• Sonuç bulunamadı

SEKTÖREL DIŞ TİCARET ŞİRKETLERİ 2.1 SEKTÖREL DIŞ TİCARET ŞİRKETLERİNİN TANIM

2.2. TÜRKİYEDE DIŞ TİCARET ŞİRKETLERİNİN GELİŞİMİ

Günümüzde çok hızlı globalleşen dünya ekonomisinde büyük değişimler yaşanmaktadır. Dünya bilgi ve iletişim çağında hızla yol alırken telekomünikasyon alanındaki ani gelişmeler, sermayenin artık sınır tanımaması, dünyada aynı şeyleri tüketen ve her türlü bilgiye aynı anda ulaşmayı sağlayan kısaca aynı tercihlere sahip tüm görsel ve işitsel tanıtım etkinliklerinden aynı anda etkilenen bir dünya halkı oluşmuştur. Türkiye’de globalleşen dünyanın dışında kalmamak için sürekli büyüyen pazarda firmalarımızın pay alabilmeleri için avantajlardan yararlanmak, rekabet gücümüzü geliştirmek teknolojik yarışmada geç kalmamak için çalışmalar yapmak zorunluluğundadır.

Sadece emek yoğun sektörlerin değil, genel olarak sanayi üretiminin de iletişim ve ulaşım olanaklarındaki muazzam gelişme ve maliyetinin azalması sayesinde gelişmekte olan ülkelere kaydığı, gelişmekte olan ülkelerin sanayi ürünleri ihracatının payının %75’e ulaştığı görülmektedir. (Altunyaldız, 2005;20-21) Küreselleşen rekabet karşısında yetersiz iç talebe karşılık, atıl kapasitenin değerlendirilmesi, riskin azaltılması ve döviz gelirlerini artırmak için ihracatı arttırarak dış ticaret dengesinde olumlu gelişmeler sağlanması gerekmektedir. Bu bağlamda ihracatı artırma, ekonomik birimleri ihracata yöneltme, kurumsallaşamamış küçük firmaları bir araya getirecek yapılar kurma ihtiyacı kendini hissettirmektedir. İşte, İhracatta örgütlenme modellerinin önemi bu aşamada ortaya çıkmaktadır.

hızlandırmak hem de Küçük ve Orta Boy İşletmeleri her yönden güçlendirmek ancak günümüz ekonomik yapısının birtakım yeni hizmet ve araçlarla desteklenmesiyle mümkün olacaktır.

Türkiye’de, 1980’li ve 1990’lı yıllarda ekonomide yaşanan yapısal sorunlar ve bu sorunların başlarında gelen “ihracatın ithalat karşısında devamlı açık vermesi” sorunu siyasi otoriteyi ve işletmelerimizi yeni ihracat modelleri arayışları içine itmiştir. (Yalçın, 1998;2). Türkiye 1980’den itibaren dışa açık ekonomi politikasına yönelmiş ve bu amaca uygun olarak işletmelerin dışa açılmasına katkı yapabilmek amacıyla arayış içine girmiştir. Bu çabalar kapsamında birçok ülkede başarıyla uygulanan modeller örnek alınmıştır.

Türkiye’de 1980’den günümüze kadar gelen zamanda işletmeleri ihracatta örgütlemek ve ihracatı artırmak için üç model uygulamıştır. İlk olarak Japonya, G.Kore gibi ülkelerde uygulanan ihracat organizasyonlarına uygun olarak Dış Ticaret Sermaye Şirketleri (DTŞ) kurulmuştur. 1981–1989 yılları arasında uygulanan Dış Ticaret Sermaye Şirketleri (DTŞ), dış ticaretin büyük ölçekli şirketler eliyle yürütülmesini öngören ve ihracatta belirli mal ile pazarlar konusunda uzmanlaşmayı amaçlayan modeldir. Bu şirketler büyük holding ya da şirketlerin biri ihracat departmanı gibi çalışmış ve tamamen ana firmalarına hizmet etmişlerdir. Bu dönemde getirilen, ihracatta vergi iadesi, gümrük vergisi ve fonlardan muafiyet, pazarlama primleri gibi ilave destekler sayesinde sayıları elliye ulaşmış ve ihracatımızın önemli bir kısmı bu şirketler üzerinden gerçekleştirilmiştir. (Baykal, 1996;4) Ancak bu şirketlere devlet tarafından sağlanan yüksek avantaj ve ayrıcalıklar, Küçük ve Orta Boy İşletmeler yerine bazı tekelci işletmeleri ön plana çıkarmıştır. Örneğin, Giyim Sanayicileri Derneği(GSD), tekstil alanında üretim yapan birçok küçük işletmeyi aynı çatı altında toplayarak bunların ürünlerini ihraç etmektedir (Yalçın, 1998; 80). Ancak 1990’lı yılların başında DTŞ’lerin ülke ihracatındaki payının azalmasının hız kazanması, verilen devlet desteklerinin de azaltılmasına ve modelin ihracatın geliştirilmesinde alternatif bir model olamayacağı anlaşılmıştır.

İkinci model olan Çok Ortaklı Şirketler (ÇOŞ), 1992–1994 yılları arasında en az on işletmeyi (Küçük ve Orta Boy İşletmeleri) bir araya getiren ve işletmelere daha çok pazarlama aşamasında etkin imkan sağlayan bir modeldir. Bu model de, ortakların finansman problemlerine tatmin edici çözümler bulamadığı gibi; vergi iadesi, ihracata yönelik teşviklerin hangilerinden faydalanacağı ve teşvik paylaşımı konularına ilişkin bir açıklık getirilmemiş olması nedeniyle Küçük ve Orta Boy İşletmeler tarafından kabul görmemiştir.

1994 yılından sonra Batılı ülkelerce “Türk Modeli” diye adlandırılan Sektörel Dış Ticaret Şirketleri ihracatta bir örgütlenme modeli olarak oluşturulmuştur. SDŞ’ler İtalya’daki Federexport modelinden esinlenerek oluşturulmuştur. Bu modelde ihracat birlikleri veya konsorsiyum adı altında toplanan küçük sanayi işletmelerine; pazar araştırması, reklam harcaması, uluslararası fuar ve sergilere katılımları, pazar paylarının sağlamlaştırılmasını sağlayacak programların finansmanını temin edecek döner fonların kurulmasını ve benzeri uygulamalarla destek verilmektedir (Altınok vd. 1998; 56).

DTŞ modelinden beklenen amaçlara ulaşılamamış ve SDŞ modeli geliştirilmiştir. DTŞ ve SDŞ modelleri arasındaki farkları inceleyecek olursak;

ƒ DTŞ modelinin yönetiminde bir veya birkaç firmanın etkinliği söz konusu olduğu için ve yönetime eşit katılım sağlanamamaktadır. Ancak SDŞ modelinde ise hiçbir ortağın payı normal yörelerde %10’u, kalkınmada öncelikli yörelerde(KÖY) %20’yi geçemez. Böylece ortakların SDŞ modeline eşit katılımları sağlanarak, eşit faydalanmaları sağlanmış olmakta, tekelleşme önlenmeye çalışılmaktadır.

ƒ DTŞ’de yalnızca farklı sektördeki firmalar bir araya gelmekte, SDŞ’de ise aynı sektördeki firmalarda bir araya gelebilmektedir.

finans, teknik, nakliye, tedarik, istihdam, reklam ve mağaza giderleri, vb.) karşılanmaktadır.

The Wall Street Journal, ülkemizde ihracatta bir örgütlenme modeli olarak oluşturulan Sektörel Dış Ticaret Şirketlerinden, "Türk Modeli" diye bahsetmektedir. (Melemen, 1997; 4) Çünkü bu model Batılı ülkelerdeki benzer uygulamalarından daha farklı, başarılı ve sistemli bir şekilde uygulanmaktadır. Diğer ülkelerdeki ihracatta örgütlenme modellerinde, ülkemizde 1980'li yıllarda oluşturulan Dış Ticaret Sermaye Şirketleri modelindeki gibi pazarlama aşamasında kurulan bir ortaklık söz konusu olmaktadır. Türkiye’nin ihracatta örgütlenme modeli olan Sektörel Dış Ticaret Şirketlerinde ise, Küçük ve Orta Boy İşletmelerin yasal, teknik, mali, eğitim ve benzerlerini kapsayan hemen hemen tüm ihtiyaçları karşılanmaktadırlar.

2.3. DÜNYA’DA DIŞ TİCARETE YÖNELİK DEVLET DESTEKLERİ VE