• Sonuç bulunamadı

Terör ve terörizm uzun yıllar boyunca her dönemde farklı şekillerde farklı isimlerde meydana gelmiştir. Terörizmin örgütlenme, amaç, eylem türü, maddi ve lojistik olarak desteklenmesinin değişerek gelişim gösterdiğini belirtmek mümkünd ür. İdeolojik olarak incelendiğinde terör ilk çağlarda dinsel motiflere dayanmıştır. Öncelikli hedeflerinin yönetici kesimlere karşı olduğu ve yönetimi ele geçirme olduğu görülmektedir. Böylelikle her ne kadar terör ideolojisi Sicarii hareketinden başlanarak günümüze kadar araştırılsa da ilk yaratılan insana kadar gidilmesi de mümkün

20

olmaktadır. Habil’in Kabil’i öldürmesinin terör olayı olarak ilk sırada olduğu yönünde görüşler bulunmaktadır54.

Tarihte bilinen en eski terör hareketi olarak, M.S. 1. yy ’da Ortadoğu’da ortaya çıkan ve dinsel bir tarikat olan Sicarii veya Zealot örgütü olduğu bilinmektedir55. Bu

terörist grup ismini Sica adlı küçük bir hançerden almıştır. Sicariiler eylemlerinin büyük çoğunluğunu gündüz ve kalabalık mekânlarda yapmışlardır56.Bu şekilde

topluma korku aşılamaya çalıştıkları görülmüştür. Yahudi kökenli olan Sicariiler daha sonraları büyük bir bozguna uğratılıp tarihten silinmiştir. Sicariiler’den sonra karşımıza Hasan Sabbah liderliğinde ortaya çıkan Haşhaşi örgütü gelmektedir57.

Haşhaşiler de terörizmi bir mücadele yöntemi olarak görmüşlerdir. Eylemlerini Alamut kalesinde planlamışlardır. Eylemlerinde genellikle üst düzeyde olan kişiler tercih edilmiştir. Ayrıca örgütün kendi içinde oldukça sistematik bir yapıya sahip olduğu bilinmektedir. Sistematik yapıya sahip olunması yapılacak eylemlerde başarıya ulaşılması açısından da son derece önemlidir. Haşhaşiler örgütlenme, eğitim ve propaganda gibi konularda terörizme farklı bir boyut kazandırmıştır. Özellik le haşhaşilerin dini motifleri çok sık kullanmasıyla günümüzde DAİŞ terör örgütüyle arasında benzerlik bulunmaktadır.

Modern anlamda ise terörizm Fransız İhtilâli ile ortaya çıktığı, ihtila l döneminde Jakobenistlerin terörizmi politik bir araç olarak kullandığı görülmekted ir. 1793 yılında ihtilal sonrası iktidara gelen ve yeni bir rejim kurma düşüncesinde olan Jakobenler, terörizmi şiddet ve baskı politikası olarak sistematik bir şekilde uygulamıştır. Robespierre, terörü biraz daha sistematik hale getirmiş ve politik dönüşümü sağlamak için de bir araç olarak kullanmıştır58. Fransız devrimine karşı

çıktıkları ileri sürülerek, Robespierre tarafından yönetilen Jakobenler, on iki binin üzerinde Fransız öldürülmüştür. Avrupa’da Fransa devriminin getirmiş olduğu

54 Selim Kanat, Timuçin K., Adem İ., “İnsani Güvenlik ve Terörizm İle Mücadele”, Süleyman Demirel

Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, C. 21, Sayı. 2, Isparta 2016, s. 568.

55 M.Cherif Bassıouni, ‘Terrorismand Business’: Forward: Assessing ‘Terrorism’ intothe New

Millennium”, DePaulBus. L. J., Vol. 12, 2000, s. 1-2.

56 Mesut Hakkı Çaşın, Uluslararası Terörizm, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara 2008, s.228

57 Laurence Lockhart, ‘’Hasan-ı Sabbah ve Haşişiler’’, Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi

Dergisi, sayı: 26, Erzurum, 2006, ss.213-230.

58 ‘’ Robespierre and the Terror’’, http://www.historytoday.com/marisa-linton/robespierre-and-terror

21

aydınlanma düşüncesiyle kilisenin etkinliği kırılarak, milliyetçilik ve demokrasi kavramlarının gelişmesine olanak sağlanmıştır. Böylelikle 19 yy. başlarında krallıklara karşı Ulusçuluk, Anarşizm, Marksizm gibi ideolojiler ortaya çıkmıştır. İdeolojilerin ortaya çıkmasıyla beraber belli bir ideoloji etrafında toplanan halk örgütlenmeye başlamıştır. Ülkelerde bu şekilde birden fazla örgütlenmelerin meydana geldiği tespit edilmiştir.

1880’lerin başında Çarlık Rusya’sında Sosyalist Devrim Partisi ortaya çıkmıştır. Sosyalist devrim partisi ideolojik olarak eşitlik kavramı üzerinde durarak halktan destek almayı başarmıştır. 1881 yılında II. Çar’a suikast düzenlemişlerd ir. Buna benzer başka bir olayın da Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasına zemin oluşturduğu bilinmektedir. Avusturya-Macaristan veliahdına bir Sırp vatandaşı tarafından suikast yapılması küresel açıdan oldukça etkili olmuştur.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1930‘lu yıllara kadar terörizmin diktatör rejimler tarafından uygulandığı görülmüştür. Bu yıllarda terörizm başta Fransa, Almanya, İtalya olmak üzere tüm Avrupa ülkelerinde, başa gelen baskıcı rejimler tarafından kendi vatandaşlarına acımasızca uygulanmıştır. Bu yıllarda her ne kadar Mısır’da ortaya çıkan ve günümüze dek devam Müslüman Kardeşler hareketi terörist grup olarak ilan edilse de Hasan El Benna’nın “Hatıralarım” isimli kitabında bu hareketin İngilizlerin sömürdüğü Mısır’ı kurtarmaya dönük olduğu ve herhangi bir şiddetsel hareket içermediği belirtilmiştir. 1940’lı yıllarda Ortadoğu’da ortaya çıkan örgütlenmelerin de genel itibariyle ülkelerini sömürgeden kurtarma amacı taşıdığı belirtilmektedir. Cezayir’de Fransızlara karşı Ulusal Kurtuluş Hareketi gibi örgütlenmelerin bu amacı taşıdığı görülmektedir59.

22 Temmuz 1968’de Filistin Özgürlüğü için Halk Cephesi üyesi üç Filistin’linin Roma’dan İsrail’e gitmekte olan uçağı kaçırmaları politik açıdan yapılan ilk uçak kaçırma eylemi olmuştur. Bu eylemle terörist örgütlerin dünya gündemine gelmesi amaçlanarak, uluslararası bir kriz yaratma amacı taşıdığı görülmektedir. Bu eylem türü ile terörizmin küresel bir sorun haline geldiğine işaret edilmekted ir.

59 Thachuk Kimberley, “Terörizme Destek Veren Kaynaklarla Mücadele”, Küresel Terörizm ve

Uluslararası İşbirliği Sempozyumu, Ankara, Genelkurmay Başkanlığı TMMY, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 2006, ss. 58-60.

22

Nitekim bu olaydan iki yıl sonra da aynı örgüt üyeleri üç uçak kaçırma eylemi ile yeniden dünya gündemine gelmiştir. Esasında bu uçak kaçırma eylemlerinde ilk defa medyanın da kullanıldığı görülmektedir. Kaçırılan uçaklar Ürdün’e götürülerek yolcular indirildikten sonra uçaklar havaya uçurulmuştur. Tüm bu olan bitenler ise kameralarca tüm dünyayla paylaşılmıştır60.

1972 Münih Olimpiyatlarında ise 11 İsrailli atletin öldürülmesi ve bunun tüm dünyanın gözü önünde olimpiyatlarda yapılması terörizm için bir dönüm noktası görülmektedir61. Nihayetinde Filistin Kurtuluş Örgüt lideri Yaser Arafat 1974 yılınd a

Birleşmiş Milletler Genel kurulunda konuşma yapması için davet edilmiş ve konuşma yapmıştır. Sonraki süreçte ise Filistin Kurtuluş Örgütü çok sayıda ülke ile ikili ilişk iler kurmuştur. Filistin Kurtuluş Örgütünün yapmış olduğu bu eylemler ile kazandığı sonuçlar başka terör örgütleri için ilham kaynağı olmuştur. Dünyanın birçok ülkesinde ortaya çıkan terör örgütleri FKÖ’den esinlenerek birçok terör eylemi yapmışlardır62.

İlerleyen yıllarda ise farklı coğrafyalarda farklı örgütler meydana gelmiş ve terör faaliyetleri sürmüştür. Bunlardan bazıları; Hindistan’da ortaya çıkan Sih hareketi, Ortadoğu’da El Kaide örgütü aynı şekilde Kach ve Kahani örgütleri, ASALA, ETA, PKK, PYD, YPG, YPJ ve IRA örgütleri, modern anlamda ise teknolojinin tüm imkânlarından yararlanarak ortaya çıkan DAİŞ ve FETO terör örgütü olmaktadır. İlk terör örgütünden günümüze kadar gelinen süreç araştırıldığında terör örgütlerinin teknoloji ve devletlerin çıkarları doğrultusunda kurulup hareket ettikleri anlaşılmaktadır.

Bu bağlamda bazı terör örgütleri isim değişikliği yaparak terör örgütü yaftasından kurtulmayı denemişlerdir. İsim değişikliği ile dış desteği meşrulaştırma yı amaç edinmişlerdir. Suriye’de ortaya çıkan PYD/YPG terör örgütü her ne kadar PKK’dan farklı oldukları ABD ve Batı devletleri tarafından kabul edilse de aynı lider kadroyu ve aynı ideolojiyi paylaştıkları görülmektedir. Dahası yakın zamanda Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ismiyle hareket ettikleri başta ABD’li yetkilerce

60 US, National, Drug Control Strategy, Annual Report, 2008.

61 Mehmet Özcan, Serkan Yardımcı, “Avrupa Birliği ve Küresel Terörizmle Mücadele”, e–akademi,

Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi, Sayı. 39, 2005, ss. 127-130.

62 Hakan Hanlı, ‘’Global Terörizm: Uluslararası ve Uluslar üst Boyutu’’, http:// www. teror.gen.tr/,

23

açıklanmaktadır. Böylece isim değişikliği yapmanın terörizmi meşrulaştırmanın en temel göstergesi olduğu anlaşılmaktadır.