• Sonuç bulunamadı

2. Adil Yargılanma Hakkının Tarihsel Gelişimi

2.4. Türk Hukukunda Adil Yargılanma Hakkının Gelişimi

2.4.2. Türkiye Cumhuriyeti Dönemi

1921 Anayasa’sının esas adı aslında Teşkilatı Esasiye Kanunudur. 1921 Anayasasında, Anayasanın temel ilkelerinden olan kendisini diğer kanunlardan üstün olduğuna dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu Anayasa 23 maddelik kısa bir Anayasadır ve bu Anayasada yargı hususu düzenlenmemiştir. Bu kapsamda 1876 Kanun-i Esasinin hükümleri yürürlükte olmaya devam etmiştir. Ancak uygulamada yargı yetkisinin meclisin elinde olduğu fikri egemen olmuştur. Yine bu dönemin olağanüstü koşullarının etkisi altında “İstiklal Mahkemeleri” kurulmuştur. İstiklal Mahkemelerinin üyeleri Meclis tarafından kendi üyeleri arasından seçiliyordur bu

61 a.e., s. 22-23. 62 Çelik, a.g.e., s. 24. 63 Sınar, a.g.y., s. 217-218.

durum günümüzün yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı ilkesine tamamiyle aykırılık oluşturmaktaydı.64

Cumhuriyetin ilanınından hemen sonra 1924 Anayasası düzenlenmiştir. 1924 Anayasası’na göre Meclis, egemenliği Türk milleti adına kullanacak tek organ olarak kabul edilmiştir.65 1924 Anayasası’nın 4. bölümünde 54. ve 60. maddeleri arasında hakimlerin bağımsızlığı, azledilemezliği, özlük hakları, yargılamanın aleniliği ve savunma hakkı gibi adil yargılanma hakkı açısından önem arz eden hususlar düzenlenmiştir. 66

1961 Anayasasında, temel hak ve hürriyetlere daha geniş ve daha güvenceli olarak yer vermiştir. 1961 Anayasası’nın 2. maddesinde “insan haklarına dayanan devlet” şeklindeki düzenlemeye yer vermek suretiyle insan hakları ilk kez devletin nitelikleri arasında sayılmıştır.67 Bunun dışında aynı madde kapsamında “demokratik devlet”, “sosyal devlet” , “hukuk devleti” gibi yeni temel ilkeler kabul edilmiştir.

Adil yargılanma hakkı kapsamında ise 1961 Anayasası’nın 32. maddesinde “doğal hakim ilkesi”, 132. maddesinde “mahkemelerin bağımsızlığı”, 135. maddesinde “hâkimlik teminatı”, 135. maddesin de “aleni yargılama ilkesi” düzenlenmiştir.

12 Mart 1971 Muhtırası’nın sonucu olarak 1961 Anayasası’nın 32. maddesinde “doğal hakim ilkesi”ni düzenleyen madde başlığında yer alan “tabii” ibaresi, “kanuni” ibaresi ile değiştirilmiş ve madde içeriğindeki “tabii hâkimden başka” ifadesi de, “kanunen tabii olduğu mahkemeden başka” şeklinde değiştirilmiştir.68 1982 Anayasası ile aynen benimsenen değişiklik, bir hukuk devletinde kanuni yargı yolunun ancak tabii yargı yolu olduğu, bunun dışındaki her çözümün, olaya ve kişiye göre mahkeme yaratılmasına imkan yaratacaktır.

1982 Anayasası’na gelince; insan haklarının en temel güvencesi olan hukuk devleti ilkesinin, Anayasası’nın 2. maddesinde “insan haklarına saygılı devlet”

64 Kemal Gözler, Anayasa Hukukuna Giriş, 17.bs., Bursa, Ekin Basım Yayın Dağıtım, 2011, s.177. 65 a.y, s. 218.

66 a.y, s. 219.

67 Prof. Dr. Ergun Özbudun, Türk Anayasa Hukuku, 14.bs., Ankara,Yetkin Yayınları, 2013, s. 43. 68 Çelik, a.g.e., s. 26.

şeklinde düzenlendiği görülmüştür.69 1982 Anayasası’nın adil yargılanma hakkı ile ilgili hükümleri, şu şekilde düzenlenmiştir.

İlk olarak yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanma hakkı: 8. madde “Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.”

37. madde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.”

138. madde “hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar.”

139. madde “Hakimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.”

142. madde “Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.”

Makul sürede yargılanma hakkı, 19. maddede “Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır.”

Masumiyet karinesi: 38. madde “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.”

Aleniyet ilkesi: 141. maddesinin birinci fıkrasında “Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır.”

Gerekçeli karar hakkı: 141. maddesinin üçüncü fıkrasında da “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.”

Mahkemeye erişim hakkı ve adil yargılanma hakkı: 36. madde “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” şeklinde

düzenlemeler ile ilgili ilkeler anayasal güvence altına alınmıştır.

Anayasal ilkelerin yanında adil yargılanma hakkının iç hukukumuza ve mevzuatımıza yansımaları ise şu şekildedir. Adil yargılanma hakkı ile ilgili Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda doğrudan bir hüküm olmamakla birlikte Kanunun çeşitli maddeleri, adil yargılanma hakkının sağlanması bakımından gerekli tedbirlerden bazılarını içerdiği görülmektedir. Buna göre HMK’nın 34. ve devamı maddelerinde hakimin davaya bakmaktan memnuniyeti ve reddi, 27. madde hukuki dinlenilme hakkı, 30. madde makul sürede yargılanma, 28. madde duruşmaların aleniliği, 334. madde adli yardım hakkı, 46. ve devamı maddelerinde de hakimlerin sorumluluğu düzenlenmiştir.

Adil yargılanma hakkı, kişilerin ceza yargılamalarında kendilerine isnat edilen suçlamalara ilişkin olarak sahip olduğu hak olması nedeniyle, Ceza Muhakemesi Kanunu’nundaki düzenlemeler de adil yargılanma hakkıyla doğrudan ilişkilidir.70 CMK’nın 160. maddesinde “Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin

araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi...” hükmü ile adil yargılanma hakkının düzenlendiği görülmektedir.

CMK’nın 3. maddesinde “Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir” şeklinde düzenlenme ile yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanma hakkı, CMK’nın 190., 193., 195., 246., 248., 307. maddelerinde makul sürede yargılanma hakkı ile ilgili olarak yargılamanın makul sürede bitirilmesi için yasal olarak birçok düzenleme yer almaktadır. CMK’nın 182. maddesinde aleni yargılanma hakkı, 193. maddesinde duruşmada hazır bulunma hakkı, 158. maddesinde mahkemeye erişim hakkı, 67., 87., 149., 178., 179., 180., 181., 193./1., 196., 200., 201., 216., 223., 234., maddelerinde silahların eşitliği ilkesi, CMK 147/1-c, 149., 150. maddelerinde avukat tutma hakkı, 202. maddesinde tercümandan yararlanma hakkı gibi adil yargılanma hakkı ile bağlantılı bir çok maddede düzenleme olduğu görülmektedir.

70 Mustafa Serhat Kaşıkara, “Yargılanan Bir Hak: Adil Yargılanma Hakkı, Hukukçular Arası Makale Yarışması,” Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Nisan 2014, s. 115,

İKİNCİ BÖLÜM

ADİL YARGILANMA HAKKINI UNSURLARI

1. Genel Olarak

Adil yargılanma hakkının unsurlarının bir kısmı AİHS’nin 6. maddesinde belirtilmekte, bir kısmı ise AİHM’nin içtihat yolu ile yaptığı yorumlar sonucu çıkan ilkeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Hem medeni ve ceza yargılamasında hem de idari yargıda yargılamanın etkili ve işlevsel kılınabilmesi için bunlar önemlidir.1

AİHS’nin 6. maddesindeki adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerden bir kısmı ise AİHM tarafından genişletici yorum yöntemi ile madde metnine dahil zımni unsurlar olarak belirlenmiş ve bu belirlenen ilkeler artık AİHM içtihadı haline gelmiştir.2

AİHS’nin 6. maddesinde yazılı bulunan adil yargılanma hakkının temel unsurları şu şekilde belirtilmiştir.

1- Mahkemeye erişim hakkı

2- Kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanma hakkı 3- Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı

4- Makul süre içerisinde yargılanma hakkı 5- Aleni yargılanma hakkı

6- Masumiyet karinesi

1 Tuğba Bayraktar, Nuran Koyuncu, “Adil Yargılanma Hakkı”, International Congress on

Political,Economic and Social Studies (ICPESS), 19-22 Mayıs 2017, s. 161-177. (çevrimiçi)

www.registericpess.org/index.php/ICPESS/article/viewFile/1271/41, 08.10.2017. 2 Çelik, a.g.e., s. 47.