• Sonuç bulunamadı

2.8.1. Türkçe Dilinin Öğretiminde Kullanılan Teknikler

2.8.1.1. Anlatım Tekniği

Küçükahmet, (2001) anlatma öğretmenin bilgilerini pasif bir şekilde oturarak dinleyen öğrencilere, otokratik bir biçimde ilettiği geleneksel yöntemlerden birisidir. Modern öğretimde, anlatmaya genellikle pek fazla yer verilmemektedir. Öğretmen hemen her konuda bu yöntemden belli bir ölçüde yararlanma gereksinimi duymaktadır. Önemli olan husus, gösterilen konu anlatımın yerinin ve anlatım süresinin iyi bir seçimi olarak gösterilebilir. Anlatımın kısa ve ilginç bir hale getirilmesi herkesin dikkatini çeken bir faktördür. Öğretmenin öğrencilerine açıklayıcı ve konuyu öğrencilerin ilgisini çekecek şekilde vermesi ve iletmesi ayrıca konunun içine öğrenciyi çekmesi, ilişki kurmasına yardım etmesi anlatım şeklinin olumluluğu yönünde katkı sağlayacaktır. Türkçe ders anlatımında bazı kurallar vardır. Bunlar (Öğretmen merkezli olması, aynı anda bir konunun çok sayıda öğrenciye anlatılması, dinleyici ile öğrencilerin konuya yönelik ilgi kazanmalarının sağlanması, öğrencilere konuyla ilgili kısa ama net bilgilerin verilmesi, ilgili ders konusunun farklılık ve etkinlik sağlayacak şekilde anlatılması, öğrenciye dersin dinlenilmesi yönünde becerilerin kazandırılması). Türkçe eğitim ve öğretiminde, dilin en yaygın olarak öğrenciye anlatılma yollarından birisi de anlatım şeklidir. Uygun’un 1996 yılında yapmış olduğu bir çalışmada Türkçe dersi yönünde eğitim veren öğretmenlerin yaklaşık %35,4 ‘ünün anlatım yolu ile eğitim verdiğini belirmektedir.

2.8.1.2. Soru ve Cevap Yöntemi

Hesapçıoğlu, (1998) yaptığı çalışmada soru sorma tekniğinin kullanılmasının, öğrencinin dil öğreniminde fayda sağladığını göstermektedir. Gerek klasik gerekse modern eğitim sisteminde soru sorma tekniği öğrencinin bilgiye ulaşmış olup

olmadığının belirlenmesi yönünde katkı sağlayan yöntemlerden birisidir. Ayrıca soru sorma yöntemi sayesinde öğrencinin geçmiş dönemde verilen konulara yönelik olarak hatırlama ve geri kazanım yönünde fayda sağladığını da belirtmek gerekmektedir. Ayrıca soru sorma yöntemi öğrencinin konuya daha fazla yoğunlaşmasına ve daha fazla hâkim olmasına neden olacaktır. Bu sayede araştırma, kendini konuyla ilgili geliştirmeye yönelik olarak farklılık içinde değiştirecektir. Kayman’ın, (1997) yaptığı bir çalışmasında kavram haritalarının dil bilgisi öğretiminde kavram haritalarının etkinlikleri sırasında tamamen öğrencinin mevcut bilgileri ile hareket ettiğini göstermektedir.

2.8.1.3. Gözlem Tekniği

Ünalan’a, (2001) göre, bir olay ya da bir gerçeğin türlü belirtiler ile oluşan şartlar altında incelenmesi sırasında gözlem yapmak gerekir. Öğrencilerin gördükleri olumsuzluklar veya sorunları analiz etme ve analiz ettikleri sorunlara yönelik olarak tahmin yürütme, tahminlerin ifade edilmesinde gözlem tekniği kullanmaları düşünülmelidir. Gözlem tekniği sayesinde öğrenci konuya yönelik tahmin ve yorum yapma yeteneğini geliştirmektedir. Türkçe’nin kullanılması ve dilin birçok yapısı içindeki kelimelerin sözcüklerin konuya yönelik olarak ifade şeklinde kullanılması gözlem tekniğinin yardımı ile sağlanmaktadır. Bu yönde yapılan çalışmalardan elde edilen bilgilere göre gözlem tekniği ile elde edilen bilgilerin daha kalıcı olduğu yönünde veriler göstermesidir. Gözlem tekniği ile yapılan çalışmalar daha kalıcıdır diyebilmekteyiz.

2.8.1.4. Proje Tekniği

Özden’in (1999) yaptığı çalışmada proje tekniği ile yapılan çalışmalar öğrencinin olay veya konu içinde daha fazla kalmasına neden oluşturmaktadır. Proje tekniği sayesinde öğrenci gruplar oluşturmakta, bir konu üzerinde birden fazla öğrencinin birlikte çalışmasına imkan ve olanak sağlanmaktadır. Doğan’a (1997) göre, proje tekniği öğrencinin planlama yapma, uygulama, değerlendirme, aktif olarak olaylara katılma ve oluşan sorunlara çözüm üretme konusunda öğrenci açısından büyük katkı sağlamaktadır. Ana dilin öğretiminde öğrencilerin gerçekleştirdiği proje çalışmalarında onların iletişim becerilerinin geliştiğini de söylemek mümkündür. Müler- Michaels’e (1980) göre ise, ana dilin bağlamında proje temelli dersi şu şekilde

tanımlamaktadır. Projeler uygulamada karşılaşılan önemli dil, edebiyat problemlerinin bilimsel bilgiler yardımı ile öğrenme grubu tarafından aktif ve işbirlikçi bir şekilde çözüldüğü ders biçimidir. Bu yolla bilgi edinimi yanında problem çözme yönünde öğrencinin kabiliyeti gelişmektedir.

2.8.1.5. Dramatizasyon Yöntemi

Özden’e (1999) göre dramatizasyon, rol alma çeşitli öğretim ve öğrenim amaçları için kendiliğinden meydana gelen hazırlıksız yaşam tecrübelerinin aslına benzer bir şekilde canlandırılması ve sunulması yöntemidir. Bir başka deyim ile birtakım durum ve olayların hareket, konuşma ve taklit edilmek yolu ile karşı tarafa aktarılması da denilmektedir. Bireyin taklit yöntemi ile kendisini, olaylar model alınarak aktarması, düşünce ve fikirlerini oyun ile sunması, dilin daha kapsamlı olarak algılanması olaylar içinde bir bütünlük sağlamasına yardımcı olmaktadır. Hesapçıoğlu’na (1998) göre ise, öğrenci merkezli yöntem olması ve dolayısı ile öğretim yöntemlerinde dramatizasyon tekniği ile verilen konunun öğrenci tarafından canlandırılarak anlatılması hem sözcük dağarcığını genişletecek hem de konuya yönelik düşünce ve fikirlerini kendine özgü olarak kullanma kabiliyetini yükseltecektir şeklinde yorumlanmaktadır. Dramatizasyon tekniği eğitim açısından olduğu kadar, günlük yaşam içinde yer alan olay ve konuların farklı bir ifade içinde sanki olayı yeniden yaşıyor veya anımsanıyor gibi karşıya aktarılması açısından da önem taşımaktadır.

Birçok zihinsel ve bedensel engelli bireyin rehabilitasyon dönemi içinde bu tip uygulamaların gerçekleştirildiğini unutmamak gerekir.

2.9. Okuduğunu Anlama Becerilerinin Öğretilmesi Ve Kullanılmasını

Benzer Belgeler