TURKS STILL DEBATE SHAPE OF LANGUAGE
21. TÜRK DİL KURUMU ÖDÜLLERİ
vaniyeti, anal eroticism) gibi kavramlarla açıklamalarına yer veril-miş, bu arada "dışkıl üçlü" (anal triod) kavramı, "çocukluğun ilk yıllarında dışkılama eğitiminin uygunsuzluğu nedeniyle geliştiği ile-ri sürülen üç karakter özelliği (inatçılık, cimile-rilik, aşırı düzenlilik)"
biçiminde açıklanmıştır.
Kurumun verdiği dil ödülleri konusu üzerinde daha ayrıntılı
ola-rak durmadan önce, yazıda yer alan "Yapma dile mükâfat verilmiş,
yaşayan Türkçe caydırılmıştır. Dil Kurumu, milyonlarca lirayı bu
uğurda harcamaktadır. Görünüşte üyeler ücret almamakta, ama
her-birine kitap yazdırılarak, araştırma yaptırılarak büyük meblağlar
ödenmektedir" sözlerine de eğilmek gerekir. Önce, bütün üyelere
kitap yazdırılmamakta, araştırma yaptırılmamaktadır. Bu yolla
öde-mede bulunulan üyelerin oram, büyük bir olasılıkla, onda biri bile
bulmaz. Daha önceden kalanlarla birlikte, yazarın üyesi olduğu
Ba-tı Kaynaklı Sözcüklere Karşılık Bulma Yarkurulu'nun çalışma
ürün-lerini de içine alan Batı Kaynaklı Sözcüklere Karşılık Bulma
Dene-mesi II başlıklı yapıt Yarkurul'un bir üyesince, bir ödeme
yapılma-dan, yayım aşamasına getirilmiş, yapıtın kapsadığı açıklamalı
gir-dilerin % 37'sini, uzunluk olarak yapıtın % 42'sini kaleme alan bu
yazara da ödemede bulunulması söz konusu bile olmamıştı. Bu
ör-nekolaym yazıldığı sırada Kurumun yazarlara ödediği para, 200
söz-cükten oluşan "saymaca sayfa" başına 150 TL., terim sözlükleri
ya-zanlara yapılan ödemeyse girdi başına 25 TL. idi. Girdilerdeki
kav-ram açıklamaları, kimi kez yukarıda anılan örnekte olduğu gibi bir
tümceden oluşmakta, kimi kez çok daha uzun olabilmekte, kural
ola-rak söz konusu kavramın —varsa— eski dildeki, Fransızca,
İngiliz-ce, Almanca'daki karşılıklarının da konmasını gerektirmektedir. Bu
duruma göre, bin kavramlık bir terim sözlüğü oluşturan bir yazara
toplam olarak 25.000 TL. ödenmektedir. Bu konulardaki gerçeklere
tümüyle ters düşen söylentiler, belki de geçim sıkıntısının ne
oldu-ğunu bilmeyen birçok kimselerin Türk toplumundaki korkunç "aydın
sömürüsü"nün boyutlarını algılayıp anlamakta güçlük
çekmelerin-den ileri gelmektedir.
Seçiciler Kurulu, Yönetim Kurulu'nun üçü kendi içinden, ikisi dışardaki kurum üyeleri arasından olmak üzere seçtiği beş kişiden oluşmakta, ayrıca yedek üyeler de seçilmektedir. Ödül, bir önceki yıl içinde ilk baskısı yayımlanmış yapıtlardan yazarların başvurusu üze-rine aday gösterilenlerden değer görülenlere verilmektedir. Bilim dil ödülü, biri toplumsal bilimler, öbürü doğa bilimleri alanından olmak üzere iki yapıta verilebilmektedir. Ödüle aday yapıtlar, yedekler de içinde olmak üzere tüm üyelerce incelenip Kurum'a kapalı zarf için-de yazılı görüş bildirilmekte, 26 Eylül Dil Bayramı öncesiniçin-de kurul olarak bir araya gelen üyeler yazanaklarını açıp öbür üyelere oku-duktan sonra durumu görüşerek ödül verilecek adayı belirlemekte, kimi kez de ödüle değer bir yapıt bulunmadığı sonucuna varmakta-dırlar. Ödül kazananlar Dil Bayramında açıklanıp ödülleri dağıtıl-maktadır.
Yazar, Kurumun ödül yönetmeliğinin bu konudaki belirsizliğini, yetersizliğini başından beri görmüş, düzenlediği ayrıntılı yazanak-larda ödüle aday yapıtlara ilişkin görüşlerini bildirmeden önce şu görüşlere yer vermiştir:
TDK Yazın ve Bilim Yapıtları Ödül Yönetmeliği'nin 7. maddesinde "ödül veri-lecek yapıtlarda dil değeri ve Türk Dil Kurumu ilkelerine bağlılık yanında ... bi-lim yapıtlarında bibi-lim değeri aranacağı" öngörülmüş olmakla birlikte, değerlen-dirmede göz önünde bulundurularak öğeler konusunda yeterince açıklık yoktur.
Kurum tüzüğünün Türk Dil Kurumu'nun amacını "dilimizin özleşmesini ve bütün bilim, teknik ve sanat kavramlarını karşılayacak yolda gelişmesini devrim-ci bir anlayışla ve bilim metotlarına uygun olarak sağlamaya çalışmak" olarak belirleyen 4. maddesinin de ışığı altında, ödül verilecek bir yapıtın taşıması ge-reken niteliklerle değerlendirmede göz önünde bulundurulması gege-reken ilkeler, kanımca, şunlar olmalıdır:
1. Ödül alacak bir bilim yapıtında dilimizdeki özleşme akımı yakından izlen-miş, gerek genel dildeki sözcüklerin gerek bilimsözlerinin Türkçeleri kullanılmış, Türkçeleri bulunan sözcüklerin Batı ya da Doğu kökenli karşılıklarının kullanıl-masından titizlikle kaçınılmış olmalıdır.
2. Yazar, bilimsözlerinin dilimizde var olan karşılıklarını eksiksiz olarak kul-lanmakla kalmamalı, yabancı kökenli bilimsözlerine uygun Türkçe karşılıklar bul-mak, en azından bu konuda önerilerde bulunmak için de çaba göstermiş olma-lıdır. Bugün dilimizdeki yabancı sözcüklerin çoğu bu türden sözcükler olduğu için, Kurum, böyle bir koşul aramakla Bilim Yapıtları ödülü'nü bilim dilinin öz-leşmesinde etkili bir özendirme aracı olarak kullanabilmek olanağına da kavuş-muş olacaktır.
3. Ödül alacak yapıtta, anlatım, yazım, noktalama yanlışlıklan bulunmamalı, dilin kullanılmasında belirli bir yetkinlik düzeyine ulaşılmış olmalıdır.
4. TDK'nun bir ödül yarışmasında, adı Bilim Yapıtları ödülü de olsa, yapıtın dilinin daha büyük bir ağırlık taşıyacağı açık olmakla birlikte, yapıtın yöntem,
biçim, kapsam, bulguların değeri gibi bakımlardan belirli bir düzeyin altında bu-lunmaması, "bilimsellik" niteliğine gölge düşürecek eksikliklerle özürlü olmaması gerekir.
Yazar, yukarıdaki önerilerini açıkladığı 1977 yılı bilim ödülüne aday yapıtlara ilişkin yazanağının "Sonuç" bölümünde de şunları yazıyordu :
"Yazın ve Bilim Yapıtları Ödül Yönetmeliği"nin 6. maddesinde "her üyenin her yapıt için 100 sayı üzerinden değerlendirme yapacağı," "toplam sayılardan en yüksek sayıyı alan yapıtın ödülü kazanmış sayılacağı," "toplam sayıların yansın-dan bir artığını alamayan yapıta ödül verilmeyeceği" öngörülmektedir. Kanımca aşırı ölçüde "mekanik" olan böyle bir değerlendirme yöntemi bu ödül yarışması-na uygun düşmemektedir. Üstelik, maddenin metninden 100 üzerinden 51 alan bir yapıta da ödül verilebileceği anlamı çıkmaktadır. Oysa yüz üzerinden 50, 60, hatta 70 alan bir yapıt ne iyi ne de kötüdür.. Dolayısıyla böyle bir yapıta ödül verilmesi söz konusu olmamalı, ödül alacak yapıtın "iyi"nin de üstünde, "çok iyi"
olması koşulu aranmalıdır. Kanımca bu değerlendirme yöntemi de bu yıl uygu-lanmamalı, gelecek Kurultay'a bu konuda da yeni önerilerle gidilmelidir.