sapdöver harman makinasına göre toplam kayıp daha fazladır. Her iki popülasyonda sapdöver harman makinasıyla yapılan I. ve II.yöntemlerdeki harmanlamalarda toplam kayıp oranı seviyesi %1’in altında kalmıştır. Bu kayıp değerleri prototip hasat-harman makinasının kullanıldığı III.yöntemde, I. ve II.yöntemlere göre Kanada popülasyonunda yaklaşık olarak %1.35, Sarıkız popülasyonunda %3.92 oranında artmıştır. Fasulyede önemli problemlerden biriside bitkilerin aynı oranda yani homojen kurumamasıdır. Nem oranı daha yüksek olan bitkilerin, prototip hasat- harman makinasının üst kısmında bulunan batörlere dolanarak yeterince harmanlanamaması kayıpları artırmıştır. Ayrıca, biçilen ürünün aspiratörde emilerek batörlere iletilmesi esnasında ürünün zedelenme ve kırılma olasılığı kırık tane kayıplarına etkili faktörler arasında gösterilebilir (Çizelge 4.7, 4.8 ve 4.9).

Hem Kanada hem de Sarıkız popülasyonlarında toplam tane kaybı bakımından yöntemler arasında fark olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılan varyans analizleri sonucunda yöntemler istatistiki açıdan p<0.01 seviyesinde önemli

çıkmıştır. LSD testi sonuçlarına göre her iki popülasyonda da yöntemler farklı gruplara girmişlerdir (Çizelge 4.10 ve 4.11).

Hasat-harman işlemi yapılırken, tüketilen enerji grupları arasında insan enerjisi en pahalı enerjidir. Bu nedenden dolayı insan enerjisi tüketiminin az olması istenmektedir. Elle yolmada yüksek miktarda insan enerjisi tüketildiği halde, makina ile çalışmada insan enerjisi tüketimi sürücü kullanımından kaynaklanmaktadır ve düşük değerlerde kalmıştır.

Yakıt tüketimi, motorun yüklenmesine göre artmaktadır. Motoru az yükleyen işlemlerde yakıt tüketimi daha düşük düzeylerde kalmaktadır. Yağ tüketimi yakıt tüketiminin %2’si kadar alınmıştır. Yağ tüketiminden yağın yıpranması anlaşılmaktadır.

Prototip hasat-harman makinasında diğer makinalara göre daha fazla yakıt tüketilmiştir. Biçilen fasulyenin, pikap düzeninden emilerek batörlere iletilmesi esnasında daha yüksek hava hızı ve basınç gerekliliği daha fazla yakıt tüketiminin nedenleri arasında gösterilebilir (Çizelge 4.4, 4.14 ve 4.15).

İşlemlerde makina yapım enerjisi payı, kullanılan makinanın ağırlığı ile doğru orantılı olarak artmaktadır. Genellikle bir makinaya birkaç işlem bir arada yaptırılmak istendiğinde takılan parça sayısı arttığı için makinanın ağırlığı da artmaktadır. Böylece makinanın kullanım süresince makina yapımı için harcanan enerji içerisinde bu işleme düşen pay da artmaktadır. Makina yapım enerjisi payı, makinanın ekonomik ömrü ve yıl içerisinde kullanım süresi arttıkça düşmektedir.

Enerji gereksinimleri ile ilgili Çizelge 4.12, 4.13, 4.14, 4.15, 4.16, 4.17, 4.18, 4.19, 4.20, 4.21, Şekil 4.12 ve 4.13 incelendiğinde aşağıdaki değerlendirmeler yapılabilir.

Kanada fasulye popülasyonu hasat-harman işlemlerinde, tüketilen toplam enerji

içerisinde insan enerjisi olarak tüketilen miktar I.yöntemde 1509.41 MJ/ha (%71.14), II.yöntemde 83.23 MJ/ha (%7.65), III.yöntemde 8.96 MJ/ha (% 1.03)’dır.

I.yöntemde toplam tüketilen insan enerjisinin % 97.17’si elle yolma + öbek yapma işlemi esnasında harcanmıştır. Sarıkız fasulye popülasyonunda ise bu değerler I.yöntemde 1269.09 MJ/ha (%67.99), II.yöntemde 57.26 MJ/ha (%5.45), III.yöntemde 9.26 MJ/ha (% 1.07)’dır. I.yöntemde toplam tüketilen insan enerjisinin % 98.23’ü elle yolma + öbek yapma işlemi esnasında harcanmıştır. I.yöntemde

tüketilen insan enerjisi miktarı; Kanada popülasyonunda, Sarıkız popülasyonuna oranla % 3.15 fazladır. Bunun nedenleri arasında, I.yöntemde Kanada popülasyonunda hasat edilen alan fazla olduğundan dolayı fazla işçi çalıştırılması gösterilebilir.

Tüketilen yakıt ve yağ enerjisi bakımından Kanada popülasyonunda prototip hasat-harman makinası 436.39 MJ/ha değeriyle ilk sırada iken, bunu 358.32 MJ/ha ile harman makinası ve 230.20 MJ/ha ile çift bıçaklı çayır biçme makinası takip etmektedir. Sarıkız popülasyonunda da Kanada popülasyonunda olduğu gibi prototip hasat-harman makinası 424.37 MJ/ha değeriyle ilk sırada iken, bunu 364.32 MJ/ha ile harman makinası ve 238.21 MJ/ha ile çift bıçaklı çayır biçme makinası takip etmektedir. Her iki popülasyonda da prototip hasat-harman makinasının ilerleme hızı diğer makinalara göre daha azdır. Bundan dolayı birim alanda daha fazla zamana ihtiyaç duyulmaktadır. Buda tüketilen yakıt ve yağ miktarının daha fazla olmasına neden olmaktadır.

Fasulye hasadında kullanılan makinalar arasında prototip hasat-harman makinası için traktör + makina yapım enerjisi en büyük değere sahiptir. Bu değerler Kanada popülasyonunda 428.41 MJ/ha ve Sarıkız popülasyonunda 434.70 MJ/ha olarak belirlenmiştir. Harman makinası için traktör + makina yapım enerjileri Kanada popülasyonunda 254.08 MJ/ha, Sarıkız popülasyonunda 233.00 MJ/ha, çift bıçaklı çayır biçme makinası makina yapım enerjileri ise sırasıyla 161.90 MJ/ha ve 157.46 MJ/ha’dır.

Fasulye hasat-harman işlemlerinde tüketilen toplam enerji bakımından Kanada popülasyonunda elle yolma+öbek yapma aşaması 1466.68 MJ/ha, Sarıkız popülasyonunda 1246.65 MJ/ha değerleriyle ilk sırada yer almıştır. Bu değerleri sırasıyla Kanada popülasyonunda 873.76 MJ/ha değeriyle prototip hasat-harman makinası, 655.13 MJ/ha değeriyle harman makinası, 398.61 MJ/ha değeri ile çift bıçaklı çayır biçme makinası, Sarıkız popülasyonunda ise 868.33 MJ/ha değeriyle prototip hasat-harman makinası, 619.76 MJ/ha değeriyle harman makinası, 401.95 MJ/ha değeri ile çift bıçaklı çayır biçme makinası takip etmektedir. Her iki popülasyonda da en az enerji, hasat edilmiş fasulye popülasyonlarının öbekler haline getirilmesi sırasında tüketilmiştir. Bu değerler Kanada popülasyonunda 33.99 MJ/ha, Sarıkız popülasyonunda ise 28.54 MJ/ha’dır.

Fasulye popülasyonlarında toplam enerji tüketimleri bakımından yöntemler arasında fark olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılan varyans analizleri sonucunda, yöntemler istatistiki açıdan p<0.01 seviyesinde önemli çıkmıştır. LSD testi sonuçlarına göre Kanada popülasyonunda yöntemler farklı gruplara, Sarıkız popülasyonunda ise II. ve III. yöntemler aynı gruba, I. yöntem ise farklı gruba girmiştir (Çizelge 4.22 ve 4.23).

Fasulye hasat-harman yöntemleri toplam enerji gereksinimleri yönünden karşılaştırıldığında ve tane kayıpları da göz önüne alındığında, Kanada popülasyonunda % 9.029 tane kaybı ile I.Yöntem en az kayıp oranına sahipken, enerji tüketimi bakımından 2121.81 MJ/ha’lık toplam enerji gereksinimi ile en fazla enerji harcanan yöntemdir. Benzer olarak Sarıkız popülasyonunda % 6.955 tane kaybı ile I.Yöntem en az kayıp oranına sahipken, enerji tüketimi bakımından 1866.41 MJ/ha’lık toplam enerji gereksinimi ile en fazla enerji harcanan yöntemdir.

Bu enerji tüketiminin yüksekliği, elle yolma işleminde fazla miktarda insan enerjisi harcanmasından kaynaklanmaktadır.

II.yöntemde Kanada popülasyonunda tane kaybı % 25.279 iken, toplam enerji gereksinimi 1087.73 MJ/ha ile uygulanan üç sistem arasında ikinci sıradadır. Aynı şekilde II.yöntemde Sarıkız popülasyonunda tane kaybı % 22.301 iken, toplam enerji gereksinimi 1050.25 MJ/ha ile uygulanan üç sistem arasında ikinci sıradadır. Her iki

Benzer Belgeler