• Sonuç bulunamadı

Sovyet Dönemi Azerbaycan Türk Edebiyatı (1920-1991)

1.3. Azerbaycan Türk Edebiyatı

1.3.3. Sovyet Dönemi Azerbaycan Türk Edebiyatı (1920-1991)

Rusya’da 1917 devriminden sonra ortaya çıkan ve 1932 yılında resmîyete dökülen sosyalist realizim akımı etrafında gelişme gösteren edebiyat, Azerbaycan Türk Edebiyatında da etkisini gösterir. Bu çerçevede topluma katkısı olmayan edebiyat anlayışı terk edilip parti politikaları ile uyumlu yeni insan ve yeni toplum oluşturmayı hedefleyen bir anlayış çizilir (Uygur, 2001, s. 100).

1920’den sonra rejimin değişmesiyle birlikte cemiyet hayatı da büyük ölçüde değişir. Yeni rejimin baskıcı siyaseti, kendi görüşlerinin dışında başka görüşe sahip kişilere yaşam hakkı tanımaması ve özellikle de 1937’de Stalin’in dehşetli terörüyle iyice anlaşılır. Bu dönemde Azerbaycanlı Türkler yönetimde arka plana atılır, Ruslar yönetime hakim olurlar. Bu sorunlar edebiyatta da karşımıza çıkar. Yazarlar 1920’den önceki gibi serbest yazılar kaleme alamazlar.Dönemin resmi ideolojisine uygun yazılar yazmak zorunda kalırlar. Bu ideolojiye “Sosyalist Realizm” adı verilir. Her ne kadar bu baskıcı yönetimin isteği doğrultusunda eserler kalme alınsa da kendi bildiği yolda yazılar yazan isimler de vardır. Bunların başında Hüseyin Cavid gelir. A.Hakverdili, Cafer Cabbarlı, Celil Memmedguluzade, Yusuf Vezir Çemenzeminli, Abdulla Şaik gibi isimler hem şahsiyetlerini korumaya çalışır hem de yeni devrin zevk ve fikirlerine uygun yazılar yazarlar. Tabii bir kısmı başarabilmişse de bir kısmı Stalin’in aydın kıyımında hayatlarını kaybetmişlerdir (Akpınar, 1994, s. 74-75).

Sovyet Döneminde Azerbaycan’da toplumsal sorunlar da görülür. Bu problemler edebiyata da yansır. Bunların başında gelenek ve göreneklerin etkisiyle kadının yeridir. Kadın, erkek tarafından bir meta olarak görülür. Eve hapsedilen, üretmeyen veya üretemeyen kadın, gelişen topluma ayak uyduramaz. Bu tür sorunlar edebiyatın bir konusu olur (Uygur, 2002, s. 290-291). Bu sorunu dikkate alan ve eserlerinde titizlikle inceleyen yazar Cafer Cabbarlı’dır. “Almas”, “Dönüş”, “Yaşar” piyesleriyle bu sorunlara değinip çözmeye, yeni çıkışlar aramaya ve yeni kahramanlar yaratıp yeni toplum düzeni kurmayı amaçlayan eserler yazar.

Bu dönemde rejimin yazarlar ve şairler üzerinde baskısı artar. Baskıcı yönetim yazarlar ve şairlerden bazen hiçbir şey yazmamalarını, bazen de sadece kendi isteklerini yazmalarını isterler. Bunların yanı sıra bazı Azerbaycanlı şair ve yazarlar ilim öğrenmek için Anadolu’ya gelirler. Şair ve yazarların Anadolu’ya gelmelerinde

başka etkenler de vardır. Osmanlı padişahının veya devlet büyüklerinin şair ve sanatçılara verdiği önem ve güzel eserlere teşvik için sanatçılara ekonomik fayda sağlayan “Caize” adı verilen hediyelerin de göçü etkilediği düşünülür (Bayram, 2005, s. 83-92).

1941-1946 yılları arasında konular ağırlıklı olarak 2. Dünya Savaşı olur. 2.Dünya Savaşı’ında Rusya İran’a girer ve 1946’ya kadar Güney Azerbaycan’ı kontrolü altına alır. Akabinde Tebriz başta olmak üzere birçok yerde milli uyanış başlar. Bazı şair ve yazarlar Tebriz’de “Veten Yolunda” gazetesini çıkararırlar. İkiye bölünen Azerbaycan’ın temsilcileri birlik olma yolunda anlaşarak günümüze kadar gelen milli bir cereyan doğurur. Savaş sırasında yazılan eserlerin amacı halka güven ve ceseret vermek olur. Savaş sonrası 1950-1960’lı yıllarda savaşa asker olarak katılan ve savaşa dair izlenimlerini yazan bir nesil bu dönemde ortaya çıkar. Bu neslin yazdığı hikaye ve tiyatrolar imkanları zorlar nitelikte olur. Eserlerde gerçekler bütün çıplaklığıyla ortaya serilir (Akpınar, 1994, s. 80).

Stalin’in ölümünden sonra her alanda olduğu gibi edebiyatta da bir yumuşama gözlenir. 1960’tan sonra milli uyanış başlar. Dönemdeki sosyal değişiklikler ve hümanist düşüncelerin etkisiyle lirik ve pastoral eserler verilir. 1960’lı yıllarda edebiyatta yaşanan bu gelişmeler, 1970’te de devam eder. Bu yıllarda eserlerin içeriği milli konular, Sovyet cemiyetinin hayatı ve genel insanî durumlar olur. 1970’li yıllarda tercümecilik faliyetleri de hız kazanır. Doğu ve Batı klasiklerinden eserler edebiyata kazandırılır. 1960 ve 1970 edebi neslinin asıl görevi, insanî konuları ele almak olur. Onların günlük hayatlarından ziyade şahsiyetleri ve maneviyatları ele alınır. Böylece Sovyet gerçeklerini yazmaktan çok insanın ıstıraplarını, manevi ve sosyal ağrıları kahramanlar üzerinden anlatılır. 1980’de edebiyat bir yandan önceki dönemin konularını ve kahramanlarını devam ettirirken bir yandan da siyasi ve sosyal dengesi bozulan cemiyetin durumunu anlatılır. Bununla birlikte 1970-90’lı yıllarda Azerbaycan edebiyatında yeni yetişen isimler vardır. Yusif Semedoğlu, Ramiz Rövşen, Vakif Cebrayılzade, Rüzgar Efendiyeva bunlardan birkaçıdır. 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren edebiyatta sosyal, siyasi ve ideolojik gerçekler ile alakalı eserler verilir. “Ağa Deve”, “Ölü Hökmü”, “Sonsuzluk” gibi tarihi yazılar bunlara örnek teşkil eder. Yine aynı dönemde cereyan eden demokratikleşme süreci, milli şuuru uyandırır. Ermenistan’ın Dağlık Karabağ bölgesinin sürekli gündemde olduğu bu dönem,

edebiyata da yansır. İlyas Efendiyev, İsmayıl Şıhlı, Anar Rızayev, Bahtiyar Vahabzade gibi dönemin önde gelen edebiyatçıları hareketli yazılar kaleme alır. 1990’lı yılların başında bu hareket giderek güçlenir.20 Ocak 1990’da Bakü, Sovyet ordusunun işgaline maruz kaldıktan sonra Azerbaycanlı Türkler tankların altında ezilerek can verir. Bu olaylar bölgede milli uyanışı engellemez. Aksine daha da şiddetlendirir. Akabinde mevcut durumu fırsata çevirmek isteyen Ermeniler, Rus ordusuyla birlikte Azerbaycan topraklarının beşte birini işgal ederler. Yaklaşık otuz bin şehit verilirken bir milyondan fazla Azerbaycanlı Türk de evsiz bırakılır. Bu dönemde Azerbaycan edebiyatı, “Milli Müstakilik” mücadelesinin bir adı olur. Milli şuurun bilincinde olan maarifler sayesinde sosyalist gerçeklikten ayrılır, ülkenin bulunduğu sosyal gerçeklerle alakalı yazılar yazarlar. Vahabzade’nin “Şehitler”, Hezri’nin “Salatın” şiirleri; Eylisli’nin “Yemen” povesti (anlatı) gibi eserler son derece önemlidir (Okumuş, 2002, s. 262- 274).

Benzer Belgeler