• Sonuç bulunamadı

SOSYAL SORUMLULUĞUN KAPSAMI VE SINIRLARI

Sosyal bir çevrede faaliyet gösterdikleri için işletmelerden pek çok alanda sosyal taleplerin olması doğaldır. Bu nedenle işletmelerin sosyal sorumluluğu işletmenin varoluşuyla birlikte doğar. Sosyal talepler işletme için sosyal sorumluluk kapsamını belirlemeye imkân verdiği gibi ondan ne tür beklentilerin olduğunu da ortaya koyar. Sosyal sorumluluk kapsamı ekonomik, yasal, sosyal, etik, kültürel, siyasal, teknolojik vb. boyutlarla sınırlandırılabilir (Özgener, 2000: 137).

İşletmeler açısından, sosyal sorumluluğun kapsamı ve sınırlarını belirlemede kullanılan kriterler aşağıdaki gibi ifade edilmektedir (Özüpek, 2005: 14-15).

● Bütün işletmeler için bir tek evrensel formül yoktur. Yasal ve düzenleyici gereksinimlerin ötesindeki alanda her işletme ne yapacağına ve ya yapamayacağına karar vermelidir.

● İşletme daha çok bir kar güdüsüne sahip bir ekonomik kurum olarak düşünülmelidir. İşletme finansal teşvikler olmaksızın toplumun ekonomik olmayan hedeflerini karşılamaya alışkın değildir. Bir işletme uzun vadede kar elde etmezse, topluma karşı herhangi bir sorumluluğunu gerçekleştirebilmesine imkân yoktur.

● İşletme uzun vadeli görüş beklentisi içinde olmalı ve geçici olarak net karı azaltabilen sosyal yönden sorumlu olduğu eylemleri uzun vadeli işletme çıkarlarıyla tutarlı bir şekilde yerine getirmelidir.

● Bir işletme sosyal gücüyle orantılı olarak sosyal sorumluluklara sahiptir. Bu ilişki “Sosyal Sorumluluğun Demir Kanunu” olarak adlandırılır.

● Sosyal sorumluluk işletmelerin özelliklerine göre farklılık gösterir. İşletmeler hacim, ürünler, rekabetçi stratejiler, üretim süreçleri, pazarlama

yöntemleri ve yöneticilerin değerleri ve düşünceleriyle ilişkili olarak farklılık göstermektedir.

● Bireysel olarak bir işletme sadece en iyi şekilde yönetebileceği sosyal sorumlulukları seçmelidir. Geleneksek olarak işletme görevin minimum düzeyde katılımın sağlanması daha iyi başarılabileceği inancını taşır.

İşletmenin sosyal sorumluluğu üç temel ilkeye göre belirlenebilir (Özüpek, 2004: 22).

2.6.1. Meşruiyet İlkesi

İşletmenin kurumsal düzeydeki fonksiyonları ve gösterdiği faaliyetler itibariyle topluma karşı sorumlulukları olduğu düşüncesini esas alır.

2.6.2. Kamu Sorumluluğu İlkesi

Bir işletme örgütsel düzeydeki fonksiyonları itibariyle toplumdaki birincil ve ikincil ilgi alanlarıyla ilişkili olarak sorumludur. Bu yüzden bir işletmenin sorumlulukları, faaliyetleri ve çıkarlarıyla ilişkili doğrudan sorunlarla sınırlı olmaktadır.

2.6.3. Yönetsel Takdir Edebilme Hakkı İlkesi

Bu ilke bireysel düzeydeki fonksiyonlar ve etik aktörler olarak yöneticilerle ilgilidir. Sosyal olarak sorumlu sonuçları başarmak için tasarlanan faaliyetlerin seçiminde yöneticilerin sorumluluklarını tanımlamaktadır.

İşletmelerin ilişkili oldukları birçok sosyal sorumluluk alanları vardır. Bunlar sosyal sorumlulukların sınırlarını ve ya konularını oluşturmaktadır.

İşletmelerin ilişki içerisinde olduğu sosyal sorumluluk alanları vardır. Bu alanlar ekonomik, hukuki ve ahlaki sorumluluk olmak üzere, sosyal sorumluluğun sınırlarını belirlemekte ve kapsamını oluşturmaktadır. İşletmenin ve yöneticilerinin hissedarlara ve ya sermaye sahiplerine karşı yükümlülükleri,

istihdam olanakları sağlaması, tüketicinin korunması, iş ahlakı, çevrenin korunması ve insanlığa karşı duyulması gereken sorumluluklar (Emhan, 2007: 249). Sosyal sorumluluk kavramı işletmeyi ekonomik bir varlık olarak kabul etmekte sosyal sorumluluğun kapsamını oluşturarak, sosyal sorumluluğu işletme içi ve işletme dışı olarak ikiye ayırabilmektedir. İşletme içi sosyal sorumluluklar; işletmenin personeline önem vermesi, personelin işe adaptasyonu, çalışma ortamı, kişisel eğilim ve kariyer, iletişim becerileri ve yönetime katılma şeklinde sıralanmaktadır. İşletme dışı sosyal sorumluluklar ise; işletmelerin iş ahlakına uyması, tüketicileri bilgilendirme, fiyat belirleme, çevresel kaynakların en uygun şekilde kullanılması şeklinde sıralanmaktadır. Bunların yanı sıra sosyal sorumluluğun sınırlarının belirlenmesinde örgütün performansı, beceri eksikliği, yetki ve sorumlulukların sınırı da önemli rol oynar (Özüpek, 2005: 14).

Bir kuruluşun sosyal sorumluluk alanına giren konular doğanın korunmasından, kuruluşun çalışanlarının birer araç olmaktan ziyade amaç olarak değerlendirilerek onlara karşı saygı gösteren bir anlayışın geliştirilmesine, çalışanlarının haklarının korunmasına, kuruluşun devlete karşı olan sorumluluklarını yerine getirmesine, toplumun eğitim, kültürel ve sanat bakımından gelişimine katkıda bulunmasına, kuruluşun tüm faaliyetlerinin açıklık ilkesine dayanılarak yapılmasına ve bunların topluma dürüstçe duyurulmasına kadar uzanan bir alanı kapsamaktadır (Sabuncuoğlu, 1992: 13- 14).

Sosyal sorumluluğun anlamı ve özellikle kapsamı, toplumdan topluma, işletmeden işletmeye, kişiden kişiye değişebilir. Yine, zaman içinde sosyal sorumluluklar değişiklik gösterir. Toplumu meydana getiren insanların iç-içe yaşadıkları işletmelerden bekledikleri her türlü sosyal gereksinim sosyal sorumluluğun kapsamına girmektedir. Sosyal bir çevrede faaliyet gösterdiklerinden dolayı işletmelerden pek çok alanda sosyal taleplerin olması son derece doğaldır. Dolayısıyla işletmelerin sosyal sorumluluğu işletmenin var oluşuyla birlikte doğar. Sosyal talepler işletme için sosyal sorumluluğun

kapsamını belirlemeye imkân verdiği gibi, ondan ne tür beklentilerin olduğunu da ortaya koyar. Sosyal sorumluluğun kapsamı, ekonomik, yasal, sosyal, ahlâki, kültürel, siyasal, teknolojik vb. boyutlarla sınırlandırılabilir. Sosyal sorumluluğun sınırlarını ve kriterlerini kesin olarak belirlemek güçtür. Ancak genellikle işletmeler açısından sosyal sorumluluğun kapsam ve sınırlarını belirlemede kullanılan kriterler aşağıdaki gibi ifade edilmektedir (Tıngır, 2006: 13).

İşletmelerin sosyal sorumluluklarını dört temel noktada belirleyebiliriz

● Ekonomik (verimlilik ve karlı olmak)

● Hukuki (kurallara uymak)

● Etik (kanunların ötesinde toplumsal norm ve beklentilere uyumlu davranmak)

● Sosyal (toplumsal sorunların çözümü için katkılarda bulunmak)

Kurumsal sosyal sorumluluk, doğrudan bu sorumlulukların son ikisini ancak dolaylı olarak hepsini içeriyor. Çünkü toplumun beklentilerine uyumlu olan onun sorunlarına ilgi gösteren kurumları toplumda yarattığı mutluluk onların daha mutlu çalışanlara, daha mutlu müşterilere ve dolayısıyla daha mutlu hissedarlara sahip olmaları sonucunu getirmektedir. Kurumsal sosyal sorumluluk şirketlerin daha iyi bir toplum ve daha iyi bir çevre için gönüllü olarak katkıda bulunmasıdır (Tıngır, 2006: 7).