• Sonuç bulunamadı

Hayatı yakalamak, insanlarla bağlantıda kalmak, eğlenmek, bilgilenmek gibi amaçlarla sosyal medyayı kullanmak insanların vazgeçilmezi olmuştur. Kişiler normalde buluşmadığı/buluşamadığı insanları sürekli takip etmekte, yaptıklarını incelemekte aynı zamanda kendilerini de bu kişilere bir şekilde göstermek istemektedirler. Ancak bu durum, kişilerin fiziksel dünyaya ilişkin özgürlüklerini kısıtlayacak bir seviyeye ulaşmış, dahası kişiler sanal dünyanın yönlendirmelerine ayak uydurmak zorunda olan esirler gibi sosyal medyaya bağımlı bir şekilde yaşamaya başlamıştır.

Bağımlılık; bir aracın, kişinin günlük rutin yaşantısındaki temel ihtiyaçlarını karşılarken bilişsel ve duyusal aksamalar yaratmasına sebep olacak şekilde aşırı kullanılması ile ilgili kişinin tutumudur. Bu tutumun, albenisi yüksek olan sosyal medyaya karşı oluşması ihtimali oldukça yüksektir. Böylece özellikle de ağ nesli gençlerin bu bağımlılığı yaşaması kaçınılmazdır (Düvenci, 2012: 87-88). Bağımlılık sonucunda kişilerin gerçek hayatta sosyallik ve paylaşım anlamında kendilerini yetersiz hissetmeleri, sosyal medyanın ise kişilerin bu yetersizliklerini örtecek şekilde kişilere öz yeterlilik, yaşam doyumu gibi ödüller sunması, kişilerin sosyal medyada harcadığı vaktin daha da çok artmasına sebep olmaktadır. Bu artış bireyin iş yaşamı, aile yaşamı, eğitimi gibi pek çok alanda sorun yaratmakta kişinin sorunlardan kaçmak için tekrar sosyal medyayı kullanması ile de kısır bir döngü oluşmaktadır. Bu döngü, sosyal medya bağımlılığında önemli bir etken olarak görülmektedir (Xu ve Tan, 2012). Sosyal medya bağımlılığına sebep olan önemli bir diğer etken ise bu bağımlılığı inceleyen araştırmacıların FOMO (fear of missing out) diye adlandırdıkları gelişmeleri kaçırma korkusudur (Buglass vd., 2017). Başkalarının yaptıklarıyla sürekli olarak bağlantı kurma arzusuyla karakterize edilen FOMO, kişinin, çevresindeki

25

insanların yaşadığı olumlu deneyimleri, güzellikleri, heyecan verici ya da ilgi çekici etkinlikleri takip edememe, kaçırma korkusu ve buna bağlı olarak kişide oluşan endişe ve eksiklik duyguları olarak tanımlanabilir (Przybylski vd., 2013). Bu kavramın insan hayatına yakın zamanda girmiş olması ise, günümüzde teknolojinin imkanlarını kullanan bireylerin her türlü haber veya bilgiye çok kısa sürede ve kolay şekilde ulaşabilmesinin bir sonucu olarak açıklanabilir (Şentürk, 2017: 13).

Sosyal medya bağımlılığı, internet bağımlılığının sosyal medya özelinde gerçekleşen bir türevi olarak görülmekte dolayısıyla bu bağımlılığı açıklamaya çalışırken internet bağımlılığıyla olan ilişkisini göz ardı etmemek gerekmektedir (Tutgun Ünal, 2015: 93). Ayrıca sosyal medyaya en çok akıllı telefondan girildiği göz önüne alındığında bu bağımlılıkla, akıllı telefon bağımlılığı ve nomofobi (telefonu ya da bağlantıyı yitirme korkusu) arasında da sıkı bir ilişki olduğunu söylemek mümkün olacaktır (Şentürk, 2017:16).

Sosyal medya bağımlılığı, genel olarak aşağıda açıklanan altı temel bileşen ile açıklanmaktadır (Şentürk, 2017: 10-11):

1- Belirginlik: Bir aktivitenin bireyin yaşamındaki en önemli etkinlik haline gelmesi ve kişinin duygu, düşünce ve davranışlarına hükmetmesidir. Kişilerin sosyal medyada zaman geçirmedikleri esnada bile, zihnini sosyal medyayı düşünmekten alıkoyamama durumu örnek olarak gösterilebilir.

2- Duygudurum Düzenleme: Kişilerin sosyal medyada geçirdikleri zaman ile ilgili öznel deneyimleridir. Kişilerin yaşadıkları benzer deneyimler için, farklı zamanlarda farklı duygulara sahip olmasıdır ve bir çeşit baş etme stratejisi olarak açıklanabilir.

3- Tolerans: Kişilerin geçmişte yaşadıkları olumlu ruh hallerini tekrardan yaşayabilmeleri için sosyal medya kullanım sürelerini giderek arttırması durumu olarak açıklanabilir.

4- Çekilme Belirtileri: Bireyin sosyal medyayı kullanamaması veya sosyal ağlarda paylaşım yapamaması durumunda ortaya çıkan olumsuz duygulanımı ifade etmektedir.

26

5- Çatışma: Kişilerin sosyal medyada fazla zaman geçirmesi sonucu çevreleriyle (kişiler arası çatışma, iş hayatı, akademik performans vb.) ve kendileriyle (intrapsişik çatışma) yaşadığı sorunları ifade etmektedir.

6- Tekrarlama: Kişilerin sosyal medya kullanımını sonlandırmak konusunda yoğun istekleri ve bu konuda çaba sarf etmeleri fakat sonucunda başarısız olmaları veya ara verebilseler dahi tekrardan kullanmaları durumudur.

Bileşenleri ve ortaya çıkmasında etkili olan faktörleri yukarıda belirtilen sosyal medya bağımlılığı, sigara ve alkol bağımlılığı gibi kişiye son derece zararı olan önemli bir psikolojik sorundur. Hatta yapılan bir araştırmaya göre (Chicago Booth School of Business University), sosyal medyanın sigara ve alkolden daha fazla bağımlılık yarattığı iddia edilmiştir (The Telegraph, 2012). Çünkü sigara ve alkol bağımlılığında, bağımlılık yapan maddeden uzak durmak tedavi sürecinde mümkünken, sosyal medya uygulamalarını da içinde barındıran ve hayatımızla iç içe girmiş olan internet bağımlılığından kurtulmak daha zordur (Tutgun Ünal, 2015: 85). Ayrıca yapılan araştırmalara göre sosyal medya bağımlılığı aşağıdaki sorunlara yol açabilir (Tutgun Ünal, 2015; Şentürk, 2017; Baripoğlu, 2012; Çam ve İşbulan, 2012):

• Anksiyete (Kaygı bozuklukları) • Uyku bozuklukları

• Bilişsel işlevlerde azalma • Depresyon • Yetersizlik duygusu • Akademik performansta düşüş • İş performansında düşüş • Evlilik sorunları • Asosyallik • Günlük işlerin aksaması • Fiziksel aktivitelerin azalması

Yukarıda bahsedilen sorunların ortaya çıkmasına yol açabilen sosyal medya bağımlılığı, tedavi edilmesi gereken psikolojik bir sorun olarak görülmektedir. Tedavideki amaç, bireyi tamamen sosyal medyadan yoksun bırakmak değil sosyal

27

medyayı bilinçli ve kontrollü şekilde kullanılmasını ve bu bağımlılığın tekrarlanmamasını sağlamaktır. Bunun için de en sık kullanılan yöntemlerden biri bilişsel davranışçı terapi yöntemleridir (Echeburúa ve De Corral, 2010). Bu terapi yöntemlerinin yanı sıra farmakolojik müdahalelerin de yararlı olabileceğini belirten çalışmalar vardır (Şentürk, 2017: 24). Ayrıca kişinin kendi başına yapabileceği, sosyal medyaya ayırdığı vakti azaltma, bildirimleri engelleme, bazı sitelere erişimi engelleyecek uygulamalar (ColdTurkey, SelfControl, Freedom) kullanma, iş yerinde veya okulda telefon kullanımını kısıtlama, telefonu evde bırakma, sosyal medyaya sadece belirli vakitlerde girecek şekilde zaman ayarlaması yapma, kendine hedefler belirleme ve çevrimdışı etkinliklere katılma gibi yöntemler de tedavide etkili müdahaleler olarak görülmektedir (Andreassen, 2015).

Benzer Belgeler