• Sonuç bulunamadı

Tarafların Delil Göstermesi

Belgede İdari yargıda ispat (sayfa 93-97)

Tarafların iddialarının doğruluğunu ve karşı tarafın iddiasının asılsızlığını ispat ederek mahkemeyi ikna etmek için ilgili delilleri mahkemeye sunmaya delil gösterme denir.166

Mahkeme önüne gelen uyuşmazlık konusunda tarafsızdır. Bu nedenle uyuşmazlığa ilişkin delillerin neler olduğunu önceden bilemez. Ancak uyuşmazlığın tarafları delilleri toplayarak mahkemeye sunabilir. Bu durum hem yargının hızlanmasını sağlar hem de mahkemenin daha sağlıklı karar vermesine yardımcı olur.

2. Diğer Yargılama Usullerinde Delil Gösterme

Hukuk yargılamasında taraflarca hazırlanma ilkesi uygulandığı için, taraflar iddialarına ilişkin delilleri mahkemeye sunmak zorundadır. Hakim dosyaya sunulan delillerle bağlıdır ve bu delillerle uyuşmazlığı çözmek zorundadır. Uyuşmazlığa ilişkin vicdani kanaati oluşmadığından bahisle resen delil araştırmasına giremez.

Ceza yargılamasında ise delilleri ceza soruşturmasının hazırlık aşamasında savcı toplar ve suç oluştuğu kanaati hasıl olursa dava açar. Dava açıldıktan sonra da mahkeme gerek görürse delil araştırmasına girer. Burada savcı ve mahkemenin sadece sanığın aleyhine olan delilleri değil, aynı zamanda lehine olan delilleri de araştırması gerekir. Bu somut gerçeğe ulaşma amacının sonucudur. Sanık ise lehine olan delilleri toplayarak mahkemeye sunar, böylece yargılamanın hızlanmasını sağlamış olur.

87

3. Ġdari Yargıda Delil Gösterme

İdari yargılama usulünde delilleri hangi tarafın ibraz etmesi gerektiği konusunda kesin kurallar yoktur. Genel kural iddia edenin iddiasını ispat etmesi ve ispat için kullandığı delilleri mahkemeye ibraz etmesidir.

İdari yargılama usulünün özelliği olarak bir taraf her zaman idaredir ve davanın konusu da idarenin işlemleri veya eylemleridir. Bu nedenle deliller genellikle idarenin elindedir. İdare savunma yaparken bu delilleri sunmak zorundadır. Örneğin, kamu görevlisi olan davacı hakkında verilen disiplin cezasına ilişkin soruşturma raporu sadece davalı taraf olan idarede bulunabilir. Bunun yanında imar uyuşmazlıklarında da imar planları ve eki belgeler de idarenin eli altındadır.

Bazı durumlarda ise deliller davacı da bulunabilir. Örneğin öğrenim nedeniyle çalıştığı yer dışında bir yere atanmak isteyen kamu görevlisinin atama isteminin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada, öğrenci olduğuna ilişkin delilleri sunmalıdır.

Tam yargı davalarında oluşan zarara ilişkin delillerin idarede bulunma imkanı yoktur. Öncelikle zarara uğradığını ileri süren şahsın veya mirasçılarının, zararın meydana geldiğinin ispat etmesi gerekmektedir.167

Bu zararın varlığını ispat etmek için bu zarara ilişkin belgeleri, hastane masraflarına ilişkin faturaları, trafik kazası sonucu oluşan zararı gösteren fotoğrafları ve kaza tutanaklarını ibraz etmek zorundadır.

İdari yargılama Usulü Kanununun 3. maddesinde dava açılırken davacının dayandığı delilleri göstermesi gerektiği belirtilmiştir. Burada davacı dayandığı delilleri ibraz etmekle yükümlüdür. Davacı iddia eden taraf olarak iddiasıyla ilgili tüm delilleri dava dilekçesine eklemeli ve böylece davalı olan idarenin anılan deliller çerçevesinde savunma yapması sağlanmalıdır.

167 Tuncay Armağan, İdarenin Sorumluluğu ve Tam Yargı Davaları, (Ankara: Seçkin Yayınevi,

88

Davacının dayandığı delilleri göstermemesi dava dilekçesinin reddedilmesine sebep olabilir. Eğer yenileme dilekçesinde de delilleri eklememiş ise, davası reddedilir. Bu durum resen inceleme ilkesine uygun değildir. Davacının dayandığı delilleri dava dilekçesinde göstermemesi halinde mahkeme resen araştırma yapacak ve delilleri taraflardan veya taraf olmayan diğer kurumlardan temin edecektir. Ancak bir bakıma mahkemeye yardımcı olmak amacıyla dava dilekçesinde delilleri belirtmesi halinde ise, delilleri sunmadığı gerekçesiyle davayı kaybetmekle karşı karşıya kalacaktır. Bu durumda davacının delil göstermesi cezalandırılmış olur. İkinci olarak deliller genel olarak davalı idarede bulunmaktadır. Davacılar her zaman bu delillere ulaşamazlar. İdare uygulamada genellikle idari işlem ve eylemlerle ilgisi olmayan kişilere belge ve bilgi vermemektedir. Ancak davacı bu belgelerin tarih ve sayısını başka belgelerden veya başka bir yöntemle öğrenmiş ise bu delillerden bahsetmesinde yargılamanın hızlanması yönünden yarar vardır. Bu nedenle dava dilekçesinde delillerin belirtilmesine rağmen delilleri sunmadığından bahisle davacı aleyhine hüküm kurmak doğru olmaz. Somut gerçeğin ortaya çıkması için tarafların cesaretlendirilmesi ve uyuşmazlığı çözmeye ilişkin atılacak hukuka uygun tüm adımların teşvik edilmesi gerekir.

Davalı idare dava dilekçesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde savunma yapabilir. Bu durumda idare savunma süresi içerisinde tüm delillerini sunar. Ancak bu sürenin yeterli olmaması halinde bu süre içerisinde sürenin uzatılmasını mahkemeden isteyebilir. Ancak haklı sebeplerin bulunması halinde süreyi uzatmaya mahkeme karar verir.

Deliller dilekçe ve savunmalarla birlikte sunulmak zorundadır. Taraflar, sadece sonradan elde ettiklerini ve daha önce ibraz etmelerinin mümkün olmadığın ispat ettikleri delilleri de ibraz edebileceklerdir.168 Bu belgeler karşı tarafa sunulur ve bu delillere ilişkin savunma yapması istenir. Mahkemece sonradan sunulan delillerin daha önce de ibraz edilebileceğine kanaat getirilirse deliller kabul edilmezler. Burada bir sınırlama getirilmesi aslında doğru değildir. Resen araştırma ilkesi uyarınca tarafların delil ibrazı teşvik edilmesi yerine kısıtlanmıştır. Mahkeme inceleme yaparken uyuşmazlığın çözümü için gerekli olan belgeleri zaten resen ilgili yerlerden

168 Sabri CoĢkun, Müjgan Karyağdı, İdari Yargılama Usulü, Örnek İçtihatlar-Yorumlar, (Ankara:

89

temin edecektir. Sırf daha önce sunulmadığından bahisle uyuşmazlığı çözen delilin değerlendirilmemesi idari yargının amacı ile bağdaşmayacağı açıktır.169

Danıştay bir kararında170

bu konuya değinmiştir. Karar düzeltme safhasında ibraz edilen delillere dayanılarak Danıştay tarafından bozulan kararında sonradan ibraz edilen delillerin değerlendirilmemesi gerekçesiyle ısrar eden mahkemenin kararını “İdari yargılama hukukunun genel ilkesi olan „resen araştırma‟ ilkesi

uyarınca yargıç, davanın çözümüne etkisi olacak bütün bilgi ve belgeleri taraflar sunmamış olmasına rağmen davanın her aşamasında kendiliğinden isteyebilecektir. Dilekçe ve savunmayla birlikte verilmeyen belgelerin, idari yargı yerince kabul edilebilmesi için aranan, zamanında sunulmasının mümkün olmadığına kanaat getirilmesi koşulu, maddi olay ve nedenlere ilişkindir. Tarafların; hukuki durumla ilgili belgelerini de iddia ve savunmalarının verilmesi aşamasında sunmakla zorunlu tutulması, gerçeğin saptanmasını güçleştirerek, yargılamanın amacına ulaşmasını engelleyecektir. Bu nedenle, iddianın gerektirdiği bütün incelemeleri kendiliğinden yapması gereken vergi mahkemesince, faturaların yargılamanın ilk aşamasında sunulmadığından bahisle verdiği ısrar hükmü yargılama hukukuna uygun düşmemiştir.” gerekçesiyle bozmuştur.

Bu durumda resen araştırma ilkesi uyarınca uyuşmazlığı çözüme kavuşturmak için gerekli delilleri kendiliğinden araştıracak olan mahkemeye taraflarında yardımcı olması gerekmektedir. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümüne ilişkin esas kararın verilmesine kadar taraflar delil ibraz edebilirler.

Sonradan ibraz edilen delillerin karşı tarafa gönderilmesi gerekir. Çünkü karşı taraf bu delillere ilişkin savunma yapma ve belki yeni deliller temin ederek mahkemeye sunma hakkı tanınmalıdır. Mahkemenin taraflardan delil saklayarak karar vermesi mümkün değildir. Mahkeme savunma hakkını ihlal etmemelidir. Nitekim bir uyuşmazlıkta sonradan sunulan ve karşı tarafa gönderilerek savunması

169 Erçetin Yorgancıoğlu, “Danıştay Yargılama Usulünde Re‟sen İnceleme Yetkisi”, İdare Hukuku

ve İdari Yargı ile İlgili İncelemeler I, (Ankara: Danıştay Yayınları, 1976), Fs. 238; Yusuf Karakoç, “Vergi Yargılaması Hukuku‟nda Kanıt Sistemi”, (Basılmamış Doktora Tezi), (AÜSBE, Ankara 1994), 236.

90

alınmayan delile dayanarak karar verilen bir uyuşmazlıkta Danıştay bu gerekçe171

ile anılan kararı bozmuştur: “Dosyanın incelenmesinden; dava dosyasının İdari

Yargılama Usulü Kanunu'nda belirtilen usule uygun olarak tekemmül ettiği, ancak davalı idarenin ikinci savunmasını verdikten sonra İdare Mahkemesi'ne ait havale imzası ile Mahkeme kaydına giren, soruşturma raporu ve eklerinin sunulması konulu davalı idare dilekçesinin davacıya tebliğ edilmediği, buna karşın kararda bu soruşturma raporu içeriğinde yer alan hususlara değinildiği ve kararın gerekçesinin bir kısmını sonradan ibraz edilen bu rapordaki hususların oluşturduğu anlaşılmaktadır.

Adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından biri olan savunma hakkını tam olarak kullanabilmesi için 2577 sayılı Kanun'un yukarıda değinilen 21. maddesine uygun şekilde, bahsolunan dilekçenin davacıya tebliği ile dilekçe ekindeki raporu inceleyebilme imkanı tanınması suretiyle raporda yer alan hususlara karşı cevap verebilme olanağı sağlandıktan sonra bir karar verilmesi gerektiği halde bu yapılmadan karar verilmiş olmasında yasa ve usule uyarlık görülmemiştir.”

Her ne kadar somut gerçeğe ulaşmak için davanın her aşamasında delil ibraz edilmesi doğru olsa da, sonradan delil ibrazının yargılamayı uzattığı açıktır. Bu nedenle tarafların en kısa zamanda elindeki belgeleri ibraz etmelerinde yargılamanın hızlanması açısından yarar bulunmaktadır.

Belgede İdari yargıda ispat (sayfa 93-97)

Benzer Belgeler