• Sonuç bulunamadı

Türev ilişkilerinde bir metin başka bir metne parodi,alaycı dönüştürüm ve pastiş gibi yöntemlerle bağlanır.

2.2.1. Yansılama (parodi)

Yansılamak, mecazî anlamda birinin söylediklerini, yaptıklarını alay ederek tekrarlamaktır. 84

Parodia ise köken olarak, Gérard Genette’nin tanımıyla, “bir şarkıyı başka bir tonda söylemek, yeni bir melodiyi başka bir ses perdesine geçirmek”85

tir. Bir metni başka bir amaçla kullanmak ona yeni anlamlar yüklemektir. Bir eseri değiştirip - başta destan türü olmak üzere- ciddi ve soylu bir türün yerini alaycı bir anlatımın almasıdır. Kahramanlıktan sıradanlığa uzanan bu çizgide “alay” unsuru, ilk sırada yer alır. Asıl anlatılmak istenen saf dışı bırakılarak ironik bir söylem, komik bir anlatım tercih edilir. Yazar, yansılamada metnin konusunu değiştirerek anlamı saptırabilir; metnin konusuna dokunulmadan biçem dönüşümünü de uygulayabilir.

84Türkçe Sözlük, s.2524. 85

Yazar son olarak bir biçemi karşıt bir görüşle ele alıp onunla alay edebilir. Bu, alaycı dönüştürümden farklıdır:

“Önceleri yansılama’yla iç içe anılan alaycı dönüştürümden belirgin bir biçimde ayrılan öykünme, XIX. yüzyılda, yansılama’dan ayrılarak özerk bir kavram olduktan sonra, hiçbir çiftanlamlılık yaratmadan, yalnızca bir biçemin taklidine gönderir: Önceleri yansılama’nın değişik bir biçimi olarak görülen ‘alaycı dönüştürüm’ ise yine Genette’in önerdiği tanımlamaların ardından yansılamadan ayrılır. Buna göre, alaycı dönüştürüm bir yapıtın konusunu değil, biçemini değiştiren bir anametinsellik yöntemi olarak tanımlanır.”86

Parodide dış yapı muhafaza edilirken içerik çarpıtılarak sunulur. Buna dünya edebiyatından verilecek en güzel örnek iki Alman yazara aittir. Günter Grass’ın Teneke Trampet’i, Goethe’nin Wilhelm Meister adlı eserinin parodisidir. İki eser tamamen zıt kutupları temsil etmektedir. Goethe, Wilhelm figürüyle üstün insan portresi çizerken, Grass ise Oskar adlı kişisinde en aşağılık, en ahlâksız, en vurdumduymaz; toplumun, dinin, bireyin bütün kurallarını çiğneyen bir portre çizer. Bu parodide biçim muhafaza edilirken içerik tam anlamıyla çarpıtılmıştır. 87

Yansılamada biçimi olduğu gibi taklit etmek mümkün değildir. Zira bunun adı kopya olur ve anlam dönüşümü de gerçekleşmez. Yansılamada aslolan, biçimin en az değişiklikle dönüştürülmesi, anlamın ise saptırılmasıdır. Biçim özgün, metne yakın olduğu ölçüde başarılıdır. Yansılamada uzun metinler tercih edilmez. Yani alıntı sayfalarca sürmez; kısadır. Meselâ iki ünlü Fransız yazarına ait aşağıdaki örnek, böyledir:

“Corneille, ciddi bir düzende Chiméne’in babasından söz ederken şöyle yazar: ‘Alnındaki kırışıklıklara kahramanlıkları kazınmıştı.’ Aynı dizeyi Racine

86Kubilay Aktulum, Metinlerarası İlişkişler, s.95. 87

(yalnızca eylemin zamanını değiştirerek) Les Plaideurs’de, Kralın mübaşiri olan babasından söz eden I’Intimé’nin ağzından alaycı bir tonla yeniden yazar:

‘Başkasının altı ayda kazandığını bir günde kazanıyordu. Alnındaki kırışıklıklara kahramanlıkları kazınıyordu.’”88

2.2.2.Alaycı Dönüştürüm (travestissement burlesque)

Alaycı dönüştürüm, bir eserin konusunu veya içeriğini değiştirerek ondan eğlenceli bir eser üretmektir. Hem eleştiri hem de eğlenme ön plândadır. Alaycı dönüştürümün yansılamadan farkı, yansılamada biçim sabit tutularak konu üzerinde değişiklik yapılır. Alaycı dönüştürümde ise konu sabit tutularak biçim değiştirilir. Alaycı dönüştürümde edebiyat tarihinin önde gelen metinleri, -millî metinler, genellikle destan- tercih edilir. Bu metinlerdeki üst perdeden hitap eden dil sıradanlaştırılarak yeniden yazılır.

Alaycı dönüştürümde çok geniş ve farklı bir zihinle renkli kelimelere yer verilir:

“sözdizim düzleminde, tümceler arasında kopukluklar, eksiltiler, yer değiştirmelerle belirlenir; sözbilim düzleminde ise üst üste yığmalara, karşısava, tumturağa, gülünç olana yer verir. Tüm bu unsurlar, temel özelliği uyumsuzluk, kopukluk, ayrışıklık vb. olan bir biçem yaratır.”89

88Kubilay Aktulum, Metinlerarası İlişkişler, s.96. 89 Kubilay Aktulum, Metinlerarası İlişkişler, s.102.

2.2.3.Öykünme - Taklit (pastiş)

Öykünme, sözlük anlamı itibarıyla “taklit” demektir. 90

Metinlerarası yöntem anlamında öykünme, yansılamadan farklı olarak, alaycı dönüştürümde olduğu gibi metnin biçeminin değiştirilmesiyle gerçekleşir. Yazar, orijinal metinden yola çıkarak kendi metnini oluşturur. Fakat burada dikkat edilmesi gereken nokta, öykünmede alaycı dönüştürümde olduğu gibi metnin dönüştürülmesi yoktur; onun yerine metnin taklit yoluyla yeniden yazılması vardır.

Önceki yazarın dil ve anlatım özellikleri, sonraki yazar tarafından taklit edilir. Öykünme(taklit) sadece biçimsel bir sınırlamayla oluşturulmaz; bunun yanında içerik de taklit edilebilir. “Öykünme bir metni değil biçemi taklit eder. Bir yapıtın biçemi, ya da ‘anlatım biçemi’(idéolecte) dolaylı olarak taklit edilir.” 91 Öykünmede amaç yansılama ve alaycı dönüştürümde olduğu gibi eğlendirmek ve gülünç bir etki yaratmaktır. Bunun dışında yazarın amacı, eleştiri ve övgü boyutuna da ulaşabilir.

Öykünme(taklit) yönteminin en iyi uygulayıcısı olan “Proust, Lemoine davasından yola çıkarak dokuz farklı öykünme yazar. Balzac, Flaubert, Sainte- Beuve, Renan, Michelet, Régnier, Goncourt, Saint-Simon, Chateaubriand’ın anlatım biçimlerini taklit ederek, aynı davayı onların biçemiyle (“a la maniére de) yeniden yazar.”92Öykünmede sadece biçem değil, biçemin yanında birtakım anlam özellikleri de taklit edilir.

90

Türkçe Sözlük, s.1864.

91 Kubilay Aktulum, Metinlerarası İlişkişler,s.107. 92 Kubilay Aktulum, Metinlerarası İlişkişler,s.107-108.

3.TÜRK ŞİİRİNDEN ÖRNEKLER

Benzer Belgeler