• Sonuç bulunamadı

Suriyeli Misafirlerin Geldikleri Suriye Kentleri

Özellikle bakıldığında, Halep’in Türkiye’ye en çok mülteci yollayan kent olduğu ortaya çıkmaktadır. Türkiye’ye gelmiş olan toplam Suriyelilerin yaklaşık yüzde 36’ya yakını Halep’ten göç etmiştir. Halep’ten Türkiye’ye göç eden Suriyelilerin

sayısının bu kadar yüksek olmasının en önemli sebebi “Halep’in Türk sınırına çok

yakın olmasıdır” ve ikinci bir sebep ise Halep’in yoğun çatışmaların yaşandığı

merkezlerden biri olmasıdır. Halep, 2012 sayımına göre 4,6 milyon nüfusu ile Suriye’nin en kalabalık şehridir. Türkiye’ye en çok Suriyeli mülteci yollayan ikinci şehir İdlip’tir. Toplam Suriyelilerin ortalama yüzde 21’i İdlip kentinden gelmiştir. İdlip de Türkiye hududuna yakın bir kenttir ve 2012 sayımına göre 1,4 milyon

nüfusu vardır. Türkiye’ye göç eden Suriyelilerin bir seviyeye “kadar yüksek bir

yüzdesi Rakka ve Lazkiye’den gelmiştir.”Türkiye’ye göç eden Suriyelilerin ortalama

yüzde 11’i Rakka’dan ve ortalama yüzde 9’u Lazkiye’den göç etmiştir. Hem Rakka hem de Lazkiye Türk sınırına ciddi anlamda yakın kentlerdir. 2012 yılı sayımına göre Lazkiye’nin nüfusu 1 milyon civarındadır. Türkiye’ye Suriyelilerin göç ettiği diğer iki şehir Hasiçi ve Hama’dır ve Türkiye’ye Suriyelilerin sırayla yüzde 5,4 ve yüzde 7,5’i bu kentlerden göç etmiştir. 2012 yılı sayımlarına göre bu iki kentin nüfusları sırası ile 1,4 ve 1,5 milyondur. Türkiye’ye göç eden mültecilerin yaklaşık

yüzde 10’u diğer Suriye illerinden gelmiştir. 108

107 T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Türkiye’de ki Suriyeli

Kadınlar,2014 Suriye Raporu, Sayfa 26

108 T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), “Türkiye’de ki

53 Türkiye’ye göç eden Suriyeliler özellikle yakın olmasından sebeple Türkiye’ye sınırı bulunan illerden göç etmiştir. Farklı illerin mültecilerin yerleşme ve yaşama davranışları da farklılık göstermektedir. Bunun farklı nedenlerinden bazıları gidilen şehirde tanıdıkların varlığı, önceki yaşanmışlıklar, yerleşme ve uyumsama kolaylığı olabilmektedir.

2.15.1. Suriyeli Misafirlerin Çoğunlukla Türkiye’de Yerleştikleri Kentler

Suriyeli mülteciler için yapılan kampların içinde bulunduğu illerin çoğunlukla ya Türkiye Suriye sınırında ya da Türkiye Suriye sınırına yakın illerde bulundukları görülmektedir. Hatay, dört çadır kent ve bir konteyner kent ile en fazla geçici barınma kamplarının bulunduğu ildir. Gaziantep ve Şanlıurfa dört kamp ile Hatay’ı takip etmektedir. İki kampın bulunduğu Kilis ve Mardin hariç diğer bütün illerin her birinde birer barınma merkezi bulunmaktadır. Şanlıurfa, dört kampta 73.739 Suriyeli ile en fazla Suriyeli mültecinin bulunduğu kenttir. Bunlara bakıldığında, barınma merkezlerinde yaşayan toplam Suriyeli mültecilerin yüzde 33,3’ü Şanlıurfa’daki dört kampta yaşamaktadır. Hemen ardından, Kilis gelmektedir. Barınma merkezlerinde ikamet eden toplam Suriyeli mültecinin yüzde 17’sine karşılık gelen 37.678 mülteci Kilis’teki iki kampta bulunmaktadır. Barınma merkezlerindeki toplam mültecilerin yüzde 15,3’üne denk gelen 33.950 Suriyeli mülteci Gaziantep’teki dört kampta yaşamaktadır. 15.668 Suriyeli mülteci Kahramanmaraş’taki kampta bulunmaktadır

ve 14.599 Suriyeli Hatay’da bulunan beş barınma merkezinde yaşamaktadır.109

Türkiye’ye göç eden Suriyeliler birinci aşamada yalnız sınır illerinde ve kamplarda yaşamışlardır. İç karışıklığın uzaması sebebiyle kamp sayısı yetersiz kalmaya başlayınca, kamplardan bağımsız olarak belli bir kesim Suriyeli mülteci kampların yerine, sınır illerinde veya ilçelerinde yakınlarının yanında ya da kiraladıkları evlerde oturmayı tercih etmişlerdir. Bu süreç içerisinde sayılarındaki büyük derece

109 T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), “Türkiye’de ki

54 artışla birlikte Türkiye’nin neredeyse tamamına dağılmalarına neden olmuştur. İç

karışıklığın devam etmesi ise göç hareketlerini daha da hızlandırmıştır.110

Süreç içerisinde Suriyelilerin %85’i barınma merkezleri dışındaki illerde yerel vatandaşlar ile birlikte yaşamını devam ettirmeye başlamıştır. İç savaşın daha da uzaması, Suriye’den başlayan göç dalgasını beklentinin çok ötesine çıkmasına sebep olmuştur. Türkiye, bu durum itibarıyla üç milyon civarında Suriyeliyi sınırları içerisinde barındırmakta, geniş kapsamlı bir mülteci krizi ile karşı

karşıya kalmaktadır. Bilhassa sınır illerinde yaşayan ortalama “on milyonluk nüfus

bir anda iki milyona yaklaşan bir nüfusu ağırlamak zorunda” kalmıştır.111

Tüm bu gelişmelerin sonucunda, Türkiye’ye göç eden Suriyelilerin nüfusu her geçen

gün artmakta, gelenlerin de zaman içerisinde ülkede kalma

istekleri sürekli artmaktadır. Bu süreç göçün durumuna uygun bir biçimde uluslararası olarak dünyanın başka bölgelerinde de gözlemlenen ve beklenen bir süreç olarak görülmekle birlikte bugün Suriye’deki iç karışıklık sona erse bile, Suriyelilerin çok büyük bir bölümünün, yıkılan yerleşim yerleri tekrar eski haline getirilene kadar ülkelerine geri dönmeyeceği tahmin edilmektedir. Bununla beraber BM’nin dünyanın çeşitli coğrafyalarında yaşadığı deneyimler ve çalışmalar sığınmacıların en az üçte birinin geri dönmeme

olasılığının olduğunu göstermektedir.112

Var olan bu gelişmeler içtimaî boyutta hem Türk vatandaşları hem de Suriyeliler için öncelikle sosyal uyum politikaları olmak üzere birçok tedbirin alınmasını gerekli bir ihtiyaç haline dönüştürmüştür. Sağlıklı ve uygulanabilir projelerin üretilebilmesi için ise özellikle göç eden ve göç alan toplum yapısının analiz edilmesine, duruş, uyum, beklenti, algı ve kaygılarının tespit edilmesine gerek duyulmaktadır. Konunun bu bölümünde yapılan araştırmalar sonucunda tespit edilen uluslararası mülteci davranışları ve

110Güçtürk, Y. (2014). “Sürgün ile Savaş Arasında Suriyeli Mülteciler”, Sıyaset. Ekonomi ve Toplum Araştirmalari Vakfi (SETA), Ankara, Erişim Tarihi. : Eylül 2016 , http://setav.org/ tr/-soru-surgun-savas-arasinda-suriyeli-multeciler/yorm/29019.

111 Oytun, O. ve Gündoğar, S. S. (2015). “Suriyeli Sığınmacıların Türkiye’ye Etkileri Raporu”,.

ORSAM- TESEV Rapor No: 195, Ankara. 112

55 göçü kabul eden milletlerin davranışının Türkiye’deki Suriyeliler için de

geçerli olup olmadığı incelenmelidir.113