Stres ve başa çıkma arasındaki ilişkiyi açıklarken sadece kuramsal bir perspektife dayalı değerlendirmeler yapmak yeterli değildir. Çünkü her iki durum da hem kişisel hem de çevresel değişkenlerle bağlantılıdır. Bazı kişisel ve çevresel etkenler strese yatkınlığı desteklerken bir kısmı bu konuda bireyin strese karşı dayanıklılığını arttırmaktadır. Benzer bir yaklaşım başa çıkma için de söz konusudur. Kültür stres ve başa çıkma ilişkisinde
önemli bir belirleyicidir. Burada özellikle doğu ve batı kültürü tartışma konusu edilir. Çünkü doğu kültürü sıkıntıya ve acılara katlanmayı bir olgunlaşma süreci olarak değerlendirirken, batılı kültür bunları uyum bozucu unsurlar olarak görür. Kültürün tercih ve davranışlar üzerindeki etkisi dikkate alındığında, araştırma sürecinde önemli bir saha kapladığı açıkça kabul edilebilir.
Kültürel farklılıkların stres yaşantılarıyla başa çıkma sürecini etkilediği bilinmektedir. Yükseköğrenim görmek için Türkiye’ye gelen farklı etnik ve kültürel özelliklere sahip öğrenciler üzerinde yapılan pek çok çalışmanın sonuçları bunu göstermektedir. Nebizade (2004) tarafından yapılan bir çalışma ile kültüre dayalı farklılıklar ortaya konmuştur. Bu çalışmanın sonuçları, Türk öğrenci grubuyla karşılaştırtıldığında Orta Asya ülkelerinden gelen öğrencilerin pasif başa çıkma stratejilerini daha çok kullandıkları tespit edilmiştir. Özkan ve Güvendir (2015) tarafından yapılan benzer bir çalışmanın sonuçları Türkiye’deki bazı üniversitelerde öğrenim gören uluslararası öğrencilerin genel olarak üniversite yaşamlarından memnun olduklarını, verilen eğitimin akademik beklentilerini karşıladığını belirtmişlerdir. Bu öğrenciler barınma ve ulaşım konusunda yardım almadıklarını ifade etmişlerdir. Ortaya çıkan sonuçlar bu öğrencilerin uyumu konusunda daha kapsamlı hizmetlerin sunulması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Moğolistan, Yunanistan, Özbekistan ve Gürcistan’dan gelen öğrenciler üzerinde yapılan başka bir araştırmada kültürel benzerlikler nedeniyle öğrencilerin dışlanma ve ön yargı durumlarıyla karşılaşmadıkları tespit edilmiştir. Bu öğrencilerin önemli ölçüde ekonomik durumla ilgili sorunlar yaşadıkları ve neredeyse tamamının ailelerine ve ülkelerine karşı bir özlem duygusu içinde bulundukları gözlenmiştir (Kıroğlu,
Kesten ve Elma, 2010). Özçetin (2013) tarafından yapılan araştırmada da Türkiye’de
eğitim görmek amacıyla yurt dışından gelen öğrencilerden çoğunun Orta Asya ve Orta Doğu kökenli olduğu ve bu öğrencilerin Türkiye’de öğrenim görmekten memnun oldukları tespit edilmiştir. Ülke kültürüne uyum sağlamada ciddi sorunlar yaşamayan bu öğrenciler genelde yurt yaşantısı, Türkçe konuşma, yalnızlık ve kültürel farklılıktan dolayı kaynaklanan sorunlara vurgu yapmışlardır. Araştırmada kız öğrencilerin erkeklerden daha kolay uyum sağladıkları da tespit edilmiştir. Balcı-Çelik (2008) Türk üniversite öğrencileri ile Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden gelen öğrencilerin stresle başa çıkma tutumlarını karşılaştırmış ve ortaya çıkan puanlar arasında anlamlı farklılıklar olmadığını ortaya koymuştur. Buna karşı başka bir araştırmada (Şeker ve Akman, 2015) okumak için Türkiye’ye gelen öğrenciler ile Türk üniversite öğrenci grubunun iyi olma ve yaşam doyumu düzeyleri arasında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Gerek psikolojik iyi olma ve gerekse yaşam doyumunda Türk vatandaşı öğrencilerin puanları anlamlı düzeyde yüksek çıkmıştır. Türkiye’de öğrenim gören yabancı öğrenciler üzerinde yapılan benzer bir
araştırmada sahip olunan gelir düzeyinin önemli bir değişken olduğu gözlenmiştir. Üniversiteye uyumda cinsiyetin, Türkçeyi önceden bilme durumunun, ikamet edilen yerin ve Türkiye’de kalma süresinin önemli olduğu tespit edilmiştir (Sungur vd., 2016).
Stres ve uyum sorunları öğrencilerin akademik başarılarını etkilemektedir. Bu durum hem dil ile ilgili zorluklarla hem de diğer psiko-sosyal değişkenlerle bağlantılıdır. Nitekim Türk dünyasından gelerek Türkiye’de öğrenimini sürdüren öğrencilerin akademik başarılarının bazı sosyo-kültürel sorunlardan, uyumdan ve kişisel bazı problemlerden etkilendiğini göstermiştir (Kılıçlar, Sarı ve Seçilmiş, 2012). Bu süreç öğrencilerin kültürler arası etkileşim yaşantılarından bağımsız düşünülemez. Yurt dışından öğrenim görmek için Türkiye’ye gelen öğrencilerin kültürler arası etkileşim düzeyleri incelenmiş ve özellikle 21- 22 yaş düzeyinde etkileşimde yaşanan güçlüklerin azaldığı tespit edilmiştir. Özellikle Kafkasya’dan gelen öğrencilerin sosyal etkileşimlerinin daha güçlü olduğu bilgisi edinilmiştir (Aliyev ve Öğülmüş, 2015). Yabancı öğrencilerin uyumu üzerinde etkili olan en önemli değişkenlerden biri dildir. Dille ilgili sorunlar zaman içinde azalmaktadır. Aynı zamanda öğrencilerin sosyo-kültürel bazı sorunlarında da sınıf düzeyleri ilerledikçe belirgin azalmalar saptanmıştır. Bu süreç üzerinde dil yeterlikleriyle ilgili artışın önemli bir unsur olduğu değerlendirilmektedir (Kumcağız, Dadashzadeh ve Alakuş, 2016).
Stres ile başa çıkma arasındaki ilişkiyi etkileyen çok sayıda değişken bulunmaktadır. Çalışmanın kapsamı dikkate alınarak burada sadece cinsiyetle ilgili bazı bulgulara yer verilmektedir. Araştırmacılar kadın ve erkeklerin stres kaynakları ve başa çıkma stratejileri üzerinde farklı incelemeler yapmışlardır. Bunlardan birinde üniversite öğrencilerinin stresle başa çıkma stratejileri incelenmiş ve kadınların erkeklere oranla daha strese maruz kaldıkları tespit edilmiştir. Bu çalışmada aynı zamanda kadın ve erkek öğrencilerinin farklı stres durumları için farklı stratejileri kullandıkları belirlenmiştir (Brougham, Zail, Mendoza ve Miller, 2009). Cinsiyetlere dayalı bu tür farklılıkların ortaya çıkmasında kadınların duygu odaklı başa çıkmayı daha fazla tercih etmesi önemli bir etken olarak değerlendirilmektedir (Brougham vd., 2009; Matud, 2004; Ptacek, Smith ve Dodge, 1994; Tamres, Janicki ve Helgeson, 2002). Benzer araştırma sonuçları kadınlarda kronik stres, psikosomatik belirtiler ve psikolojik sıkıntıların erkeklere göre daha fazla olduğunu göstermiştir. Kadınlar aile ve sağlık konularında daha çok stres yaşarken; erkekler ilişki, iş ve finans ile ilgili konuları stres kaynağı olarak görmektedirler. Stresle başa çıkma stillerine bakıldığında ise kadınların daha fazla kaçınma davranışı gösterdikleri görülmüştür. Başa çıkmada erkeklerin kadınlara göre daha rasyonel oldukları ve duygusal olarak daha yoğun bir engellenmeyle karşılaştıkları tespit edilmiştir (Matud, 2004).
Yardım arama stresle başa çıkma sürecinde kullanılan aktif başa çıkma tarzlarından biridir. Buradaki yardım arama daha çok sosyal destek bağlamında değerlendirilmektedir.
Stres yaşayan kişi çoğu kere yakın çevresinden bazen de bir profesyonelden yardım alma talebinde bulunabilmektedir. Bu konuyla ilgili bir araştırma bu görüşü destekler niteliktedir. Stres sürecinde benimsenen sosyal destek alma eğilimi aynı zamanda yardım arama çabaları üzerinde de etkili olabilmektedir (Güç, 2015; Türküm, 2001). Benzer bazı çalışmalarda da (Barker, Pistrang, Shapiro ve Shaw, 1990) stres yaşayan kişilerin en başta yakınlarından yardım talep ettikleri gözlenmiştir. Yardım arama talebi yaşanan stresin düzeyine ve kullanılan başa çıkma mekanizmasının tarzına bağlı olarak farklılaşmaktadır.