• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Küçük Hidroelektrik Santral (HES) Durumu

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI: TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ

2.1. Yenilenebilir Enerji ve Türkiye

2.1.1. Hidroelektrik Enerj

2.1.1.5. Türkiye’de Küçük Hidroelektrik Santral (HES) Durumu

Su türbinleri yapımı ile ilgili endüstri kurma çalışmaları günümüzde son aşamaya ulaşmıştır. Mini, mikro ve hatta küçük hidroelektrik tesislerin makinelerinin tümünün ülkemiz endüstri imkanlarıyla, döviz sarf etmeden inşa edilebileceği ispatlanmıştır. Küçük kapasiteli ünitelerin imal edilmesiyle bu konuda bilgi birikimi artacak ve yakın bir gelecekte daha büyük kapasiteli ünitelerin imalatı tamamen yerli imkanlarla gerçekleşebilecektir.

Ülkemizin topografik ve hidrojeolojik yapısı ve bazı yörelerdeki yağış yoğunluğu büyük su gücü potansiyeli yanında, küçük hidroelektrik güç potansiyelinin de yaygın olarak bulunmasına olanak sağlamıştır90.

Türkiye’de küçük hidroelektrik santrallerin gelişimi 1902 yılında başlamıştır. Bu tarihten itibaren, ülkenin pek çok bölgesinde hükümet birimleri, özel sektör ve yerel belediyeler tarafından çok sayıda küçük HES inşa edilmiştir Ancak, günümüze kadar enerji tüketimi alanındaki hızlı artışın bir sonucu olarak, Türkiye ekonomisine maksimum enerji temin etmek ve artan enerji talebini karşılamak maksadıyla öncelik büyük ölçekli HES projelerinin gelişimine verilmiştir 91.

88

Basmacı, E., 2004. Enerji Darboğazı ve Hidroelektrik Santrallerimiz, Devlet Su İşleri Vakfı, Ankara, s 39, 25 Aralık 2012,

< http://www2.dsi.gov.tr/duyuru/su_forumu_dosya/bildiriler/>

89

BP,2010.The BP Statistical Review of World Energy 2010, British Petroleum, London, United Kingdom,44 s. <www.bp.com/statisticalreview>

90

Kocaeli Üniversitesi, Hidrojeoloji Ders Notları, S7, 25 Kasım 2012 <http://jeoloji.kocaeli.edu.tr/yuklemeler/ders_notlari/hidrojeoloji> 91

Basmacı, E., 2004. Enerji Darboğazı ve Hidroelektrik Santrallerimiz, Devlet Su İşleri Vakfı, Ankara, s 91, 25 Aralık 2012,

38

Son otuz yıl süresince küçük HES kapasitesindeki ortalama yıllık artış %5-%10 civarındadır. “Elektrik Piyasası Kanunu”nun yürürlüğe girdiği Mart 2001 tarihinden önce 3096 sayılı yasa kapsamındaki projeler hariç, içme- kullanma suyu temini, sulama, enerji, taşkın koruma ve drenaj gibi her türlü amaca yönelik su ile ilgili bütün projeler ilk etüt aşamasından işletmeye kadar her kademede DSİ’nin sorumluluğu alanındaydı. İnşaat tamamlandıktan sonra santralın işletmesi devir protokoluyla uzman kuruluş olan Elektrik Üretim Anonim Şirketine (EÜAŞ) devredilmekteydi 92.

4 Ağustos 2002 tarihinde “Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği” ve 26 Haziran 2003 tarihinde “Su Kullanım Anlaşması Yönetmeliğinin” yürürlüğe girmesiyle birlikte, EPDK (4628 s.k) gereğince DSİ ve EİE tarafından 2003 yılına kadar çeşitli kademelerde geliştirilmiş olan bütün HES projeleri DSİ tarafından internet sayfasında yayımlanarak yatırım için özel sektörün başvurusuna açılmıştır93.

Kamunun geliştirdiği bu projelerin dışında, tüzel kişiler tarafından HES projeleri geliştirilerek, yatırım istemiyle DSİ’ye önerilebilmektedir. Bu tür projeler de yine DSİ internet sitesinde yayınlanarak bir ay boyunca diğer yatırımcıların da tekliflerine açılmaktadır. Bu aşamadan sonra EPDK’dan lisans alınması için, bir dizi koşul ve kurallar uygulanılarak girişimde bulunanlardan istenmektedir94.

HES projelerinden 1 tanesi iptal edilmiş durumdadır, 1 tanesinde ise, sulama alanlarının gelişmesine bağlı olarak enerji üretim değerinde azalma olacaktır. Planlama raporu hazır olan HES projelerinden 2 adeti iptal edilmiş, 1 adet projeye henüz başvuruda bulunulmamıştır. Master plan raporu hazır olan HES projelerinden 4 adetine, ön inceleme raporu hazır olan HES projelerinden 2 adetine ve ilk etüdü hazır olan HES projelerinden 7 adetine henüz başvuru yapılmamıştır. Tüzel Kişiler Tarafından geliştirilen Hes Projelerinden 9 adeti, inşaatı devam etmekte olan başvurulan ve vurulacak HES projelerinden ise 1 adeti iptal edilmiştir. İkili anlaşmalar kapsamından çıkarılan başvurulan ve vurulacak HES projelerinden 1 adetine geçici süreli başvuru kabul edilmemektedir95.

Günümüz itibariyle 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu çerçevesinde özel sektörce gerçekleştirilecek projelerin sayısı 1595 civarındadır. “Su Kullanım Hakkı Anlaşması”

92

Basmacı, E., 2004. Enerji Darboğazı ve Hidroelektrik Santrallerimiz, Devlet Su İşleri Vakfı, Ankara, s 39

93

Kocaeli Üniversitesi, Hidrojeoloji Ders Notları, s8

94

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Enerji Yapılarının Planlanmasında ve Yapılaşmasında Karşılaşılan Sorunlar, YOİKK Yatırım Yeri Teknik Komitesi Çalışma Raporu-2011, s11, 2 Şubat 2013

<www.csb.gov.tr/turkce/dosya/yoikk/Eylem7.doc>

95

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Enerji Yapılarının Planlanmasında ve Yapılaşmasında Karşılaşılan Sorunlar, YOİKK Yatırım Yeri Teknik Komitesi Çalışma Raporu-2011, s12, 2 Şubat 2013

39

yapılması ve anlaşma ile elde edilen HES kurma lisansı alma süreci “HES Lisans”ını alınır- satılır ticari bir metaya dönüştürmüştür96.

Türkiye’deki bütün akarsuların kullanım haklarının kontrolsüz biçimde özel sektöre devredilmiş, kontrolsüzlüğün sonucu olarak “HES Lisansı Borsası” oluşmuştur. Su gibi hayatın temeli olan çok önemli bir doğal kaynağın kamu yararına planlanması ve yönetilmesi politikasından vazgeçilirken, kamu görev ve yetkilerinin vazgeçilmez olanları da özel sektöre devredilmiş, suyun geleceği özel sektörün tasarrufuna bırakılmıştır97.

4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ardından Hidroelektrik santrallerin projelendirilmesi, yapım süreci ve işletilmesi süreciyle ilgili birçok yasa ve yönetmelik çıkarılmıştır ve günümüzde de halen çıkarılmaktadır. Ancak, Yenilenebilir Enerji Kanunu (2005) ardından 595 HES’e lisans verilmiş ve bunların 86’sının inşaatı tamamlanarak üretime başlamıştır. 2005’den günümüze kadar kurulan HES’lerin tamamı bugün geçerli olan onlarca yasa ve yönetmelik kapsamı dışında, çevre ve insan ile ilgili faktörlerin eksik tanımlandığı bir ortamda gerekli şartlar sağlanmadan, çevre ve insan gözetilmeden yapılmıştır98.

Akarsu ve çevresinde hayatın devamı demek olan can suyu hesaplarının akarsuyun bulunduğu ekosistemi ve çevresindeki insan hayatını göz önüne almadan dünyanın hiç bir yerinde kullanılmayan basit bir yöntemle hesaplanmıştır.

Son zamanlarda HES yatırımı yapmak amacıyla DSİ ile su kullanım anlaşması yapmış olan birçok ulusal şirketin paylarının yabancı şirketlere satılmıştır ve satılmak üzeredir. Bu durum, mevcut tahkim yasası ile birlikte Ulusal Su Kaynaklarımız üzerindeki tasarruf hakları konusunu uluslararası bir boyuta taşımaktadır.

Ülkemizde her geçen gün akarsularımızın talan edildiği ve akarsuları ele geçirmek için irili ufaklı HES kurma bahanesiyle adeta şirketlerin kıyasıya bir yarış içerisine girdiği görülmektedir.Bunun sonucu olarak da gün geçtikçe DSİ tarafından bazen internet sayfasına konulan bazen çıkarılan proje sayıları çok değişkenlik arz etmektedir. DSİ internet sayfasından (Mart 2011) alınan ve hangi akarsu üzerinde, hangi HES’in kurulacağı ve başvuru yapan firmaların adları ile başvuru tarihleri bildirilen listeye göre; Tüzel kişiler tarafından geliştirilen HES projeleri 1215 adedi bulmuş olup, bunların %30’una tekabül eden 370 adedi, ekolojik değeri en yüksek olan Doğu Karadeniz Havzası’ndadır. Bunun dışında, Elektrik

96

Enerji Yapılarının Planlanmasında ve Yapılaşmasında Karşılaşılan Sorunlar, YOİKK Yatırım Yeri Teknik Komitesi Çalışma Raporu-2011, s13

97

Kocaeli Üniversitesi, Hidrojeoloji Ders Notları, S9, 25 Kasım 2012 <http://jeoloji.kocaeli.edu.tr/yuklemeler/ders_notlari/hidrojeoloji>

98

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı web sitesi, Yenilenebilir Enerji Kaynakları:Hidrolik Enerji, 10 Aralık 2012

40

Piyasasında Lisansız Elektrik üretimine ilişkin yönetmelikle birlikte, Türkiye’de mikro HES’lerin önü açılmış ve ülke genelinde 2000 civarında başvuru alınmıştır99.

Bu sayılara bakılarak, Türkiye’de Su Kullanım Hakkı Anlaşması yapılmayan akarsuların olamayacağı rahatlıkla söylenebilir. depolamalı ve depolamasız HES’lerin yapılmasına tamamen karşı olmak, günümüz şartlarında doğru değildir. Karşı durulması gereken toplumların büyük tüketiciler olmasını sağlayan, doğayı oluşturan bileşenlerin tümünü kaynak olarak tanımlayıp Dünya kaynaklarını tümünü ticari metaya dönüştürerek kontrolsüz biçimde yok eden ve dünyayı yok etmeye derelerimizle devam edecek olan ekonomik anlayıştır100.