• Sonuç bulunamadı

Türk Milli Eğitiminin Genel Amaçlarında Kültürler Arası Din Eğitimi

2.2. DKAB PROGRAMINDA KÜLTÜRLER ARASI DİN EĞİTİMİ

2.2.1. İlköğretim DKAB Programında Kültürler Arası Din Eğitimi

2.2.1.1. Türk Milli Eğitiminin Genel Amaçlarında Kültürler Arası Din Eğitimi

1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu'na göre Türk millî eğitiminin genel amaçları:

Madde 2.

Türk millî eğitiminin genel amacı, Türk milletinin bütün fertlerini;

1. Atatürk inkılâp ve ilkelerine ve Anayasa’da ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliği’ne bağlı; Türk Milleti’nin millî, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasa’nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış hâline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;

2. Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya

55 görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek;

3. İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek, gerekli bilgi, beceri, davranış ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak;

Böylece, bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan millî birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır (MEB, 2010: 1).

İfade edile sorumluluklar, kültürel değerlerin sadece aktarımı değil, aynı zamanda korunup yüceltilmesi ve geliştirilmesidir. Bu bağlamda din eğitimi ve öğretimi milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerin hem öğretilmesi ve benimsetilmesi noktasında mutlaka yapılması gereken bir eğitimdir (Yürük ve Kızılabdullah, 2012: 69).

Kültür, aynı zamanda bir miras olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu miras, doğru değerlendirilmediği zaman, işlevsel olma özelliğini kaybetmektedir. Bu bağlamda kültürel mirasın korunma ve geliştirilmesi noktasında din eğitimi ve öğretiminin rolü oldukça büyüktür. Din eğitimi ve öğretimi, hem kültürel mirasın aktarımı hem de korunak geliştirilmesi noktasında önem arz etmektedir (Yürük ve Kızılabdullah, 2012: 69).

2.2.1.2. İlköğretim DKAB Öğretim Programında Öncelikle Dikkat Edilmesi Gerektiği İleri Sürülen Hususlar Açısından Kültürler Arası Din Eğitimi

Programda “Nasıl bir din öğretimi?” sorusuna cevap olarak temel alınan kavramlar; İnsana Saygı, Düşünceye Saygı, Hürriyete Saygı, Ahlaki Olana Saygı, Kültürel Mirasa Saygı kavramlarıdır. Bu kavramlar programın kuramsal temellerini oluşturmaktadır. Burada saygı kelimesi düşünmek, tanımak, anlamak, sorgulamak ve değerlendirmek anlamında kullanılmaktadır. Saygı duymak, düşünmeyi, tanımayı,

56 anlamayı, sorgulamayı ve bir değerlendirmeye gitmeyi gerektirmektedir (MEB, 2010; Selçuk, 2000: 14).

Bu beş temel kavram din öğretiminin kavramsal temellerini oluşturmaktadır. Artık din öğretiminin önceki bilgileri naklederek yapılması mümkün değildir Çünkü dünya ve insan değişmekte, dünkü problemlere yeni problemler eklenmekte ve bu değişime yetişmek hiç de kolay olmamaktadır. Yetişmekte olan nesle sadece hazır kalıplar sunarak onların bu dünyada yaşamlarını sürdürmelerini beklemek artık pek gerçekçi bir beklenti olarak değerlendirilememektedir. İnsana, düşünceye, hürriyete, ahlaki olana ve kültürel mirasa saygıyı temel alan bu kuramsal bakış açısı, din öğretiminde alınacak tavrı belirlemektedir. Bu kuramsal bakış açısı “DKAB Öğretim Programları “geliştirilirken, ders kitapları yazılırken ve öğrencilerle din alanında iletişime geçilirken göz önüne alınmalıdır. Din öğretimi ile ilgili yaklaşım da genel olarak, “öğrencinin bilincinin gelişmesini sağlayacak şartları oluşturmak ve öğrenciye hayatın problemlerini çözebilmesinde yardımcı olacak yolları göstermek” (MEB, 2010: 3) olmalıdır.

Programda böyle bir yaklaşımın benimsenmesinin sebepleri olarak dünyada meydana gelen birçok yöndeki değişim, kapalı toplumdan açık topluma geçiş le toplumların birbirlerinden etkilenmeleri ve insanlığın teknoloji ve bilgide ulaştığı seviye din öğretiminde de buna uyulmasını gerektirmesi sayılabilir. Bu durum aynı zamanda din öğretiminin dünyanın karşılaştığı problemlerin çözümünde ona katkıda bulunması anlamına gelmektedir.

Buraya kadar söylenenler programın kuramsal yaklaşımını oluşturmaktadır. Peki böyle bir yaklaşımın öğrenciye somut katkıları ne olacaktır. Böyle bir yaklaşımın öğrencinin bilimsel gelişimine somut katkıları ne olacaktır? Bunlar doğru bilgi edinme, kendi başına düşünme kabiliyeti, eleştirel düşünme, seçme kabiliyeti, hayatın anlamını keşfetme ve aklını kullanarak inancını temellendirebilmektir. (MEB, 2010: 8; Selçuk, 2000: 19).

57 2.2.1.3. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretiminin Gerekliliği Konusunda İleri Sürülen Boyutlar Açısından Kültürler Arası Din Eğitimi

Din eğitiminin kuramsal temellerini altı temel üzerinden inceleyeceğiz. Bunlar:

Antropolojik- İnsani Temel: Bireyin din eğitim ve öğretimine neden ihtiyacı vardır?” sorusunun cevabı olarak programda, “Din öğretimini temellendirmeye insanın varoluş gerçeğinden başlamak isabetli olacaktır… bütün eğitim sistem ve felsefelerinde eğitimden beklenen temel görev görevlerin başında, fertlerin bütün yeteneklerini ortaya çıkarıp geliştirmek ve temel duygu ve ihtiyaçlarını birbiriyle uyumlu şekilde doyurmak gelmektedir (MEB, 2010: 6)”. Bu bakımdan din öğretiminin insanın önemli bir ihtiyacını karşılaması açısından gereklilik olduğu kabul edilmektedir. Antropoloji, Psikoloji ve özellikle Din Psikolojisi araştırmaları din duygusunun, her insanda doğuştan var olduğunu ortaya koymaktadır (Bulut, 2009, 723).

Din eğitiminden beklenen de kişilerin inanma ihtiyaçlarını doğru bilgi, duygu ve becerilerle doyurmalarına yardımcı olmaktır (Tosun, 2011: 94-95).

Toplumsal Temel: “İnsan toplumsal bir varlıktır (MEB, 2010: 6)”. Birey toplumsal hayatta karşılaştığı dini meseleleri yorumlarken bir yandan da toplumsallaşmakta, içinde yaşadığı toplumda dini bir farkındalık yaşamaktadır. Bu bağlamda birey, din eğitiminden yoksun bırakıldığında toplumsal yabancılaşma ve huzursuzluk tetiklenmiş olur (Kızılabdullah ve Yürük, 2012: 66).

Evrensel Temel: Teknolojideki hızlı gelişmeler iletişime, haberleşmeye yansımış, toplumları ve milletleri iç içe yaşar duruma getirmiştir. Küreselleşme ve dünyadaki gelişmelerin her ülkeyi anında etkisi altına alması, eğitimi ve din eğitimini de etkilemiştir. Dünyadaki bu hızlı değişiklikler ülkemizde yaşanılan dinler hakkında da temel bilgiler öğrenilmesini zorunlu hâle getirmiştir (MEB, 2010: 7). Bireylerin ve toplumların farklı alanlarda birbirleri ile karşılaşmaları “Kültürler arası Eğitim” “Dinlerarası Eğitim” disiplinlerinin doğmasına da zemin sunmuştur (Kızılabdullah ve Yürük, 2012: 70-71).

58 Felsefi Temel: “Her eğitim sisteminin yetiştirmeyi hedeflediği “insan tipi” vardır (MEB, 2010: 79). Türk Milli Eğitiminde de Din ve Ahlak Öğretiminin Genel Amacı: “Temel ve orta öğretimde öğrenciye, Türk Milli Eğitim Politikası doğrultusunda genel amaçlarına, ilkelerine ve Atatürk’ ün laiklik ilkesine uygun, din, İslam Dini ve Ahlak Bilgisi ile ilgili yeterli temel bilgi kazandırmak; böylece Atatürkçülüğün milli birlik ve beraberliğin, insan sevgisinin, dini ve ahlaki yönden geliştirilmesini sağlamak, iyi ahlaklı ve faziletli insanlar yetiştirmektir” (Tosun, 2011: 100-101). Milli eğitimimizin temel amaçlarına bakıldığı zaman, yetiştirilmek istenilen insan tipine ulaşmada DKAB dersinin sağlayacağı önemli katkılar söz konusudur (Bulut, 2009: 724) .

Hukuki Temel: Din eğitimi ve öğretiminin hukuki temelleri “hak” ve “hukuki metinler” çerçevesinde birkaç noktada toplanabilir (MEB,2010:7) Bunlar: Tevhid-i Tedrisat Kanunu (3 Mart 1924), T.C. 1982 Anayasası 24. maddesi, İnsan Hakları Beyannamesi’ nin 18. maddesi, Avrupa insan Hakları Sözleşmesi 18. maddesi, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği Karar ve Düzenlemeleri, 4-5 Mayıs 2007 tarihli Avrupa Konseyi Eğitim Bakanları toplantısında kabul edilen rapor ve AGİT tarafından hazırlanan Toledo Raporu başlıcalarıdır (Tosun, 2011: 102-107).

Kültürel Temel: Kültürel temeli açıklamadan önce kültür kavramına değinmek gerekir. Bir eğitim kavramı olarak kültür, “Bir toplumu ya da halkı duyuş, düşünüş, yaşayış bakımından öbürlerinden ayıran ve gerek özdeksel gerek tinsel alanlarda oluşturulan ürünlerin tümü” olarak tanımlanır ( tdkterim.gov.tr/bts/, Erişim Tarihi:02/12/2011). Kültür için çeşitli alanlar ortaya konmuştur. Bu alanlar: a) Gerçekliğin işleniş biçimleri b) birlikte yaşama biçimleri c)özel yaşam biçimleri d) Tanrı, dünya ve insan üzerinde yaşantı, bilgi ve betimlemelerdir. Bu bölümlemeye dikkat edildiğinde yaşam alanlarının kültür içerisinde yer aldığı söylenebilir. Bu bağlamda din eğitim ve öğretimi de kültür alanlarının içerisinde, merkezinde yer almaktadır (Kızılabdullah ve Yürük, 2012: 70-71).

Edebiyatımızda, musikimizde, davranışlarımızda ve konuşma biçimimizde, dine ait motifler, sembolik ifadeler, çok yönlü izler vardır. Dini öğrenip bilmek, bütün bunları anlamak için kaçınılmazdır (MEB, 2010: 7). Din bilgileri, okullardaki Türkçe, Sosyal Bilgiler, Tarih vb. derslerin işlenmesinde yardımcıdır ve gereklidir. Kültürün önemli öğelerinden olan ve kültürümüzü derinden etkileyen İslam dininin

59 öğretimi yapılmadığı durumlarda yeni nesillerin kendi kültürleriyle yabancılaşması söz konusu olacaktır (Bulut, 2009: 724).