• Sonuç bulunamadı

Türkiye Türkçesi, Oğuz Türkçesine benzemektedir. Oğuz diline dayanan bir yazı lehçesinin oluşması Türklerin Anadolu'ya yerleşmesinden sonra başlamıştır. Çağdaş anlamda bir standartlaşmadan söz edilemeyecek olan bu dönem Türkçesi için eski Osmanlıca, Eski Türkiye Türkçesi gibi terimler kullanılmaktadır. (Karadoğan, 2004, s. 8). Türkçedeki bütün şekiller, son eklere dayalıdır. Deny (2004), ek almış kelimelerle ilgili kuralları şu şekilde belirtimiştir:

1. Eklerdeki bütün ünlüler, 1. ses değişim kuralına uyarlar ve bu ünlüler dar ise aynı zamanda 2. değişim kuralına da uyarlar.

2. Eklerdeki i tipi dar ünlüler arasında çift dönüşüm olur (Deny, 2004, s. 153). Deny’nin burada, ek kavramını yapım ve çekim eki bağlamında ele aldığını söylemek faydalı olacaktır. Bu genel kuralların haricinde son ekli olan Türkçenin ek özellikleri, Deny tarafından Tablo 1’de gösterilmiştir (bk. Tablo 1)

16 Tablo 1. Kelime Başında ve Kelime Sonunda Ek Durumları ve Değişimleri

17

Anadolu’daki yazı dilinin 1450’li yıllardan sonraki dönemi için Osmanlı Türkçesi ve Osmanlıca terimleri kullanılmaktadır. Bazı kesimler Türkçe olmayan bir dil söz konusuymuş gibi düşünürken bazı kesimler de var olan durumu dikkate almayıp iyileştirici manalara gitmişlerdir (Demir ve Yılmaz, 2003, s. 84). Oysaki esas olan Osmanlı Türkçesi olarak bilinen dilin sadece yazı dili olmasıdır. Sözlü dilin tamamı Eski Türkçedir.

Eski Anadolu Türkçesi ve Osmanlı Türkçesinin 1900’lü yıllardaki devamı Türkiye Türkçesi olarak kabul edilir. Osmanlı Türkçesi ile Türkiye Türkçesi arasında ses ve yapı bakımından pek farklılıklar bulunmamaktadır. Lakin kelime dağarcığında, dilde sadeleşme hareketi ve dildeki gelişmelerle birlikte önemli değişiklikler olmuştur.

Sözcüklerin cümle içindeki yerlerine göre işlevlerini belirtmek ya da sözcüklerden farklı anlamlarda yeni sözcükler üretmek amacıyla kullanılan seslere / hecelere ek denir. Diğer bir ifadeyle kendi başına anlamı olmayıp sözcüklerle bir araya geldiğinde bu sözcüklerle anlam kazanan ses ve heceler, ek olarak adlandırılır.

Sözcüklere cümlelerde görevler kazandırıldığında ve onlardan yeni sözcükler türetilirken eklerin tasnifine bakıldığında ilk olarak yapım eklerine öncelik verilir. Çünkü yapım eki, dilin yaşamasını sağlayan en önemli dil bilgisi unsurudur. Yapım eklerinin üzerine çekim ekleri gelir. Yapı yönüyle sondan eklemeli bir dil olan Türkçede, yeni kelimelerin türetilmesinde ve dile işleklik kazandırmada ekler, çok önemli bir görevi yerine getirirler.

2.2.1.Yapım Ekleri

Türkçede sözcük incelemelerinin adlandırılması hususunda farklı görüşler ve tanımlar mevcuttur. Korkmaz (2003), şekil bilgisi terimini tercih eder ve şu şekilde açıklar ; “Bir dilin kök kelimelerini, eklerini, köklerle eklerin birleşme yollarını, eklerin anlam ve görevlerini, türetme ve çekim özelliklerini ve şekille ilgili öteki konularını inceleyen gramer dalıdır. Şekil bilgisinin temel öğeleri kelime kökleri ve eklerdir.” (Korkmaz, 2003: s.5).

Türkçede ekler, yapım ekleri ve çekim ekleri olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Yapım ekleri, sözcük kök ve gövdelerine gelerek yeni ve kalıcı sözcükler üretmek için

18

kullanılmaktadır. Çekim ekleri ise sözcüklere geçici olarak eklenirler ve sözcükler arasında çeşitli anlam ve gramer ilgisi kurarlar. Korkmaz (2003), yapım eklerinin kelime yapımında kullanıldığını, daimi olarak diğer sözcükler arasında ilişkilendirme yapılmasında bir araç olarak kullanıldığını ifade eder; çekim eklerini ise yapım eklerinin tam tersi yönünde etkinliği olduğuna işaret eder Türkçede yapım ekleri dört gruba ayrılmaktadır:

 İsimden isim yapan ekler,  Fiilden isim yapan ekler,  İsimden fiil yapan ekler,  Fiilden fiil yapan ekler.

2.2.1.1.İsimden İsim Yapan Ekler

İsimden isim yapan ekler; isim kök ve gövdelerine eklenerek, isimden yeni isimler yapılmasını sağlamaktadır. Türkiye Türkçesinde isimden isimler üretmek için yetmiş üç isimden isim yapım eki kullanılmaktadır. Ergin (2009), “isimden yapılmış isimler anlam bakımından asıl kelimelerine riayet ederler ve asıl isimle bağlantılı yer, meslek, topluluk, vasıf, bağlılık, aitlik vs. gibi nesneler ifade eder ve bu eklerin nerdeyse bütün kelimelerin sonuna gelebilirler (Ergin, 2009,S.154)” şeklinde bu maddeye açıklık getirmiştir.

2.2.1.2.Fiilden İsim Yapan Ekler

Fiilden isim yapan ekler, fiil kök ve gövdelerine eklenerek, fiillerden isimler üretilmesini sağlarlar. Bu eklerin Türkiye Türkçesinde tespit edilen sayısı da 81’dir. Korkmaz (2003), zarf-fiil eklerini de bu gruba dâhil etmiştir (Korkmaz, 2003, s.67). Ergin (2009), yapım ekleri içerisinde sayıca bu grubun fazla olduğunu ve Türkçedeki isimlerin büyük bir kısmının fiilden türetilmiş isimler olduğunu tespit etmiştir .(Ergin, 2009, s.185).

19 2.2.1.3.İsimden Fiil Yapan Ekler

İsimden fiil yapan ekler, isim kök ve gövdelerine eklenerek, isimlerden yeni fiiller üretilmesini sağlarlar ve Türkiye Türkçesinde bu eklerin sayıları 20 olarak tespit edilmiştir. Bu gruba giren eklerin en önemli özelliği, eklendikleri ad kök ve gövdelerini “olma, oluş bildirme”, “yapma, yapış bildirme” özelliğinde birer fiile dönüştürmeleridir (Korkmaz, 2003, s.110).

2.2.1.4. Fiilden Fiil Yapan Ekler

Fiilden fiil yapan ekler de fiil kök ve gövdelerinden fiil üretmek için kullanılırlar. Fiil gövdeleri, fiilden fiil veya isimden fiil yapım ekleriyle oluşturulmuştur. Genel olarak gramer kitaplarında Türkiye Türkçesinde 21 fiilden fiil yapım eki tespit edilmiştir. “Fiilden fiil yapan ekleri nitelikleri bakımından önce iki gruba ayırmak gerekir.” diyen Korkmaz (2009); “Birinci gruptakileri, diğer yapım eklerinin işlevi gibi eklendikleri fiilde köklü anlam değişikliği yaparak eskisinden farklı anlamda fiiller türeten ekler ve ikinci grupta yer alanları ise, eklendikleri fiillerin temel anlamlarında köklü birer değişiklik yapmayan, fiilin özne ve nesne ile bağlantısında yalnızca biçim ve durum değişikliği yapan eklerdir.” şeklinde değerlendirir (Korkmaz, 2003, s.123). Eker (2009) de fiilden fiil yapım eklerini kendi içinde sınıflandırarak olumsuzluk, ettirgenlik, edilgenlik, dönüşlülük, işteşlik, sıklık ve kuvvetlendirme çatıları olarak yedi grup şeklinde ele alır (Eker, 2009, s.329).

2.3. Türkiye Türkçesinde Bazı Yapım Ekleri

Benzer Belgeler