• Sonuç bulunamadı

Bir yabancı dil öğrenmek ve bu konuda çaba sarf etme gayretleri çok eski tarihlere dayanmamakla birlikte günümüz dünyasında bir zorunluluk halini almıştır. Ülkemizin konumu itibarıyla da birçok komşu ülke ile gerek ticaret gerekse turizm vb. alanlarda iletişim kurması kaçınılmaz bir gerçekliktir. Jeopolitik olarak önemli bir yerde olan ülkemiz başta İngilizce olmak üzere, Arapça, Almanca, Fransızca ve diğer dillerin öğretimine önem vermesi bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu alandaki ilk girişimlerin Araplara Türkçe öğretmek için Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılan Divanu’l- Lugati’t Türk adlı eserle başladığı bilinmektedir. (Kütükçü 2010).

Türkler tarih boyunca çeşitli kültürlerle tanışmış ve bunlardan da zaman zaman etkilenmiştir.

Türklerin İslam Dinini kabulünden sonra da Arapça Türk eğitim hayatına girmiştir. Osmanlılardan önce Selçuklu Devleti’nin de bilim dili olarak Arapçayı yazı dili olarak da Farsçayı seçmesi sonucu bu dillerin öğretimi yaygın olarak görülmektedir. İşcan (2012,s.9) Yabancı dil öğretimini cumhuriyetten önce ve cumhuriyetten sonra diye ikiye ayırmak daha uygun görülmektedir.

Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşundan cumhuriyetin ilanına kadar olan bölümde yabancı dil öğretimi medreselerde verilmekteydi. Tanzimata kadar olan sürede eğitim din esaslarına göre yürütüldüğünden, sadece dini metinleri anlama ve tercüme için Arapça öğretilmekteydi. Medreseler Müslümanlığın bir kurumu sayıldığından burada eğitim Arapça olarak verilmekte ve başka bir dilin öğretimi yapılmamaktaydı. Sıbyan okullarında da genelde dini eğitim verilmekte ve dolayısıyla da eğitimde Türkçe öğrenilmesine önem verilmemekteydi. Ancak bunların dışında bir de saraydaki hizmetler ve daha aydın ve bilgili insan yetiştirmek için kurulan Enderun Mektebinde Türkçe’nin dışında Arapça ve

Fransızca öğretimi verilerek daha bilgili ve aydın insan yetiştirmek amacı güdülmüş ayrıca da Enderun’da devşirme çocuklara Türkçe ikinci dil olarak öğretilmiştir. Demirel (2007,s.4-5)

Nizami Cedid hareketinin ve 1839 tarihinde ilan edilen Tanzimat Fermanının eğitim ve öğretimde ilk batılılaşma hareketi olarak görülür. İşcan (2012,s.11-12)

Müderrishane-i Bahri Hümayun (1773) ile Müderrishane-i Berri Hümayun (1796) açılınca bu ordu mekteplerinde modern bilimler öğretilmek istenmiş, matematik ve teknik konularda birçok yabancı uzman bu okullarda görevlendirilmiştir. Ancak yeterli öğrenci olmamasından dolayı bu amaca ulaşılamamış ve küçük yaşlardaki çocuklara Fransızca eğitimi verilmiştir. Orduya ait okullarda yapılan bu uygulamayla Türkiye’de Arapça dışında bir batı dili öğretilmesine başlanmıştır. Yabancı dille ilgili eğitim genelde tıp alanındaki kullanılırken 1863 yılında Mekteb-i Mülkiye’nin ders programına Fransızca öğretimi girmiştir. Demirel (2007,s.6)

İmparatorluk döneminde 1868 senesine kadar Galatasaray Sultanisinden başka orta öğretim kurumu bulunmamaktaydı. Saffet Paşa zamanında yayınlanan Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nden sonra idadi ve sultani adı verilen yeni orta öğretim kurumları açılmış ve okullarda uygulanan ders programlarına yabancı dil ilave edilmiştir. Bu şekilde Osmanlı devletinde resmi olarak orta dereceli okullarda normal ders olarak ilk kez 1869 senesinde girmiş oldu. Ay (1997,s. 11)

Darüşşafaka ilk özel Türk Okulu olarak 1873 yılında açılmış ve eğitim öğretime başlamıştır. Pozitif bilimler matematik ve fen derslerinin yanında Fransızca eğitimde de önde gelen okul olarak şöhret kazanmıştır (Demircan,1998)

Batılılaşma hareketlerinin başlamasıyla, eğitim ve öğretim alanında da birçok değişim kendisini göstermiş özellikle de yabancı dil öğretiminde çağdaş yöntemler kullanılmaya başlanmıştır. Yabancı dil olarak genellikle Fransızca ’ya ağırlık verilmiş diğer batı dilleri; İngilizce ve Almanca uzun yıllar eğitim programlarında yer almamıştır. Bunların müfredatlara girmesi cumhuriyetten sonra olmuştur. Demirel ( 1990,s. 5-14)

Tanzimat döneminde Türkiye’de açılan ilk yabancı özel okul Robert Koleji olmuştur. Amerikalı misyonerlerin açmış olduğu bu okulda Amerikan kültürü ve İngilizce öğretimi amaçlanmıştır. İlk dönemlerde bu yabancı özel okulda Türklerin okuması yasaklanmış 1871 senesinde Üsküdar Amerikan Kız Koleji açılmış ve ilerleyen yıllarda bu okullarda sınırlı sayıda Türk öğrencilerin okumasına izin verilmiştir. Demirel (1990,s.11)

Cumhuriyet Dönemi:

1923 yılından bugüne kadar olan süreyi kapsamaktadır. 1924 Tarihinde Tevhid-i Tedrisat Kanunu yürürlüğe girince medreseler kapatılıp bugünkü okullar medreselerin yerini almıştır.(Demirel,1990)

Türk öğrencileri yabancı özel okullara gitmekten kurtarmak için Türk Eğitim Derneği 1928 senesinde kurularak modern eğitim verilmeye başlanmış 1952 yılından sonra da tamamen yabancı dille eğitim vermeye başlamıştır. TED adını alan bu okullarda yabancı dil olarak İngilizce okutulmuş ve günümüze kadar bu şekilde gelmiştir. Demircan (1988,s.10)

Cumhuriyet döneminde orta öğretimden sonra yükseköğretimde de yabancı dil eğitimini görmekteyiz. Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve Boğaziçi Üniversiteleri ile Hacettepe ve Cerrahpaşa Tıp Fakültelerinde de İngilizce eğitim verilmeye başlanmıştır. Çelebi (2006,s.286-306)

Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında tüm okullar devletleştirildiğinden 1950’li yıllardan itibaren özel okul ve yabancı özel okul sayılarında artış gözlemlenmiştir. Medreselerin kapatılmasından sonra Arapça öğretiminin yerini Fransızca ve İngilizce gibi batı dilleri almıştır. Halen batı dillerinin öğretimi birçok eğitim kurumunda devam etmekte ve öncelik tanınmaktadır. Arapça ise ortaöğretimde sadece İmam Hatip Liselerinde meslek dersi olarak okutulmaya devam etmektedir. Ancak son 30 yıl içerisinde yükseköğretimde Arap dili ve edebiyatı ve Arapça Öğretmenliği gibi bölümler açılarak buralarda modern Arapça eğitimleri verilmeye başlanmıştır. Şu anda Türkiye’de birçok üniversite ve ilahiyat fakültelerinde hazırlık sınıf olarak Arapça eğitim verilmektedir.