• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II: YAPIM EKLERİ

2.1. Türkçede Yapım Ekleri

Bir dili canlı kılan en önemli hususlardan biri, o dilin kendine has yöntemlerle daha yeni kelimeler üretebilmesidir. Ancak kültürler arası etkileşimlerden dolayı diller arasında kelime alışverişleri ile de sık sık karşılaşabilmekteyiz. Fakat bu tür kelime alışverişlerinin yoğunluğu dilin geleceği için tehlikeler de barındırmaktadır. Eğer bir dil yeni kavramları karşılamak ve nesneleri tanımlamak için diğer dillerden sürekli transferlere kalkışıyorsa, o dilin kelime üretme gücü giderek zayıflar (Banguoğlu 2011, 154).

Banguoğlu'na göre başlangıçta Türkçede yalnızca kökler vardı, zamanla kökler diğer köklerle sürekli birlikte kullanılmalarından dolayı kök olma özelliğini kaybetti ve ekleşmeye başladı. Ancak ekleşirken de kök hâlindeki anlamından büsbütün kopamadı ve o anlamda işlevler yüklenerek ek hâlinde kullanılmaya devam etti. Bu

24

gelişmelerin izleri tarihi metinlerden günümüze doğru takip edilebilmektedir. Mesela günümüzde +DXr şeklinde kullanılan dur- kökünün şimdiki-geniş zaman 3. tekil şahıs şekli durur şeklinden bu hâle dönüşmüştür. Nitekim XV. Yüzyıl metinlerinde durur ya da turur şekilli örnekler fazlaca mevcuttur. Aynı şekilde ile kelimesi de gittikçe +lA şekline dönüşerek ekleşmeye yüz tutmuştur (Banguoğlu 1941, 28).

Eklenildiği yere göre ekler üçe ayrılır: önek, içek ve sonek. Türkçe sondan eklemeli bir dil olduğu için, önek ve içek Türkçede bulunmamaktadır (Ediskun 2005, 101).

Yapım ekleri işlekliklerine göre de gruplandırılabilir. Bazı ekler yalnızca birkaç kelimede görülebilirken, işlek olan ekler ise sayıları çok olmasa bile kullanılış sıklığı bakımından neredeyse çekim eklerine yaklaşırlar (Acun 1999, 4).

İsim ve fiil kök ya da gövdelerine eklenerek onlardan yeni isim veya fiil gövdeleri yapan eklere yapım eki denir. Korkmaz’a göre bazı benzerlikler olsa bile isme gelen bir yapım eki fiile, fiile gelen bir yapım eki de isme gelemez. Çünkü Türkçede ekler ve köklerin birleşmesi tamamen kurallı ve sistematiktir (Korkmaz 2014, 111). Ancak Öztürk’e göre bu durum nadir görünse de mümkündür. Sebebi ise isim ve fiil olan sesteş köklerin bulunmasıdır. Örneğin bir isimden fiil yapım eki olan +msA- eki gül ismiyle sesteş olan gül- fiiline getirilerek gülümsemek şeklinde fiilden fiil yapım eki olarak kullanılmıştır (Öztürk 1999, 320). Ancak bu tek bir örnekte görüldüğü için örnekseme de olabilir.

Türkçede yapım ekleri dörde ayrılır: 1. İsimden İsim Yapan Ekler 2. İsimden Fiil Yapan Ekler 3. Fiilden İsim Yapan Ekler

25

4. Fiilden Fiil Yapan Ekler (Korkmaz 2014, 111)

Türkçede eklerin ekleniş sırası bir sisteme bağlıdır. Kelime türeten ekler oldukları için yapım ekleri sıralama bakımından çekim eklerinden önce gelirler. Bir kelimeye birden fazla yapım eki üst üste eklenebilir. ön+cü+lük, baş+la-t-tır- örneklerinde görüldüğü gibi (Korkmaz 2014, 111).

Yapım eklerinin hepsinin işlekliği aynı derecede değildir. Bazıları neredeyse bütün isim ya da fiil kök ve gövdelerine gelebilirken bazısı sadece birkaç kelimeyle sınırlı bir kullanıma sahip olabilir. Yapım ekleri her zaman yeni sözcük türetmezler. Yapım eklerinin bir işlevi de getirildiği kelimenin türünü değiştirmektir. Gelen kız örneğinde görüldüğü gibi fiil köküne getirilen -an ekiyle kelime sıfat işlevi almıştır. Yapım eklerinin bazıları kökle kaynaşarak gövde olduğu anlaşılmaz bir hâle gelebilir: güreş, usan- gibi (Teker 2009, 180).

Bazı örnekler vardır ki kurala aykırı bir biçimde çekim ekleri yapım eklerinden önce gelebilmekte ya da öyle gözükmektedir. Meselâ ev+de+ki örneğinde +ki aitlik eki bir yapım eki olmasına karşın +DA bulunma hâli ekinden sonra gelmektedir. Demir ve Yılmaz bu duruma sebep olarak +ki ekinin işlek bir şekilde kullanılmasını gösterirler. on+da+lık, gün+de+lik gibi örneklerde de +lXk yapım ekinin +DA bulunma hâlinden sonra gelmesi, +DA eki bulunma hâli ekinin işlevini kaybederek bir yapım eki fonksiyonu kazanmasıyla açıklanır (Demir- Yılmaz 2006, 174). Bu örneklerde +DA eki aslen çekim eki olmasına karşın burada yapım eki fonksiyonunda olduğu için +lIk ekinden önce gelebilmiştir (Ediskun 2005, 102). Adalı bu durumu “işletim ardıllarının türetim görevi yüklenmesi” olarak tanımlar (Adalı 2004, 83).

26

Karaağaç’a göre, Türkçede aynı türden türetilen kelimelerle farklı türden türetilen kelimeler arasında mühim bir fark bulunmaktadır. Isimden isim ya da isimden fiil türeten eklerin ne tür bir işlev taşıdıkları çok daha belirginken isimden fiil ya da fiilden isim türeten eklerin işlevi bu kadar açık olmamakta herhangi bir isim ya da fiil türetmektedirler (Karaağaç 2012, 256).

Türkçede bazı yapım ekleri tek bir şekle ve işleve sahipken bazı yapım ekleri de tek bir şekle sahip olmasına rağmen birden fazla işlev görebilmektedir. Gedizli’nin makalesine göre tek şekilli ve tek işlevli yapım eklerinin sayısı 36’sı isimden isim, 49’u fiilden isim, 8’i isimden fiil ve 7’si de fiilden fiil olmak üzere toplamda 100 adettir. Tek şekilli olup iki işleve sahip olanlar ise 24’i isimden isim, 21’i fiilden isim, 4’ü isimden fiil ve 1’i de fiilden fiil olmak üzere %25’lik bir orana sahiptir. 8 isimden isim, 9 fiilden isim, 6 isimden fiil ve 7 fiilden fiil olmak üzere toplamda 30 tane yapım eki de tek şekilli olup üç ayrı işleve sahiptir. 4 tane olan ve toplamda 16 tane sözcük türeten A, Ar, (X)k, ve (X)l ekleri ise tek şekilli olup 4 farklı işleve sahiptirler (Gedizli 2012, 3364).

Aşağıda Türkçedeki yapım ekleri Türkiye Türkçesi kelime örnekleri verilerek gösterilmiştir. Örnekler gramer kitaplarından alındığı için ekleri cümle örneği vererek açıklayan bir kaynak bulunamamıştır. Zaten işlevler kelime ile sınırlı olduğu için, bu durum fazla bir sorun yaratmamaktadır.

Benzer Belgeler