• Sonuç bulunamadı

Sosyal sermayenin tanımı aşamasında karşımıza çıkan çeşitlilik gibi tür açısından da literatürde çeşitli ayrımlar mevcuttur. Bu kısımda sosyal sermayeyi tür açısından bağlayıcı (bonding), köprü kuran (bridging) ve birleştirici (binding) olmak üzere üçe ayırarak inceleyeceğiz. Sosyal sermayenin bileşenlerinin bağlayıcı ve köprü kuran sosyal sermaye olmak üzere ikili bir ayrımı ilk defa Putnam “Bowling Alone: The Collapse and Revival of American Community” (2000) isimli eserinde yapmıştır ( Çalışkan, 2010: 20). Daha sonra Woolcook (2000) bu ayrıma birleştirici sosyal sermaye kavramını da dâhil etmiştir (Eşki, 2009: 54).

2.2.1. Bağlayıcı (dayanışmacı) Sosyal Sermaye

Bir bölgede yaşayan ve birbirleri ile olan iletişimleri güçlü olan genellikle aile üyeleri, yakın arkadaş çevresi ve komşuların çerçevesini oluşturduğu; içe dönük olarak, sık tekrar edilen uzun süreli ilişkiler için kurulan, karşılıklı güven esasına dayanan, geliştirilen ortak normlar ve ilişkilerin oluşturduğu yeni bir güce bağlayıcı (dayanışmacı) sosyal sermaye denir (Özcan, 2011: 29, Tüysüz, 2011: 20). Bağlayıcı sosyal sermaye seçkin kimlikleri desteklemek için (Aydemir, 2011: 71) homojen grupların bünyesinde oluşur ve gelişir. Bu gruplarda bireyler güçlü yakınlık bağı kurmakta ve topluluk bağına sahip çıkmaktadırlar (Keskin, 2008: 15). Bu topluluklar

tarafından paylaşılan ortak yarar olarak kendini gösteren bağlayıcı sosyal sermaye eğer bu yararı elde eden bireylerin oluşturduğu bir topluluk tarafından kontrol altına alınmışsa bir çeşit grup yararı söz konusudur (Öğüt ve Erbil, 2009: 49).

Bağlayıcı sosyal sermaye, grup üyeleri arasında sıklıkla eğitimsel başarıyı yükseltme, iş arama maliyetini azaltma ve iş ilişkisinde görevi kötüye kullanma riskini azaltma gibi kamusal değerlerle ilişkilendirilmektedir (Field, 2006: 126). Söz konusu gruplar aynı zamanda grup-içi etkileşimi, ortak eylemleri ve birlikte öğrenme süreçlerini kolaylaştıran yüksek düzeyde güven, işbirliği ve organizasyon oluşumuna imkân sağlayan bir yapıdadır. Özellikle siyasi belirsizlik, makroekonomik istikrarsızlık ve kısıtlayıcı bir kurumsal yapısının bulunduğu bir ortamda, bağlayıcı sosyal sermaye, sorunların ortadan kaldırılmasında yardımcı olabilmektedir (Çalışkan, 2010: 20).

Ancak bağlayıcı sosyal sermayenin olumsuz yönü de mevcuttur. Bu olumsuz etki, grup üyelerinin grup dışındakilerle işbirliği kurma eğilimini azaltabilmektedir. Sosyal bağlantılar bireylerin çeşitli gruplara üye olmalarına izin verir, yeni fikirler ve bilgiler almalarını sağlar. Ama bağlayıcı sosyal sermaye grup dışındakilerle ilişki kurabilmelerini kısıtlayabilmektedir (Keskin, 2008: 15). Ayrıca bağlayıcı sermayede bağlantıların hayli güçlü olması örgütlü suçlar arasında sayılan; mafya, uyuşturucu çeteleri, dışlayıcı politik mekanizmalar gibi sosyal sermayenin istenmeyen negatif yönlerinin ortaya çıkmasında etkili olabilmektedir (Eşki, 2011: 50).

Merkezi Dublin’de bulunan “Avrupa Yaşam ve Çalışma Standartları Vakfı” tarafından, 2006 yılında Avrupa Birliği Komisyonu için Türkiye’deki yaşam kalitesini ölçmeye yarayan bir rapor yayınlanmıştır. Bu rapora göre Türkler için en temel sosyalleşme ortamı hanedir ve Türk insanı için aile en önemli kurumdur. Katılımcıların yüzde 89’u en az haftada bir aile veya arkadaş ziyareti yaptığını, yüzde 96’sı hastalıkta yardım istediğini ve yüzde 81’i zor durumlarda ailemden borç alabileceğini belirtmiştir. Bu veriler Türk insanı için bağlayıcı sosyal sermayenin önemini vurgulamaya yardımcı olmuştur (Ergin, 2007: 12).

2.2.2. Köprü Kuran Sosyal Sermaye

Bir bölgede yaşayan insanların bölge dışında yaşayan diğer insanlarla ve gruplar ile kurduğu ilişkilerden oluşan sosyal sermayeye köprü kuran sosyal sermaye denir (Özcan, 2011: 29; Tüysüz, 2011: 21). Farklılıklar arasında bağlantı kurulmasına yardımcı olan ve bu sayede kazanımların artmasına neden olan sosyal sermaye türüdür (Öğüt ve Erbil; 2009: 52). Genel anlamda bağlayıcı sosyal sermayeye göre daha uzak ilişkiler söz konusudur ancak göz ardı edilmemesi gereken nokta birçok benzer demografik karakteristiği paylaşan ama birbirine çok yakın olmayan kişiler arasındaki ilişkiler ele alınmaktadır. Bu noktada benzer sosyo- ekonomik koşula sahip olan insanların kurduğu ilişki köprü kuran sosyal sermayeye örnek olarak verilebilir (Özcan, 2011: 29; Tüysüz, 2011: 21).

Köprü kuran sosyal sermaye veya diğer adı ile topluluk dışı sosyal sermaye, bölge dışı bağlar, yeni fırsatları araştırmayı sağlayan önemli bir oluşumdur. Köprü kuran sosyal sermayenin harekete geçirilmesi ilerlemeyi destekleyen kaynaklara ve bilgiye erişmeyi kolaylaştırabilmektedir (Keskin, 2008: 16). Köprü kuran sosyal sermaye, güçlü olmayan ağ ilişkilerini kullanarak iş fırsatlarına erişimi artırır, farklı sosyo-kültürel geçmişlerden gelen bireyleri bir araya getirebilme kapasitesi yaratarak ve seçtiği üretim alanlarında yenilikçi uygulamaları gerçekleştirerek bölgelerin gelişme dinamiğini güçlendirmektedir (Tüysüz, 2011: 21). Buna örnek olarak da köprü kuran sosyal sermayenin yardımı ile farklı çevrelerden gelen aktörler, kendi başlarına gerçekleştiremeyeceklerini düşündükleri şeyleri gerçekleştirmek için daha önceden herhangi bir ilişkilerinin olmadığı ağlara girmekte ve bu ağlarda ortak eylemlerde bulunmaktadırlar (Eşki, 2009: 51). Bu aşamada köprü kuran ve bağlayıcı sosyal sermaye türleri birbirinin ikamesi değil aksine birbirinin tamamlayıcısı konumundadır. Bu nedenle ekonomik kalkınma için her iki türede ihtiyaç duyulmaktadır. Çünkü bireyler sadece kendi gruplarına üye olan kişilerle ilişki içinde kalırlarsa, sınırlı bir alanda ekonomik faaliyette bulunmaktan dolayı etkin kaynak dağılımını önlemektedir. Ayrıca yoğun topluluk içi sosyal sermaye, firmalar arasında kartellerin oluşmasına ve girişimci grupların bazılarının diğerlerine oranla daha fazla avantaj elde etmesine yol açmaktadır (Özcan, 2011: 30).

2.2.3. Birleştirici Sosyal Sermaye

Birleştirici sosyal sermaye kavramı ilk kez Woolcook (2000) tarafından önerilmiş ve literatüre dâhil edilmiştir. Woolcook’a göre (2000: 17-19) birleştirici sosyal sermaye, politik seçkinler ile halk arasındaki ya da farklı sosyal sınıflardan bireyler arasındaki bağlar gibi sosyal statü ya da gücün farklı düzeylerinden kaynaklanmaktadır. Genel olarak güce ve etkiye sahip olan bireyler ile bu yetilere sahip olmayan bireyleri bir araya getiren bağlardır (Öğüt ve Erbil, 2009: 56). Diğer iki sermaye çeşidi ile karşılaştırıldığında dikey ilişkilerden ve farklılıklardan meydana gelen sosyal sermayenin bu türü, insanların kendi sosyal çevrelerinin dışındaki bağlantılardan (Field, 2008: 92) veya resmi kurumlardan elde edilen kaynakların, fikirlerin ve bilginin geliştirilmesi kapasitesine sahiptir (Özcan, 2011: 29). Birleştirici sosyal sermaye için yöneten grup- gücü ve yetkiyi elinde tutan kesim- ile yönetilen insanların ilişkileri örnek olarak verilebilir (Tüysüz, 2011: 21).

Birleştirici sosyal sermayenin diğer sosyal sermaye türlerine göre daha heterojen gruplardan oluşmasıyla sosyal sermaye, bir hiyerarşi içerisinde farklı düzeylerdeki farklı güç, statü ve refaha sahip bireyler ve gruplar arasındaki ilişkilere dikkatleri çekmektedir ( Eşki, 2009: 54). Böylelikle ailevi, dini ya da bölgesel kurallardan farklı olarak genel toplumsal kuralların geçerli olduğu ortamların oluşmasını sağlayarak bireylerin hiç tanımadıkları bireylere duyduğu güven seviyesinin yükseltilmesine yardımcı olmaktadır (Çalışkan, 2010: 21).

Bağlayıcı sosyal sermaye benzer veya ikame edilebilen bireyler arasındaki ilişkiler ile ilgili iken, birleştirici sosyal sermaye bireyler ve gruplar arasındaki hiyerarşik yapı olarak nitelenen (sosyal statüler, güç ve servetin eşitsiz dağılımı vb.) ilişkiler veya tamamlayıcı ilişkiler ile ilgilenmektedir. Kaynakların, fikir ve bilgilerin bir araya getirilmesinde birleştirici sosyal sermayenin önemi ön plana çıkmaktadır (Keskin, 2008, 16).