• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE’DE ELEKTRİK HİZMETİNİN GELİŞİMİ

Belgede Tüm Yazılar, Sayı (sayfa 195-199)

ELEKTRİK SEKTÖRÜNDE YENİDEN YAPILANMA VE ÖZELLEŞTİRME

TÜRKİYE’DE ELEKTRİK HİZMETİNİN GELİŞİMİ

Türkiye’nin elektrik sektöründeki temel politikaların değişimini görebilmek açısından Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından verilmiş bir ilandaki tarihsel kıyaslama dikkat çekicidir:

“Yıl 1938: 1 Ekim 1910 tarihinde Macar Ganz Anonim Şirketi, Banque de Bruxelles ve Banque Generale de Credit tarafından kurulan şirkete İstanbul elektrik üretim ve dağıtımı için 50 yıllık imtiyaz verildi. Bu şirket 1 Temmuz 1938 tarihinde satın alınarak, kamulaştırıldı.

Yıl 1939: Ankara’nın elektrik üretim ve dağıtım hizmeti için 24 Mart 1927 tarihinde Alman Dider firmasına 60 yıllık imtiyaz verildi. Bu şirketin işlettiği tesisler, 5 Temmuz 1939 tarihinde çıkarılan bir yasayla satın alınarak kamu eliyle işletilmeye başlandı.

Yıl 2006: Ankara ve İstanbul Anadolu yakasını da kapsayan BAŞKENT, AYEDAŞ ve SEDAŞ elektrik dağıtım bölgeleri 30 yıllık imtiyazla 31 Ağustos 2006 tarihinde satışa çıkarıldı.”1

Türkiye’de elektrik enerjisi hizmetinin kuruluşunun başladığı Osmanlı’nın son döneminde ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında elektrik hizmeti imtiyazlar yoluyla yabancı firmalara verilmiştir. Türkiye’de ilk elektrik üretim ve dağıtımı özel sektör tarafından 1902 yılında Mersin-Tarsus’ta kurulmuş, 1913 yılında ise bir kamu işletmesi ola- rak İstanbul’da Silahtarağa Termik Elektrik Santralı hizmete girmiş- tir. Cumhuriyet döneminde elektrik alanındaki imtiyazlar, 1910 tarihli “Menafii Umumiyeye Müteallik İmtiyazat Hakkında Kanun” ile sürdü- rülmüştür. Sektörde devlet öncülüğünde elektrik işletmeciliğinin 1935 yılında 2805 sayılı Kanun’la Etibank’ın kurulmasıyla başladığı kabul

1 EMO, “Tam Bağımsız Türkiye İçin Bağımsız Enerji Politikaları”, Birgün Gazetesi, 29 Ekim 2006.

edilmektedir.2 İmtiyazlar kapsamında bugüne kadar faaliyetini sürdür-

düğü belirtilebilecek olan Kayseri Elektrik’in kuruluşu da bu döneme dayanmaktadır. Bakanlar Kurulu’nun 18 Ağustos 1926 tarihli 4022 sayılı kararnamesi doğrultusunda 11 Ekim 1926 tarihinde imzalanan imtiyaz sözleşmesi ile Kayseri ve çevresinde elektrik üretim, iletim, dağıtım ve ticareti yapmak üzere özel bir şirket faaliyete başlamış ve 50 yıllık imtiyaz süresi sonuna kadar faaliyetleri devam etmiştir. 1980 sonrası yeni özelleştirme döneminin başlamasıyla birlikte imtiyazı sona erdikten sonra da tekrar görevlendirme alan, büyük ortağı Kay- seri Belediyesi olan bu şirket halen faaliyetlerini sürdürmektedir.3 Bu

dönemde elektrik hizmetindeki yabancı şirketlerin menşeine bakıla- cak olursa, hizmeti kurup işleten İzmir’de Belçikalılar, Edirne, Tekir- dağ, Bursa, Balıkesir, Kastamonu ve Gaziantep’te İtalyanlar (Marelli), Antalya, Konya, Ödemiş ve Diyarbakır’da Macarlar (Ganz), Ankara, Ordu, Samsun, Giresun’da Almanlar’dı (AEG ve Bergman).4

Ancak, 1930’ların sonlarına doğru yabancıların elindeki imtiyazlı şirketlerin devletleştirilerek belediyelere devredilmeye başlandığı görülmektedir5. Yabancı şirketlerin elinde olan elektrik hizmetinde

şebekenin uzatılması, yeni eklemeler yapılması gibi konuların ihtilaf nedeni olduğu, örneğin İstanbul’da elektrik santralına yeni bir kazanın konması veya önemli bir tüketim merkezine elektrik götürülmesi için şirketin ya tarifeye zam yapılması ya da imtiyaz süresinin uzatılması gibi taleplerde bulunması kamulaştırma sürecinde etken olan nedenler ola- rak değerlendirilebilir.6 Ancak, büyük kentlerde yabancılarca işletilen

elektrik, havagazı, su, tramvay, telefon gibi hizmetlerin devletleştiril- mesi yabancı sermaye karşıtı bir politikadan kaynaklanmadı. Kentlerin günlük yaşamında önemli yeri olan bu hizmetlerin, kar amaçlı yabancı şirketler yerine, kamu kuruluşları eliyle ve genellikle kar amacı düşü- nülmeden işletilmesi sosyal politika gereği olarak tercih edilmişti.7 2 Yüksek Denetleme Kurulu, Türkiye Elektrik İletim A.Ş 2005 Yılı Raporu, 2006. 3 http://www.kcetas.com.tr/kurhak.htm.

Seyhan Erdoğdu, “Türkiye Enerji Sektöründe Yeniden Yapılanma ve Kamu Hizmeti”, Halkın Hakları Forumu, Ankara, 8-9-10 Haziran 2007, http://www.halkevleri.org.tr/ halkinhaklariforumu/index.php?eylem=oku&no=2794.

4 Adnan Dinçel, “Türkiye’de Elektriklendirme Hizmetlerinin Anı ve Belgelerle Tarihçesi”, 50.

Yıl Türkiye Elektrik Kurumu, 1973, s. 98

5 Dinçel, a.g.m, s. 95 6 Dinçel, a.g.m., s. 96

7 Yahya S. Tezel, Cumhuriyet Döneminin İktisadi Tarihi, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, Ekim 2002, s. 205.

Kamulaştırmaların ve devletçilik politikalarının izlendiği bu yılla- rın, İkinci Dünya Savaşı yılları olması ayrıca dikkat çekicidir. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından sosyal refah devleti denilen Avrupa’nın yeniden inşasını da içeren süreç başlamıştı. Prof. Dr. Sinan Sönmez’in de belirttiği gibi, bu dönemde, “Devlet müdahaleci nitelikteki Keynesci politikalarla doğrudan yatırım yaptığı gibi özel sektörü de yönlendirmiş, özellikle büyük sermayeye arka çıkmıştır. Kısaca yoğun sermaye biri- kimi modeli ve tekelci düzenlemenin ortasında devlet yer almaktadır.”8

Bu süreç, elektrik gibi yüksek maliyetli ve toplumun genelinin çıkarları doğrultusunda düzenlenmesi gereken altyapı hizmetlerinin devlet eliyle sürdürülmesini getirmiştir.

Türkiye’de de paralel bir gelişmeyi elektrik alanında görmek müm- kündür. İkinci Dünya Savaşı sonunda (1945) kurulu güç toplamları 246 bin kilovat olan elektrik santrallerinin 190’ı belediyelerde bulunurken, 84’ünü de Demir Çelik, SEKA, ATAŞ, Etibank, TPAO, şeker fabri- kaları gibi kamu kurumlarının kendi elektrik ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurdukları otoprodüktör santrallerinin oluşturmaktadır. Elektrik hizmetiyle ilgili kurumsal yapılanmaya 1945 yılında kurulan İller Ban- kası da “belediyeler için mahalli dizel veya hidrolik santrallar ve dağı- tım şebekelerinin tesisi” göreviyle katılmıştır.9

Türkiye’nin çok partili siyasi hayata geçtiği 1945 yılından sonra 1950’den itibaren iktidar olan Menderes hükümetleriyle ekonomik ve siyasal tercihlerdeki farklılaşma elektrik hizmetine de yeniden imtiyaz- ların kısmi dönüşü olarak yansır. Pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de elektrik hizmetinin yeniden yapılandırılması ve özelleştirme süreci- nin baş aktörlerinden biri olan Dünya Bankası, bu ilk denemede sah- neye çıkar. Dünya Bankası’ndan verilen krediyle hayata geçirilen bir proje10 olarak Çukurova Elektrik A.Ş. (ÇEAŞ) Bayındırlık Bakanlığı

ile imzalanan 26 Ağustos 1953 tarihli imtiyaz sözleşmesiyle faaliyet- lerine başlar.11 1950’lerdeki politika değişikliğinin diğer örnekleri de

Kuzeybatı Anadolu Elektriklendirme Türk Anonim Ortaklığı (1952- Kurulamamıştır), Ege Elektrik Türk Anonim Şirketi (1955-İlk yılla-

8 Sinan Sönmez, Dünya Ekonomisinde Dönüşüm, İmge Kitabevi, 1998, s. 53. 9 Dinçel, a.g.m, s. 98-102.

10 Hayati Küçük, “Elektrik Sektöründe Bir Özel Şirket Deneyimi: ÇEAŞ”, EMOEnerji, Sayı: 2, Haziran 2007, s. 88.

rında tasfiye edilmiştir), Kepez ve Antalya Havalisi Elektrik Santralleri Türk Anonim Şirketi (1956) olarak sıralanmaktadır.12

Etibank, Maden Tetkik Arama (MTA), Elektrik İşleri Etüt İdaresi’nin (EİEİ) yanında 1953 yılında Su İşleri Teşkilatı’nın yeniden düzenlenmesinin ardından 28 Şubat 1954 tarihinde yürürlüğe giren 6200 sayılı yasayla Bayındırlık Bakanlığı’na bağlı DSİ’nin kuruluşunu da elektrik hizmeti üretimi açısından önemli bir nokta olarak belirtmek gerekmektedir.13 Aynı dönemde yapılan Birinci İstişari Enerji Kongresi

(1953) önerisi olarak Türkiye Elektrik Kurumu’nun (TEK) oluşturul- masına yönelik yasa tasarısı 1958 yılında TBMM’ye sunulur, ardından benzer düzenlemeler 1963 ve 1966’da da Meclis gündemine gelme- sine karşın yasalaştırılamaz.14 Elektrik hizmeti faaliyetlerinin bir kamu

kurumu çatısı altında birleştirilmesi, Birinci 5 Yıllık Kalkınma Planı (1963-1967) ve İkinci 5 Yıllık Kalkınma Planı’nın (1968-1772) hedef- lerinden birisi olarak da yer alır.15 Bu tasarılarda hep elektrik hizmeti-

nin tek bir kurum çatısı altında toplanmasının ve elektrik enerjisinde entegre bir sistemin kurulmasının sağlayacağı yararlar dikkate alınmış- tır. Elektrikte entegre bir sistemin kurulması, ancak 1970 yılında 1312 sayılı yasayla TEK’in kurulmasıyla, (imtiyazlı şirketlerin görev bölge- leri ve belediye sınırları dışında) tüm yurtta elektrik hizmetinin üretim, dağıtım ve iletiminin bütünleşmesiyle sağlanır. Böylece 1970’lerden 1990’ların ortalarına kadar -bu süreç çeşitli özelleştirme ve yeniden yapılandırmaya yönelik mevzuat düzenlemelerinin olduğu 1980’leri kapsar- bütüncül bir yapı altında elektrik hizmetinin yurt genelinde yaygınlaştırılması sağlanır.16

1970-1976 dönemi Türkiye ekonomisi için de ithal ikameci sana- yileşmenin ikinci evresi olarak adlandırılan, ara malı ve temel tüke- tim mallarının yurtiçinde üretimi ve kamu sektörü öncülüğünde hızlı bir yatırım programının devreye sokulduğu yıllar olarak anılmaktadır. Ancak, kamu işletmeciliği ve yatırım tercihleri aracılığıyla ulusal sanayi burjuvazisine yönelik birikim modelinin krize girmesinden sonra, 1980 yılında alınan 24 Ocak Kararları’yla birlikte liberalleşme ve dışa açılma

12 Dinçel, a.g.m, s. 111.

13 http://www.dsi.gov.tr/kurumsal/tarihce.htm. 14 Dinçel, a.g.m., s. 112.

15 Yüksek Denetleme Kurulu, Türkiye Elektrik İletişim A.Ş 2005 Raporu, 2006, s. VI. 16 http://www.tedas.gov.tr/1,Hakkimizda.html.

süreci başlamıştır.17 Nitekim, bu politika değişiklikleri elektrik enerjisi

sektörüne de yansımış, ilk olarak belediye ve köylerin elektrik hizmetle- rine ilişkin tesis ve işletmeleri TEK’e devreden 9 Eylül 1982 tarih 2705 sayılı Kanun’la,18 DSİ ve TEK’in santral kurma konusundaki tekeli de

kaldırılmıştır.19 Bu kanun, liberal politikaların elektrik enerjisi sektö-

rüne de uygulanmaya başlanacağının ilk göstergesini oluşturmuştur.

Belgede Tüm Yazılar, Sayı (sayfa 195-199)