• Sonuç bulunamadı

7. TARTI#MA, YORUMLAR VE ÖNER!LER

7.1. Tartõ$ma ve Yorumlar

Tartõ$ma ve yorumlar bölümü ö rencilerinin kimyasal ba lar konusunu anlamalarõna etki eden faktörler ve ö rencilerin kimyasal ba lar konusundaki do ru ve yanlõ$ kavramalarõ olmak üzere iki ba$lõk halinde incelenmi$tir.

7.1.1. Ö rencilerin Kimyasal Ba lar Konusunu Anlamalarõna Etki eden Faktörler

Örneklemdeki ö rencilerin mantõksal dü$ünme yeteneklerinin kimyasal ba lar konusunu anlamalarõnda etkili olmasõ, soyut dü$ünme yetene ine sahip ö rencilerin somut dü$ünen ö rencilere göre daha ba$arõlõ olduklarõnõ göstermektedir. Bu durum kimyasal ba lar konusunun kimyadaki bir çok konu gibi soyut bir konu olmasõndan kaynaklanabilir. Ö rencilerin kimyasal ba larõ tam olarak anlayabilmeleri için, atom, molekül, iyon, elektron yo unlu u, gibi imajlara sahip olup bunlarõn de i$imi ve etkile$imleriyle ilgili soyut i$lemleri yapabilmeleri gerekir. Sõnõfta sunulan modeller (molekül modelleri ve $ekiller) ö rencilerin bu i$lemleri anlamalarõna yardõm etse de konuyu kavrayabilmeleri için ö rencilerin yeni imajlarõ olu$turmasõ gerekir.

Ö rencilerin bilimsel i$lem becerilerinin kimyasal ba lar konusunu anlamalarõnda etkili olmasõ beklenen bir sonuçtur. Çünkü ö rencilerin bilim adamlarõnõn ortak bili$sel yapõlarõnõ yansõtan bilimsel modelleri anlamalarõ ve kabullenmeleri için bir bilim adamõnõn dü$ünü$ tarzõnõ ve mantõk silsilesini anlamasõna ba lõdõr. Gayet do aldõr ki bir problemdeki de i$kenleri belirleyemeyen, hipotez kuramayan, problemin çözümü için gerekli incelemeleri tasarlayamayan ö renciler kimyasal ba larla ilgili bilimsel modeli anlamada ve onlara sunulan problemlerin çözmede zorlanacaklardõr.

Ayrõca ö rencilerin kimyasal ba lar konusunu anlamalarõnda önbilgileri de etkili olmu$tur. Bu bize lise 3. sõnõfta sunulan kimyasal ba lar konusunun kimyadaki di er konulardan izole bir konu olmayõp, anla$õlmasõnõn atom, orbital, bile$ik, periyodik cetvel, ba (kimyasal ba lar lise 1. sõnõf müfredatõnda da yer almaktadõr) gibi konularõn anla$õlmasõna ba lõ oldu unu gösterir.

Deney ve kontrol grubundaki ö rencilerin kimyasal ba lar kavram testinden aldõklarõ puanlarõn ortalamalarõna bakõldõ õnda, yapõlandõrõcõ yakla$õmla derslerin i$lendi i deney grubundaki ö rencilerin test puanlarõnõn ortalamasõnõn geleneksel ö retim metoduna göre derslerin i$lendi i kontrol grubundan biraz daha fazla oldu u görülmektedir (Tablo 10). Fakat bu fark ö rencilerin mantõksal dü$ünme yetenekleri, bilimsel i$lem becerileri ve önbilgilerinin ba$arõya etkileri dikkate alõndõ õnda istatistiksel olarak anlamlõ de ildir.

Ö rencilerin akademik ba$arõlarõnda ve kavramalarõnda, ö renci merkezli olan ve kavramanõn olabilmesi için konuyla ilgili önbilgilerin kullanõlmasõnõ öneren yapõlandõrõcõ yakla$õmõn, ö retmen merkezli olan ve ö retmenin bilgilerinin ö rencilere do rudan aktarõlmasõ esasõna dayanan geleneksel ö retimden daha etkili oldu unu gösteren bir çok çalõ$ma bulunmaktadõr. Bu çalõ$mada yapõlandõrõcõ yakla$õmõn ö rencilerin kimyasal ba lar konusunu anlamalarõnda geleneksel metottan daha etkili olamayõ$õnõn bazõ nedenleri olabilir:

1. Yapõlandõrõcõ yakla$õma göre sõnõfta ö renmenin olabilmesi için yüksek düzeyde ö renci katõlõmõ gerekir. Deney grubunda 38 ö rencinin bulunmasõ tüm ö rencilerin fikirlerini ifade etmeleri, tartõ$malara katõlmalarõnõ mümkün kõlamamõ$tõr. Sõnõftaki bazõ ö renciler aktif olurken bazõlarõ çevrelerinde gerçekle$en tartõ$malarõ dinlemekle yetinmi$lerdir. 43 ö renci bulunan kontrol grubunda da geleneksel yakla$õmla ders anlatõmõ güç olmu$tur. Bunun yanõnda sõnõflardaki ö renci sayõsõnõn fazlalõ õ yapõlandõrõcõ yakla$õmõn uygulanmasõnda geleneksel metodun uygulanmasõndan daha çok belirleyici olmu$tur.

2. Geleneksel metotla ders i$lenen sõnõfta ö retmen uygun tekniklerle do ru bilgileri ö rencilere sunmu$, yapõlandõrõcõ yakla$õmla ders i$lenen sõnõfta ise ö rencilerin konuyu anlamalarõ için ö retmenin ortaya attõ õ olaylara nedenler veya sonuçlar bulmalarõ gerekmi$tir. Yani deney grubunda ö rencilerin daha aktif zihinsel faaliyetlerde bulunmalarõ gerekmi$tir. 10 soruluk mantõksal dü$ünme yetene i testinden kontrol grubundaki ö rencilerin ortalama 4,70, deney grubundaki ö rencilerin ise 3,42 puan almasõ iki gruptaki ö rencilerin ço unun henüz somut dü$ünme döneminde oldu unu gösterir. (Kontrol grubundaki ö rencilerin mantõksal dü$ünme yetenekleri deney grubuna göre istatistiksel olarak daha fazladõr.) Mantõksal dü$ünme yetene i yüksek ö renciler üzerinde yapõlandõrõcõ yakla$õm uygulansaydõ sonuçta yapõlandõrõcõ yakla$õm geleneksel metottan daha etkili çõkabilirdi.

3. Ö rencilerin yeni kavramlarõ kavramla ilgili ön bilgilerinin üzerine yapõlandõrmasõnõ amaçlayan yapõlandõrõcõ yakla$õmõn en etkili olabilece i durum ö rencilerin tam anlamõyla do ru önbilgilere sahip oldu u durumdur. Deney grubundaki ö rencilerin 51 sorudan olu$an kimyasal ba lar önbilgi testinden ortalama 23,87 puan almalarõ, bize ö rencilerin 51 önbilginin yarõsõndan fazlasõna do ru olarak sahip olmadõklarõnõ gösterir. Bu durumda yapõlandõrõcõ yakla$õmõn ö renmedeki etkisini azaltmõ$ olabilir.

4. Uygulama sõrasõnda ö retmenin yapõlandõrõcõ yakla$õma göre ders i$lerken ço u zaman ö rencilerin kendi aralarõnda tartõ$malarõnõ ve fikirler üretmelerini sa lamak için büyük çaba harcamasõna ra men yine bazõ ö rencilerin sõnõfta ne kadar samimi ve rahat bir ortam olu$sa da fikirlerini dile getirmekten çekinmeleri, ö retmenin bilgilerini do rudan aktardõ õ ve sõnõfta ö renmeleri için aktif olmalarõnõ gerektirmeyen geleneksel metotla derslerin i$lenmesine alõ$mõ$ olduklarõnõ göstermektedir. Sõnõfta yapõlandõrõcõ yakla$õma uygun bir ortamõn sa lanmasõnda 5 haftalõk bir süre yeterli olmamõ$tõr. Ö retmenler yapõlandõrõcõ yakla$õmõn ö renmede daha etkili olaca õnõ dü$ünseler ve buna inansalar da, sõnõfta bu yakla$õma göre derslerin i$lenmesinde aynõ dü$ünce ve inancõ ö rencilerin de payla$malarõ için daha fazla süre gerekebilir.

5. Kimyasal ba lar konusundaki ba$arõnõn beklenenden dü$ük çõkmasõnõn belki de en önemli sebebi, üniversite giri$ sõnavõnda kimyasal ba larla ilgili hiç soru olmamasõdõr. Ö rencilerin ço u ders aralarõnda üniversite sõnavõnda çõkabilecek test sorularõ çözmü$ler ve ö retmenden çözemedikleri sorularda yardõm etmesini istemi$lerdir. Üniversite giri$ sõnavõnõn ö rencilerce bu derecede önemsenmesi, üniversite giri$ sõnavõnda hakkõnda soru bulunmayan kimyasal ba lar konusunu ö renmede motivasyon eksikli ine sebep olmu$tur.

6. Yapõlandõrõcõ yakla$õm ö retmen tarafõndan ba$arõyla uygulanamamõ$ olabilir. Bunun sebebi ise di er derslerde geleneksel metotla ders i$lenmesinden dolayõ ö rencilerin tartõ$malara katõlmak için isteksiz olmalarõ ve kendilerine güvenlerinin olmamasõ olabilir.

7.1.2. Ö rencilerin Kimyasal Ba lar Konusundaki Do ru ve Yanlõ$ Kavramalarõ

Ö rencilerin kimyasal ba lar konusundaki kavramalarõnõ belirlemek amacõya ö renimin ardõndan 33 sorudan olu$an kimyasal ba lar kavram testi uygulanmõ$ daha

sonra deney ve kontrol grubundan seçilen toplam 13 ö renciyle mülakat yapõlmõ$tõr. Kimyasal ba lar kavram testindeki 33 sorunun ilgili oldu u konular Tablo 12’de verilmi$tir.

Tablo 12: Kimyasal Ba lar Kavram Testi !çeri i

Konu Sorular

De erlik elektronu sayõsõnõ belirleme 1

Periyodik cetvel 2

Orbital kavramõ 29

Bile$ik formülünün ve kimyasal ba õn tahmini 4, 5, 6, 7, 23

Kovalent ba 8, 9, 10

!yonik ba 17, 18, 19, 30

Metallerin yapõsõ (metalik ba ) 3

Ba polaritesi 11, 12, 13

Molekül polaritesi 14, 32

Molekül $ekli ve ba açõsõ 15, 16, 24, 26, 27

Moleküller arasõndaki çekim kuvvetleri 20, 21, 25, 31, 33

Faz de i$imi 22, 28

Testteki ilk soruda flor elementinin atom numarasõ verilmi$ ve ö rencilerin bir flor atomunda kaç de erlik elektronu oldu unu bulmalarõ istenmi$tir. Ö rencilerin büyük ço unlu u (%89) florun 7 de erlik elektronunun oldu unu tahmin etmi$lerdir. Kontrol grubunun % 48,8’i ve deney grubunun % 44,7’si bu cevaba sebep olarak “flor atomunun iki kabu u vardõr” ifadesini gösterirken; kontrol grubundaki ö rencilerin %37,2’si ve deney grubundaki ö rencilerin % 31,6’sõ florun 9 elektrona sahip olmasõnõ sebep olarak önermi$tir. Mülakat yapõlan ö rencilerin de de erlik elektronu sayõsõnõ bulmada zorlanmadõklarõ görülmü$tür.

Hidrojen elementinin metal mi, geçi$ metali mi yoksa ametal mi oldu unun soruldu u soruya ö rencilerin % 80’i do ru olarak “ametaldir” cevabõnõ vermi$tir.

Ametaldir çünkü hidrojen ametallerle kovalent ba lõ bile$ikler olu$turur cevabõnõ kontrol grubunun %58,1’i, deney grubunun % 39,5’u vermi$tir. Bu konudaki en önemli yanlõ$ kavrama “hidrojen ametaldir, çünkü hidrojen, metalik özellikler göstermez ve ametaller gibi elektron almaya yatkõn de ildir” (kontrol grubu %9,3, deney grubu %23,7) cevabõ olmu$tur. Bu ö renciler hidrojenin + yüklü iyon halinde oldu u durumlarõn oldu unu dü$ünerek, ametallerler gibi elektron almaya yatkõn olmadõ õna karar vermi$ler ama yinede hidrojen elementini ametal olarak sõnõflandõrmõ$lardõr.

Cervelati and Periguni’nin (1981) !talya’da üniversite 1. sõnõf ö rencilerinin %46’sõnda tespit etti i gibi bu çalõ$mada da ö rencilerin yakla$õk 2/3’ü orbitalin yörünge oldu unu dü$ündü ü görülmü$tür. Kontrol grubunun %46,5’i, deney grubunun %26,3’ü “orbital elektronun hareket etti i oval yörüngedir” ve kontrol grubunun %25,6’sõ, deney grubunun %34,2’si “orbital elektronun çekirdek etrafõnda döndü ü yörüngedir” cevabõnõ vermi$tir. Orbitalin yörünge oldu u fikrine mülakat yapõlan ö rencilerin bir ço unda rastlanmõ$tõr.

Bile$ik formülünü ve bile$ikteki kimyasal ba õ tahmin etmeyle ilgili olarak testte 4 soru bulunmaktadõr. Ö rencilerin %60’õ kükürt ve flor arasõndaki bile$i in formülünün SF2 oldu unu do ru olarak tahmin etmi$tir. Kontrol grubunun %48,8’i

ve deney grubunun %44,7’si de erlik elektron sayõsõnõ 8 yapmak için kükürdün 2, florun 1 elektrona ihtiyacõ oldu unu belirtmi$tir. Ö rencilerin yarõsõna yakõnõ (%44) son kabu unda 2 elektron ve 5 elektron bulunan iki elementin iyonik bile$ik olu$turaca õnõ tahmin etse de, yalnõzca kontrol grubunun %9,3’ü ve deney grubunun %15,8’i do ru olarak bu bile$i i #ekil 8’deki gibi göstermi$tir. Bu soruda en fazla seçilen cevap (kontrol grubu %20,9, deney grubu %18,4) “A atomunun en dõ$ kabu unda 2, B atomunun en dõ$ kabu unda 5 elektron vardõr; A ve B reaksiyona girdi inde kovalent bile$ik olu$tururlar; Bu durum a$a õdaki gibi gösterilebilir (#ekil 8)” olmu$tur. Ö rencilerin yakla$õk yarõsõ (%49) HCl bile$i inde hidrojen ve klor atomlarõ arasõnda kovalent ba oldu unu belirtmi$ ayrõca do ru olarak, “bile$ikte hidrojen ve klor birer elektronlarõnõ ortakla$a kullanõrlar” $eklinde sebep önermi$tir

(kontrol grubu %30,2, deney grubu %28,9). Fakat kontrol grubunun %30,2’si ve deney grubunun %7,9’u yanlõ$ olarak “HCl bile$i inde H ve Cl atomlarõ arasõnda iyonik ba vardõr, hidrojen 1A grubundadõr klor ise 7A grubundadõr, hidrojen ile klor arasõnda ba olu$urken hidrojen bir elektronunu klora verir” cevabõnõ vermi$tir. Lityumun ve hidrojenin elektronegativite de erleri verilmi$ ve ö rencilerin bu atomlarõn kovalent ba yapaca õnõ tahmin etmeleri istenmi$tir. Kontrol grubunun %20,9’u ve deney grubunun %52,6’sõ do ru olarak “Lityum elementi ile hidrojen elementinin olu$turaca õ bile$ikte, atomlar arasõnda kovalent ba vardõr, LiH bile$i inde lityum ve hidrojen birer elektronlarõnõ ortakla$a kullanmõ$tõr.” cevabõnõ vermi$tir. Bu konudaki en sõk rastlanan yanlõ$ kavrama “Lityum elementi ile hidrojen elementin olu$turaca õ bile$ikte, atomlar arasõnda iyonik ba vardõr. Lityum ve hidrojen son kabuklarõnõ dolu hale getirmek için elektron alõ$veri$inde bulunurlar ve Li+1, H-1 iyonlarõ olu$ur.” olmu$tur (kontrol grubu %41,9, deney grubu %15,8). Ba õn tabii ki iyonik karakteri vardõr. Ancak Li+ ve H- de ildir. Ö renciler bu farkõ görememi$lerdir. Br2’de brom atomlarõ arasõndaki ba õn kovalent ba oldu unu

ö rencilerin yarõya yakõnõ do ru olarak tahmin etmi$lerdir (kontrol grubu %44,2, deney grubu %42,1).

Bu sonuçlardan ö rencilerin bile$ik formülünü tahmin etmede fazla zorlanmadõklarõ ve tahmin için oktet kuralõnõ kullandõklarõ görülmektedir. Ö rencilerin çok büyük bir kõsmõ iyonik ba õn elektron aktarõmõ, kovalent ba õn ise elektron ortaklanmasõ yoluyla olu$tu unu bilmi$tir. Bazõ ö renciler de Robinson’un (1998) belirtti i gibi oktet kuralõna a$õrõ ba lõlõk göstermi$tir. Örne in lityum ve hidrojenin iyonik ba yapaca õnõ dü$ünmü$lerdir. Boo’nun da (1998) tespit etti i gibi bazõ ö rencilerin elektronegativite kavramõna sahip olmadõklarõ görülmü$tür.

#ekil 8: Son Kabu unda 2 ve 5 Elektron !çeren !ki Elementlerin Birbirleriyle Yaptõklarõ Bile$i in Do ru ve Yanlõ$ Gösterimi

A: Do ru gösterim B: Yanlõ$ gösterim

Ö rencilerin büyük ço unlu u (%79) H2 molekülünde hidrojen atomlarõnõn

orbitallerinin örtü$tü ünü bilmi$lerdir. Kontrol grubunun sadece %4,7’si “molekülde ba a katõlan iki elektron iki çekirdek etrafõnda hareket eder” seçene ini seçerken, deney grubunda bu oran %39,5 olmu$tur. Ö rencilerin bir kõsmõ iki atom tarafõndan ortakla$a kullanõlan iki elektronun ait oldu u atomun çekirde inin etrafõnda hareket etti ini, hareket ederken bu elektronlarõn bazen iki çekirdek arasõnda bulunmasõn da çekirdekleri bir arada tutaca õnõ dü$ünmü$tür (kontrol grubu %46,5, deney grubu %39,5). Ö rencilerin büyük ço unlu u (%73) H2 molekülünde ba a katõlan

elektronlarõn yo unlunun çekirdekler arasõnda di er bölgelerden daha fazla oldu unu bilmi$lerdir. Kontrol grubunun %41,9’ü ve deney grubunun %55,3’ü sebep olarak elektron yo unlu unun iki çekirdek arasõnda daha fazla olmasõnõn atomlarõ molekül halinde bir arada durmasõnõ sa layaca õnõ gösterirken, kontrol grubunun %20,9’u ve deney grubunun %13,2’i “elektronlar iki çekirdek tarafõndan da e$it kuvvette çekilmektedir” ifadesini sebep olarak göstermi$tir. Ö renciler, iki atom arasõnda kovalent ba meydana geldi inde ba a katõlan elektronlarõn eski orbitallerinde mi yoksa yeni ve tek bir orbitalde mi hareket edece i sorusuna %85 oranõnda do ru cevap vermi$lerdir. Ayrõca kontrol grubunun %46,5’i ve deney grubunun %50,0’õ bu seçimlerine sebep olarak “kovalent ba da elektronlar atomik orbitallerin örtü$mesinden olu$an yeni bir orbitalde hareket eder” ifadesini göstermi$lerdir.

Testte ö rencilerin iyonik bile$ikler için iyonik model mi yoksa bazõ ara$tõrmacõlar (Taber, 1997; Butts and Smith, 1987; Boo, 1998; Robinson, 1998) tarafõndan tespit

x A+2 B+3 x x o o x o x 3 2 x x x x x x x x x x o o A B B

edildi i gibi iyon çiftlerinden olu$an moleküler modeli mi dü$ündüklerini belirlemek için 4 soru sorulmu$tur. NaCl’de bir sodyum iyonunun kaç tane klor atomuyla ba yaptõ õ sorusuna ö rencilerin yalnõzca yakla$õk dörtte biri (%23) “bir sodyum iyonu etrafõndaki tüm klor iyonlarõyla ba yapar” cevabõnõ vermi$tir. Bu soruya verilen en popüler cevap sodyum iyonunun elektronunu verdi i klor iyonuyla ba yaptõ õ olmu$tur. Bu cevaba sebep olarak “bir sodyum iyonu elektronunu verdi i bir klor iyonuyla ba yapar, di er klor iyonlarõyla etkile$imde bulunur” (kontrol grubu %26,3, deney grubu %25,9) ve “iyonik ba , Na ve Cl elementlerinin, dolu de erlik kabu u elde etmek için, sodyumun klora elektron vermesidir” (kontrol grubu %23,7, deney grubu %23,5) seçeneklerini göstermi$lerdir. Yemek tuzunun (NaCl) moleküllerden mi yoksa Na+ ve Cl- iyonlarõndan mõ olu$tu u sorusuna, ö rencilerin yarõsõndan fazlasõ (%64) iyonlardan olu$ur cevabõnõ vermi$tir. Ö rencilerin bazõlarõ (kontrol grubu %25,6, deney grubu %7,9) “ Katõ NaCl’de moleküller yoktur, birçok Na+ ve Cl- iyonu aralarõndaki çekim kuvveti sayesinde bir arada dururlar” seçene ini seçerken bazõlarõ da (kontrol grubu %46,5, deney grubu %44,7) “bir iyon çifti NaCl molekülü olu$turur, moleküldeki iyonlar arasõnda iyonik ba vardõr” seçene ini seçmi$tir. Ö rencilerin çok azõ (%12) CaO bile$i inde Ca+2 ve O-2 iyonlarõ arasõnda bir çok iyonik ba õn oldu unu dü$ünmü$tür. Genelde bir ya da iki iyonik ba õn var oldu unu belirtmi$lerdir. Bu konudaki dü$ünceleri “kalsiyum ve oksijen elementlerinden CaO bile$i i olu$tu unda Ca+2 ve O-2 iyonlarõ arasõnda bir iyonik ba meydana gelir; çünkü, bir Ca+2 iyonu iki elektronunu verdi i bir O-2 iyonuyla ba yapar” (kontrol grubu %37,2, deney grubu %26,3) ve “kalsiyum ve oksijen elementlerinden CaO bile$i i olu$tu unda Ca+2 ve O-2 iyonlarõ arasõnda iki iyonik ba meydana gelir bu ba larõ Ca = O ile gösterebiliriz” (kontrol grubu %25,6, deney grubu %21,1) $eklinde olmu$tur. Ö rencilerin bir ço u (%69) KCl suda çözündü ünde suda K+ ve Cl- iyonlarõnõn oldu unu belirtmi$tir. Çözünme olayõnõ ise çe$itli $ekillerde açõklamõ$lardõr: Katõ KCl suda çözündü ünde iyonlar su molekülleri arasõna da õlõr (kontrol grubu %14,0, deney grubu %18,4), çözünme olayõ

H2O + KCl #!KOH + HCl

KOH #! K+ + OH- HCl #! H+ + Cl-

net reaksiyon: KCl #! K+ + Cl-

$eklinde gösterilebilir (kontrol grubu %30,2, deney grubu %18,4) ve katõ KCl suda çözünürken potasyumlar klorlara elektron verir (kontrol grubu %34,9, deney grubu %18,4).

Ö rencilerin yarõsõndan fazlasõ (%58) lityum metalini meydana getiren taneciklerin Li+ sembolüyle gösterilebilece ini belirtse de çok azõ (kontrol grubu %4,7, deney grubu %13,2) cevaplarõnõ iyon ve elektron denizi modeliyle açõklayabilmi$tir. Bu sonuç Posada’nõn (1997) yaptõ õ çalõ$mayla uyum içerisindedir. Ö rencilerin bir ço u (kontrol grubu %39,5, deney grubu %42,1) bunun için “metaller + yüklü iyon olu$turmaya yatkõndõrlar” sebebini önermi$lerdir. Bazõ ö rencilerse (kontrol grubu %32,6, deney grubu %10,5) lityum metalinin Li2

sembolüyle gösterilece ini, lityum atomunun 2s orbitalindeki bir elektronunu, 2s orbitalini dolu hale getirmek için ba$ka bir lityum atomuyla ortakla$a kullanaca õnõ belirtmi$tir. Bazen atomlar kovalent ba yaptõklarõnda elektron düzenlerini soygazlara benzetmezler. Örne in Li, Be, B elementleri hidrojenle yaptõklarõ bile$iklerde elektron düzenlerini soygazlara benzetmemi$tir. (Ba yaptõ õnda lityumun son kabu unda 2, berilyumun 4, borun 6 elektron olur) Ö renciler bu bilgileri hatõrlayarak, yarõ dolu orbitale sahip elementlerin metal olsa dahi bu orbitalini doldurmak için atomlarõnõn kendi arasõnda (Li-Li) kovalent ba yapaca õnõ dü$ünmü$tür.

Ö rencilerin %75’i ClF molekülünde klor ve flor arasõndaki ba õn polar ba oldu unu bilmi$ ve kontrol grubunun %34,9’u deney grubunun %36,8’i sebep olarak iki atomun elektronegativitelerinin farklõ oldu unu göstermi$tir. Bazõ ö renciler (kontrol grubu %27,9, deney grubu %15,8)ise yanlõ$ olarak “klor ve flor bile$iklerinde –1 yüklüdür bu yüzden bu atomlar arasõnda hiç iyonik ba yoktur, yani ba %100 kovalent ba dõr” seçene ini sebep olarak belirtmi$tir. Bu ö renciler farklõ atomlar arasõnda polar kovalent ba olaca õnõ dü$ünmü$ler fakat bu ba õn %100 kovalent ba oldu unu sanmõ$lardõr. Ö rencilerin büyük kõsmõ (%67) sudaki O-H ba õnõn polar oldu unu bilmi$tir. Ö rencilerin bir kõsmõ (kontrol grubu %25,6, deney

grubu %18,4) bunun hidrojen ve oksijen atomlarõnõn elektronegativitelerinin faklõlõ õndan kaynaklandõ õnõ dü$ünmü$, bazõlarõ da (kontrol grubu %30,2, deney grubu %31,6) yanlõ$ olarak “hidrojen bile$iklerinde +1 oksijen –2 yüklü olabilir, bu yüzden oksijen ile hidrojen arasõndaki kovalent ba da iyonik karakter de vardõr; molekülde oksijen atomu -, hidrojen atomu +’dir” seçene ini seçmi$tir. Ö rencilerin yarõsõndan fazlasõ (%60) HF’deki payla$õlmõ$ elektron çiftlerinin H : F $eklinde gösterilece ini bilmi$tir. Açõklamalarõ “flor ba elektron çiftini daha çok çeker” (kontrol grubu %27,9, deney grubu %34,2) ve “flor hidrojenden daha büyüktür, bu nedenle ba elektron çiftini hidrojene oranla daha büyük güçle kontrol eder” (kontrol grubu %23,3, deney grubu %26,3) $eklinde olmu$tur. Bazõ ö renciler (kontrol grubu %25,6, deney grubu %28,9) ise “HF deki payla$õlmõ$ elektron çifti H : F $eklinde gösterilebilir; çünkü, hidrojen ve flor kovalent ba yaptõklarõnda ba a katõlan elektron çifti iki atomun tam ortasõnda bulunmalõdõr” $eklinde dü$ünmü$tür. Peterson, Treagust and Garnett (1889) ve Birk and Kurtz (1999) da çalõ$malarõnda bazõ ö rencilerin ba polaritesini iyonik yükün belirleyece i ve tüm kovalent ba larda e$it elektron payla$õmõ olaca õnõ dü$ündüklerini belirlemi$tir.

Molekül polaritesi hakkõnda dü$ük bir ba$arõ elde edilmi$tir. Ö rencilerin yakla$õk üçte biri (%35) CCl4 ve CHCl3 molekülerinden birinin polar di erinin

apolar oldu unu belirtmi$tir. Kontrol grubunun %20,9’u ve deney grubunun %13,2’si molekülün polaritesinin ba larõn polaritesi ve molekülün $ekline ba lõ oldu unu dü$ünmü$lerdir. Bazõ ö renciler (kontrol grubu %11,6, deney grubu %34,2) bu soruya cevap vermemi$lerdir. Yine OF2 molekülünde oksijen üzerindeki

e$le$memi$ elektron çiftlerinin molekülün polaritesine etki edip etmeyece inin soruldu u soruya ö rencilerin bir kõsmõ (kontrol grubu %20,9, deney grubu %23,7) cevap vermemi$lerdir. Ayrõca sadece ö rencilerin %19’u etki etmez seçene ini seçmi$lerdir.

Ö rencilerin molekül $eklini belirleme konusunda güçlüklerinin oldu u tespit edilmi$tir. Bazõ ö renciler molekülün $eklini ba yapan atomlar arasõndaki itmenin (Furio and Calatayud, 1996), ba a katõlmayan elektron çiftlerini dikkate almadan

sadece ba yapan elektron çiftleri arasõndaki itmenin (Peterson, Treagust, Garnett, 1989; Peterson and Treagust, 1989; Birk and Kurtz, 1999) belirleyece ini dü$ünmü$lerdir. Bazõlarõ da Lewis yapõsõ ile molekül $eklini özde$le$tirmi$lerdir (Furio and Calatayud, 1996). Ö rencilerin ço u elektron çifti itme teorisinin moleküllerin $eklini belirlemede kullanõldõ õnõ bilmi$tir. Kontrol grubunun %39,5’i ve deney grubunun %36,8’i teoriye göre molekülün $eklini merkez atomun ba a katõlan ve katõlmayan elektron çiftlerinin belirleyece ini belirtmi$tir. Fakat bazõ ö renciler (kontrol grubu %30,2, deney grubu %28,9) “teori, molekülün $eklini ba yapan atomlar arasõndaki itmenin belirleyece ini bildirir” seçene ini seçmi$tir. Ö rencilerin üçte birinden azõ (%30) azot ve hidrojenin olu$turaca õ molekülün $eklinin üçgen piramit olaca õnõ tahmin etmi$tir. Bu sorudaki en popüler cevap “molekülün $ekli üçgen düzlemdir; çünkü, azotun yaptõ õ üç ba üçgen düzlemde e$it bir biçimde yönlenir” $eklinde olmu$tur (kontrol grubu %30,2, deney grubu %31,6). Ö rencilerin yarõsõna yakõnõ (%44) SCl2 molekülünün V $eklinde oldu unu

bilmi$tir. Kontrol grubunun %11,6’sõ ve deney grubunun %31,6’sõ bunun sebebi olarak “molekülün $eklini ba yapan ve yapmayan elektron çiftleri arasõndaki itme belirler” seçene ini göstermi$tir. Bazõ ö renciler ise (kontrol grubu %23,3, deney grubu %36,8) “SCl2 moleküllerinin $ekli çizgiseldir, iki Cl-S ba õnõn do rusal olarak

yönlenmesiyle bile$i in Lewis yapõsõ Cl-S-Cl olur” seçene ini tercih etmi$lerdir. Ö rencilerin çok azõ (%22) SCl2 molekülünde ba açõsõnõn kükürt üzerindeki

e$le$memi$ elektron çifterinin etkisiyle 109,5O’den dü$ük olaca õnõ tahmin edebilmi$tir. Kontrol grubunun %37,2’si ve deney grubunun %15,8’i e$le$memi$

Benzer Belgeler