• Sonuç bulunamadı

Bireyin kişisel bağlarının toplamının, yani resmi olmayan ilişkilerinin, farklı problemler ve hayatın stres faktörleri ile baş etmede faydalı olduğunu vurgulamakta, bu ilişkiler toplamının aynı zamanda önemli sosyal destek kaynakları olduğunu ve bu kaynakların kişisel, çevresel ve sosyal faktörler tarafından şekillendiği ifade edilmektedir (Shook,1998; Akt: Kozaklı, 2006)

Algılanan sosyal desteğin psikolojik sağlık üzerinde alınan sosyal destekten daha belirleyici olduğu rapor edilmektedir. Çok boyutlu algılanmış sosyal destek, kuramsal olarak üç farklı kaynaktan; arkadaşlar, aile ve birey için anlamlı diğer kişilerden (akraba, komşu v.b) elde edilmektedir (Çeçen, 2008; Akt: Yamaç, 2009).

Zimet, Powell, Farley, Werkman ve Berkoff (1990), ergenlerde aile üyeleri özellikle annelerin önemli sosyal destek kaynakları olduğunu belirtmişlerdir. Öte yandan ergenlik döneminde aileden sağlanan desteğin azaldığını, akran ilişkilerinden sağlanan desteğin arttığına dikkat çekerek, bu durumun ergenlik döneminde aile içi çatışmaların artması, arkadaşlık ilişkilerinde ortak ilgi alanlarının ve akran ilişkilerinde olumlu paylaşımların fazlalaşması, arkadaş ilişkisi geliştirmenin kişilik gelişiminde gerekli olması nedeniyle açıklanabileceği vurgulanmaktadır (Cheng, Chan, 2004; Akt: Kozaklı, 2006)

Yapılan çalışmalarda sosyal destek kaynakları yanında cinsiyet, yaş, evlilik, çocuklarının olup-olmaması gibi sosyal destek sağlayanların rol ve statülerine ait niteliklerinde önemli olduğu belirtilmektedir (Kozaklı, 2006)

Charles Seashore, iyi gelişmiş bir sosyal destek sistemini, bireylerin rolleri çerçevesinde ele almıştır. Bunlar; (1) şefkat, sevgi ya da ilgi sağlayan aile ya da yakın arkadaşlar, (2) bir kriz sırasında başvurulabilecek kişiler, (3) stres altındayken motivasyonu korumakta yardımcı olan ve ortak ilgileri, kaygıları paylaşanlar, (4) belirli bir role ilişkin olarak kendilerinden bilgi edinilebilen rol modelleri, (5) başka kaynaklara gönderilebilecek olanlar, (6) zora koşanlar (7) gereksinim duyulduğunda yardım istenilebilenlerdir (Akt: Şahin, 1998).

Kültürlerarası karşılaştırmalı yapılan çalışmada Tayvan’lı ergenlerin Amerika’lı ergenler göre sosyal destek düzeylerinin düşük olduğu, bu sonucun kültürel farklılıklarda yer alan sosyal rollerin etkisinden kaynaklandığı belirtilmiştir (Chen, 2004; Akt: Kozaklı, 2006)

2.4. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Elçi (2004), otistik çocuk ailelerinde, bazı sosyo-demografik değişkenler ile sosyal destek, stres düzeyi ve baş etme yollarının travma sonrası büyüme ve tükenmişliği yordama etkisi ölçmeyi amaçladığı araştırmasında 136 ebeveyn ile çalışmıştır. Araştırma sonucunda, annelerin, babalardan daha fazla duygusal tükenmişlik yaşadığı bulunmuştur. Sosyal desteğin ve problem çözme/iyimser başa çıkma stratejisini kullanmanın annelerdeki travma sonrası büyümeyi anlamlı olarak yordadığı görülmüştür. Sosyal desteğin ve problem çözme/iyimser başa çıkma stratejisini kullanmanın, dindarlığın, yaşın ve evlilik süresinin babalarda travma sonrası büyümeyi anlamlı olarak yordadığı bulunmuştur. Annelerdeki toplam tükenmişliği ve duygusal tükenmişliği sadece stres düzeyinin anlamlı olarak yordadığı görülmüştür. Stres düzeyinin, babalardaki hem toplam tükenmişliği hem de duygusal tükenmişliği anlamlı olarak yordadığı, ayrıca, çaresiz/kendini suçlayıcı yaklaşımın da babalardaki toplam tükenmişliği anlamlı olarak yordadığı bulunmuştur. Sosyal destek, problem çözme/iyimser basa çıkma stratejisi ve stres düzeyi annelerdeki kişisel başarı eksikliğini anlamlı olarak yordadığı bulunmuştur. Babalardaki kişisel başarı eksikliğini anlamlı olarak yordayan değişkenlerin bakıcı yardımının olup olmaması ve çaresiz/kendini suçlayıcı yaklaşım olduğu bulunmuştur.

Çakır (1993), araştırmasında 12-22 yaş grubundaki gençlerde çok yönlü algılanan sosyal destek ölçeğinin güvenirlik ve geçerlik araştırmasını yapmıştır. Araştırma sonucunda, yaş ve ergenlik evrelerine göre oluşturulmuş yaş grupları arasında algılanan sosyal destek arasında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Ayrıca, sosyo-kültürel düzey ve yaş değişkenlerinin algılanan sosyal desteği etkilediği saptanmıştır. Cinsiyete göre bakıldığında ise kızlar ve erkekler arasında sosyal destek kaynakları arasında fark bulunmamıştır.

Eker, Arkar ve Yaldız (2001), “Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği’nin Gözden Geçirilmiş Formunun Faktör Yapısı, Geçerlik ve Güvenirliği” çalışmalarında, ölçeğin faktör yapısının genellenebilirliği doğrulanmıştır. Ölçekler, özellikle psikiyatri ve cerrahi örneklemlerinde, genel olarak beklendiği yönde sosyal destek, yalnızlık, umutsuzluk, olumsuz sosyal ilişki ve bir belirti tarama listesi ölçekleriyle anlamlı korelasyon göstermişlerdir. Ayrıca, psikiyatri örneklemi, diğer örneklemlerle karşılaştırıldığında, en az miktarda sosyal destek bildirmiştir.

Erdeğer (2001), lise öğrencilerinin sosyal destek ve yalnızlık düzeylerini incelediği araştırmasında, öğrencilerin sosyal destek düzeylerinin annelerinin ve babalarının eğitim durumlarına göre değişmediğini bulmuştur. Ayrıca, öğrencilerin yalnızlık düzeyleri ile sosyal destek düzeyleri arasında negatif yönde doğrusal bir ilişki bulunmuştur. Öğrencilerin cinsiyetlerine göre sosyal destek düzeyleri arasında anlamlı bir fark bulunmuş ve kız öğrencilerin sosyal destek düzeylerinin erkek öğrencilere göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. Akademik başarı durumlarını iyi olarak algılayan öğrencilerin ASDÖ puanlarının ortalaması, akademik başarı durumlarını orta ve zayıf olarak algılayan öğrencilerin ortalamalarından anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur.

Kenny’nin (1990), üniversite son sınıf öğrencilerinin aile bağlılığını algılamalarını, aile bağlarının değer ve tutarlılığını incelediği araştırmasının bulguları, erkeklerin sosyal destek konusundaki aile rolünü orta düzeyde, kızların ise oldukça yüksek düzeyde algıladıklarını göstermiştir. Kızlar stres durumunda daha fazla aile desteğine ihtiyaç duymaktadırlar. Birinci sınıflarla son sınıflar arasında aile desteği algısı yönünden bir farklılık bulunmamıştır. Duygusal destek sağlamada ve özerkliğin gelişiminde ailenin rolü, boyutları ile kariyer planlamanın ilişkili olduğu bulunmuştur. Aile desteğinin kalitesi ve sürekliliği ile ilgili öğrencilerin algısında zamanın etkili olmadığı ancak cinsiyet farkı olduğu gözlenmiştir (Akt. Erdeğer, 2001).

Benzer Belgeler