• Sonuç bulunamadı

1.2. STRATEJİK PLANLAMA

1.2.2. Stratejik Planlama

Stratejik planlamanın önemi II. Dünya savaşından itibaren başlayan gelişmeler sonrasında ortaya net olarak çıkmıştır. Bu gelişmeleri dört ana başlıkta toplamak mümkündür (Üzün,1993: 44):

2. Yönetimsel görevlerin büyüyen karmaşıklığı 3. Dış çevrenin büyüyen karmaşıklığı

4. Geçerli kararlar ve sonuçları arasında daha fazla zamana ihtiyaç olması

1960’ lı yıllarda uzun vadeli planlama deyimi stratejik planlama anlamında kullanılırdı. 1970’li yılların ilk zamanlarında yönetim araçları arasına giren stratejik planlama uygulaması oldukça ilgi gördü. Daha sonraki yıllarda stratejik planlama deyimi sıkça kullanılmaya başlandı. 1970’li yılların başında ilk uygulandığından bu yana stratejik planlama değişmiştir. Ancak, orijinal esaslarını muhafaza ederek stratejik yönetim, ya da stratejik düşünme şekline dönüşmüştür. Son zamanlarda stratejik planlamaya olan ilgi giderek artmaktadır. Bunun sebebi, kurum ve kuruluşlar üzerinde çevredeki değişimlerin daha etkili hale gelmesi ve dünyanın globalleşmeye doğru yönelmesidir. Kurumlar, gelecek yıllarda yüz yüze kalabilecekleri şartları dikkate alarak konumlarını daha etkili hale getirmenin çarelerini aramaktadırlar. Bu arayışta stratejik planlamadan önemli ölçüde faydalanılmaktadır (Çoban,1996: 90).

Stratejik planlama, kurumun geleceğine ve yapısal değişikliklerine yönelik, misyonu ve topyekün hedeflerini belirleyip, bulunduğu çevrede ve faaliyet ortamındaki durumu dikkate alarak, kurum için uygulanabilir olan alternatifler arasından birini seçerek uygulamaya koymak üzere yapılan plandır (Çoban,1996: 105). Stratejik planlama, kurumun temel amaçlarına ulaşmak için strateji ve politikaları belirleyip bunları gerçekleştirmek için detaylı planlar hazırlayan sistemli bir çalışmadır. Stratejik planlama, yarına sahip olabilmek için bu gün ne yapılması gerektiğine karar vermektir (Tümer,1993: 190).

Stratejik planlama, kurum amaçlarının belirlenmesi, değerlendirme stratejilerinin belirlenmesi ve uygun programların geliştirilmesi yoluyla teorinin uygulanmaya dönüştürülmesine yardımcı olur. Kurumsal yapı, mevcut kaynaklar kısa ve uzun vadede gözden geçirilir. Müşteri istek ve gereksinmelerinin, kurumun gereksinmeleriyle kıyaslanma olanağı bulunur. Hepsinden de önemlisi

tüm kurum çalışanlarının yapılan planlara katkıda bulunması sağlanır. Kontrol de bu sürecin temel unsuru olarak kabul edilir (Köksal,1998: 72).

Stratejik planlama bir örgütün amaçlarını seçip, amaca ulaştırıcı belirli hedeflerin başarılması için oluşturulan stratejik programlar olup, bu programlar ile politikaların uygulanmasını sağlayıcı gerekli yöntemleri seçmektir. (Üzün, 2000: 43). Yani stratejik planlama, örgütün amaçlarını tanımlayan ve bu amaçlara ulaştıran formüle edilmiş uzun vadeli bir planlama sürecidir. Stratejik planlama şu anda alınacak kararların geleceği ile ilgilenir. Burada stratejik planlama, yöneticinin alacağı gerçek ya da tasarlanmış kararların sebep sonuç ilişkisi olarak görünür. Eğer yönetici ileride olacak şeyi beğenmezse değiştirebilir. Kısaca stratejik planlama, gelecekte arzu edilen durumu ve ona ulaşma yollarını tasarlamaktır.

Stratejik planlama uzun vadede gerçekleştirilmesi umulan önceliklerin ve kurumdaki değişim odaklarının akılcı bir şekilde formüle edilmesine yarar. Stratejisiz bir kurum; geliştikçe ortaya çıkan fırsatları değerlendirmekten yoksun kalır. Stratejik planlamanın esas önemi yöneticinin dikkatini günlük sorunlardan uzaklaştırıp, kurumun ana hedeflerini yeniden kontrol etmesi ve müşterilerle olan ilişkileri yeniden yönlendirmesidir (Köksal, 1998:58).

Stratejik planlama, bir bütün olarak örgütün geleceğinin sistematik olarak düşünülmesi ve yön verilmesi sürecidir. Esas olarak dört safhadan oluşur (Akın, 1996: 49):

• Temel Hedeflerin Belirlenmesi: Planlama aşamalarında da bulunan bu kademe esas olarak aynıdır, ancak hedef daha detaylı olarak incelenmelidir.

• Stratejik Hedeflerin Oluşturulması: Bu noktada, firmanın stratejik hedefleri, liderlik, ödüllendirme, problem çözme gibi konuları etkileyecek şekilde felsefe olarak alt kademelere aktarılır.

• Stratejinin Formüle Edilmesi: Stratejik hedeflere ne şekilde ulaşılacağı tespit edilir. Belirlenecek stratejiler genelde firmanın içinde bulunduğu

sanayi ve çevreye bağlı olacaktır. Pazarda etkin bir yeri olan örgütlerle sektöre yeni dahil olan firmaların stratejileri doğal olarak farklı olacaktır. • Porfolyo Planlaması: Değişik ürün hatlarına sahip örgütlerin içinde

bulundukları durum, ürünlerin gelecekteki durumları, yeni ürünler ortaya koyup koymayacakları soruları doğrultusunda yöneticiler kaynaklarını seferber edeceklerdir.

Stratejik planlama içsel ve çevresel analizlerle başlamakta, vizyon ve misyon tespit etme organizasyonel hedefler belirleme ve bu hedeflere ulaşmayı sağlayacak stratejiler geliştirme faaliyetlerini içermektedir (Özevren, 1997,63). Stratejik planlamanın içerdiği her karar çok sayıda unsurun ele alınmasını ve gelecekte meydana gelecek bütün durumların değerledirilmesi ve seçim işlemini gerektirdiğinden stratejik planlama en iyi kararların alınmasını sağlayan sistematik bir araçtır.

Stratejik planlama olayın ne olduğunu, niçin yapıldığını, ne yapıldığını şekillendirip yönlendiren köklü karar ve eylemlere yönelik çalışmalardır. Stratejik planlama bir araç değildir. Yöneticilerin karar almasına bu kararlarını eyleme dönüştürecek bir dizi çalışmadır. Stratejik planlama örgütleri sürekli değişen çevreleriyle ilgilenme fırsatı veren bir metottur. Bu onlara karşılaştıkları en önemli sorunları çözme olanağı verir. Daha güçlü ve üstün rekabet etme olanağının yanı sıra, güçsüz oldukları noktaları minimuma indirgeyerek, ciddi tehditleri azaltmalarını sağlar.

Stratejik planlama örgütlere bilimsel ve teknolojik gelişmeleri takip etme şansı vermesiyle de önemlidir. Bilimsel ve teknolojik gelişmeler değişen çevrenin bir parçasıdır. Çevresel değişiklikler içinde en önemle takip edilmesi gerekenlerin başında bilimsel ve teknolojik değişimler gelmektedir. Bu alandaki değişmeler çok büyük hızla seyrettiğinden takibi kolay olmamaktadır. Stratejik planlama çevresindeki gelişimin gerisinde kalmamaktadır. Günlük kararlarla yönetilen örgütler her an yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilirler.