• Sonuç bulunamadı

4. STELLERĠN YAPILDIKLARI DÖNEM

4.2. Sosyal ve Ekonomik Durum

Roma dönemi Küçük Asya‟sı, Yunan kökenli olsun ya da olmasın tüm Ģehirlerinde Yunancanın konuĢulduğu ve Hellen kültürüne uygun bir yaĢamın devam ettiği bir coğrafya olarak karĢımıza çıkmaktadır. Kırsal kesimler ve iç bölgeler ise, çoğunlukla Hellen kültürüyle daha geç ve daha dolaylı olarak karĢılaĢmıĢ alanlar olarak, halkının, geleneksel yaĢam tarzını, dilini, dinini ve kültürünü belli oranlarda koruduğu ve Roma döneminde aslında halen Hellenizasyon sürecini yaĢamakta olan bölgelerdi76

.

Merkezlerde, siyasi gücün temsilcileri bulunmakla birlikte, genelde kentler kurulan yerel yönetimler tarafından yönetilmiĢtir. Bunun için Boule denilen meclis vardır. Kentler bir plan dahilinde kurulmuĢ, imarlaĢmıĢtır. Surla çevrelenmiĢ kent içinde, düzgün sokaklar, pazar yerleri, tapınakları, meclis yapısı, tiyatro, stadyum ve evler bulunmaktadır. Mezarlıklar ise kent dıĢında yapılmıĢtır77

.

Kazı yapılan her yerde, M.S. 2. Yüzyılın ortasında büyük ekonomik geliĢmeler yaĢandığı görülmüĢtür. Bu dönemde konutlar değiĢmiĢ ve artmıĢ, yeni kentler doğmuĢ ya da mevcut kentler geliĢmiĢtir. Köyler yoğun yerleĢim merkezleri haline gelmiĢ ve üretim artmıĢtır. Kıtlık tamamen yok edilemese de azalmıĢ, gıdalarda çeĢitlenme olmuĢtur. 3. Yüzyıldan baĢlayarak Anadolu, Suriye ve Afrika‟da ekonomik açıdan bir canlılık görülmüĢ ve bu canlılık eyalet kentleriyle Roma‟nın daha fazla ilgilenmesine neden olmuĢtur78

. 74 DOĞANCI, 2007, 60. 75 LE ROUX, 2006, 57. 76 ÖZLEM-AYTAÇLAR, 2009, 295-296. 77 ĠLĠASLI, 58-61. 78 LE ROUX, 2006, 83-86.

Roma‟nın Asia eyaleti, Flaviuslar ve Antoninuslar zamanında zenginleĢmiĢtir. Phrygia bölgesi de bu genel iyileĢmeden etkilenmiĢtir. Nüfus artmıĢ, ilk defa Türkmen Dağları‟nın tamamına ve etrafa yayılmıĢtır. M.S. 2 ve 3. Yüzyıllarda her yönden göç alan bölge insanı dağlık alanda toplanmıĢ, ancak yazıtlarda ve günümüze kalan eserlerde görüldüğü üzere uygarlık açısından birbirleriyle karıĢmamıĢlardır.

Bizans Döneminde Phrygia bölgesinde Phryg adı giderek kaybolur. Bölge M.S. 5. yüzyılda Pakatyana ve Saluttaris adlı iki eyalete bölünür. Daha sonra Araplar‟ın ve Türkler‟in yoğun saldırısına uğrayan bölge 14. yüzyıl sonlarında Osmanlılar‟ın eline geçmiĢtir79

.

Phrygia bölgesinde eskiden beri en geliĢmiĢ sanayi dalı, yüncülük ve dokumacılıktı. Hierapolis‟te yün dokumacılığının yanında, halıcılık ve erguvan rengi boya endüstrisi de bulunmaktaydı.

Bölge, önemli karayolu sistemlerinin üzerinde bir geçit konumuna sahipti. Anadolu‟yu doğu-batı doğrultusunda geçen ana yollar ile kuzeybatıdan gelip Kilikia ve Suriye‟ye doğru uzanan karayolunun bölge ekonomisine olumlu katkıları bulunduğu kuĢkusuzdur80

.

Ayrıca Roma Döneminde Phrygia bölgesinde çok sayıda adak stelinin ele geçmesi, bu iĢin ekonomik açıdan önemli bir yeri olduğunu düĢündürmüĢtür. Mezar taĢı ve adak levhası yaptırmak pahalı olmalıdır. Birçok kiĢinin buna gücü yetmezdi. Ancak Frigya‟nın merkezi, diğer yerlerden seçkindi. Afyon ili Dokimeion ilçesinde ( Ģimdiki Ġscehisar) muhteĢem mermer ocakları vardı. Dünyada sadece buraya özgü kırmızı damarlı mermer burada üretilmiĢ ve baĢkent Roma‟ya ihraç edilmiĢtir. Pantheon gibi binalar da bu mermerlerden yapılmıĢtır81

. Strabon82, Dokimeion mermer ocağından Roma‟ya mermer ihraç edildiğini belirterek, Dokimeion mermerlerindeki çeĢitliliği övmüĢtür83

.Ocaklardan çıkarılan mermer blokları,

79 ASAL, 2002: 5-6. 80 SEVĠN, 2001, 212. 81 DREW-BEAR, 1998, 391 – 403. 82 STRABON, 1993, 77.

83Synnada (ġuhut) büyük bir kent değildir; fakat önünde, çevresi hemen hemen altmıĢ „‟stadion‟‟ olan zeytin ağaçları ekili bir ova uzanmaktadır. Bunuötesinde Dokimia Köyü (Ġscehihar) ve keza synnadik mermer ocağı, her ne kadar yerliler ona Dokimete veya Dokimaion derlerse de, Romalılar ona bu adı vermiĢlerdir. Önceleri bu ocaktan küçük çapta taĢlar çıkarılırdı; fakat Ģimdi Romalıların aĢırı istekleri üzerine büyük monolit sütunlar çıkarılmaya baĢlanmıĢtır. Ve bunlar renklerinin çeĢitliliği bakımından hemen hemen su mermerlerine yakındır. Gerçekten bu kadar ağır olan bir yükün denize taĢınması güçtü, ölçüleri ve güzellikleri dikkat çeken bu sütun ve parçalar Roma'ya gönderilir. (Strabon, AGE, 78.)

iĢlenmiĢ, yarı iĢlenmiĢ veya iĢlenmemiĢ olarak piyasaya sürülmüĢtür84

. “Ramsay, Dokimeion mermerlerinin antik kaynaklarda genellikle Synnada mermeri olarak geçtiğini, Oysa Synnada‟nın Dokimeon‟dan ayrı bir yerleĢim olarak kendi memer yataklarına sahip olduğunu söylemiĢtir. Dokimeion‟da çıkarılan mermerler Synnada üzerinden Apamea‟ya ulaĢıyor, buradan Ephesos Limanına gönderiliyordu. Ġdare merkezi ve ana depolar Synnada‟da bulunuyordu”85

. Dokimeion kentine ait mermer ocakları özellikle Yukarı Tembris Vadisi olarak adlandırılan bugünkü AltıntaĢ Ovası kesiminde yer almaktaydı86

.

Phrygia bölgesi, doğal kaynaklar yönünden zengindi. Apameia‟da yetiĢtirilen üzümden yapılan Ģarap oldukça ünlüydü. Sandıklı ovası içindeki Eukarpia (Emirhisar) üzümlerinin bolluğuyla tanınmaktaydı87

.

Phrygia bölgesinde yaĢayan halkın geçim kaynakları özellikle tahıl tarımı ve hayvancılıktır. Yörenin bu özelliği günümüzde de sürmektedir. Bütün Phrygia bölgesinde gözlenen bu durum, ele geçen sayısız mezar ve adak taĢları üzerindeki betimlerden açıkça anlaĢılmaktadır. TaĢların üzerinde çok sık olarak saban, öküz koĢulmuĢ saban, öküzler, öküz baĢları, baĢak, çiftçilik aletleri ve benzer betimler görülmektedir.

Phrygia, antik dönemde aynı zamanda büyük bir bağcılık ve Ģarapçılık merkeziydi. Amphora, krater, üzüm salkımı, asma yaprağı, asma dalları ve bağcılık aletleri gibi motifler bölgedeki yoğun bağcılık ve Ģarapçılığın göstergeleridir88

. Asma, bereket ve bolluğun simgesidir. Üzümden yapılan Ģarap, tedavide, günlük hayatta ve kutsal törenlerde sıkça kullanılmıĢtır. Üzüm, kültürü yapılarak yetiĢtirilmiĢtir, Anadolu‟da köklü bir geçmiĢe sahiptir, ekonomide önemli bir yeri vardır89

.

Yöre çiftçisi, birçok nedenin yanı sıra, ekinin ve ürünün iyi ve bol olması için adak sunuyordu. Tanrıya adanan yazıtların pek çoğunda ύπέπ, ύαππών, καππώς veya πεπί, καππών ( ürün, ekin için) ifadelerine rastlanmaktadır. Bu ifadeler, bölgedeki diğer bereket tanrılarının sunularında da karĢımıza çıkar. Yazıtlarında aynı Ģekilde

84 ĠLĠASLI, 58-61. 85ALBUSTANLIOĞLU, 2002, 276. 86 ALBUSTANLIOĞLU, 2002Ġ 277. 87 SEVĠN, 2001, 211. 88 AKYÜREK, ġAHĠN, 2001, 163-182. 89 ORHAN vd., 2005, 69.

ύπέπ, βοών, πεπί βοών ( öküzler, sığırlar için) veya ύπέπ βοών καί καππών ζωηηπίαρ ( öküzlerin ve ekinin esenliği için) ifadeleri görülmektedir. Buradan da, çiftçinin en önemli hayvanı olan öküzünün güvenliği için tanrıdan yardım dilediği sonucu çıkarılabilir90

.

Frigya bölgesinde mermerin çok olması nedeniyle zenginlerin yanında, fakir halk ve çiftçilerin bile, yerel küçük tapınaklarına mermerden adaklar sundukları görülmektedir. Bu adakların sanatkârane iĢçilikleri yoktur. Bu nedenle yerel, küçük iĢliklerde üretilmiĢlerdir, bu da çok sayıda iĢliklerin olduğunu göstermektedir91

. Anadolu‟da Roma Ġmparatorluk Çağı‟nda pek çok heykel atölyesi kurulmuĢtur. Özellikle Aphrodisias veya Pamphylia heykeltıraĢlık okulları bunlar arasında sayılabilir.

Roma Dönemi‟nde paranın düzenli ve kaliteli basılması, vergilerin toplanabilmesi, imparatorluğa gelir getiren sektörlere yatırımlar yapılması sayesinde, cumhuriyetin zenginleĢmesi ile M.Ö. 2. yy.da artan fiyatlar, M.S. 3. yy. ortası krizine kadar hemen hemen sabit kalmıĢtır. M.S. 3. yy.da yaĢanan siyasal kriz ve ekonomik sonuçları, paranın maden ayarlarının düĢürülmesi gibi nedenler yüksek bir enflasyona neden olmuĢtur. Geç Roma Dönemi boyunca bu buhran sürmüĢtür92

.

Benzer Belgeler