• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Siyasi İstikrarsızlıkların Ekonomi Güvenliği Üzerindeki Etkis

3.2. TÜRKİYE’DE EKONOMİ GÜVENLİĞİNİ ETKİLEYEN UNSURLAR

3.2.1. Türkiye’de Siyasi İstikrarsızlıkların Ekonomi Güvenliği Üzerindeki Etkis

Siyasi olarak istikrarsızlığın ekonomik büyüme ve kalkınma üzerinde negatif etki oluşturduğu bilinmektedir (Arslan, 2011:75). Bu etkinin nedenleri arasında belirsizlik ortamında, duyulan güvenin giderek azalması ve kamu harcamalarındaki tutarsızlık dikkat çekmektedir. Yerli ve yabancı yatırımcı siyasi istikrarın olmadığı bir ülkede kar edemeyeceğini düşünmektedir. Yatırımların azalması milli geliri azaltmakta ve ekonomi olumsuz olarak etkilenmektedir. Bu hususta ekonomik istikrar için siyasi istikrarın da gerekliliği sonucu ortaya çıkmaktadır.

Türkiye için geçmişinde çok kez yaşanmış olan siyasi istikrarsızlığın ekonomik açıdan ne kadar önemli olduğu genel olarak kabul görmüş bir durumdur (Yılmaz, 2013:67). Siyasi istikrarsızlık durumlarında yabancı sermayedeki azalış, bütçe ve borç krizi, kronik enflasyona bağlı olarak ekonomik krizler yaşandığı görülmektedir. Ayrıca siyasal ve ekonomik istikrarsızlık dönemlerinde enflasyonun kronik hale gelmesi türev ürünlerinin uygulanmasını engellemekte ekonomiye zarar vermektedir (Ekinci, 2004:53).

Siyasi istikrarın iktisadi yapıya etkisi ekonomi güvenliği üzerindeki etkinin anlaşılması bakımından önem arz etmektedir. Güvenli bir ekonomik yapı için ekonomik ve siyasi irade gerekmektedir. Siyasi iradenin önündeki engeller ise terör faaliyetleri ve anti-demokratik hareketler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu engellere karşı mücadelede siyasi istikrarın varlığının önemi Türkiye’de açıkça görülmektedir. Bu bakımdan Türkiye’deki mali yapının anlaşılabilmesi için ekonomik istikrarın yan koşulu olan siyasi istikrarı etkileyen hususlar önem teşkil etmektedir.

79

3.2.1.1. Türkiye’deki Terör Faaliyetlerinin Ekonomik Güvenliğe Verdiği Zarar

Terör faaliyetleri sonucu her yıl çok sayıda insan yaşamını yitirmektedir. Ölen insanların aileleri ve çevrelerinde meydana gelen psikolojik etkinin yanı sıra ekonomik bir etkiden de söz etmek gerekmektedir. Üstelik bu ekonomik etki hiç de küçümsenecek kadar az değildir. Terörizmin ekonomik ve sosyal sonuçları göstermektedir ki ulusal ekonomiye ciddi zararlar vererek mali sistemin işleyişini bozmaktadır. (Alp, 2013:16). Terör faaliyetlerinden kaynaklı tüketici davranışlarındaki değişiklik, yurt içi-dışı yatırımcının ülkeye güveni, zarar gören her türlü okul, hastane, karakol vb. kamu kurumlarının zararını tazmin için gereken finansmanı, terör faaliyetlerini sona erdirmek için gereken istihbarat, silah, teknoloji, zaman, emek vb. her türlü maliyeti ekonomik olarak ülkeler katlanmak durumunda kalmaktadır.

Türkiye gerek coğrafi konumu gerekse bölgedeki istikrarsızlıklardan kaynaklı terör faaliyetlerinin yoğun yaşandığı bir konumda bulunmaktadır. Son kırk yıldır hem bölgesel hem de küresel terör örgütleri ile mücadele de ciddi ekonomik emek sarf edilmektedir. Devletin ekonomik güvenliğinin sağlanması için iç ve dış tüm müdahalelere karşı ekonomik istikrarı, refahı ve finans sistemini korumak, üretim, tüketim ve dağıtım sürecinin sorunsuz şekilde devamını sağlamak ve ekonomik bağımsızlık elde etmenin gerekli olduğunu belirtmek gerekmektedir. Terör faaliyetleri de iç ve dış müdahale aracı olarak kullanılmakta, böylece ekonomi olumsuz etkilenmektedir. Yatırımcıların ekonomik sisteme olan güveninin azalması ülkeye para akışını bozmakta, böylece finans sistemi zarar görmekte ve ekonomik bağımsızlık sağlanamamaktadır.

Terör faaliyetleri sonucu ülkede zarar gören her türlü yapı, ülke tarafından maddi olarak tazmin edilmekte ve dolayısıyla kamu harcamaları artmaktadır. Kamu harcamalarının artışı kamu geliri ihtiyacını doğurduğundan mükelleflere ek vergi yükü olarak geri dönmektedir. Hem devleti hem de devletin içinde yaşayan halkı zor duruma sokan terör faaliyetleri psikolojik, sosyal zararın yanında mali olarak da büyük zarar vermektedir. Çünkü hem dağdaki terör hem de terör kaynaklı sokaktaki iç karışıklar sadece siyasi değil ekonomik istikrarın da en büyük düşmanıdır (Yılmaz, 2015:105). Bu kötü sonuç ekonomik güvenliğe zarar verdiğinden daha güvenli bir ekonomi için

80

terörden arındırmak da gereken her türlü maliyete (Ekonomik ve askeri istihbarat, milli savunma sistemleri, teknolojik alt yapı, istikrarlı ve güçlü ekonomi, yerli bilimsel ve teknik gelişme) katlanılması gerekmektedir. Bu maliyetin finansmanını şimdiki nesil tazmin etse de güvenli bir ekonomide gelecek nesiller kazanacaktır.

3.2.1.2. Türkiye’de Anti-Demokratik Hareketlerin Mali Etkileri

Darbeler ülkeleri geriye götürmekte ve ekonomik, sosyal, siyasi ve psikolojik olarak zarara uğratmaktadır. Darbeler tarihine bakıldığında bu çıkarımda bulunmak gayet tabi bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye tarihi de incelendiğinde Osmanlı İmparatorluğu’nda da örnekleri görülmekle birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde de maalesef darbeler olmuştur. Bu darbeler 27 Mayıs 1960 Darbesi, 22 Şubat Ayaklanması, 12 Mart 1971 Muhtırası, 12 Eylül 1980 Darbesi, 28 Şubat Süreci, 27 Nisan 2007 E-Muhtırası ve son olarak 15 Temmuz 2016 Darbe girişimi olarak sayılmaktadır.

Türkiye’deki bu darbelerin ekonomik etkileri büyük olmaktadır. İç etkilerin dışında siyasi istikrarsızlıktan kaynaklı yabancı yatırımcılarda durumdan etkilenmektedir. Yakın geçmişteki olayların önemine binaen 15 Temmuz 2016 tarihli girişimde 15 yıllık siyasi istikrarı askeri müdahale ile bloke etmeye çalışan terör örgütü üyeleri halkın direnişi ve seferberliği neticesinde başarısız olmuşlardır. Bu girişimin başarılı olması sonrasında Türkiye’de ki yaşanacak ekonomik sorunlarla alakalı tahminde bulunmak ayrı bir çalışma konusu olmakla birlikte, başarısız olunan darbe girişiminin dahi Türkiye’yi olumsuz olarak etkilediğini ve mali darbe tehdidine karşı alınan tedbirlerle ekonomi güvenliğinin sağlanmasına yönelik adımlar incelenmektedir.

Siyaset kurumu, yargısal kararlar ve askeri birimlerden bağımsız bir ekonomik istikrar düşünülememektedir (Özsağır, 2013:771). Ekonomik kriz oluşturma hedefi siyasi ve ekonomik istikrar ortamını yeniden tasarlama çabasıdır. Beraberinde gelen algı operasyonları, kredi derecelendirme kuruluşlarının not düşürmesi ve döviz kurundaki dalgalanma darbe girişiminin ekonomik maliyetini göstermektedir. (Karagöl, 2016:50). Siyasi istikrarın burada önemi tekrar ortaya çıkmakta ve sağlanan ekonomik istikrar ortamı ile kriz ortamı oluşmamaktadır. Bu sonuca dev alt yapı projelerine ek olarak finans ve enerji gibi sektörlerde de yatırımların devam ediyor olması, yerli savunma

81

sanayi üretimi ile sınır dışı operasyonlarını başarıyla yürütebiliyor olmasından varılmaktadır.

Darbe girişimi sonrası iç ve dış müdahalelerle ekonomideki güven ortamına zarar verilmeye çalışılsa da bu mali tehdide karşı istikrarlı ve dayanıklı bir ekonomik alt yapı neticesinde mücadeleye devam edilebilmektedir. Söz konusu mücadelenin daha başarılı olması için ise yerli ekonomiyi teşvik, özellikle enerjide dışa bağımlılığın azaltılıp ekonomideki bütün bileşenlere güvenli bir faaliyet alanı sunulması ve bunun gerçekleşmesi için gerekli vergi politikalarının belirlenmesi önem arz etmektedir.